Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 22-06-2015, 00:49
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart Caner Taslaman

İnançlı dönemlerimde Taslaman'ın bütün kitaplarını okumuştum bütün videolarını izlemiştim. Hala arada sırada dinlerim meraktan. Sık sık tv kanallarına çıkıyor. Baya takipçisi var. Deistik tanrı argümanları tutarsız sayılmaz fakat dinlerle bağlantı kurması gülünç duruma düşürüyor.

Bilim-felsefe-din üçlüsünü uzlaştırma çabası içerisinde ve sürekli ilişki kurma amacında. Bilim-din ilişkisi son yıllarda çok popüler oldu. Bunu hem Türkiyede hem dünyada yapan teistler var.

Bilimdeki bazı enteresan fenomenlerle dinlerdeki yoruma açık anlamları birleştirmek inananların imanlarını fazlasıyla artıyor.
Örneğin dua edildiğinde sonucun belirsiz olması durumunu kuantum belirsizliklerinin tanrı tarafından belirlenmesiyle cevap bulduğu şeklinde yorumlanması.
Ya da paralel evrenlerin melek ve cinlerle ilişkilendirilmesi.
Örnekler çoğaltılabilir. Bunu ben de inançlıyken bazen yapardım açıkçası.

Hayalgücünü kullanarak bazı varsayımlarla bilim-din bağlantısı kurmaya çalışanların imanları kuvvetlenirken aynı zamanda inançlarını mantıklı ve bilimsel zannediyorlar.

Siz bu akım hakkında ne düşünüyorsunuz merak ediyorum. Dinleri mantıklı ve bilimsel gösterme çabalarının sonuçları neler olabilir?

İki farklı sonucu olabilir bence. Birincisi, inancın mantıklı ve akıllı insanlar arasında da yayılmasını sağlayarak zarar verebilir. İkincisi, bilimi ateizmin aracı göstermekten uzaklaştırarak inançlıları da bilime teşvik edebilir. Mesela evrimi inkar etmek zorunda kalmazlar.
Olumlu veya olumsuz sonuçlarının olabileceği konusunda kararsızım.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 22-06-2015, 01:03
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart

Bunlar yeni şeyler değil, aşağıdaki bağlantıdakinin İslâm soslusu.

https://en.wikipedia.org/wiki/Christian_apologetics

Kuantum teorileri hakkındaki bilgisi, yetkinliği, Kuantum'la zayıflatan büyük madrabaz Ahmet Maranki'den daha fazla değildir.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 22-06-2015, 01:08
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Shibumi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bunlar yeni şeyler değil, aşağıdaki bağlantıdakinin İslâm soslusu.

https://en.wikipedia.org/wiki/Christian_apologetics

Kuantum teorileri hakkındaki bilgisi, yetkinliği, Kuantum'la zayıflatan büyük madrabaz Ahmet Maranki'den daha fazla değildir.
Hristiyanlıkta da John Lennox, Richard Swinburne, Paul Davies gibi adamlar var. Taslaman da onlardan beslenmiş sanırım.
Özellikle bigbang, izafiyet, kuantum teorilerinden çok fazla argüman çıkıyor dinlere.
Tanrıyla bağlantı kurulmasını anlayabilirim ama dinlerle çok komik duruyor.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 22-06-2015, 01:19
Aleph - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aleph Aleph isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Mar 2015
Mesajlar: 1.598
Standart

Caner ve ekürileri bana göre din belasından uzaklaşmalarını geciktirerek insanlığa büyük zarar veriyor. İnançlı insanların bilimi kucaklaması zor. Bu hayalcilik olur. İslam toplumlarında aklı ve bilimi ön plana çıkaran yorumlar her zaman yobazların ve radikallerin gerisinde kalmıştır. Caner imanlı insanları evrime ikna edecek öyle mi? Önce evrim konusunda kendi kafa karışıklığını bir gidersin bakalım. Evrimi tam olarak benimsemiyor ancak yarın öbür gün çok kuvvetli deliller ortaya çıkar endişesiyle kesin bir dille reddetmiyor da. Böyle çakal, böyle kurnaz bir adam. Cüppeli kendisinden 10 kat daha samimi ve dürüsttür..

Az önce NTV'de Neil degrasse Tyson'un sunduğu Cosmos belgeseliyle aynı saatte Habertürk'te Caner Taslaman ve Mehmet Okuyan'ın konuk olduğu Öteki Gündem programı vardı. Acaba hangisi daha çok reyting aldı çok merak ediyorum. Haber kanalları reyting ölçümüne girseler keşke.. Programda Mehmet Okuyan, Nuh'un 950 sene yaşaması ile ilgili soruyu orada kast edilen kelime sene değil "ay" dır şeklinde tevil ederek bir güzel geçiştirdi. Bu millet harbi gerzek ya. Rahmetli(!) Aziz Nesin ne kadar da haklıymış. Bu adamlara hoca diye itibar eden bir milletimiz var.. Hem cahil hem salaklar..

"Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmektir." - Dücane Cündioğlu
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 22-06-2015, 01:35
Olimpiyat Olimpiyat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Apr 2011
Bulunduğu yer: İstanbul-İzmir hattı :)
Mesajlar: 1.474
Standart

Caner Taslaman, ukala bir insan. Felsefeci diye lanse edilir ama Felsefeci bile değil aslında.

Ekranda bir duruşu var, Fizikten çok Fizikçi, Biyologdan çok Biyolog kesiliyor.

Lise 1 düzeyinde bir Fizik sorusunu bile çözemez ama Kuantumun derinliklerinden bahsediyor.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 22-06-2015, 01:35
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

O programın bir kısmını ben de izledim Aleph. Hatta onu izledikten sonra bu başlığı açtım.
Mehmet okuyan, Emre dorman, Sinan canan var bir de yanında genelde.

Nuh olayına birisi 1000 ay derken Caner de Nuh öldükten sonra etkisi 1000 yıl sürmüş olabilir diyor.

Bu adamları izleyenlerin tepkilerine bakıyorum. Diyorlar ki mesela ''ya bu tarz bilimsel kanıtlara rağmen hala inanmayan salak ateistler var'' gibi. İmanları kesinleşiyor. Beyin mühürlenmesi. Şahsen iyiki kurtulmuşum diyorum. Dinlerdeki önemli problemler görmezden gelinemez.

İnançlılar evrendeki açıklanamazlıklara 'allah yaptı' derken dindeki açıklanamazlıklara 'vardır bir hikmeti' derler. Ne garip.

Bir de ateistlerle polemikleri var. Kerem Cankoçak'la, Ayşe Hür'le falan. Mesela şu;
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 22-06-2015, 01:49
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart

Bu tür adamları besleyenler de Kerem Cankoçak, Ayşe Hür gibi nispeten sokratik tartışmayı çeviremeyen, bildiğini daha çok yazarak anlatabilen teknik tiplerdir ya zaten.

Taslaman gibileri ise bir kaç çözümsüz varoluşsal soruyu sanki felsefe-bilim-din ilişkisi ile yanıtlıyor gibi davranır, bu yanıtlara kim cevap verebilir ki? Üstelik günün ve geleceğin yeni teorilerinin karanlık noktalarını da işin içine karıştırırsanız herşey sizden yana döner. Zira zaten, insanların %90'ı size inanmak için fırsat bekliyor. Konu, halkın kimin haklı olduğuna kanaat getirmesi ise Taslaman tüm tartışmalardan haklı çıkacaktır.

Ben şuna eminim ki, Taslaman'ı Feynman'la Kuantum tartıştırmak mümkün olsaydı tartışmayı Taslaman kazanırdı veya halk önünde Taslaman daha itibarlı bir adam olurdu. Çünkü bunların işi şovu yönetmek.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 22-06-2015, 01:59
Aleph - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Aleph Aleph isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Mar 2015
Mesajlar: 1.598
Standart

Cihan Saçlıoğlu bu programda resmen saçmaladı. Devam etmemesi isabet oldu kendi açısından. Caner'i bu kadar parlatan da böyle alanında yetkin olmayan ya da sadece kendi alanıyla kısıtlı kalan hiç felsefe okumayan tipler.

Ayşe Hür'e gelince. Caner'e de Sinan'a da güzel ayar vermişti bence. Ayşe Hür ilk programa hazırlanmadan çıktığını söylemişti. Keşke ikinci programa da hiç hazırlanmasaydı. Zira ilk programda ikincisinden daha başarılıydı bana göre.. İkinci programda Sinan Canan'ın ezik tavır ve yorumları beni fena halde çileden çıkardı. Kadın eleştiri getiriyor, Sinan diyor ki niye öyle diyorsunuz, bakın hakaret ediyorsunuz ve ekranda hiç de sevimli görünmüyorsunuz falan. Bu yobazların genel tavrıdır bu. Sıkıştıklarında, cevap veremez olduklarında dinime hakaret etme triplerine girerler. Bir de Sinan Canan'ın program boyunca babaannesinden dini nasıl öğrendiğini açıklaması var ki izlerken gözlerim yaşardı. Resmen endoktrine oldum, çocukken belli şeyleri beynime kazıdılar diyor ama farkında değil. Bir de zihin uzmanı olacak adam. Dini babaannesinden öğrenmiş, öyle 40 sene devam etmiş.. Cahil insanları anlıyorum ama bunlar sözde okumuş, mürekkep yalamış insanlar. Entelektüel anlamda ne kendilerine ne de bizlere karşı dürüstler.. Bu tip insanlarla aynı gezegende yaşamaktan utanıyorum.. Sözünü ettiğim Ayşe Hür'le tartıştıkları programların linkini merak eden arkadaşlar için izninle aşağıya ekliyorum. Konuyu aslına döndürmek ve toparlamak adına kendi görüşümü tekrarlıyorum:
Cüppeli, Alparslan Kuytul, Nurettin Yıldız gibi adamlar insanlığa hizmet ediyor, Caner ve saz arkadaşları ise zarar veriyor..


"Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmektir." - Dücane Cündioğlu
  #9  
Alt 22-06-2015, 03:41
Boolean Boolean isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2015
Mesajlar: 1.556
Standart

Mesela foruma ilk üye olduğumda. "Dindarlarla başarılı tartışma metodları" diye bir başlık açmıştım sırf Caner Taslaman gibi insanlar yüzünden.

Çünkü vıcık gibi bir sağa kayıyorlar, bir sola kayıyorlar. Dinle değil, Teistin kendi aklıyla tartışma içine giriyorsunuz.

Ortada sabit ve kalıp halinde bir din yok.

Konuyu Evrim'e çekip oradan gitseniz, "Kuran evrimi inkar etmiyor" diyor.

Konuyu Köleliğe çekip oradan gitseniz, "Kuran'da kölelik yok zaten" diyor.

Caner Taslaman gibiler; her türlü bilimsel argumana karşı, "zaten Kuran bunu reddetmiyor" durumuna geliyorlar.

Ancak;

Bilimsel argüman zayıfsa durum değişiyor. Caner Taslaman'ın Multiverse teorisinde yaptığı çıkış gibi, sizin üstünüze yükleniyor ve aptal diyerek, dalga geçer vaziyete geçiyorlar.

Sonuç şu ki; Madem bize aptal diyorlar. Dalga geçiyorlar. Türkiye'de Jim Jefferies gibi ateist komedyenlerin çıkıp bunlarla da dalga geçmesi lazım. Fakat bu da zor. Saldırırlar o zaman da. Hayati tehlike durumu var.

İslam hoşgörü dini olduğu için zaten bunlar. Bir de hoşgörü dini olmasa, zı***ştık.


Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 22-06-2015, 04:06
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.590
Standart

Sevgili arkadaşlar,

Burada İstanbul Üniversitesi'nin Bilim Etiği konulu güzel bir çalışması var.
BİLİM ETİĞİ
Editörler
Prof. Dr. Nurhan ATASOY
Prof. Dr. Melih BOYDAK
Prof. Dr. Hakan Ali ÇIRPAN
Prof. Dr. Abuzer KENDİGELEN
Prof. Dr. İbrahim Engin MERİÇ
Prof. Dr. Ayşegül Topal SARIKAYA
Prof. Dr. Ayhan ULUBELEN
Prof. Dr. Hasan YAZICI
Prof. Dr. Nuran YILDIRIM
Sayfa 5:
20. yüzyıl başlarında bilim yönteminde önemli bir değişiklik görürüz. Tüme varan bilim yöntemi bir kez daha tümden gelene döner. Tablo 1‟de II. TG Evre diye adlandırdığım bu evre I. TG Evreden üç önemli noktada ayrılır:
A. Gösterilmesi veya sınanması amaçlanan "Tüm"ün niteliği değişmiş, Doğa veya Tanrı buyruğu yerini daha evvel kabullenilmiş gerçekler veya bu gerçekler ve gözlemler üzerine kurulmuş varsayımlara bırakmıştır.
B. I. TG Evrede olmayan gözlem bu evrede bilimsel çalışmaların artık hemen vazgeçilemez bir öğesi olmuştur.
C. Bilim yapma yöntemi I. TV Evreye göre önemli bir değişikliğe uğramış, bilim insanının ana amaç ve uğraşı salt kendi özgün gözlemleri üzerine veya kendi gözlemlerinin ışığında katılmadığı yerleşik bilgiyi değiştirmek veya ortadan kaldırmak üzerine formüle ettiği varsayımları sınamak olmuştur. Ancak bu sınamanın, I. TV Evredeki bilim yöntemiyle altı çok kalın çizilmesi gereken bir farkı vardır. Bilimsel çabanın ana odağı kendini "çürütmek" (falsification) olmuştur. Tüm gözlemler, deneyler ortaya atılan varsayımı dürüstçe çürütebilme üzerine kurulur. Varsayımın kanıtındaki yegane kıstas çürütülemiyor olmasıdır
Sayfa 31-32-33:
2.3. Uydurmacılık
"Uydurmacılık" (fabrication); kişi veya kişilerin araştırma yapmadan, masada veya bilgisayarda hayali veriler üreterek makale hazırlamaları ve bunu yapılmış bir araştırma gibi yayımlamaya çalışmaları veya yayımlamalarıdır (Erzan 2008). Makaledeki veriler uygun örnekleme, deney ve istatistiki analizler sonucu elde edilmiş gibi gösterilir. Uydurmacılığın bir diğer şekli, güvenilir bulgular elde edilemeyecek, yetersiz örnek ve/veya güvensiz deney sonuçlarına dayalı eksik bilgilerin masa başında tamamlanarak, hayali istatistiki analizlerle bulgular üretilmesi ve makale yazılmasıdır.

[...]

2.4. Sahtecilik
Bilimsel araştırma ve yayın etiğinde aynı anlamda kullanılan "sahtecilik", "saptırma", "aldatmaca" ve "çarpıtma" (falsification) kavramları; arzu edilen yönde bulgulara ulaşmak için, araştırma sürecinin herhangi bir aşamasında, bilimsel verilerin bilinçli olarak değiştirilmesi, şeklinde tanımlanmaktadır (TÜBA 2002; Irzık ve Erzan 2008). "Sahtecilik" eyleminin hayali verilere dayalı "uydurmacılık" eyleminden farkı, sahtecilikte bir araştırmanın yapılmış olması, ancak önceden tasarlanan amaca ulaşabilmek için, farklı aşamalarda verilerle oynanmasıdır. Sahtecilikte gizli amaç, arzu edilen bir fikri destekleyecek bulgulara ulaşmaktır. Bu nedenle araştırma verileri değiştirilerek analizler yapıldığı gibi, analizler yapıldıktan sonra elde edilen verilerden amaca uygun olanlar da seçilebilmekte veya veriler amacı destekleyici yönde yorumlanmaktadır. Bu etik dışı davranışlar, daha çok bazı kurum ve kuruluşların, kendi amaçlarına hizmet edecek bulguların üretilmesi düşüncesiyle, parasal olarak destekledikleri araştırmalarla ilgili makalelerde görülmektedir (Erzan 2008).
Bilim etiği üzerine linkler:
http://www.etikturkiye.com/makale/detay.asp?id=39
http://higheredu-sci.beun.edu.tr/text.php3?id=1553
http://www.dartmouth.edu/~ethics/arc...rn_Elliott.pdf
http://www.visionlearning.com/en/lib...fic-Ethics/161

--/--

Bu etik kuralları ile eğitim almış, etik kurulun kılıcını sırtında hissetmiş bir akademisyenin din tartışmalarına girmeyeceği, girse de kendisini ifade edemeyeceği, ifade edebilse bile dinci muhattaplarının bilim etiğine uymadıklarını gördüklerinde konudan kopacaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz ki, sevgili Shibumi Feynman örneğiyle bunu güzel ifade etmiş.

--/--

Bilim ile din özellikle içinde bulunduğumuz çağda yanyana gelemez. Bilim insanları teorilerini çürütmek üzere hareket ediyorken dinci çevrenin bundan dört nala kaçtığını hepimiz biliriz.

Sevgiler

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:39 .