Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 27-07-2007, 13:35
Aliminyum Aliminyum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 14 Jul 2005
Mesajlar: 661
Standart Uykuda olmadığınızı ispatlayabilir misiniz?

Materyalizmin yanıtlayamadığı ya da yanıtlarken de çelişkilere düşüp eline yüzüne bulaştırdığı sonra da yanıtladım zannettiği varlıkbilimsel (ontolojik) basit bir mesele; Gerçeklik ve Hayal... En başta Gerçekliğin neliği, ölçütleri, neyin gerçek neyin hayal (gerçek dışı) sayılabileceği, aradaki sınırın neye göre ve nasıl çizileceği konularını materyalizm genelde görmezden gelir, çünkü kendi materyallerine, argümanlarına göre bu gibi işlerin içinden çıkamaz, çıkamadığı için de böyle şeylere "Metafizik" damgası vurur geçer, sonra da meseleyi hallettim zanneder, halbuki hiçbir materyalist gene de bu soruları kendi kendine sormaktan yine kendi kendini alıkoyamaz.

İnsanlar rüyalarından uyandıklarında o ana kadar görmüş olduklarının hayal olduğunu anlarlar, ama "uyanma" görüntüsüyle başlayan ve adına "gerçek hayat" dedikleri hayatın bir hayal olabileceğinden nedense hiç kuşkulanmazlar. Oysa, "gerçek hayatımız" dediğimiz görüntüleri algılayış şeklimiz, rüyalarımızı algılayış şeklimizle tamamen aynıdır. Her ikisini de zihnimizde görürüz. Ve rüyalarımızdan uyandırılmadığımız sürece, onların bir hayal olduğunu anlamayız. Ancak uyandığımız zaman "demek ki gördüklerim bir rüyaymış" deriz.

RÜYADAKİ DÜNYA İLE ŞİMDİ ALGILADIĞIMIZ DÜNYA ARASINDAKİ FARK NEDİR?

İnsanlar için gerçek olan; elle tutulan, gözle görülen şeylerdir. Ama *duyu organlarımızın bizi yanılttığından söz ettik. Dış dünyanın gerçeğine bilimsel olarak da hiçbir zaman ulaşamayacağımızı vurguladık. Bilimsel açıklamaların yanı sıra içinde yaşadığımız bu algılar evrenini rüya benzetmesiyle açıklamak da mümkündür. Rüyada da "elinizle tutar, gözünüzle görürsünüz", ama gerçekte ne eliniz vardır, ne gözünüz, ne de görülüp-tutulacak bir şey. Bütün bunları beynin dışarısında sağlayan hiçbir maddi gerçeklik yoktur. Açıkça aldanırsınız.

Peki gerçek yaşamla rüyayı ayıran nedir? Gerçek yaşamın sürekli olup, rüyanın kopuk kopuk olması ya da rüyada farklı sebep-sonuç ilişkilerinin bulunması mı? Bunlar temelde önemli farklar değildir. Çünkü sonuçta her iki yaşantı da beynin içinde oluşur.

Rüya sırasında gerçek olmayan bir dünyada rahatlıkla yaşayabiliyorsak, aynı şey pekala içinde bulunduğumuz dünya için de geçerlidir. Rüyadan uyandığımızda gerçek yaşantı dediğimiz daha uzun bir rüyaya başlamadığımızdan hiçbir şekilde emin olamayız. Rüyayı hayal, dünyayı gerçek saymamızın nedeni, sadece alışkanlıklarımız ve ön yargılarımızdır.
Ve bu durum, belki de bir gün, şu anda yaşadığımızı sandığımız dünya hayatından aynen rüyadan uyandırıldığımız gibi uyandırılabileceğimizi gösterir. İşte bu nokta çok önemlidir ve üzerinde mutlaka düşünmek gerekir.

Bunun için rüya örneğini biraz daha derinlemesine düşünmekte yarar vardır. İnsan, rüyasında çok gerçekçi olaylar yaşayabilmektedir. Merdivenden yuvarlanıp bacağını kırabilmekte, ciddi bir trafik kazası geçirebilmekte, bir otobüsün altında kalabilmekte, acıktığında bir pasta yiyip doyabilmektedir. Günlük yaşamda rastlanan olayların benzerleri rüyada da aynı inandırıcılıkla, aynı hislerle yaşanmaktadır. Bu da göstermektedir ki yemek yemek, dokunmak, sertlik hissetmek gibi algılar hiçbir zaman maddenin somut varlığının ispatı olamazlar. Çünkü bu hisler aynı netlikle rüyada da yaşanmaktadır. Ancak maddeyi mutlak varlık olarak kabul eden materyalistler bu noktada büyük bir kavrayış bozukluğuna sahiptirler. Maddenin varlığını ispatlamak için yukarıdakilere benzer örnekler verirler. Çarpık mantıklarına göre taşlara tekme attıklarında ya da tokat yediklerinde acı hissetmeleri, pasta yediklerinde doymaları, insanların otoyolda otobüs gördükleri zaman ezilmemek için kaçmaları maddenin fiziksel varlığının ispatıdır. Anlamakta zorluk çektikleri nokta ise, taşa vurduklarında duydukları acı, pastayı yerken aldıkları tat, otobüs çarpması sırasında yaşanan sertlik ve ağrı gibi bütün algıların da yalnızca zihinde oluştuğudur.

Oysa rüyasında kendisine otobüs çarptığını gören bir kişi yine rüyasında, kaza yaptıktan sonra gözünü hastanede açabilir; sakat kaldığını anlar ama aslında bu bir rüyadır. Yine rüyasında; bir trafik kazasının ardından öldüğünü, ölüm meleklerinin canını aldığını, ahiret hayatının başladığını görebilir. (Bu olay, rüya gibi bir algı olan gerçek dünya hayatında da aynı şekilde yaşanır.)

Rüyasında yaşadığı tüm bu olayların görüntülerini, seslerini, sertlik hissini, acıyı, ışığı, renkleri, her türlü hissi gayet berrak bir şekilde algılamaktadır. Rüyada muhatap olduğu algıların tümü gerçek yaşamdaki kadar doğaldır. Rüyasında yediği bir pasta algılardan ibaret olmasına rağmen karnını doyurur. Çünkü doymak da bir algıdır. Oysa ki, gerçekte o anda kişi karanlık bir odadaki bir yatakta uzanmış durumdadır. Ortada ne merdiven, ne trafik, ne otobüs, ne pasta bulunmaktadır. Rüyadaki kişi, dış dünyada karşılıkları bulunmayan algı ve hisleri yaşamakta ve görmektedir. Rüyada, "dış dünya"da hiçbir maddi karşılığı bulunmayan olayların yaşanıyor, görülüyor, hissediliyor olması, "dış dünya"nın tamamen algılardan oluştuğunu çok net biçimde ortaya koymaktadır. İster rüyada olsun, ister günlük yaşamda olsun, görülen, yaşanılan, hissedilen şeylerin hepsi birer algıdır.

Trafik kazası örneğini ele alalım: Bu kazada, otobüsün altında ezilen kişinin beş duyu organından beynine giden sinirler, bir başka insanın beynine paralel bir bağlantıyla bağlansa, kazadaki kişiye otobüs çarptığı anda, o sırada evinde oturmakta olan kişiye de otobüs çarpacaktır. Daha doğrusu, kaza geçiren adamın yaşadığı hislerin tamamını, bir müzik teybine bağlanan iki ayrı kolondan aynı şarkının dinlenmesine benzer biçimde, evinde oturmakta olan kişi de yaşamaya başlayacaktır. Bu kişi evinde oturduğu halde otobüsün fren sesini, otobüsün vücuduna değmesini, kırık kol ve akan kan görüntülerini, kırık ağrılarını, ameliyathaneye sokuluşunun görüntülerini, alçının sertliğini, kolunun güçsüzlüğünü hissedecek, görecek ve yaşayacaktır.

Kazadaki adamın sinirleri kaç kişiye bağlansa bunların hepsi, kazayı başından sonuna kadar yaşayacaktır. Kazadaki adam komaya girse, hepsi komaya girecektir. Hatta, söz konusu trafik kazasına ait algıların tümü bir alete kaydedilse ve bu algılar bir başka kişiye sürekli başa alınarak verilse, bu kişiye de defalarca otobüs çarpacaktır.

Peki o halde, hangisine çarpan otobüs gerçektir? Materyalist felsefenin bu soruya verebileceği çelişkisiz bir cevap yoktur. Doğru cevap, trafik kazasını hepsinin kendi zihinlerinde tüm ayrıntılarıyla yaşadığıdır.

Pasta ve taşa tekme atma örnekleri için de durum aynıdır. Pasta yiyince karnında pastanın şişliğini ve tokluğunu hisseden kişinin duyu organlarına ait sinirler paralel olarak ikinci bir kişinin beynine bağlansa, birinci kişi pasta yediği ve doyduğu anda o kişi de pasta yiyecek ve doyacaktır. Taşa tekme atınca ayağı acıyan materyalistin sinirleri paralel olarak bir başka kişiye bağlansa, bu kişi de taşa vuracak ve canı acıyacaktır.

Peki hangi pasta ve hangi taş gerçektir? Materyalist felsefe, buna da çelişkisiz bir cevap veremez. Doğru ve çelişkisiz cevap şudur: Her iki kişi de pastayı kendi zihinlerinde yiyip doymuşlardır. Her iki kişi de, taşa tekme atış anını tüm detaylarıyla kendi zihinlerinde yaşamışlardır.

Bu durumda insanın algılarını aşması ve dışarı çıkması mümkün değildir. Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi bir insanın ruhuna, gerçekte bir bedeni, maddi varlığı ve ortada maddesel herhangi bir ortam olmadığı halde tüm bunları seyrettirmek mümkündür. Öyle ki kişi bunu kesinlikle anlamayacak ve izlettirilen 3 boyutlu mükemmel görüntüleri gerçek zannedip, varlığından da son derece emin olacaktır. Çünkü her insan duyu organlarına bağımlıdır. Ayrıca rüya ile gerçek yaşam arasında belirgin bir fark olmadığı da bu örneklerde açıkça görülmektedir. Bunun gibi şu an yaşadığımız hayatın da bir tür rüya olmadığından hiçbir zaman emin olamayız.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 27-07-2007, 14:09
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.706

Onur Üyeliği 

Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

Bu kadar uzun yazmaya gerek yoktu, cidden sadece başlığa göre soruyorum.

UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

Bunu Uykunda mı soruyorsun ? *

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 27-07-2007, 14:21
spartan-troy spartan-troy isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Jul 2007
Mesajlar: 780
Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

spartacus anlıya bilecegini zannetmiyorum...elma armut olayı değil cunku...
zeusa da benzedigini zannetmiyorum.

aliminyum ateist mi musluman mı bilmem ama.
maddeci felsefenin zokayı yuttugu bir konudur bu.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 27-07-2007, 14:29
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.706

Onur Üyeliği 

Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

Yanılıyorsun Sevgili Troyya,

Uykuda olduğunu ispat etmeyenden, uykuda olmadığını ispatla gibi bir önerme beklenemez.

Birilerinin birilerine uykuda olmadığını ispat etmemesi(hoş bu bir saçmalık ki girmiyorum bile) diğerinin uykudayız söylemini kanıtlamaz.

Gördüğün gibi mesele daha kafadan sallama materyalistlerin söylemi ile elma armut meselesi ama seninkisi biraz yumurta tokuşturma olmuş, sanane yada banane, konuya ne Aliminyum'un ne olduğundan?

Ben bu konuya yazmayı sorduğum sorudan daha gerekli bulmuyorum, "UYKUDA MI SORDUNUZ BU SORUYU?" diye sordum, ve sanırım bu soruma mantıklı bir yanıt gelmediği sürece iddia sahibinin iddiası kuru gürültüden öte geçmeyecektir, yanılıyormuyum?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 27-07-2007, 14:31
D.E D.E isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Jan 2007
Mesajlar: 110
Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

Alimunyum hoş bir yazı ancak;

*ilk olarak normal olarak yaşadığımız hayatı bir rüya kabul edersek uyandığımızda ne göreceğimizi nerden biliyoruz.

*Hani bu rüyada mucize görmüş olsan aslında böyle bişey yok çünkü bu bir rüya değil mi?

*Biraz matrix filmine benzemiş

*Ama örneğin şimdi dünyada bu dünyanın uzaylıların bilgisayar programı olduğuna inananlar var.

*Bu bi rüya diyelim.

*Ya hakikaten o doğruysa.

*Şimdi sen *dini imanı bırakıp sırf ya o doğruysa diye onamı geçiceksin.

*Sonuç olarak istersen allah sana gözüksün ben allahım desin bu yinede bir rüya değil mi?


*Gelelim 2. konuya;

*Materyalistler açıklayamıyor demiştiniz ya,

*Elbette ilk çarpana çarpmıştır denir ama şöyle bir soru sanırım-eğer bu yazıyı yazan sen isen- kafandaki

*O zaman o otobüs çarpan kişiler nasıl anlayacak

*Onlar sadece rüyadan uyandıkları zaman anlayacak

*Burdan sonrası yazının ilk bölümüne giriyor kafanda soru varsa sil baştan oku..

*Peki öyle ise bu dünyadaki taşın pastanın gerçek olup olmadığına nasıl emin olabiliyoruz

*Elbette yine duyu organlarımızla

*Çünkü taşı algılamamızı onlar sağlıyor.

*Şimdi biz bu taş orada olmayabilir diye -hani duyu organları yanılmış olabilir- o taşı orada farzetmeyelim mi

*Daha büyük bir taş olsun mesela dünyaya çarpacak bir meteor

*Ne diyelim,

*Aman bea bu bir rüyada olabilir en iyisi uğraşmayalım mı diyelim?

*
*Yazı güzel, hatta olabilirliği bile var -bana göre-

*ancak bu yazıyla birşey kanıtlayamazsın çünkü rüyadaysak tek rüyayı biz görmüyoruz.

*Gerçeklik belkide çok farklı bir alemde olabilir.

*Neden rüyadaki dinlerin veya inançların veya rüyada yaşadığımız dünyanın etkisinde kalalım ki.

*Tamamiyle farklı bir fiziksel bir ortam bile olabilir.

*Ancak şimdi biz rüyadamıyız değil miyiz kanıtlayamadığımız için dünya işlerinden elimizimi çekmeliyiz?

*Sen istiyorsan çekebilirsin...

Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
Banada sapık, dinsiz der durursun.
Peki, ben ne görünüyorsam oyum;
Ya sen? ne görünüyorsan o musun?
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 27-07-2007, 14:40
D.E D.E isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Jan 2007
Mesajlar: 110
Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

Troyya işte seninde kafana sokamadığın bir konu var.

*Materyalizm, ateizm veya her ne dersen de bir inanç değil

*Her şeyi kanıtlamak zorunda değil

*Her zaman doğru olmak zorunda değil.

*Neden mi

*çünkü o insanlar tarafından üretilmiş değil mi?

*Peki dinler?

*işte onlar öyle değil

*her zaman doğru olmalılar

*1 cümlelerinde dahi kusur olmamalı

*1 tek yerde hata yapmamalılar

*neden?

*Çünkü onları sözde o büyük allah/tanrı/zeus bilmemne yazmış değil mi?

*Peki şimdi sen materyalist felsefe 1 yerde biraz tıkandı diye

*zamanı gelir onuda çözeriz demektense

*acaba neden direk oraya atlayıp kendini kanıtlamaya çalışıyorsun.

*Ve neden ilkinde de ikincisinde de sonsuza kadarda anlamıyorsun.

*Kimse zaten materyalizm tamamiyle doğru demiyor.

*Bilim olaylar ışığında gelişir değişir ve daha çok şeyi anlamamızı sağlar.

*Bunu kafana sok

*Bunlar din değil

Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
Banada sapık, dinsiz der durursun.
Peki, ben ne görünüyorsam oyum;
Ya sen? ne görünüyorsan o musun?
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 27-07-2007, 15:01
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

sn alinminyum

sizin rüya görmeyi ayrı bir yaşam sanacak kadar boş olduğunuzu tahmin etmezdim.
rüya ayrı bir dünya, ayrı bir yaşam değil, ruya kaynağını günlük yaşamdan alır, gün
içinde yaşadıklarınızın her anı her karesi beyinde depolanır, depolama esnasında
yaşam konforunuza göre sevinçler korkular endişeler yer alır.

beyin en çok enerji sarf eden organdır, dolayisi ile mutlak dinlenmeye ihtiyaç duyar.
kendisine yetecek kadar enerji yoksa vucutta, yönetimindeki vucudun enerji giderini en
aza indirmek için vucudu uyku haline sokar ve kendisini yoran gereksiz depolamayı
dışarı atar, işte biz buna rüya diyoruz.

kesik kesik görüntülerin nedeni soracak olursanız, küçük bir hesap makinesi alıp bir
deney yapabilirsiniz, makine içinde kısa devreler oluşturduğunuzda var olan ama anlamsız
olan rakamlar çıkacaktır, beyinde de buna benzer kısa devreler ile boşaltma sözkonusu.

siz hani otobus çarpması kol kırılması vs. den bahsetmişsiniz, hayatında hiç otobus görmemiş
biri ruyasında otobus kazası göremez, daha iyi açıklamak için körlerden örnek verelim.

her insan gibi körlerde rüya görür, ancak yaşam konforları ölçüsünde rüya görürler, yani
körlerin rüyaları seslerden ve elleri ile dokundukları şeylerden ibarettir, asla renk yoktur,
asla insan yüzü yoktur, asla araba vs yoktur. *demekki şunu anlıyoruz rüya denen bir
şey yok, bu beynimizin dinlenme biçimi.

tabi şimdi hemen atlayacaksınız '' ben rüya nedir diye sormadım '' *siz yazmadan ben kendim yazayım dedim, sizin yaşam biçiminizde tıpkı bir rüya gibi, aslında olmayan bir şeyi kabul
edip, tüm yaşamınızı bu şekilde yönlendiriyorsunuz, ömür boyu bir esaret, sizin iradeniz dışında
zoraki beyninize depolanan yanlış bir bilgi, ve boşa heba olan bir yaşam.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 27-07-2007, 15:19
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

Sevgili Aliminyum, yazınızı biraz daha kısa tutsaydınız, gereksiz zorlamalara girmeseydiniz, daha iyi olurdu, kanaatindeyim.

* Söylemek istediğinizde *kısaca şu olmalı.
*'' Dünyadaki hayat ,gördüğünüz bir rüyadan ibarettir. Gerçek hayat (yani maveralarda) *ahiret hayatıdır.
Rüya kadar değeri olmayan, *şu dünya hayatında yaptığınız hatalar, gerçek hayatınızın mahvına neden olacak''
*
Yazdığın ''kıssadan hisse'' babındaki yazı, kimleri etkiler bilemem ama kuranını bile etkilemediği insanları,
yani bizim gibileri , müstehzi bir edayla sadece güldürür.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 27-07-2007, 15:24
thunderpoint - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
thunderpoint thunderpoint isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 03 Jul 2007
Mesajlar: 2.842
Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

Sevgili Ali,

Bence otobüs sana çarpmış! Sırf bu yüzden Materyalistleri çarpık düşünmeyle suçlayacak bir yazı yazmışsın. 'Zihin' kavramı üzerine düşünmeni dilerim; o da herşeyiniz gibi aslında yok, çünkü bir yaratı...

Sevgili gandalf,

Ne bekliyordun ki?

Sevgiler...
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 27-07-2007, 17:03
bayraktaro1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
bayraktaro1 bayraktaro1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jun 2007
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 639
Standart Re: UYKUDA OLMADIĞINIZI İSPATLAYABİLİR MİSİNİZ?

Sevgili Aliminyum;

Yazdığın yazı bir çok filozof tarafından açıklanmaya çalışılıp bir yerlere takılmış bir konu olsada merak etme senin yanıtlarını Bilimde araştırmış. Ancak, senin yaptığın hata algı çerçevesi içerisinde kalmasıdır.

KUANTUM TEORİSİ diyen şeyi açıklayayım sizlere; Albert EİSTEİN tarafından anlatılan ve şu an bütün bilimleri biraz alt üst etmiş bir konu. Benim de ilgi alanıma girmektedir; E = MC2 ile yürüyen bir durum.

Başlıyorum;

Einstein'e kadar var olan bütün müsbet bilimler, maddeyi tanımlamaya çalışmışlardır ve demişlerdir ki. MADDE; Uzayda (boşlukta) yer kaplayan ve hacmi olan herşeye madde denir. Diye hareket edilmiş bütün bilimsel ölçümler bunun üzerinden yapılmıştır. O kadar ki, maddenin içirisi bile incelenerek, atom denilen mikroskoplarla görülemeyen bütün maddelerin oluştuğuna varılmıştır. Atomu da inceleyerek; tahmini olarak, ortada çekirdek ve çekirdek içerisinde yüksüz nötron, artı yüklü proton ve çekim kuvveti etkisi ile çevresinde dönen elektronlardan oluştu. Elektron sayıları değişimi ve bağlar sonucunda farklı maddelerin ortaya çıktığı çıkmıştır ve bütün bilimlerin temelini oluşturmuştur.

Ancak; Einstein demiştir ki, madde ile enerjiyi biribirinden o kadar ayırmayın. Madde + Enerji = Sabit'dir. Bütün maddeleri ışık hızına yaklaştırırsanız enerji dönüşür. demiştir.

Daha da açıklayıcı yaparsak; Atom dediğimiz şeylerin aslında, atom altı parçacıklarından oluştuklarını ve bu atom altı parçacıkların ana kaynağının enerji olduğunu ve bu enerjinin belirli bir uyum dalgalanmasıyla, aslında gördüğümüzü zannettiğimiz atomu oluşturduğunu söylemiştir.

Yani; Enerji denilen kavram; Bir güç tarafından veya kendiliğinden birşeyi yapabilme ya da var edebilme yeteneğidir. Elle tutulup, gözle görülemez. Aynı, anda enerjinin hem hızı ve hem de konumu ölçülemez. Kısacası, bir maddeyi yukarı kaldırıdığınızda ona bir potansiyel enerji yüklemiş olursunuz. Potansiyel enerji de onun hareket edebilme yeteneğini içinde tutma gücüdür. O hareket ederek (bıraktığınızda), kinetik enerjiye dönüşür.

Bu aynı, vantilatöre benzetilebilir. Vantilatöre uzaktan baktığımızda (eğer çalışıyorsa) yuvarlak bir nesne gibi görürüz. Elimizle dokunsak bile kenarları varmış gibi hissederiz. Aslında öyle birşey yoktur. Bu durum ne MATRİX filmine benzese de merak etmeyin "NEO'lar gibi hapı yutup algı ile çözülebilecek bir durum değil." Algı ile çözülmesi de imkansız....

SONUÇ OLARAK; Evren ya da herşey, enerjinin uyumlu hareketinden başka birşey değil. (Madde ile enerjiyi birbirinden farklıymış gibi düşünenler sakın hataya düşmesin, Enerji ve madde dönüşümlüdür). Aslıda bizim algılayamayacağımız bir yoklukta, var olan herşey uyumdan başka birşey değil.

Bu uyumun oluşması için bir itici güç varmıydı? Ya da kendiliğinden mi oluştu? Soru burda. Öyle Armut Armut, Peygamber safsatalarıyla Evreni açıklamakla olmuyor. Şu peygamberler, ne diye gidip biraz Fizik, Kimya okumuyorlar ki?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:07 .