Sn OQONUC,
Olaya şüpheci bir mantık anlayışıyla yaklaşmak gerekir.
Soruyu şöyle sormalısın.
''Dokuzyaşından itibaren yani daha çocuk denecek yaşta, Muhammedin en yakınında ,hatta özel odasında büyümüş bir insan figürü niçin yaratıldı ve tarihi bir şahsiyet olarak yerini buldu.?''
Muhammed diye biri hiç olmamışsa bile,
''dokuz yaşında bir çocukla evlendiği'' üretilen hayat hikayesine sokuluyorsa ,
bu hikayenin bize kabul ettirmeye çalıştığı peygamber figürü yine sorgulanır olmaya devam eder.
Saygılar
__________________
Ben birşey anlamadım...
Muhammed var ise aişe savı gerçeğe oturur; istenilen kadar eleşitilebilir veya savunulur veya herneyse..
Ama olmayan bir figürün böyle hayat hikayelerini kutsal bir metne sokmak olacka iş değildir. Öyleyse vardır. Var ise eleştirenlerin eleştirileri muhatap bulur.
Yok ise; olmayan bir figürün üzerinde başta turan dursun olmak üzere hem islam eleştirmenleri hem de savunucuları baştan yanılmış olurlar. Ki bu kez de böyle bir olayın olmadığı ama bir yaratılmış efsaneyle inananların oluşturdukları ahlak bilinci kavramı oluşur.
Bu da kültürel bir olgu olarak kabul edildiğine göre zaten sorun yoktur. Hem böylece o ahlak yargısının üzerinde bugünün şartlarında ahlaksızlık olarak görünen evlilik olayı da temizlenmiş olur.
Olayın özü basittir. Olduğu için veya olmadığı için inanç veya inançsızlık değil; olması gerektiği için inanmaktır.
İspata dayalı bir inancın temelleri yoktur. Tıpki ispata dayalı bir inançsızlığın temellerinin de boş olduğu gibi.
Bir inançsız Tanrısızlığı ancak; ihtiyacın olmadığı noktasında kabul ve tercih ederek savunabilir.
Bir inançlı ise Tanrıyı olması gerektiği konusunda ancak savunabilir ve tercih edebilir.
Bundan gerisi leyleğin ömri lak lak laktır. Bu sitede hepimizin çoğunlukla yaptığı gibi.
Amaçsız inancı ben neyleyim. Veya Tanrı yok diyerek kubara kubara gezmenin yer cüce tanrılarının eline düşmekten başka ne faydası var ki...
Tanrıya ihtiyacım yok diyen Hz.Muhammedi zaten kabul etmez. Tanrıya ihtiyacım var diyen islam da Hz.Muhammed'i kabul etmek zorundadır. Bu bir teslimiyettir. Suali olmaz denir kapanır konu.
Elhasıl;
Yukarıda yapılan çalışma her durumda inançsızın öne sürdüğü iki ön yargıdan birini elemektedir. Bu da inançlı insanların işine gelir.
olay budur.
Zaten o çalışmalrın ısmarlama yazılmasının nedeni, güya İslamı çürüterek onun arkasındaki Hristiyanlığı empoze etmektir. İnançsız birisinin kullanacağı materyal değil gibi görünüyor bana göre; ama yinede siz daha iyisini bilirsiniz.
bir insanın inanması için de ret etmesi içinde delil yine kendisidir.
Ne demiş Yunus; bir ben vardır bende benden içerü
Benim anladıklarım bunlar. Daha da gerisi varsa dinlemek isterim.
Selamlar