Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > Hristiyanlık

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 16-08-2010, 16:53
Natan Natan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 18 Sep 2006
Bulunduğu yer: usa
Mesajlar: 4.841
Standart Tanrı'nın " Sevgi " Olduğu Yalanı

Tanrı'nın " Sevgi " Olduğu Yalanı


Hristiyan dinini temsil ettiğini söyleyen grupların insanları etkilemek ve kendi safına geçirmek için söylemediği şey kalmamıştır. Bunlardan bir tanesi de İncil'de yazıldığı üzere Tanrı'nın sevgi olduğu iddasıdır.


İncil'in kimi ayetlerinde Tanrı'nın sevgi dolu olduğu kimilerinde ise salt "sevgi" olduğu yazılıdır.Boşlukta kalmış ve arayış içerisinde olan ,kimi mutsuzluğunu dinle gidermeye çalışan arkadaşlarımızın hemen inandığı ve güvenmekte acele ettiği bir konudur bu. Dine yada ruhsal meditasyona ihtiyacı olduğunu düşünen ve mistik /ruhsal/tinsel dünyalara yelken açanların pek sorgulamadığı fakat sorgulayınca kendisini bunlarla uyuşturduğunu da farkeden arkadaşlarımızın biraz olsun üzerinde düşünmesini diliyorum.

Tanrı Sevgi midir ?

İncil'de Birinci Yuhanna 4:8,16 ve daha pek çok ayet Tanrı'nın en belirgin niteliği olarak "sevgi" olduğunu söyler. Tanrı sevgisini Oğlunu (İsa) dünyaya gönderip çarmıh üzerinde acı çektirerek göstermiştir. Tanrı'nın pek çok niteliği olsa da sevgi en ağır basanıymış.
  • "Sevmeyen adam Tanrı'yı tanımamıştır, çünkü Tanrı sevgidir ." I.Yuhn.4:8
  • "Asıl sevgi ,Oğlunu günahlarımıza kefaret eden bir kurban olarak göndermekle O'nun bize gösterdiği sevgidir ." I.Yuhn.4:10
Bünyesinde sonsuz sevgi ve merhamet barındıran bir varlık sevgisini,merhametini ve adaletini nasıl gösteriyor ? İncil'in bu atıp tutmaları kutsal kitabın bütünüyle nasıl uyuşmaktadır ?

Açıkçası İncil'e göre Tanrı "sevgi"dir."Sevgide yaşayan Tanrı'da yaşar " ..

Fakat bu doğru mudur ?

Sevgi olan bir varlık verdiği her hükümde yada sarfettiği her sözünde veyahut tüm davranışlarında bunu kusursuz yansıtabilmelidir. Eski antlaşmada sözde sevgi Tanrı'sının çocuklara ,bebeklere ,kadınlara ve daha birçoklarına acımayarak "kılıçtan geçirin, acımayın, hepsini öldürün, yaşatmayın " şeklinde infaz hükümleri verdiğini okuyoruz.
  • "Acımayın, yaşlı , genç , çocuk, kadın, kız demedenHEPSİNİ ÖLDÜRÜN !!!" Hezekiel 9:6
Bebeklerin,genç yaşlı herkesin, kılıçtan geçirilmesini emreden bir kişi için katil, cani,sadist,pisikopat vs diyebiliriz. Fakat Tanrı söz konusu olduğunda bir an durup gözlerimizi kapamayı tercih ediyoruz. İşin kötüsü artık düşünmeyi yada şüphe etmeyi ölümcül günah olarak niteliyoruz. Biz biraz konunun üzerine gidelim ve gerçeği görelim.

Eski Antlaşmada Tanrının bazı kullarına "savaş" yani "insan öldürme sanatını" öğrettiğini okuyoruz. Aşağıda paylaşacağımız bu ayetler üzerinde düşünürsek Tanrı için içtenlikle "savaş tanrısı" diyebiliriz. Zaten bu tanımlamayı Kutsal kitabın bazı bölümlerinde okumaktayız. Tanrı için "savaş eri", "Savaş/Cenk Tanrısı" olarak değiniliyor.
  • "Ellerime mücadeleyi , parmaklarıma savaşmayı O öğretti ". - Mez .144:1
  • "Ellerimi eğitir, savaşa hazırlar." Mez.18: 34 ayrıca II.Sam.22:35 .
  • "Beni savaş için büyük güçle donatırsın ,...onları..toz gibi ezerim, sokakların çamuru gibi saçarım ".Mez.18'inci bölüm.
İnsan türünün din, mezhep ,ırk, cinsiyet ve daha başka kimliklerden ötürü kendisinden olmayanları canice öldürdüğü bir savaş sanatından bahsediyoruz. Bütünüyle "sevgi "olan bir yaratık nasıl oluyorda bazı kullarına insan öldürmeyi öğretiyor, buna aklımız ermiyor.

İnsan öldürmek kolaydır ama yaşatmak daha zordur . Bunu biliyoruz. Fakat Tanrı bu basit gerceği bilmiyor ki daha fazla insan nasıl öldürülür onu öğretmeye kalkışıyor. Eski zamanlarda kitle imha silahı biliniyor olsaydı eminim ki Tanrı bu iğrenç silahların, insan türünü yok etmek için kullanılmasına izin verecekti. Yeşu'ya soykırım yapması için emir veren sözde "sevgi" tanrısı bunu da sevgi adına yapmıyor muydu ? Çoluk cocuk,kadın erkek,genç ,ihtiyar hatta hayvanlar için dahi "hiç bir canlı sağ kalmayacak" diyen bir tanrıdan bahsediyoruz.

Böylesine gözünü kan bürüyen bir tanrı üstüne ,kullarına daha fazla adam öldürmeleri için savaş eğitimi veriyor. Ama Tanrı sevgidir. =)

Burada çelişki yok mudur ? Bu soruyu imanı ,dini ,inancı bir yana bırakarak dürüstce cevaplandıralım.

Tanrı toplumsal barışı sağlamayı ve toplumda huzuru egemen kılmayı öğreteceğine , sürekli kayırdığı, kılıç taşıyan kullarına adam öldürmeyi,İnsan kanı akıtmayı öğretiyor. . Bunu neden yapyor ? Neden sürekli KAN İSTİYOR ???

Aslında bunu isteyen bir tek Yehova ,Yahve yada Allah değildir. Tarihsel düzlemde yüzbinlerce Tanrı için kan döküldü ve hala da dökülmeye devam ediliyor.

Kan akıtmayı öğreten sanki aynı tanrı değilmiş gibi pişkin pişkin "Tanrı savaşı onaylamaz" deniyor. İyi de Tanrı için yine aynı kitapta bizzat "SAVAŞ TANRISI" olarak yazılmıyor mu ?
  • "Yehova yiğit SAVAŞÇIdır" -Çıkış 15:3
  • "Savaşı öğreten"dir (Mez.144:1)
  • "Savaşta yiğit olan TANRI " -Mez .24:8
Tanrı kan dökmeye devam etsin biz başka bir noktaya bakalım

İnsan Eti Yediren Tanrı, "Sevgi" Olur mu ?

Hristiyanlar Tanrılarının sonsuz sevgi ve merhametinden bahsedip büyük bir palavra atmaktadır. Aslında bu propagandalarını destekleyen bir kaç ayet vardır fakat Biz sözde Tanrı'nın merhameti ve sevgisini gösteren şu ayetlere bakacağız ;
  • 28 .Büyük bir gazapla size karşı geleceğim.O zaman Ben günahlarınızın karşılığını yedi kat arttıracağım.
  • 29 .Oğullarınızın ve kızlarınızın etini yemek zorunda kalacaksınız.( Lev.26. bölüm )
  • 10."Bu yüzden babalarınız kendi oğullarını yiyecek, oğullarınız da babalarını. Evet hükümlerimi yerine getireceğim ve sağ kalanlarınızı rüzgarın estiği her yöne savuracağım" -Hez.5:.bölüm
Babaların çocuklarını,çocukların da babalarının etini yiyeceğini daha doğrusu yedirteceğini idda eden ve bu tür yamyamlıkla insanları korkutmayı ilke edinip ve böylece tehtit ederek kendisine itaate zorlayan bir tanrı nasıl olur da "sevgi" tanrısı olur ? Bunu aklınız mantığınız alıyor mu ?
  • 4.Çünkü beni terk ettiler ...
  • 9. "Onlara oğullarının ve kızlarının etini yedireceğim ; etraflarını saran düşmanlarının canlarına kastedenlerin yarattğı darlık ve sıkıntı yüzünden her biri komşusunun etini yiyecek " (Yeremya 19.bölüm)
Pek çok kez Tanrı'nın insanları bilinmezlikle ve cehennemle korkutmaya çalıştığını söylemiştik. Fakat burada görüyoruz ki Tanrı yamyamlıkla da kullarını korkutmaya yöneliyor. Böyle bir vahşeti imansız kullarına hüküm giydiren bir Tanrı gercekten de çok merhametli,sevgi dolu bir tanrı olmalı. Tehtit ederek insanları kendisine boyun eğdirmeyi planladığına göre bahsedilen "Tanrı" çok ACİZ ve çaresiz olmalı.
Çünkü başka bir secenek yok gibi görünüyor.

Toplu Katliam Yapan KANA SUSAMIŞ "sevgi tanrısı"


Hristiyanların Sevgi dolu Tanrısı İncil'de "sevgi dolu baba" olarak tanıtılırken Kutsal kitabın bütünüyle açıkça çelişmektedir.

Kutsal denilen kitapta Tanrı'nın İnsanlara yönelik soykırımlarda bulunduğu,toplu katliamlar yaptığı, insanı insana KIRDIRDIĞI ,KATLETTİRDİĞİ, BOĞAZLATTIĞI görülmektedir.

Savunmasız çocukları ,bebekleri ve daha bir çoklarını dahi kılıçtan geçirttiği okunurken hala onun merhametinden,adaletinden,sevgi dolu yüreğinden bahsetmek ahmaklıktan başka bir şey değildir.

Soykırım yapan, savunmasız binlerce masumu acımasızca katleden biri "SEVGİ DOLU" olabilir mi ?

Bu caniliği yapan bir varlık diğer taraftan "savaşmayın,birbirinizi sevin" diyebilir mi ?

Hristiyanların "sevgi" kavramı nedir ? Yehova "sevgi" nedir biliyor mu ?
  • "İsrail'in Tanrısı Yehova diyor ki ; Her biriniz kılıcını beline kuşansın .Konak yerini bir ucundan öbür ucuna boydan boya dolaşsın ,herkes kardeşini , komşusunu ve yakınını ÖLDÜRSÜN !" Çık..32.27

KANA SUSAMIŞ BİR TANRI'NIN 'SEVGİ ' OLAMAYACAĞINI GÖSTEREN ÖNEMLİ BİR AYET ;

  • Şimdi git Amalek'i vur ,onun herşeyini tamamen YOK ET . Hiç birine ACIMA! Kadını ve erkeği, çocuğu ve emzikteki bebeği,sığırı ve koyunu ,deveyi ve eşeği, HEPSİNİ ÖLDÜR!!! (I.Sam.15/3)
Bu korkunç ayetin yansıttığı vahşeti aklınız hayaliniz alıyor mu ? "Sevgi " olduğu idda edilen Tanrı Yehova , sırf İsrail oğullarına karşı geldikleri için bir halka CANİCE SOYKIRIM uyguluyor.
Kadını ,

Erkeği,

Çocuğu,

Emzikteki bebeği,

Sığırı ,koyunu dahası soluk alan tüm canlıları ACIMASIZCA YOK EDEN , kendi kullarına öldürten ,kılıçtan geçirten bir varlık için KESİNLİKLE sevgi olduğu söylenemez . Tanrı bu ve benzeri ayetlerde de görüldüğü gibi acıma bilmeyen ,soykırımcı, katil bir varlıktır.İşi gücü halklar/milletler arasında taraf tutup, milletine muhalif tüm canlılara düşman kesilen , insanı insana kırdıran bir tanrı bu.

Emzikteki bebekleri dahi kılıçtan geçirten yada boğduran bir tanrı kabul edilemezdir.Fakat hristiyanlar bunlar üzerinde düşünmeyerek sevgi ayetlerine kanarak gerceklere gözlerini kapamaktadırlar. Bir de karşımıza geçip "Kutsal Kitabı bütünüyle okuyup okumadığımızı" sorarlar. Bence kendileri kutsal kabul ettikleri kitabı okumuyorlar. Yada okuduklarını anlayamayacak kadar gözleri imanla kör edilmiş.

Düşünenmeyen,sormayan yada sorgulamayan ve şüphe etmeyi ölümcül günah olarak algılayan
bir varlık için ne kadar yazık , Heyhat !


Hristiyan papazlar tarafından kendilerine söylenen "tanrı sevgidir" masalına öylesine inanan insanoğlu gözlerini açmalı ,tarafsız değerlendirmede bulunmalı ve anlatılan tanrının nasıl bir vahşet uyguladığını görmeli !!


saygılarımla

Ntn

Konu Natan tarafından (16-08-2010 Saat 17:06 ) değiştirilmiştir. Sebep: İmla
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 17-11-2013, 14:08
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

Hristiyan kültürde doğmuş, şartlanmışlığını iman ile karıştıran, âidiyet duygusu ve sosyal kimlik ihtiyâcını "din" zanneden, hiç sorgulama-araştırma gereği hissetmeyen insanların bir kısmı bütün bunlara, "vardır bi hikmeti" deyip geçiştirirken, kimileri de " O kadar din bilgini, kardinal, keşiş rahip vs. yanılıyor da bi siz mi doğruyu biliyorsunuz ?" türü kaçamak sorularla kendi kendilerini avutabilirler. Fakat; Hristiyan teolojisi okuyan MESİH imanlısı birinin Tevrat'ın Tanrı algısını kesinlikle reddetmesi gerekir. Tanrı algısındaki bu temel çelişkiye rağmen hiç bir şey yokmuş gibi davrananlar bilgisizilikten değil, sâhip oldukları dinsel-sosyal statüden uzaklaşmaktan, para kaynaklarının kurumasından korktukları için "Gözlerimi kaparım. Vazifemi yaparım" moduna ayarlıyorlar kendilerini.

Bu riyâkârlığı kendisine yakıştıranlar, yaptıklarından bir beis görmüyor.
Şeref, haysiyet sâhibi dürüst ve onurlu insanlar ise "salağa yatmak" yerine gerçeği olduğu gibi açıklıyor, paylaşıyorlar.

İncil'i (Matta/Markos/Luka/Yuhanna) okuyup da MESİH'e iman etmeye karar verdiğimde, eski ve yeni Ahit'i bir bütün olarak kabul etmem gerektiğini düşünerek Tevrat'ı incelemeya başladım..

Başlamasına başladım da;

Emin olunuz Kur'an'ın Allah'ı "Kadın erkek, çocuk yaşlı, at, eşek, deve acıma hepsini öldür" diyen "Tevrat'ın Tanrısından çok daha mâsum ve ahlâki emirler vermekte. Okumaya başladığımda şoke oldum. MESİH'in anlattığı/tanıttığı Tanrı ile Tevrat'ta anlatılan Tanrı hiç birbirine benzemiyor. Ben bu iki öğretinin aynı kaynaktan beslendiğine inanmıyorum.

Daha önce de bilvesile paylaştım.
Yazı kutsal değildir.
Tevrat'ın hangi şartlarda kaleme alındığı bilinmiyor.
Tevrat içinde bulunan tüm anlatımların "Tanrı esini" olduğu sadece bir inanç meselesidir.

"Tanrı buyruğu" gibi aktarılan "Kadın, çocuk, at eşek vur öldür acıma" hükmünün Tanrı kaynaklı olamıyacağı âşikâr. Çünki Tanrı'nın kulları ile olan ilişkisinde kendi yüceliği ve ahlâki ilkeseleğinin yansımaları görülmeli değil mi ? Sevmediği komuşusunun üzerine kapıda beslediği itini "kıs-kıs"layıp saldırtan "asabi vatandaş" pozunda emirler yakışmaz, "Komşunu kendin gibi seveceksin" buyruğu veren Tanrıya.

Her dönem kimileri, Tanrı fikrinin insanlar üzerindeki etkisinden yaralanmak için Tanrı adını kullanmışlar. Bu kullanımlar da zaman zaman "vahiy" diye kitaplara eklenmiş.

Tanrı'nın kullarıyla irtibatı ilkesel olmalıdır.
Kin, garez beslemesine ihtiyâcı yoktur.
Tuzak kurmasına ve strateji üretmesine de.

Bu itibarla benim şahsi kanâatim; "Kutsal" olduğu iddia edilen kitaplarda ilkesel olan, inançlı-inançsız herkesin kabul edebileceği, zaman ve mekanla sınırlı olmayan hususlar ve metaforik anlatımlı öğretiler kalmalı; diğer bütün yazılanlar kitaptan çıkarılmalıdır.

Değiştirilemeyecek olan Tanrı'nın buyrukları, yasalarıdır.
Yazı kutsal değildir;
Araçtır.

Konu Vefik Sami tarafından (17-11-2013 Saat 14:22 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 17-11-2013, 16:58
vartor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vartor vartor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615

Onur Üyeliği 

Standart

Yazi kutsal tabi ki degildir, onu kutsal yapan sen ben bizleriz. Insan gibi yasamanin kurallari da, kanaatimce sadece insana aittir. Onlari tanrilastiran da bizleriz.Insan derken humanist dusunceyi kastediyorum.

Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 17-11-2013, 18:30
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

Bibliya'dan filantropik (insancıl) mesajlar:

Herşeyden önce birbirinizi candan sevin. Çünkü sevgi birçok kötülüğü örter. (Petrus'un 1. Mektubu, 4:8) Birbirinize kardeşlik sevgisiyle bağlı olun. Birbirinize saygı göstermekte yarışın. (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 12:10) Sevgili kardeşlerim, birbirimizi sevelim. Çünkü sevgi Allah'tandır. Seven herkes... Allah'ı tanır. Sevmeyen kişi Allah'ı tanımaz. Çünkü Allah sevgidir... Sevgili kardeşlerim, Allah bizi bu kadar çok sevdiğine göre biz de birbirimizi sevmeye borçluyuz. (Yuhanna'nın 1. Mektubu, 4:7-11) Duam şu ki; sevginiz, bilgi ve her tür sezgiyle arttıkça artsın. (Pavlus'tan Filipililere Mektup, 1:9) [Hz. İsa (as):] Size [Allah rızası için] yeni bir buyruk veriyorum: "Birbirinizi sevin. Sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin. Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğunuzu anlayacaktır." (Yuhanna, 13:34-35) Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir. Sevgi herşeye katlanır, herşeye inanır, herşeyi umut eder, herşeye dayanır. Sevgi [Allah'ın sevgisi] asla son bulmaz... (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 13:4-8) Ama Allah'ı seveni Allah bilir. (Pavlus'tan Korintlilere 1. Mektup, 8:3)

İncil'den şeytani mesajlar:

“Yeryüzüne barış getirdiğimi sanmayın. Barış değil, kılıç getirmeye geldim.” Matta 10:34. “Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı! Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ayrılık getirmeye geldim. Luka 12:49.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 17-11-2013, 18:54
Bedevi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bedevi Bedevi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Jan 2013
Bulunduğu yer: Belgrad
Mesajlar: 589
Standart

Bu konu ile ilgili olarak daha önce ''İsa'nın Tanrısı ve Tevratın Tanrısı'' adlı başlık altında bir ileti yazmıştım ve yukarıdaki söz konusu yazıya cevaben buraya tekrar iktibas etmek istiyorum;

''Öncelikle biz Hristiyanlar, Tanrının sevgi dolu ve merhametli olduğunu söylerken onun aynı zamanda ''adil bir yargıçta'' olduğunuda unutmuyoruz.
Bu açıdan Tanrının, insanları yaptıklarına göre yargılaması ve eylemlerinin iyiliklerine veya kötülüklerine göre cezalandırması onun sevgi dolu karakterine aykırı olmadığı gibi bilakis kutsallığının ve kusursuzluğunun bir sonucu olarak kendisinde varolması gereken adaletinin bir sonucudur.
Zaten İsa Mesihin günahlarımıza karşılık çarmıhta gerçekleştirdiği eylemde bu adalet anlayışının bir sonucuydu.
Tanrı neden beden alıp çarmıhta günahlarımızın bedelini ödeme ihtiyacı duydu veya sadece afettim dese yeterli olmazmıydı, hem Yeni Antlaşmada bize sürekli affedici olmamızı öğütlemiyormu diye bir soru sorabiliriz.
Bu şuna benziyor bir Trafik polisi, bir sürücüyü kurallara uymadığı için cezalandırıyor ve ardından gerekli mercilere giderek bu cezayı kendisi ödüyor.
Zira cezalandırdığı kişi kendi oğlu çıkıyor.
Zaten Hristiyanlık öğretisi bizlere affetmeyi öğütlerken karşılaştığımız haksızlıkların cezasının kalmayacağını, bilakis yargıyı ve yargının getirdiği mahkumiyeti Tanrının vereceğini söylüyor.
Çünkü; Eski ahitte olduğu gibi Yeni Ahitte de Tanrı adil bir yargıçtır.
Gerçektende Eski ahit ile Yeni ahit arasındaki Tanrısal üslup arasında bazı farklılıklar sezinlenebilir ki sizinde yazınızın ana temasını bu oluşturuyor.
Bunu ise İsa Mesihten önce günahın tutsağı olan insan ile kutsal olan Tanrı arasındaki ilişkinin olması gereken kusursuzluğa erişememesi ile açıklayabiliriz.
İsa Mesihten önce insanoğlu günahın tutsağı olduğu için Tanrıyla kutsal bir iletişim kuramıyordu ve günahın sebeb olduğu engel her zaman insan ile Tanrı arasında bir uçurum teşkil ediyordu.
İşte İsa Mesihin çarmıhtaki işi sayesinde günahtan kaynaklanan uçurum ortadan kalktı ve adil bir yargıç olarak Tanrı, günahlarımızı görmezden gelmek yerine günahı ve onun sebeb olduğu mahkumiyeti kendi üzerine alarak insan ile Tanrı arasında sevgi ve kutsallık temeline dayalı yeni bir ilişkinin kapısını açtı.
Artık şeriatın değil, sevgiye ve esenliğe dayanan lütfun yasası altındayız ki Eski ve Yeni Ahitteki üslup farklılığıda bunun bir sonucudur.
Dostlukla...''
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 17-11-2013, 19:25
Bedevi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bedevi Bedevi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Jan 2013
Bulunduğu yer: Belgrad
Mesajlar: 589
Standart

Cosmic Perspective´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

[I]"Yeryüzüne barış getirdiğimi sanmayın. Barış değil, kılıç getirmeye geldim." Matta 10:34.[B]
Sayın Cosmic Perspective,

İncil'i bir bütün olarak ele alarak değerlendirmek yerine, sadece bir ayeti cımbızlayarak bunun üzerinden bir çıkarım yapmaya çalışmak, konu bütünlüğünün korunması ve doğru bir sonuca ulaşabilmek adına bir metod olarak ne kadar sağlıklıdır?
İsa Mesih eğer gerçektende öğretilerinde şiddeti teşvik ediyor, hatta buna önderlik edeceğini söylüyor ise o zaman onun hayatında ve öğretilerinde bu şiddetin izlerini görmemiz gerekirdi.
Halbuki İsa Mesihin yeryüzünde bulunduğu müddetçe herhangi bir kaba kuvvete dayanan eylemi olmadığı gibi öğrencilerinede şiddetten kaçınmayı bir dinsel öğreti ve ruhsal tavır alış olarak vaaz ettiğini görüyoruz.
Bilinen bir hikayedir İsa Mesih Getsemani bahçesinde dua ederken onu ele veren Yahuda İskaryot, Romalı askerler ile birlikte İsa Mesih'i yakalamak için buraya gelir.
Bunun üzerine; " İsa'yla birlikte olanlardan biri ani bir hareketle kılıcını çekti, başkahinin kölesine vurup kulağını uçurdu. O zaman İsa ona, ‘Kılıcını yerine koy!' dedi. ‘Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek. ''(Matta 26:50-51)
Eğer İsa Mesih gerçekten şiddeti teşvik eden biri olsaydı burada öğrencilerine kendisini savunmalarını, silahla direnmelerini, karşı koymalarını emretmesi gerekmezmiydi?
Halbuki İsa Mesih kendisi herhangi bir şiddete dayalı karşı koyuş göstermediği gibi buna yeltenen öğrencilerinede engel olduğunu görüyoruz.
Peki İsa Mesihin söz konusu ayetteki ''Kılıç getirmekle'' öğrencilerine anlatmak istediği meramı ne idi?
Aslında bu sorunun cevabını bizzat söz konusu ayetin hemen ardılı olan ayet bize net bir şekilde vermektedir;
''Çünkü ben babayla oğulun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim.'' (Matta 10:35)
Dolayısıyla burada anlatılmak istenen şey İsa Mesihin yeryüzüne getirdiği inanç sebebiyle ailelerin sanki kılıçla kesilmiş gibi bölüneceği, babayla oğulun, anneyle kızın aynı inancı paylaşmayacağını ve bunun sonucu olarakta kendisine iman eden kişilerin aileleriyle yaşayacağı sorunlar dile getirilmiştir.
Aslında bu ayet, ailemin benim inancımı paylaşmaması sebebiyle kendi hayatımda da etkinliğini göstermekte...
Bu açıdan bu ayetin içeriğinin gerçekliğine bizzat kendi hayatımla tanık olmaktayım.
Dostlukla...
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 17-11-2013, 19:51
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

Tanrı âdil ve müşfik olmalıdır. Lâkin; 'adâlet' dendiğinde yaptırım/cezâ, sevgi/bağışlama denince de kurtulma akla gelince, Tanrı'aya âit olması gereken bu iki sıfat birbiriyle çelişir hâle geliveriyor ne yazık ki!... Adil olunca müşfik olunmuyor. Peki müşfik olunca da Tanrı adâlet ilkesini kendi eleriyle çiğniyor mu ?

Burada tipik Amerikan evangelist mantığı devreye giriyor ve İsa bir "Süperman" gibi çıkıveriyor ortaya.

Ba baaaaammmmm
"İsâ benim için öldü"

Kimsenin kimseye menfaat beklentisi olmadan selâm dahi vermediği bir dünyada, insanlar bu "geyik" ile tatmin olmuş görünüyor.
Bakalım MESİH gerçekten kimler için ölmüş ?

Dünyanın aldatıcı serveti konusunda güvenilir değilseniz, gerçek serveti size kim emanet eder? Luka: 16/11

*

Tevrat'taki "Tanrı" anlayışını "cici-bici" gösterme adına Tanrı'nın şefkati ile adâletini güreştirmeyin.
Zararlı çıkarsınız.

Bu arada; Tanrı kimselere zulmetmemeli değil mi ?
Adâlet, ihtiyaç hâsıl olduğu yerde adâlettir.
Peki; kadın, çocuk, ihtiyar, at, eşek, deve vs. bunların suçu nedir ?

Sn. Bahadır91;

Yazılanları gerçekten okuyor musunuz ?
Ezberinizi mi tekrarlıyorsunuz ?
Yoksa burada insanlarla "maytap"mı geçiyorsunuz ?

Konu murted tarafından (18-11-2013 Saat 02:52 ) değiştirilmiştir. Sebep: Talep...
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 17-11-2013, 20:09
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart

sevgili bahadır, senin anlattığın palavraların aksini, ben hrıstiyan forumda yaşadım. anlattığınız palavralarla davranışınız hiç aynı değil.
el kaide kadar bağnaz ve kötüsünüz

sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 20-11-2013, 21:03
Jolly Jocker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Jolly Jocker Jolly Jocker isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 Aug 2008
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 1.323
Standart

İncil ve Tevrat'ta iki farklı Tanrı olması genelde şöyle açıklanır: Mesih öncesi olgunlaşma aşamasındaydık, Tanrı bize karşı sertti ama Mesihin gelişiyle yeni bir antlaşma yapıldı ve Tanrıyla olan efendi-köle ilişkisi aşılıp baba-oğul ilişkisine geçildi.

Bence İsa bir tür reformist karakterdi. Yahudi dinini Mesih olarak ortaya çıkıp reforme etti, insancıllaştırdı. Bunu da ''Ben Tanrının Oğluyum, beklenen Mesih'im, artık yeni bir antlaşma var, Söz benim, benim sözlerime göre yaşayın'' diyerek yaptı.

Esasında kendi Gnostik felsefesini öğretiyordu. Yahudi Tanrısının (ki benliği olan bir Tanrıdır) Ruhuna atıf yaptı. Tanrının Kutsal Ruhunu aldım ve Oğul oldum, bu Ruhu size göndereceğim, sizler de oğullar olacaksınız mantığı üzerinden hareket etti. Aslında çok akıllıca bir yöntem.

Günümüz Protestanlarının önemli kısmının anlamadığı ise şudur: Eğer Yasa kalktı ise -örneğin- kadın-erkek ilişkileri bakımından da kalkmış olmalıdır. 10 emir de kalkmış olmalıdır. Bir yandan Yasa'dan hürleştik deyip beri yandan bu alanlarda Yasa'ya göre düşünmek tutarsızlıktır.

Pavlus mektuplarında İbrahim'in de Yasa altında olduğu ama iman yoluyla kurtulduğunu işler. Hıristiyanlık, uyulması gereken kuralları (Yasayı) imana dayanarak geri plana atıyor. İman dediği, İsa'nın çarmıhta ölümüne ve dirilişine inanmak ve sevgi dolu olmak.

Benim için önemli olan teori değil pratiktir. Pratikte zararsız olması için Yasa'dan tümüyle özgürleşmesi gerekir Hıristiyanlığın. O zaman tam olarak sekülerleşebilir. Ben bu yüzden bu konulara bol bol giriyorum. İmanla el ele giden sevgi sayesinde zaten 10 emre gerek kalmadan insanlar iyi davranacaktır. Keza Yasa kalktığı için de kadın-erkek eşittir, Pavlus'un mektuplarındaki ibareler Tanrı buyruğu değil hitap edilen topluluğu olgunlaştırmaya dönük söylemlerdir. O günün ve topluluğun durumuyla koşuttur. Tavsiye niteliklidir. Yaşanılan ülkelerdeki yönetimlere boyun eğmek de emir değil taktiksel bir söylem olarak görülmelidir. Ruh tarafından çölde denenirken İsa'nın dünyanın iktidarını ve servetini şeytan işi bularak reddetmesi manidardır. Hıristiyanlık yapısı gereği komünist bir inançtır. Böyle algılanırsa -ki henüz Gnosis'ten hiç bahsetmedik ama yine de- Hristiyanlık iyi bir anlama kavuşur. Bence reform süreci yarıda kalmıştır. Protestan reformunun başarısı dönemin prensliklerinin desteğini almasına bağlıydı. Bu yüzden Luther pek çok başka dogmaya dokunamadı, yönetimlere itaati salık verdi v.b.. Bu reformun sürdürülmesi gerekir. Belki teslisin eleştirisi için de kapı aralanmış olur böylece.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 25-05-2016, 14:58
fnsh fnsh isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 May 2016
Mesajlar: 11
Standart

Güncelleme...

Hayat belirtisi yok...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
"allah korusun", "allah nazardan saklasın", "allah esirgesin", "allah belanı versin dolfen Konu-dışı 5 07-06-2012 00:06
"Ben Senin Söylediğin Gibi Tanrı'nın Varlığına İnanmıyorum." hur-kus Dünya Dinleri 25 31-03-2011 00:50
"Kart" darbecilerle "Taze" darbecileri koruma çabası yada bir yalanın anatomisi! wiperandcleaner Politika 24 16-12-2009 14:25

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:15 .