Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 16-03-2024, 16:03
bilgivehis bilgivehis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.740
Standart Devrimcilik neden Kürt'lerde kaldı?

Altmışların sonlarına doğru başlayan yetmişlerin sonuna kadar her kesimin devrimcilik yaptığı süreçten sonra devrimcilik neden sadece Kürt'lerde kaldı?
Bugün grevlere, direnişlere, kadın haklarına baktığımızda ya tamamında ya da en ön safhada Kürt'leri görüyoruz.
Sadece bunlarla sınırlı değil, sanatta, siyasette ve kamuoyunda bütün eleştirel yaklaşımlarda yine Kürt'lerin isyanlarına tanık oluyoruz.
Kürt olmayanların bu eylemlerde neredeyse yok denecek kadar az olması ve en az Kürtler kadar ezilen bir toplumun benzer davranışı göstermemesi son derece çelişki içeriyor.
Aynı sömürüye, aynı baskıya maruz kaldıkları halde ya sessizler ya da aksine Kürtlerin her eylemini terörle nitelendirmekteler.
Oysa Kürtlerin yaptığı bir grev, bir direniş sadece Kürtler için değil, aynı zamanda bütün ezilen sınıfı ilgilendirdiği halde diğer işçi kesimlerinden böyle çelişkili bir haleti ruhiye var.
Özellikle Türk olmak sanki bütün sömürü ve baskıları normal saymak zorundaymış gibi algılanıyor.
Üstelik Kürt ezilen sınıf sadece belirli sömürücüye karşı mücadele etmiyor, kendilerini sömüren Kürt sömürgenlere karşı da aynı mücadeleyi veriyorlar.
Burjuvanın ırkı olmaz, zaten senin-benim burjuvam diye ayıranlar devrimci olmaz.

TOPLUM AYNI KOŞULLARI YAŞAMASINA RAĞMEN DEVRİMCİLİK NEDEN KÜRTLERDE KALDI?

Kürtler baskıyı daha mı yoğun hissediyor, yoksa Kürtler daha mı cesur veya Kürtler daha mı bilinçli?
Bence işin asıl püf noktası, KÜRTLER ZOR KANDIRILIYOR.
Diğer kesimlere sultan, hakan, reis, şeyh, şıh, hacı, hoca inşallah-maşallah dediğinde bütün vidaları gevşiyor ama bir Kürdü bu gibi masallarla zor kandırırsın.
Çünkü Kürtler asırlarca ağaların eli altında maraba isyanıyla yaşadılar. Bu isyan feodalizmden sonra günümüzde grevlere, direnişlere yansıdı.
Kendi sorduğum sorunun cevabını böyle tahmin ediyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 16-03-2024, 19:02
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

bilgivehis´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kürtler baskıyı daha mı yoğun hissediyor, yoksa Kürtler daha mı cesur veya Kürtler daha mı bilinçli?
Baskıyı daha yoğun hissediyor, çünkü Türkiye islami olduğu kadar etnik bir devlet.

Kürtler, Aleviler bu iki kesim baskıyı daha fazla hisseder, çünkü baskı altındadır.

AKP dönemi de bilhassa faşist MHP, BBP ile ittifak yaptıktan sonra, siyasi istismara hakim olan din ve ırk, etnik istismar, egemen-birleşik olarak baskın bir hal ya da süreğenlik kazandı.

AKP+MHP faşizm dönemi, din, milliyet baskısı + her türlü muhalif görüşe baskıya, cadılaştırmaya, hain ilan etmeye, tehdit ve şantajlara dönüşmüştür. Bu toplumsal baskı altında işçi, emekçi, memurun, hayat şartları da şantaj ve tehdit altına alınmıştır, kısaca korku yönetimi(terör) hakim olmuştur. Bu halde toplumsal muhalefet, yükselmesi beklenirken, aksine toplumsal bağlar(korku iklimiyle) zayıflamakta, gerilemektedir.

Tipik Hitler döneminin bir benzeri yaşanıyor denebilir.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 17-03-2024, 03:18
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: Munzur
Mesajlar: 353
Standart

Hem alevi hem kurt olarak, annemlerin, dedemlerin jenerasyonu kadar olmasa da etnik ayrimciliga ugradim. Daha once de soylemistim, dedemin evini Dersim'de iki defa yakti askerler. Dedemi dovduler. Dedemler annemlerle Batiya goc etmek zorunda kaldi. Bursa'da kapimiza X isareti boya ile yazildi. Ben o zaman dogmamistim, yani hatirlamiyorum. Ulkuculer bir dayimi oldurecekti; adam olumden dondu. Ben, lisedeyken bana "mum sondu yapiyonuz mu" dendi. Mudure gittim, mudur baristirdi beni cocukla, siz kardessiniz dedi, bise olmadi.

Bana diyorlar ki, bu fasistlerle kardessin, ben kardes mardes degilim. Insanligini kaybetmis, sahtekar, ahlaksiz, irkci, yobaz, gerici, saldirgan, kufurbaz, allahtan cok lidere tapan, ikiyuzlu cahil heriflerle kardes mardes degilim.Igreniyorum o insanlardan. Ben, kurdunde, turkunde degilim; ama bu adamlardan igreniyorum.

Su politikacilarin resmine bakiyorum, cahilliginden, hirsizligindan insanin midesi bulaniyor. Iki ay once taksiye bindim, Antalyada. Adam allah dedi, bes dakika sonra alakasiz bir sekilde taksiye aldigi hayat kadinini cinsel fantezisini anlatmaya basladi. Sorunca muslumanim diyorlar, seni kandirmaya, parani almaya can atiyorlar, her turlu b.ku yiyorlar. Ben, boyle pislik bir toplum gormedim.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 17-03-2024, 14:59
bilgivehis bilgivehis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.740
Standart

Alvin´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
dedemin evini Dersim'de iki defa yakti askerler. Dedemi dovduler. Dedemler annemlerle Batiya goc etmek zorunda kaldi.
Alvin biliyor musun, bu kişisel değil, kapitalizmin yürüttüğü "böl, parçala, yönet" politikasının bir gereğidir.
Bu baskılar en çok aleviler veya Kürtler üzerinde uygulanmış olsa da, bütün kesimlere farklı baskılar uygulandı.
Devrimcilere, Müslüman olmayan Türklere, farklı mezheplere, farklı etniklere ve hatta aynı kesimdeki farklılıklara dahi baskı uygulandı ve cinayetler işlendi.
Örneğin ben Türküm ama sırf devrimci olduğum için her yerden dışlanırım. Sırf bu yüzden sanki alnımda devrimcilik yazıyormuş gibi iş için ilk başvuruda hep elenmişimdir.
Gittiğim Türk köylerinde konuşma anlayışım yüzünden benimle konuşmazlar.
Türk olduğum halde jandarmaların baskılarına çok maruz kalmışım. Basit bahanelerle hep içeri atılma durumu yaşamışım.
Özellikle yetmişli yıllarda bu dışlanma konusunda çok acı çektim. Kendi arkadaşlarım bile görüş farklılığından dolayı beni dışlarlardı.
Devlet tarafından ülkücülere verilen sonsuz imkan bizim kabusumuzdu.
Günümüzde daha kötü, bu defa ülkücülere bir de dinciler, tarikatlar, çeteler ve mafya eklendi. Kendilerinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bir güç oluşturuldu.
Devlet faşizmi uygularken halk dediğimiz ezilen sınıf bu faşizme her türlü destek oldu.
Yani iki ucu poklu değnek haline geldi, devlet de halk da aynı baskıyı uyguluyor.

İşin daha da vahim tarafı ise, DEM ve Kürt liderler Kürt halkını oyalıyor.
AKP'den aldıkları bazı haklara aldanıp işçi sınıfının göstermesi gereken gerçek mücadeleyi gösteremiyorlar.
Yani Kürt işçi sınıfı her ne kadar diğer kesimlerden açık ara hakları için mücadele ediyor olsalar da bu oyalama taktiği yüzünden yine de pasif kalıyorlar. Kapitalizm tarafından bir nevi dengeleme politikası yürütülüyor.
Aleviler ise boyun bükmemişler ama tarihte hiçbir zaman ciddi bir başkaldırıları yok. Günümüzde Kürtlerin desteğiyle birşeyler yapmaya çalışıyorlar.
AKP'yi kullanarak bazı haklar aldıklarını zanediyorlar ama AKP zaten bir proje partisidir. BOP projesini hedefe geçirmek için elbette bazı tavizler verecektir ki, bu tavizler de projenin içerisindedir.
Dolayısıyla ne Kürtler ne diğer ezilen sınıf AKP'den birşey yutamaz, projenin sınırı ne ise o kadarını alır.
Örneğin, Selahattin Demirtaş'ı içeri atan da onu çıkarmak için koşullar dayatan da AKP'dir.
Halkın ekmeğini elinden alıp sonra ona yardım ediyormuş gibi yapılan uygulamanın benzeridir.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 18-03-2024, 18:35
Refahi Refahi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Mar 2024
Mesajlar: 10
Standart

Devrimcilik, Kürtlerde kalmadı. 80 darbesi sonrasi kasten Kürt milliyetçiliği ile özdeşleştirildi. Kürt milliyetçiliğine eklemlenmezsen, onun politikalarina biat etmezsen solcu olamazsın şeklinde bir algı ortaya çıkarıldı. Bu da Türk toplumu arasında Sosyalizme olan rağbeti azalttı. Çünkü, enternasyonal olduğunu iddia eden bir hareket, milliyeyçi bir hareketin kuyrukçuluğuna indirgendi. Bu da günümüzde Sosyalizmin Türkiye'de ki hazin manzarasını ortaya çıkardı.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 18-03-2024, 19:41
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Zayıf, zayıf olanla daha kolay empati kurar, kendini ona daha yakın hisseder.
Zayıf konumda kalmak ezilmekle oluşabileceği gibi başarısızlıkla da oluşabilir.

Bence kürt topluluğu tarihsel açıdan başarısız kalmıştır. (bunu söylemek ırkçılığa girmez)
Ve yine bence fakir kalmak da bir başarısızlıktır.
İki başarısızın birbirini desteklemesi doğaldır, empati kurmaları kolaydır. Bu nedenle fakir veya başarısızların direnişlerinde kürtler daha önplanda gözüküyor olabilir.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 19-03-2024, 12:05
bilgivehis bilgivehis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.740
Standart

Refahi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Devrimcilik, Kürtlerde kalmadı. 80 darbesi sonrasi kasten Kürt milliyetçiliği ile özdeşleştirildi. Kürt milliyetçiliğine eklemlenmezsen, onun politikalarina biat etmezsen solcu olamazsın şeklinde bir algı ortaya çıkarıldı. Bu da Türk toplumu arasında Sosyalizme olan rağbeti azalttı. Çünkü, enternasyonal olduğunu iddia eden bir hareket, milliyeyçi bir hareketin kuyrukçuluğuna indirgendi. Bu da günümüzde Sosyalizmin Türkiye'de ki hazin manzarasını ortaya çıkardı.
Zaten sorum bu gerçeğin ardındaki çelişkilere dayanıyor.
Sosyalizm veya işçi direnişleri Kürtlerle bütünleştirildi, ancak burada önemli bir soru var.
Halk sempatisini yitirmiş olabilir, peki bilinçli ve önder sayılabilecek bütün devrimciler neden bu mücadele içinde yer almadı?
Aksine bildik simaları ya dönek jenerasyonda gördük ya da kendileri de kapitalistleşmiş olarak gördük.
Kürt olmayanlar için devrimcilik şişirilmiş bir balon muydu?
Kapitalist sistemin ve faşizmin bütün baskılarına maruz kalan ama anlayışından asla taviz vermeyen ben ve benim gibileri satmış olmuyorlar mı?
Bugün ülkücü faşistler, dinci faşistler halen varlığını sürdürürken ve Kürtler mücadele ederken, diğer kesimlerden çıt çıkmaması, sadece Kürt milliyetçiliğine indirgenen proje olarak görebilir miyiz?

Başlık sorusunu bu düşüncelerin anlamlı bir cevabını bulamadığım için sormuştum.
Söylediğin elbette doğru ama tek neden olabilir mi ki, tek neden şayet buysa o zaman bu ülkede Kürtlerden başka omurgalı kesim kalmamış demektir.
Atatürk'ten başlayan antiemperyalist ve bağımsızlıkçı mücadele, denizler-mahirlerle mi sınırlıydı?
Üstelik bugün bir tek kurşun atılmadan ülke işgal altındayken, vatan peşkeş çekilirken, herkesin seyirci olması salt bir milliyetçilik projesine bağlanabilir mi?

Ağaçları, hayvanları anlıyorum ama zanedersem ben bu h.sapiens türünü anlayamıyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 19-03-2024, 14:22
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Tiranlıkların -KORKU YÖNETİMİ- yönetim taktikleri çeşitlidir.

Kürt hareketi ulusal karakterlidir o sebeplede ekonomik sistemlere göre değerlendirmek olumlu sonuç vermez.

Tiranlıklarda taktiklerden birisi de, -ki mecburi koşula bağlı-, yoksuldan alıp, zengine verilen koşulları gereği, daha da yoksullaşan halkı daha fazla bağımlı hale getirmektir.

Nasıl yapılır?
Türkiye'de 4.500.000 kişi devlet desteği alıyor.
vakıflar v.s desteği alan da vardır(5. kol faaliyeti olarak)

Kısaca aileleriyle, eşraf etkisiyle birlikte, bir şekilde 20.000.000 insan kırıntıya muhtaç veya etki altına alınmış durumda.
Br de bu dönemlerde menfat devşirenler vardır, sayıları rahat 1.000.000'u bulur bunlar düşünmeyen sorgulamayan veya çaresiz kitleye oynayarak, rejimin propagandasını yaparak bir şekilde menfaat devşirir. Örneğin Twitter'da hesap açar, ezan, bayrak süreğen propaganda yapar, baş örtülü kadın resmi koyar, süreğen din sömürüsü, iftira, dezenformasyon, manipülasyon, istismarlar yapar, güncel örnek Gazze vs. Zaten hazır zombileşmiş bir kitle vardır, bu kişilere hem aldanır hem de bunalrla etkileşime girerek, bu kişilere para kazandırır (aylık 100-500-1000$ gibi!, etkileşim sağladıkları konulara bağlı olarak), basın, yayın medya organlarında fink atar, çeşitli ortamlarda kendisine nüfuz sağlar v.s

Bu insanlar -kırıntıya muhtaç edilmiş- eğer rejim değişirse, destekten mahrum kalacağı veya kırıntı bile bulamayacakları(çünkü rejimin propagandaları gereği diğerleri vatan hainidir, teröristtir, ülkeyi yakacaklardır, beka sorunudur v.s) korkusunu yaşar.

Zamları marketlerin yaptığı söyleniyor ve halkın %40'ı buna inandırılmış.

Bu durumda olan kişi kuyruğa da girse bile, iyi ki Reis var da ucuza satan yer buluyoruz, Allah reisten razı olsun der. Yani rejimin market "terörüne" karşı savaştığını düşünür.

Diğer yandan da önceki mesajımda dile getirdiğim gibi, halk yoksullaşırken, hak mücadelelerin düşmesinin hem hatrı sayılır aldatılmış bir kitlede toplumsal karşılık bulamaması, aydınların, sol, sosyalist, sosyal-demokrat, liberal(demokrat olan!) hem rejimin sürdürdüğü tehdit, şantaj, baskı ve zulümlerden etkileniyor olması, rejimin yine çeşitli olayları ister kendisi örgütleyip, ister bahane ederek faşist yöntemlerle bu kesimleri baskı altına almaı(fetö KHK diye ne kadar solcu, muhalif bildiği kamu çalışanı varsa ya işten attı, ya da içeri attı), hem de rejimin ezan, bayrak yönlü istismarının oluşturduğu cadılaştırma etkindir.

neyse, bana neden bu rejmin gitmesinde bu kadar ısrarcı olduğum sorulmuştu. Elbette, hak, hukuk ve demmokrasiden(tmesili bile olsa!) tana olmam ve basitçe görebileceği gibi, faşizm ve tiranlık koşulalrında sınıfın, toplumun tüm kesimlerinin, faşizme, kleptokratik faşizme(şu an egemen olan) bir şekilde yedekleniyor olmasının getirdiği olumsuz sonuçlardır. Bu olumsuzluklardan her kesim etkilenecektir, bu şartlarda herhangi bir ulusal hareket bazlı yapılar kitlsini bir biçimde korurken, ekonomi-sisteme, rejime karşı sosyo-politik, sosyo-ekonomik yapılar ise güç kaybedecektir. Hem toplumun içinde olduğu durum -karşılık bulamaması-, hem terör ve baskı ortamı, hem de ekmek derdinin her şeyin üzerine çıkmış ve kaybetme korkusu...
Ne zaman ki kırıntılar da yeterli olmaz, ve ne zaman ki bıçak kemğie değil, iliğe dayanır, o zaman toplumsal tercih değişimleri yaşanır, ancak toplum 1 kez arızalanmıştır, kısa vadede ilerleme kolay olmaz, isyan etse dahi anlamlı sonuçlar elde edemez, hala daha kurtarıcı(İsa) bilincindedir, A'yı yollar, B'yi getirir, sorunun kendi bilinç, denetim sorunu olduğunu anlayamaz(istisnalar da geneli bağlayacak etki oluşturmaz, toplumsal örgütlenme ve bilinç çok önemli)

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 19-03-2024, 19:17
bilgivehis bilgivehis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.740
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kürt hareketi ulusal karakterlidir o sebeplede ekonomik sistemlere göre değerlendirmek olumlu sonuç vermez.
Ben işin sınıfsal boyutundayım.
Sömürüye karşı Kürt işçiler var da diğer kesim işçileri neden yok?

Neden yok olduğunu yazınızın devamında çok net izah etmişsiniz zaten.
Onur, şeref, haysiyet, adalet, hak, hukuk gibi bütün değerlerini kaybetmiş toplumların ancak toplumsal örgütlenme ve bilinçle kazanacağını da belirtmişsin.
Burada bir başka soru önem kazanıyor.
Baskı, din gibi faşist uygulamalar toplumların bu kadar birincil derece önemli değerlerini bitirebilir mi, yoksa pasiflik bir zayıflık göstergesi mi?
Zira Kürtler bin yıldır baskı, din karşısında eziliyorlar ama ulusal boyutta olsun, ekonomide olsun, sınıfsal mücadelede olsun pasif değiller.
Yahudiler binlerce yıldır adeta yok gibiydiler ama hem değerlerini hem varlıklarını hep korudular.
Aleviler yine öyle, özellikle sunniler tarafından adeta soykırıma uğradılar ama bir şekilde değerlerini sürdürüyorlar.
Hatta müslüman araplar kendi kültürlerini devam ettirdikleri gibi diğer kesimlere bile yediriyorlar.
Görünen o ki, burada aciz duruma düşen ama aciz olduğu halde kendini dünyanın efendisi zaneden Türkler karşımıza çıkıyor. Araplaşmışlar, kendi dil, yazı ve kültürünü unutmuşlar. AKP'nin veya MHP'nin peşinden gitmekten başka hiç bir arenada yoklar.
Üstelik baskılar bir etkidir, bunun tepkisinde dahi yoklar.
Konuya bu şekilde bakarsak ki, öyle görünüyor, o halde başlıktaki sorunun cevabı, korkaklık ve acizlikte yatıyor diyebiliriz.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 20-03-2024, 00:31
Refahi Refahi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Mar 2024
Mesajlar: 10
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Zayıf, zayıf olanla daha kolay empati kurar, kendini ona daha yakın hisseder.
Zayıf konumda kalmak ezilmekle oluşabileceği gibi başarısızlıkla da oluşabilir.

Bence kürt topluluğu tarihsel açıdan başarısız kalmıştır. (bunu söylemek ırkçılığa girmez)
Ve yine bence fakir kalmak da bir başarısızlıktır.
İki başarısızın birbirini desteklemesi doğaldır, empati kurmaları kolaydır. Bu nedenle fakir veya başarısızların direnişlerinde kürtler daha önplanda gözüküyor olabilir.
Bunun başarısız veya beceriksiz olmakla ilgisi yok. Hakim devlet ideolojisinin dısında kalmis bir azinlik olmakla iliskili bir durum. Azinliklar dunyanin her yerinde daha disariya kapanik ve birbirleriyle daha dayanismaci bir yasam tarzi sergilerler. Siyaset anlayislarida sola daha yakin olur.

Fakat kendini soyutlama hali bir tur ilkel kabilecilik anlayisini asamazsa, toplumun cogunlugundan koparak, yalnizlasir. Cogunlugu olusturan kesimde karsi bir mezhepci, milliyetci reaksiyon gostererek, bu azinliklari otekilestirir. Bu da resmi ideolojisini zaten farkli olanin otekilestirilmesi uzerine kuran hakim devlet anlayisinin isine gelir. Kürt ve Alevi toplumunun artik bu hataya dusmemesi gerekir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:47 .