Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dünya Dinleri, Mitoloji & Antik Uygarlıklar > Mitoloji & Esoterisizm > Sufizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 09-10-2008, 00:09
ikixiki ikixiki isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Nov 2007
Mesajlar: 180
Standart

sevgili preach güzel bir başlık açmışsın,teşekkür ederiz.

Epeydir yazasım yoktu,ama bu konu ilgimi çekti.

Ahmet Hulusi'yi bir kenara bıraksakta mezhep ve tarikatlar hatta dinler ile sufizm arasındaki farkla devam etsek ne dersin ?
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 09-10-2008, 00:39
placebo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
placebo placebo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Dec 2007
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1.924
Standart

Sevgili ikixiki ben de bu amaç üzerine bir başlık açmıştım,buradan da devam edebiliriz oradan da..Sizin yazılarınızı ve düşüncelerinizi merakla bekliyorum..

http://www.turan-dursun.com/forumlar...ead.php?t=7848
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 09-10-2008, 15:45
ikixiki ikixiki isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Nov 2007
Mesajlar: 180
Standart

Sufizm tekilliği,tarikat çokluğu işaret eder.Tanrıyı esas alarak bakarsak,sufizm öznel anlamda bilmenin,tarikatlar ise nesnelleştirilmiş bir inancın karşılığı olabilir.İnanmak ve bilmek arasında ise büyük fark vardır.

Sufizm varoluş tekilliğinin,zahirde yine kendine yansıyan görüntüsüdür ve öznelliğin vardığı son noktalardan biridir.Halbuki tarikatlar inanç konusunu,dayatılmış kurallar,tespihler ve takkelerle nesnelleştirir.

İnsan olabilmek için kendi varoluşumuzu ve tekilliğimizi fark etmek ve sorgulamak durumundayız,bu sorgulamadan kimi hiçliğe,kimide tanrıya ulaşır ve her ikisi de onu yaşayanın kendi öznel gerçekliğidir,bir diğerinin sorgusuna da pek açık değildir.

Sufizmde yaşanan içselliği anlamayı ve felsefi anlamda tartışabilmeyi çok isterdim ama yerinin bu sitenin forum sayfaları olduğunu düşünmüyorum,aslında tartışılabilecek bir şey olduğunu da düşünmüyorum galiba,çünkü yaşamadığımı ve bilmediğimi tartışmak had aşmak olur.

Bir başkasının emeği,olgusu yada yaratısı üzerinde düşünebiliyor olmamız onu felsefi anlamda tartışma ve irdeleme hakkını bize vermez. En azından o konu hakkında bilgili,yetkili olmamız,en azından ilgili olmamız gerekir.

Felsefe,gördüğümüz her konuda fikir beyan etmek yada tartışılan konuyu fikirlerimizi esnek ve yetkin kullanarak yenme veya yenilgi durumuna getirmek değildir.Düşünsel yetilerimizin dansöz kıvraklığında kullanılarak,bir konuya hak etmediği bir yenilgi yaşatmasını veya haksız bir zafer kazandırmasını da sahtekarlık olarak düşünmekteyim,üstelik felesefeyi seven biri olarak.

Bir tartışmanın düşünsel olgular yardımıyla yanılsamalı bir yengi veya yenilgi kazanması için gösterilen çaba,galiba felsefenin işi değil.
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 09-10-2008, 15:46
ikixiki ikixiki isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Nov 2007
Mesajlar: 180
Standart

Yanlış anlaşılmamak için bir başlangıç yaptım ve devam ediyorum,
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 09-10-2008, 16:43
ikixiki ikixiki isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Nov 2007
Mesajlar: 180
Standart

Gökte tahtında oturan bir tanrı var dediler diye sufi olunamaz yada ben sufi olmaya karar verdim diyerek de sufi olunması mümkün değil.Konçerto bestelemeye karar versem bile yapamamam yada Monalisa yerine bir Monabetty de çizememem.Bazı şeylerin yaşanması öznel ve içsel bir zorunluluktur.

Geçenlerde çok sevdiğim bir yazarın,Irvin Yalom’un son kitabını okudum,’’Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek’’.Yalom,Yahudi asıllı,ateist bir psikiyatrist.Herhalde yayınlanmış kitaplarının yarısından çoğunu okumuşumdur.Bu nedenle kıyas yapabildim.Son kitabını diğerlerinden ayıran,psikiyatrist kimliği ile kendi danışanını karşılıklı konuşturmasıydı.Yaşlılığı nedeniyle yaklaşan ölümünü,daha yakından fark etmesini ve ölümünü güneşe bakmakla özdeşleştirmesini hüzünlenerek gördüm.

Kitabı bitirdiğimde sadece ''ölüm''e değil,''Tanrı''ya bakmak da güneşe bakmak kadar yakıcı olabilir diye düşünmüştüm.Tarikatlar,mezhepler ve dinler,güneşe bakamayanlar için sanal gözlüklerdir aslında.

Ne dinleri nede tarikatları insana ait olan herhangi bir şeyden ayrı düşünemeyiz,yanlışın insanın yanlışı olduğunu unutturmakta ayrı bir masaldır.

Gözlüklerimiz için satıcıya ödediğimiz bedel en değerli olan şeyimiz,benliğimiz değil mi ?
Peki bakamadığımız gözümüzü kamaştıran şey ne olabilir?

İNSAN olmanın ötesinde herhangi bir alt kimliğe sahip değiliz,aynı fikirleri,aynı görüşleri,aynı genetiği paylaşıyor bile olsak.

İnsanlık,gerçek insanı yaşamak için kör eden gözlüklerini çıkarabilse,bende çıkarabilsem...

Kuşkusuz insanların aynı fikir etrafında hipnotize edilerek toplanması yada taşıdıkları benzer özelliklerinin vurgulanarak bir arada tutulmasında,güdülesi sürüler haline getirilerek kendiliklerinden yalıtılmasında ve insanın insana,insanın evrene yabancılaştırılmasında birileri için büyük menfaatler var.
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 09-10-2008, 18:21
-InVi- -InVi- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Jun 2008
Bulunduğu yer: Gavuristan
Mesajlar: 1.359
-InVi- - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

ikixiki´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sufizmde yaşanan içselliği anlamayı ve felsefi anlamda tartışabilmeyi çok isterdim ama yerinin bu sitenin forum sayfaları olduğunu düşünmüyorum,aslında tartışılabilecek bir şey olduğunu da düşünmüyorum galiba,çünkü yaşamadığımı ve bilmediğimi tartışmak had aşmak olur.

degerli ikixiki,
anladigim kadar ile konuyu acan sn preach'in niyeti , sufizim sorgulamak veya tartismak degil, ahmet hulusi ve onun gibi sözüm ona sufileri elestirmektir, fakat kendisi yorumlarini yaparken, sanki tüm müslümanlar, veya sufiligi hayatlarinin merkezine koyan insanlar, ahmet hulusi ve onun gibileri'in yiginlar halinde ayni yolu izlemekte, ahmet hulusi ve onun gibilerinin hayat ve hayatin sorunlari ile iligi yorumlarina bel baglamis bulunmaktalar, ve dipsiz kara kuyular icinde bulunduklaridir.
ama böyle birsey yok ! o yüzden bu baslik altinda olsa olsa sadece ahmet hulusi ve onun kendinesufi yorumlarini desteleyip veya elestirmek ile dar bir alanda fikirlerin ifade edilmesine kalmaya mahkum.

sizin güzel tespitleriniz ise sn preach'in actigi bahsi gecen baslik altinda yerinde yazilabilinirdi, ama orada konu mezheplerin veya tarikatlarin ortaya cikisindan ziyade, nurculuk ve fetullah gülencilik ayni kefeye konularak, her türlü bir fikir beyan etmeyi imkansizlastiriliyor......
ama bu güzel düsüncelerinizi mutlaka o baslik altinda ifade etmeyi sürdürmenize sevinirim.

surada haklisiniz, nihayetinde felsefe sorunlara "sablon" cevap vermek yerine, var olan sorunlari oldugu gibi ortaya koyabilmek, sorun cikartanin, sorunlara sebep olanin gözleri önüne serebilmektir. Felsefe nihayetinde cevap vermez, insanlarin kendi dogrularini bulmasinda yardimci olur.....

bize kendi dogrularimizda yardimci olmaniz dilegi ile.....
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 05-03-2015, 05:21
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Tasavvuf deyince tek bir kaynak olarak ele almamak lazım, zira dinde bu kadar mezhep, tarikat, akım vs.ler var ve bunların her birinin de kendi tasavvufları var.
Ve bunlar kendi içinde de görüş ayrılıkları yüzünden bir o kadar daha parçalanıyorlar ki ortada bir sürü anlayış var zaten.
Hangi tasavvuf doğru peki diye denilebilir.

Şu diye kesin bir söylemek zor tabi, ama bu işin başlangıcı Keşf (akıl ötesi) denilen hadisenin etrafında döner.
Dini kesimde bize aklımız yeter deyip, bu keşf hadisesini kafadan reddederler ki olay bir kere buradan baştan ayrılır.
Hal böyleyken bile akılcılar vahdeti vücuttu kendilerince yorumlar.
Dediğim gibi her ekol bunu kendince yorumlar.
Diğer türlü hepside nefsi terbiyeden, edepten, erkandan vs. dem vururlar ki işin içinde olmayan aralarında ki farkı göremez.
Oysa bu farklar gece ve gündüz gibidir, o kadar bir birlerine zıttır.

Bu yüzden tasavvuf tehlikeli bir mecradır, herkesin uçurduğu yaşayan biri gerçekte hiçte öyle bir olmayabilir-ki öyledirde-zaten tasavvuf temelinde kalabalıklara hitapta etmez.

Sufizm bildiğim Anadoluda ki tasavvufi öğretinin adına deniyor, Mevlanadır, Yunusdur vs. sevgi ve insan daha fazla işlenmiştir onda, diğer ülkelerdeki tasavvufi anlayıştan farklı bu ama bu nette gördüğüm kadarıyla yabancılar tasavvuf deyince genel olarak Sufizm kullanıyorlar sanki.

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 06-03-2015, 06:34
ereninthenature - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ereninthenature ereninthenature isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 May 2011
Bulunduğu yer: Uzay
Mesajlar: 1.588
Standart

Ben insanlardan tamamen sogudugumda Menzil'e gidiyorum. Bir iki hafta durup ruhani olarak rahatlayip geri geliyorum. Yoksa yasayamiyorum Istanbul'da. Uyusturucu kullanimini kabul edip, kucaklayan yargilamayan tek toplum Sufi'ler. Iyiki varsiniz.

Bu da oylesine bir itirafimdir.

Science is not only compatible with spirituality; it is a profound source of spirituality.
-Carl Sagan

All ideology is toxic because ideology is a kind of insult to the gift of human free thinking.
-Terence McKenna
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 06-03-2015, 06:38
ereninthenature - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ereninthenature ereninthenature isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 May 2011
Bulunduğu yer: Uzay
Mesajlar: 1.588
Standart

Menzil'e cebinde sifir parayla gidip aylarca yasabilirsin. Kimse senden para istemiyor. Pizza ye para odemeden cik, kebep ye para odemeden cik. Cay, kahve, sigara bedava. Esrar ic gene bir sey demiyorlar. Her turden insanla sicak, yakin muhabbet edebilirsin. Tarihin disinda yasayan insanlar bunlar. Dunya malindan, mulkunden, politikasindan siyrilmislar. Amaclari sadece insan olmak, olabilmek.

Science is not only compatible with spirituality; it is a profound source of spirituality.
-Carl Sagan

All ideology is toxic because ideology is a kind of insult to the gift of human free thinking.
-Terence McKenna
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 06-03-2015, 17:45
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Duygularını paylaştığın için teşekkürler @ereninthenature

Anlattıklarından H.Bayramlı yıllarım aklıma geldide orada da manzara senin söylediğinden çok farklı değildi.
Gerçi artık 2007 den beri gitmiyorum, geçen aylarda da gördüğüm kadarıyla, tamamiyle turistik bir alana dönüştürmüşler, ama o atmosfer genede devam eder sanıyorum.

Roma dönemiden kalma Ogüs tapınağı ile yan yana olması bile aslında Anadolu sufizminin yargılama, sorgulamadan uzaklığının göstergesidir, kaldı ki insan.

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:43 .