(Primatlar takımının Hominidae familyası:
*Pongo (Orangutan)
*Gorilla (Goril)
*Pan (Şempanze)
*Homo Sapiens (İnsan)
Bu türler kuyruksuz ve beyinleri diğer primatlara göre daha karmaşık.)
Merhaba ben bir deistim. Foruma, komedyen, yazar ve konuşma sanatçısı Ernest Cline'ın "Dance Monkeys Dance" isimli ironik ama çok gerçekçi yapıtının Türkçe çevirisiyle giriş yapayım bari dedim. dotsub.com sitesinde çeşitli dil çevirileri mevcuttu. Aralarında kim tarafından yapıldığını bilmediğim bir Türkçe çevirisi de vardı. Ama o çeviri çok yetersizdi ve bazı yerleri de hatalıydı. Bu benim kendi çevirim.
Bütün maymunlara selamlar...
Gözlemlenebilen evrende milyarlarca galaksi vardır.
Ve her birinde de yüzlercesinden milyarlarca yıldız...
Bu galaksilerden birinde,
bir yıldızın yörüngesinde,
küçük mavi bir gezegen vardır.
Ve bu gezegen, bir grup maymun tarafından yönetilir.
Şimdi, bu maymunlar kendilerini maymun olarak düşünmez.
Kendilerini, hayvan olarak bile düşünmezler.
Aslında onları hayvanlardan ayırdığını düşündükleri şeylerin oturup bir listesini yapmayı severler:
Opposable Thumbs* (Diğer parmakların karşısına gelecek biçimde bükülebilen baş parmaklar)
*İnsan türünü, hayvanlar alemindeki tüm diğer türlerden belirleyici biçimde ayırt etmek için seçilmiş olan iki karakteristikten biridir.,
Öz-Farkındalık...
Homo Erektus ve Australopithekus gibi sözcükler kullanırlar.
Sen Domat dersin, ben Domates... Hayvandırlar işte.
Maymundurlar.
Yüksek hızlı dijital fiber-optik teknolojiye sahip maymunlar.
Fakat yine de maymunlar.
Yani, zekiler, haklarını vermek lazım.
Piramitler, gökdelenler, fantom jetleri, Çin Seddi...
Beyinleri bu denli dizginlenemeyecek bir boyuta kadar evrimleşebilmiş bir grup maymun için, bunların hepsi oldukça etkileyici.
Beyinleri öylesine gelişmiş ki, belli bir zaman süresince mutlu kalmaları artık neredeyse imkansız.
Aslında, mutlu olmaları gerektiğini düşünen tek hayvan onlar.
Tüm diğer hayvanlar zaten olabiliyorlar fakat maymunlar için bu o kadar da kolay değil.
Gördüğünüz gibi maymunlar "bilinç"le lanetlenmiş.
Maymunlar korkar.
Maymunlar endişelenir.
Maymunlar herşey hakkında endişelenir.
Ama genelde diğer maymunların ne düşüneceği konusunda.
Çünkü maymunlar diğer maymunlar tarafından umutsuzca kabul görmek ister ki bu oldukça zordur.
Çünkü pek çok maymun birbirinden nefret eder.
Gerçekte onları diğer hayvanlardan ayıran da budur.
Bu maymunlar nefret eder.
Farklı olan maymunlardan nefret ederler,
farklı yerlerden olan maymunlardan,
farklı renkteki maymunlardan...
Gördüğünüz gibi, maymunlar yalnız hisseder.
Altı milyarının tümü.
Maymunlardan bazıları kendi sorunlarını dinlemesi için başka bir maymuna para öder.
Maymunlar cevaplar ister.
Maymunlar öleceklerini bilir.
Bu yüzden maymunlar tanrılar uydurur, sonra da onlara tapar.
Maymunlar daha sonra, kimin uyduruk tanrısının daha iyi olduğu üzerine tartışmaya başlar.
En sonunda maymunlar gerçekten de çileden çıkıverir.
Bu genellikle maymunların, birbirlerini öldürmeye başlamanın tam zamanı olduğuna karar verdikleri andır.
Ve böylece maymunlar savaş başlatır.
Maymunlar hidrojen bombaları yapar.
Maymunlar, gezegenlerinin tümünü patlayacak seviyeye getirmişlerdir.
Bunu yapamamak maymunların elinde değildir.
Bazı maymunlar diğer maymunlardan oluşan satılık bir kalabalığa çalar/oynar.
Maymunlar ödüller yapar ve sonra bunları birbirlerine verir.
Sanki bir anlamı varmış gibi.
Bazı maymunlar herşeyi çözdüklerini düşünür.
Bazı maymunlar Nietzsche okur.
Maymunlar Nietzsche hakkında tartışır.
Şu gerçeği pek akıllarına getirmezler ki,
Nietzsche de aslında sadece başka bir maymundur.
Maymunlar planlar yapar.
Maymunlar aşık olur.
Maymunlar seks yapar.
Ve sonra da, daha çok maymun yaparlar.
Maymunlar müzik yapar.
Ve maymunlar dans eder.
Dans edin, maymunlar, dans edin!
Maymunlar çok fena gürültü yapar.
Maymunların -eğer çaba gösterebilirlerse- çok fazla potansiyelleri vardır.
Maymunlar, gerçek maymun tabiatlarını inkar eden kör bir inanç içinde vücutlarındaki kılları tıraş eder.
Maymunlar, "şehir" adını verdikleri devasa maymun inleri inşa eder.
Maymunlar yere bir sürü hayali çizgiler çizer.
Maymunların istikrarsız medeniyetlerine yakıt sağlayan petrolleri bitiyor.
Maymunlar, hiç yarın yokmuş gibi gezegenlerini kirletip ona tecavüz ediyor.
Maymunlar herşey yolundaymış gibi davranmayı çok sever.
Hatta bazı maymunlar, bütün evrenin onların yararına yaratıldığına bile inanır.
Anlayabileceğiniz üzere ... bunlar gerçekten saçma sapan maymunlar.
Bu maymunlar, gezegenin bazen en çirkin ve bazen de en güzel yaratığı.
Ve maymunlar, maymun olmak istemez.
Başka birşey olmayı isterler.
Ama değiller.