Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Dil, Mantık & Zihin Felsefesi

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 13-09-2017, 00:28
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart Teleolojik Yanılgı

Teleoloji; yani ereksellik, gayesellik. Her şeyin bir amacı vardır görüşü..

Aristo zamanında popüler olmuş bir görüş. Günümüzde teistlerin sıkça önümüze getirdiği fikir. ''Evrendeki her şeyin bir amacı vardır.. blablabla..''

Her şeyin bir amacı olduğuna dair bir kanıt yoktur. Fakat amaç olmadığına dair kanıt var mıdır diye düşündüm ve örneklemeyle ortaya koyacağım.

Okyanusun derinlerinde bir köpek balığı bir ahtapotu kovalıyor olsun. Köpek balığının sivri dişlere sahip olma 'amacı' ahtapotu yakalayabilmekken ahtapotun kamuflaja sahip olma 'amacı' ise köpek balığına yakalanmamaktır.
O halde burada tanrının/doğanın amacı ahtapotun yakalanması mıdır, yakalanmaması mıdır? Bu konuda kararsız kalınmış gibi.

Canlılar üzerindeki bu kovalamaca/kaçmaca örnekleriyle evrimin ve doğanın bir amaca yönelmediği görülebilir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 13-09-2017, 02:42
Dusunen adam Dusunen adam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Sep 2015
Mesajlar: 379
Standart

"Evrimi de Tanri yaratti" diyenler var. Tanri neden boyle tuhaf ve tesaduflerle dolu bir sisteme ihtiyaç duymus sorusunun cevabi yok. Evren ve hayat bir kesmekes, duzen falan yok, adalet hiç yok. Teistler, bir canliya veya insana bakip "ne mukemmel bir varlik!" diyor ama milyonlarca yil evrimleserek bu duruma geldiklerini ve hayatta kalamayip soyu tükenen milyarlarca canli ve insanimsilari tamamen gormezden geliyorlar. Allah neden boyle mukemmelikten uzak varliklar yaratsin? Allah canlilar üzerinde milyonlarca yil boyunca deneme-yanilma yöntemleri mi uyguladi?
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 13-09-2017, 09:42
Nero Nero isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 24 May 2017
Mesajlar: 1.869
Standart

Ne kadar zorlama yorumlar yapıyorsunuz. Bence evrendeki bu mücadele gayet güzel bir tasarım. Genele baktığımızda bu mücadele üzerine kurulmuş bir sistem olduğunu görüyoruz. Köpekbalığı avcı, ahtapot av. Biri kovalıyor, öbürü kaçıyor. Bunlar arasında bir ilişki var. Birinin soyunun azalması veya tükenmesi öbürününkini de aynı kaderle başbaşa bırakıyor.

Bu evren bir iluzyonsa, bu yaşanan fizik dünya ve bu dünyadaki fizik olaylar esas değil de sadece birer görüntüyse, geçici durumlarsa, bu olayı daha da heyecan verici yapıyor. Çünki bir filmdeyiz ve çıkınca tekrar, başka bir filme gireceğiz demektir bu.

Film seyrede seyrede, filmleri yaşaya yaşaya, bir gün gelecek asıl kendimiz olduğumuz bir başka âleme yükseleceğiz.

Sizse kuru bir evreni esas alıyorsunuz. Sizin esas aldığını bu evrende tek bir kez gelip gidiyoruz. Bir evrim ve bir tekâmül yok sizin evreninizde. Sizin olmasını münâsip gördüğünüz(!) tanrı da size göre bir tür süperman olmalı ve öyle olmadığı için burun kıvırıyorsunuz.

Yok kararsız kalmış da, yok niye tesadüflere ihtiyaç duymuş da... Siz kusursuz bir tanrı imgesi bekliyor ve böyle olmadığı için de yok sayıyorsunuz. Oysa bu kusursuz tanrı beklentisi bile ne kadar da insanî!..

Kusur kavramı bile insana özgü. Tanrı ise bu tür sorunlardan zaten uzak olmak durumunda değil mi? Yâni kusursuzluk, kendi zıddını da, kusurlu olmayı da içerir. Oysa tanrı kavramı bu tür diyalektik sorunlardan uzak olmak durumunda değil mi?

Bence bu kusurlu ve heyecan verici evrenimiz gâyet güzel. Tam da yüce bir yaradılış eseri gibi...
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 14-09-2017, 23:01
pianola - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pianola pianola isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 22 Oct 2014
Bulunduğu yer: Platon'un Mağarası
Mesajlar: 1.906
Standart

Dünya "görüntü" değil ki, o bir esasa dayanmayışı itibarıyla "dünya". Açtığın sanat konusunda buna dair özellikle yazmıştım.

(1) Metafizik olan teleoloji gramerik bir kökene sahiptir, yani tam da söylediğiniz "kusursuzun kusurluluğu da içermesi gerektiği" gibisinden totolojik kavramları yaratan imleme sisteminin imgeselliği kafesleyişidir. Oysa (ontolojik anlamda) kusursuz kusuru içermez, sadece onu tanımlar , yani onlar ancak birbirlerine olanak sağlayan bir tanıma dialektiği ile hareket ederler (bu, saltık bir durumun imkansızlığı olarak da okunabilir..) (2) Burada temel olarak yapılan şey sadece ideal olan herhangi bir kusursuzluk kavramını ontolojik öncelikli kılmak, bunun doğal sonucu da "alfa & omega" olarak kavranan Tanrıdan başka birşey olacak değil elbette.. Ancak ifade ettiğim gibi bu "tamamen" gramerik bir olgudur, epistemolojiyi ontolojik zemine çektiğimizde ise onların izole edilemeyeceklerini ve dolayısıyla böyle bir öncelemenin de mümkün olmadığını hemencecik anlarız... Bu tip kavramlar son derece yüzeysel soyutlama hatalarından ileri gelmekte aslında, A,A gibi... Benim aşkınsallaştırmak kelimesini kullanmamın seni sinirlendirmesi mesela, yine yukarıdaki iletinde görülen düşünce biçiminin bir sonucu


Ben de içgözlemin kurbanıyım.
Sylvia Plath

Her bir sözcük, sessizlik ve hiçbirşeyliğin içinde gereksiz bir leke gibi...
Samuel Beckett

Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...
Aşık Veysel

Tekrar ede ede bitirilemeyen keşif, tekrar ede ede bitirememenin keşfine dönüşür.
Maurice Blanchot

İletişim, bir iletişimsizlik düzeneğidir.
Lacan

Sonuçta hepsi kendini kandırmaktan ibaret, öyle değil mi..?
Marilyn Monroe

ex nihilo nihil fit
il n'y a pas de hors-texte

Konu pianola tarafından (13-01-2018 Saat 11:57 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 14-09-2017, 23:12
Nero Nero isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 24 May 2017
Mesajlar: 1.869
Standart

(bu, saltık bir durumun imkansızlığı olarak da okunabilir..) Pyrŕon

Ben de bunu kastetmiştim. Mutlak bir durum olamaz anlamında. Bu beklenti de insanî bir hatadır.

Aşkınsallaştırmak kelime olarak hatâlı ve anlamsız. Ben bu tür kelimeleri duyunca, okuyunca orada kalıyorum, anlama çabam otomatik olarak sona eriyor.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 14-09-2017, 23:26
pianola - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pianola pianola isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 22 Oct 2014
Bulunduğu yer: Platon'un Mağarası
Mesajlar: 1.906
Standart

Onu kastetmiş olamazsın (yukarıdaki iletine göre) , zira saltık/mutlak bir durum yoksa, senin idealinde bulunan kusursuza atfettiğin ontolojik önceliğin de ontolojik bir hakikati yok, bu yüzden de dünya için "görüntü", "ilüzyon" gibi ifadeler kullanman anlamsız.


Ben de içgözlemin kurbanıyım.
Sylvia Plath

Her bir sözcük, sessizlik ve hiçbirşeyliğin içinde gereksiz bir leke gibi...
Samuel Beckett

Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...
Aşık Veysel

Tekrar ede ede bitirilemeyen keşif, tekrar ede ede bitirememenin keşfine dönüşür.
Maurice Blanchot

İletişim, bir iletişimsizlik düzeneğidir.
Lacan

Sonuçta hepsi kendini kandırmaktan ibaret, öyle değil mi..?
Marilyn Monroe

ex nihilo nihil fit
il n'y a pas de hors-texte
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 14-09-2017, 23:31
Nero Nero isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 24 May 2017
Mesajlar: 1.869
Standart

Pyrrón´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Onu kastetmiş olamazsın (yukarıdaki iletine göre) , zira saltık/mutlak bir durum yoksa, senin idealinde bulunan kusursuza atfettiğin ontolojik önceliğin de ontolojik bir hakikati yok, bu yüzden de dünya için "görüntü", "ilüzyon" gibi ifadeler kullanman anlamsız.
Benim idealim de yok, kusursuz da yok bana göre. Mutlak yok diyorum, daha ne?

Ontolojik öncelik ruha. Dünya ve evren ilüzyon. Asıl gerçeklik ve asıl kalıcı olan ruh.

Parca parça olmuş ruh da değil, tek bütünlük içindeki ruh. Yani tanrı katı...
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 15-09-2017, 01:44
pianola - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pianola pianola isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 22 Oct 2014
Bulunduğu yer: Platon'un Mağarası
Mesajlar: 1.906
Standart



Ben de içgözlemin kurbanıyım.
Sylvia Plath

Her bir sözcük, sessizlik ve hiçbirşeyliğin içinde gereksiz bir leke gibi...
Samuel Beckett

Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...
Aşık Veysel

Tekrar ede ede bitirilemeyen keşif, tekrar ede ede bitirememenin keşfine dönüşür.
Maurice Blanchot

İletişim, bir iletişimsizlik düzeneğidir.
Lacan

Sonuçta hepsi kendini kandırmaktan ibaret, öyle değil mi..?
Marilyn Monroe

ex nihilo nihil fit
il n'y a pas de hors-texte
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 20-11-2018, 22:16
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Okyanusun derinlerinde bir köpek balığı bir ahtapotu kovalıyor olsun. Köpek balığının sivri dişlere sahip olma 'amacı' ahtapotu yakalayabilmekken ahtapotun kamuflaja sahip olma 'amacı' ise köpek balığına yakalanmamaktır.
O halde burada tanrının/doğanın amacı ahtapotun yakalanması mıdır, yakalanmaması mıdır? Bu konuda kararsız kalınmış gibi.
Karasızlık değilde doğada "Garanti" yok.
Avcı illa avlayacak, avlanan da illa ki av olacak diye bir durum yok. Dolayısıyla av da avcı da tüm canlılar, kendilerince savunma/hücum sistemleri geliştirmişler.
Ama genede savunma olsun, hücum olsun, ikisi de "garanti" değil.
Güçlü olan ayakta kalır desekte, işi değiştiren şans, çevre başka sebeplerde devreye girebiliyor.
Güç bile garantiyi getirmiyor.
Eğer avcı illa yakalasaydı, bu "garanti" olurdu ki bu da başka bir sorunu sebep olurdu.
Onun da adı "İstilâ" dır.
Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Canlılar üzerindeki bu kovalamaca/kaçmaca örnekleriyle evrimin ve doğanın bir amaca yönelmediği görülebilir.
"Garanti" meselesine direk amaç diyemem ama "İstilâ" meselesine çok rahat amaçtır diyebilirim, doğa istila'ya geçit vermemek için, garantiyi ortadan kaldırmıştır.
Bu yönden bakınca, "garanti olmaması" amaca yönelik bir hareket olarakta görülebilir.

Mesela herhangi bir canlının hayatını ve üremesini garanti altına alalım, serbestte bırakalım kısa zamanda her yeri istilâ edecektir.

Doğada dengeler çok ilginç gerçekten, küçük resme göre birileri birilerini avlıyor, anlamsız geliyor ama büyük resme göre, istila gibi, garanti gibi mekanizmalarla işin denge tarafı görülüyor.

Hasılı küçük resme bakmamak gerekiyor, bu bizi yanıltır.

Sevgiler.

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:38 .