Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
...Enbiya 30:
Elmalılı : O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?
...Tüm bilmecelerini tek tek çözerek artık zihninin içine ... (girdik).
|
Efendim, konuya geri dönersem, bir iddiada daha bulunacağım,
Elmalılı : O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık...
Enbiya 30 şunu söylemektedir :
Dünya düzdür.
Bugün bidiklerinizi unutun. Enbiya 30'u yazdıran zihin dünyayı kendi formülasyonu sebebiyle düz kabul etmek zorunda da ondan.
Peki nedir o zihinsel çerçeve ?
Eğer o zihnin içine dalmış olsaydınız, şunu da söylemek zorunda kalırdınız :
Gaşite 20 (Elmalılı) :
Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış? (yani efendim düzleştirilmiş)
Aynı zihin, Kur'an'da geçer mi bilmiyorum, ama göğün kıvrık (eğri) olduğu kabulünü yapması gerekir ki bir felek kavramı çıksın. Peki o felek nerede ikamet etmektedir ?
İşte tam burada :
ENBİYÂ-32:
Ve semayı muhafaza edilmiş bir tavan kıldık...
Tüm gök cisimleri o (eğri, kavisli) tavanda gezinirler (yüzerler). Yani :
Elmalılı (sadeleştirilmiş): Ne güneşin Aya (yetişip) çatması kendisine yaraşır, ne de gece gündüzü geçer; herbiri birer felekte
yüzerler.
Hani hatırlıyor musunuz, poponuzu kızgın çöl kumuna koyup Türk kahvenizi yudumluyordunuz ?
Oturduğunuz yerden tüm bunları (yukarıdaki ayetleri) görebiliyorsunuz efendim. Bu kurnaz Araba hakkını vereceksiniz. Ama nihai noktaya henüz var.