Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 26-03-2019, 09:55
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Neva´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Nike, Ağrı'da fabrika kuracak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nike'ın Ağrı'da fabrika kuracağını, 5 bin kişiye istihdam sağlayacağını bildirdi.
https://www.dunya.com/gundem/nike-ag...-haberi-442023
Bundan 10 yıl (daha eski tarih olabilir) önce bir kitap okumuştum NİKE ayakkabılarının hindistanda üretim maliyeti 1 dolar bu ayakkabılar 500 dolar karşılığı ABD de satılıyor diye. Bu üretim ve satış bayağı maceralı olduğu anlatılıyor du kitapta.

Şimdi Ağrıda bu ayakkabıların sadece işçilik maliyeti 2 dolar olsa bu üretim ağrıda yapılabilir mi.
Dolar 6 lira olduğunu düşünelim 2 dolar 12 lira eder bu fiat a işçi bulabilecekler mi hadi buldu diyelim ne gibi yaşam vaad ediyorlar ne gibi planları var bu süre sonunda Türkiye ne duruma ulaşacak hani 5 yıllık 10 yıllık ekonomik ve sosyal planları.

Bence hayal kuruyorlar. Fırsat kaçtı 15 yıl önce bunları düşünselerdi belki şimdi deniz bitti.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 26-03-2019, 10:10
ForumKirpisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ForumKirpisi ForumKirpisi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Nov 2018
Bulunduğu yer: Merkez/Çin
Mesajlar: 1.838
Standart

@kartopu

Şu anda İstanbul'da ve Anadolu'nun çeşitli illerinde, merdiven altı denen yerlerde Nike, Adidas, H&M vs vs. ürünlerini özellikle Afganistan, Libya, Suriye, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerden gelen çocuk ve genç işçilere yaptırıyorlar. Bu taşeron kaçak mafya atölyelerinin işlerinden örnekler büyük firmalara gönderilir. Firma onaylarsa koliyle alır. Koliden alıp, firma daha ayrıntılı bir şekilde paketler ve satar. O çok ışıklı lüks vitrinlere fukara anasından çalınmış veya ailesi ölmüş çocukların ellerinden gelir o ürünler.

Bu gördüğüm en dipgerizekalı açıklaması olmuş. İran üzerinden göçmenler Van ve Ağrı otogara gelir orada birikir. Ağrı'ya gelen göçmenleri burada çalıştıracağız demek bu. Boş yapmış çok.

Türkiye'ye kaçak gelenlere galiba şöyle bir prosedür var.
İlk yakalandıklarında(ohooooooowww), kendilerine tebligat yapılıyor ülkeden en kısa zamanda ayrılın diye(tabi canım hemen). Bir daha yakalandığında yabancı şubeye alıyorlar, ordan geri gönderim merkezine alıyorlar.
Geri gönderim merkezi denen yer hapishane gibi bir yer. Aylarca kaldıktan sonra da ülkelerine giden uçakta boş yer varsa THY'ye paslıyorlar.

Bunlar ülkelerinden kaçak olarak geldi diyelim, üstlerinde pasaport-kimlik çıkmazsa, ülkelerine geri gönderilmezlerse bunları bir mafya teslim alıyor. Bu mafya belki devlet çatısı altındakiler tarafından işletiliyor?
Genelevlere veya ucuz iş yerlerine paslarlar. Pasaportun kimliğin paran olmadan köle olarak çalışırsın. Jargonda Fatih'te ayakkabı atölyesi dedikleri yerler bunlardır. 7 Günde 12 saat çalıştırırlar.

Galiba Tayyip durumlarını biraz iyileştirmiş.
Belli miktar para kazanan olursa kaçar kurtulur daha başka işlerde çalışır. Biz otogarda görünce para mara veriyoruz. Anadolu'da küçük otogarlarda köşelerde otururlar genelde yanlarında bavul falan olmaz. Polisimiz,zabıtamız falan cayır cayır çalışıyor maşallah. Ülkemiz refah yuvası.

Nasıl olsa Bade' lenen daha evvel de bade' lenmiş Hatta bazıları '' Nur Çeşmesinden '' içerek ?? nurlanmışlardırlar
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 26-03-2019, 10:55
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

kartopu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
.

Bence hayal kuruyorlar. Fırsat kaçtı 15 yıl önce bunları düşünselerdi belki şimdi deniz bitti.
Hayır ! Hayal kurmuyorlar.

Her müslümanın ayağında bir NIKE nasıl fikir ama ?

Sanal alemi nike ile alakalı biraz gezersen Ayakkabının altına ALLAH yazmış kafir Nike diye bir sürü haber bulursun.


Bu algıyı nasıl kırarsın?
Tabikide islamın en populer yüzü ile

Kim bu yüz. Tabiki reyiz.

Nike için Suleyman soyluya klip cektir tutmaz. Berata reklam filmi yaptır olmaz.

Burda coca cola pet şiselerini ipe asan yaratıklar , reyizin ısparta da coca cola fabrikasını besmeleyle açmasının ardından akabinde gelen RAMAZAN sofralarında coca cola baş köşeyi almadı mı ?

Ayakkabının altına ALLAH yazan Nike firması bu seferde üstüne yazar ve fabrikası agrıda besmele ve dualar ile reyiz tatafından açılıp tüm islam alemine sunulur. Istihdamda cabası.


Hep bi muhalefet hep bi muhalefet siniz kartopu. Azcık demogratik olun be.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 26-03-2019, 20:16
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Biz insanı insan olarak gördüğümüz için Kapitalist sömürü Çin de de olsa muhalif iz. Bu sömürü Türkiyede olduğunda ucu bize de geleceği için daha fazla acı çekiyoruz.

Çin le Türkiyenin arasında fark Çin teknolojik gelişmeyi yakalamakta kendini gelişen ülkeler seviyesine ulaştırmak için okullarında bile bu tür eğitim vermesi. Türkiye de ise her şeyi Allaha emanet ederek bir kaç kişinin nasıl zengin yapılacağı konusunda çok iyi bir çalışmanın yapılmasıdır.

Yoksa sömürü her yerde sömürüdür.
Türkiye böyle ağır bir sömürü ile bu tür üretimler yapsa bile 10 yıl sonra sadece bir kaç kişi zenginliğine zenginlik katacaktır.
Yani toplumsal zenginlikten nüfusun büyük çoğunluğu bir şey öğrenemeyecek . 10 yıl sonra yine fukaralığı konuşuyor olacağız.

Ne ülke bir üst aşamaya gelecek ne bizler biraz daha rahatlayacağız.
Sonunda yıllaca çalış çabala biri bir roket satarak bütün emek birikimini elimizden alacak. Biz yine tabanları yağlayacağız.
Hemde şu an dolar güçlenmişken 15 yıl önce dolar 1 lira 50 kuruştu .

Geçti Bor un pazarı sür eşeğini Niğde ye demiş atalarımız. Standartlar yükseldi ayakkabılara ne yazarsan yaz bir santim uzayamazsın artık
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 13-04-2019, 11:58
karakedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
karakedi karakedi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Nov 2018
Mesajlar: 690
Standart

şöyle bir habere denk geldim. erdoğan'ın damadı JP morgan'da yeni ekonomi planının sunumunu yapıp, yatırımcılardan sıcak para aradı biliyorsunuz. biz bu JP morgan'ı da erdoğan'ın talimatıyla iç işlerimize karışıyor diye en sert şekilde kınayıp cezasını vermiştik. şimdi damat JP morgan'a gidip kendi ekonomi planımızı açıklıyor. neden???????

Gelişmekte olan ülke ekonomileri konusunda uzman ekonomist Timothy Ash, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a, "Yatırımcı toplantılarıyla vakit kaybetme, doğrudan IMF'ye git" dedi.

Gelişmekte olan ülke ekonomileri konusunda uzman ekonomist Timothy Ash, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a, "Yatırımcı toplantılarıyla vakit kaybetme, doğrudan IMF'ye git" dedi.

Ash, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, "Albayrak'ın yerinde olsaydım, Washington'daki yatırımcı toplantılarını iptal eder, S-400 meselesini çözmeye odaklanır, IMF ile oturur yeni IMF programın nasıl şekillendirileceğini netleştirirdim. D.C.'de başka konularla vaktinizi boşa harcamayın" ifadelerini kullandı.
toplantı sonrası birkaç haber daha okudum. uzmanlar "sunumu" beğenmemiş. gerçekçi çözümler getirilmediğini düşünüyor. dikkat ederseniz Damat vergi reformun tabana yayılması için çalışmalarımızı hızla tamamlayacağız dedi. yani bundan şunu anlamalıyız. patronların, yatırımcıların işini kolaylaştıracağız; vatandaşı düdükleyeceğiz.

erdoğan'da kredi bulabilmek için rusya turu attı. 100 milyar buldum dedi ama ben inanmıyorum. yaz aylarında dış borç ödememiz varmış. uzmanlar bunu nasıl ödeyeceksiniz diye soruyormuş. çok takip etmediğim bir konu fakat yaza doğru suyun ısınacağı belli. hükümet reform ayağına emekçilere saldırmaya başladı.

AKP böyle bir atmosferde gelmişti. böyle bir atmosferde de gidebilir.

ben isterim ki
eğilsin dallar bereketten
ama insanoğlu başını eğmesin
utançtan yada güçsüzlükten
her şey eğilsin insanın önünde
ama insan, insana tutsak olmasın
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 13-04-2019, 12:13
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Albayrak ekonomik strateji açıkladı faturayı yoksullar işçi memurlara kesti kıdem tazminatına göz dikmiş daha öncede işsizlik fonuna dikmişti şimdi Kıdem tazminatı.

Nedense Albayrak konuştuğunda dolar atağa kalkıyor 5.80 e dayandı Sn Albayrak ABD ye gidecekmiş geldiğinde yine bir reçete ile gelecek bakalım kimler hasta imiş göreceğiz.
Bu ülkede devlet tarikat ve cemaatlerin eline geçmiş onlarda halka cehennemin adresini veriyor.

Ne olacak bu memleketin hali eh bunu Albayrak söyleyecek ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin diyecek her halde.
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 16-04-2019, 00:26
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.594
Standart




* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 16-04-2019, 00:48
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.594
Standart

diken.com.tr

Diken ve Twitter'daki mesajda epey grafik-istatistik var.

Ünlü ekonomist: Türkiye'de gerçek enflasyon yüzde 43, TÜİK güvenilir değil

Ünlü ekonomi profesörü Steve Hanke, Türkiye'de gerçek enflasyonun yüzde 43 olduğunu söyleyerek, "(Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan hükümeti yıllık yüzde 20 enflasyon oranıyla sizi kandırmasın, TÜİK ölçümlemeleri güvenilir değil" dedi.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 16-04-2019, 09:29
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Halkın enflasyonu pazarda çıkıyor meydana. Semizlik otu bir demedi 2,5 lira bu ot kendi kendine çıkar ne gübre ne ilaç ister sadece su olsun yeter.
Ama bu sonuç yoksulun çalışan işçinin memurun emeklinin hayatını daha karanlık günlere götürmeyeceği anlamı taşımıyor.
Evet son derece karanlık ve uzun günler için hepimiz hazırlanmalıyız. Artık yaşam biçimimizi değiştireceğiz ucuz ve bedava şeyler arayacağız büyük şehirler daha fazla cehenneme dönüşecek ve göç verecek. Köyler yeniden gidenlerini geri çağıracak
Zor günler bizleri bekliyor. Bizim kaderimizi yazanlar bu kaderi yaşamayacak belki de ama biz o yazılan kaderi yaşayacağız.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 19-04-2019, 16:41
karakedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
karakedi karakedi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Nov 2018
Mesajlar: 690
Standart

şu an resmen dolandırılıyoruz. gerçekten marjinal konuşmak için söylemiyorum. şu an çarşı-pazarda yaşadıklarımızı tek cümleyle özetleyebiliriz: devlet bizi dolandırıyor. şöyle ki:

AKP kendi sermaye grubunu yarattı. bu grup inşaat sektörünü ele geçirdi, profesyonel şirketler iş alamaz oldu. türkiye'nin kamusal kaynakları, vergiler vs Erdoğan tarafından mega inşaat projelerine gömüldü. vergilerimiz inşaat patronlarına aktarıldı. inşaat kısa dönemde hızlı kar getirdiği için, diğer sermaye grupları da sanayi yatırımı yerine inşaat yatırımına yöneldi. türkiyede üretim azaldı, dış borçlar arttı, türkiye ekonomisi dış etkilere karşı kırılgan hale geldi. ekonomi daralınca, Erdoğan kamu bankalarına baskı yaptı, bankalar sermaye sınıfına zararına kredi verdi. şimdi Damat Albayrak lafları süsleyerek bize masal anlatıyor. halbuki devletin kasasına bankalara 27 milyar TL kaynak aktaracaklar. yani bankaların için boşaltıp patronlara zararına kredi verdiler, şimdi bizden toplanan vergilerle zarar eden bankaları kurtaracaklar. yani vatandaşın cebindeki para çekildi ve sermaye sınıfına aktarıldı. bu ne demem? sömürü düzeni değil mi? bir de bu manyaklar kanal istanbul projesinden bahsediyor.

korkut hocanın, ekonomideki son gelişmelerle ilgili köşe yazısını paylaşıyorum.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/kor...rogrami-261239

///

Berat Albayrak'ın 'Reform' programı

Seçim sonrasında açıklanacağı ilan edilen "reform programı" ilgiyle beklenmekteydi. "Program", Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak tarafından 10 Nisan 2019'da Türkiye'de, iki gün sonra da ABD'de (Washington'da) meraklılara aktarıldı. JP Morgan tarafından düzenlenen Washington'daki tanıtımın, davetli yatırımcılarda hayal kırıklığı yarattığı haberleştirildi (Reuters, 12 Nisan).

Albayrak'ın 10 Nisan konuşması, Hazine ve Maliye Bakanlığı Portalı'nda yer alıyor ve üç ana öğeden oluşuyor: (1): Âcil gündemdeki borç krizinin boyutları ve çözüm yöntemleri. (2) Bunalımın maliyetini emekçilere yansıtacak "yapısal" önlemler. (3) "Malî disiplin" önlemleri…

Borç krizinin boyutu, çözümü…

Albayrak, iktidar ve finans kapitalin ortaklaşa yarattıkları döviz krizinin bir borç bunalımına dönüştüğünü itiraf etmektedir.

TL karşılığı sıçrayan dövizli borçlardan ve ekonominin küçülmesinden kaynaklanan sorunlu krediler, Bakan'a göre toplam olarak 276 milyar TL'ye (toplam kredi hacminin yüzde 11'ine) ulaşmıştır. Bu toplamda tahsili geciken alacaklar artmaktadır; ama, BDDK'ya göre kritik eşik olan yüzde 6 aşılmayacaktır. Yani, bir borç krizi patlak vermemiştir; ama gündemdedir. Batılı yatırım çevreleri bu oranların yapay olarak düşük tutulduğunu düşünmektedir (Financial Times, 10 Nisan).

Gündeme geldiği Bakan tarafından da kabul edilen borç krizi, bankalar ve şirketler açısından nasıl çözülecek?

Albayrak'a göre ilk adım, üç kamu bankasının bozulan bilançolarının 27 milyar TL'lik Hazine kredisi ile desteklenmesi olaacaktır. Bu bilançolar niçin bozulmuştur? Burada örtülü bir itiraf daha var: Hükümetin zorlaması sonunda düşük faizli kredi pompalaması nedeniyle… Bu bankalara kaynak aktarımının kamu dengelerini bozacağı ortadadır.

Özel bankaların batık kredilerine karşı çözüm yolu, "2018'de kârların dağıtılmaması ve buna benzer (???) bir dizi adım" ile başlıyor… Ve orada son buluyor. Zira, bundan sonrası, inşaat ve enerji sektörlerinde iktidarın "gözdesi" olan şirketlerin kurtarılması ile ilgilidir.

Nasıl kurtarılacaklar? Bakan, "boş konuşarak" başlıyor: "Dünyadaki en iyi ülke örnekleri taranıyor[muş]… Dünyada bugün en başarılı modeli ülkemize uyarlayacaklar[mış]…" Sonra, işin özüne geliyor: "Enerji ve inşaat gibi NPL'ler [yani, batık krediler] noktasında önem teşkil eden iki sektörde, sorunlu varlıkları borç-hisse takası ile dışarı çıkaracak ve bankalarımızın bilançolarını daha iyi bir hale getireceğiz." Bu "takas operasyonu için enerji ve gayrimenkul sektörlerini kapsayan iki fonun kurulması da "gündeme alınmış."

Batık şirketlerin batık kredilerini aynı şirketlerin hisse senetleri ile takas, bankaların bilançolarını nasıl iyileştirir? Esrarengiz iki "fon"un finansmanını kim üstlenecek?

Meslektaşımız Hakan Özyıldız, 5 Nisan tarihli bloğunda soruyor: "Özel sektörün dış borçlarını kim, nasıl ödeyecek?" Son tahlilde döviz borçlarının Hazine tarafından üstlenilmesini sağlayacak "kötü banka" modelinin gündemde olduğunu ima ediyor. Albayrak'ın konuşmasında sözü geçen iki fon, bu türden bir "kötü banka" tasarımını akla getiriyor.

Geleneksel neo-liberal çözüm gündemdir: Batık kredi ve şirketlerin fiilen kamulaştırılması ve alacaklıların kurtarılması… Devlete yıkılan ek dış borç yükü? Nihaî dış kaynak IMF yerinde duruyor.

Emekçilere saldırı: Yapısal reformlar…

Defalarca vurguluyoruz; tekrar edelim: Neo-liberal terminolojide "yapısal reform", emek karşıtı reçetelerden oluşur. Berat Albayrak da 10 Nisan sunumuna "yapısal dönüşüm" başlığını koyarak niyetini ifşa etmiş oluyor.

Bu "niyet", iki kritik adım ile hayata geçirilecek: BES'in zorunlu hale getirilmesi ve "kıdem tazminatı reformu"… Bu "reform", sermaye çevrelerinin savunduğu kıdem tazminatı fonu oluşturmayı öngörüyor. Sosyal devletin son kalıntılarından biri olan bugünkü kıdem tazminatı düzenlemesinin ücretlilere sağladığı güvence, tarihe karışacaktır.

Daha vahimi de var: Emekçilerden BES için yapılan kesintiler kıdem tazminatı (belki, ayrıca da, işsizlik sigortası) fonu ile birleştirilecek ve burjuvaziye devredilecektir: "Sistemde biriken fonların sermaye piyasaları üzerinden reel sektöre ve ülkemizin sürdürülebilir büyümesine kanalize edilmesini sağlayacağız. Artık şirketlerimiz çok daha kolay, ucuz ve uzun vadeli bir biçimde yeni yatırımlarını finanse edebilecekler; stratejik sektörlerdeki projeler için de ek kaynak oluşturmuş olacağız."

Kısacası, kriz ortamında işçi sınıfından burjuvaziye ve Hazine'den uluslararası finans kapitale astronomik kaynak aktarımları tasarlanmaktadır.

IMF'siz IMF programında "malî disiplin"

Sık sık tekrarlıyorum: Eylül'de TCMB'nin faiz ayarlaması, 2019-2021 Yeni Ekonomi Programı (YEP), ondan türetilen 2019 bütçesi, IMF'siz bir IMF programıdır. Ancak, seçim ekonomisi nedeniyle Mart sonuna kadar uygulanmamıştır.

Albayrak konuşmasında, uluslararası finans çevrelerini, malî disiplinin uygulanacağına inandırmak istiyor. "Yatırımcılar", enflasyon → döviz kuru → enflasyon döngüsünün son bulmasını istiyor ve bunu sağlayacak bütçe disiplini güvencesini IMF'de arıyor. Damat ise, "merak etmeyin; kemer sıkmayı uyguluyoruz…" mesajını veriyor ki sıcak para ve kredi muslukları tekrar açılsın:

"Sıkı maliye politikasının en temel politikaların başında geldiğini; …YEP'te 76 milyar TL'lik tasarrufu ve gelir artırıcı önlemleri devreye alacağımızı ifade etmiştik. Şu ana kadar, 2019 bütçesinde bu rakamın 44 milyar TL'lik kısmını uygulamaya aldık… Seçimden önce nasıl bu mali disiplinden vazgeçmediysek, seçimden sonra da vazgeçmeyeceğiz."

44 milyar TL'nin "uygulamaya alınması" (ne demekse?) finans çevreleri tarafından ciddiye alınmadı. Hükümetin 2019 için belirlediği bütçe açığının yüzde 52'si (36 milyar TL) ilk üç ayda verildi. IMF'nin Nisan 2019 tarihli Dünya Ekonomik Durumu raporu da Türkiye kamu harcamalarında saydamlık gereksinimine açıkça değindi. Albayrak da, küçültücü eleştirileri sineye çekti.

IMF programlarında "malî disiplin", öncelikle kamu harcamaları kısılarak gerçekleşir. Vergi artırımları ise ikincildir ve özel teşebbüs gözetilerek gerçekleşmelidir. Albayrak da "aynı telden çalmaya" özen gösteriyor: "Kurumlar vergisinin kademeli olarak düşürüp;… gelire göre artan oranlarda vergilendirmeyi daha etkin hale getireceğiz… Dolaylı vergileri azaltıp, dolaysız vergileri artırarak verginin daha da fazla tabana yayılmasını sağlayacağız."

Hem (kurumlar vergisi indirimleriyle) şirketleri gözeten; hem de "artan oranlı" ve "daha fazla tabana yayılan" vergilemeyi içeren bu "paket" nasıl tutarlı olabilir? Bordroların (ücret-maaş gelirlerinin) yüksek dilimlerine ve (en geniş tabanı oluşturan) tüketim harcamalarına yüklenilerek….

Maliye Bakanlığı'nın (Bakanı'nın) Türkçe sorunu

Albayrak, renkli, gösterişli grafiklerle yapılan "program tanıtımları"nı pek seviyor. Bu tür tanıtımlar, genellikle powerpoint yazılımı ile ekranlara yansıtılır; oradan izlenir. Bakan da merakla beklenen "reform programı"nı 10 Nisan'da ekrana bakarak (yani, sözlü olarak) kamuoyuna sundu.

Grafikli/görsel sunumun dayanağı olan nicel çözümlemeleri, tabloları içeren bir belge arayanlar, Bakanlık resmî sitesindeki Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019 başlığı altında yer alan metinle karşılaştılar. Yukarıda da bu metinden alıntılar yaptım.

Ne var ki bu, "tuhaf" bir metindir; Hazine ve Maliye Bakanlığı'na ait resmî bir belge özelliği taşımamaktadır. Olsa olsa, Bakan'ın 10 Nisan'da ekrandaki grafiklere bakarken yaptığı konuşmanın bant çözümüdür. Konuşmaların bant kayıtları yazılı bir metne dönüştürülürken, dil, gramer, imla bakımından düzeltilir; konuşmacı da son revizyonu yapar. Bakanlık, böyle bir titizliği gereksiz görmüş. Sonuç, en azından Türkçe bakımından yüz kızartıcıdır.

Albayrak, Frenkçe terimlerden hoşlanıyor. Konuşmasında kullandığı ve Türkçede yeri olmayan "reforme etmek", "kanalize etmek" fiilleri; "lansman","mod", "desitnasyon" (herhalde "destinasyon" olacak) "sözcükleri", metne de olduğu gibi alınmış.

Bakan (nedense) "güçlü" sıfatını da çok seviyor. "Güçlü Türkiye", "güçlü ekonomi" özlemlerine karşı çıkmayız. Ama, bankacılık, emeklilik sistemi, altyapı, tablo, malî süreç, kalkınma sözcüklerinin güçlü sıfatı ile pekiştirilmesi, en azından tuhaf kaçıyor.

Konuşmanın ses bandında yer alan aşağıdaki "cümle", Maliye Bakanlığı'nın resmî sitesine de olduğu gibi aktarılmış: "Oluşturacağımız sistem tüm ana paydaşlara, yani çalışanlara, işverenlere ve devletimize katma değeri en yüksek olacak şekilde oluşturulacaktır." Türkçe daha fazla çirkinleştirilebilir mi?

Yapısal Dönüşüm Adımları 2019'un bir kesimi, "Lojistik Master Planı Hazırlanıyor" ara-başlığını taşıyor.

100 sözcükten oluşan tek bir cümle, bu kesimin hemen hemen tümünü oluşturuyor: "Taşımacılıkla ilgili tüm hizmetlerin tek bir merkezden ve etkin bir şekilde verildiği ve birden fazla taşımacılık moduna erişim…" ile başlayan ve "…tüm paydaşlara kazan-kazan modeline dönük iş birliklerinin gerçekleştirilmesi kurumsal ve uluslararası kamusal iş birlikleri ile hayata geçirilecektir" ile son bulan bir cümle…

Sabrı olan tümünü okusun ve bu pasajı, özne, yüklem, ikisi arasındaki uyum, sözcüklerin, terimlerin, olası kavramların anlamları ve anlatılmak istenen "şey" açısından çözümlesin.

Türkiye'nin en köklü bürokrasisini, geleneksel "devlet terbiyesi" meziyetini temsil eden Maliye Bakanlığı'na ne oldu? İster istemez Hamlet'in sözlerinden ("Something is rotten in the state of Denmark") esinleniyoruz: Devlette çürüyen bir şeyler mi var?

ben isterim ki
eğilsin dallar bereketten
ama insanoğlu başını eğmesin
utançtan yada güçsüzlükten
her şey eğilsin insanın önünde
ama insan, insana tutsak olmasın
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:07 .