Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

 
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
  #1  
Alt 27-07-2007, 13:35
Aliminyum Aliminyum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 14 Jul 2005
Mesajlar: 661
Standart Uykuda olmadığınızı ispatlayabilir misiniz?

Materyalizmin yanıtlayamadığı ya da yanıtlarken de çelişkilere düşüp eline yüzüne bulaştırdığı sonra da yanıtladım zannettiği varlıkbilimsel (ontolojik) basit bir mesele; Gerçeklik ve Hayal... En başta Gerçekliğin neliği, ölçütleri, neyin gerçek neyin hayal (gerçek dışı) sayılabileceği, aradaki sınırın neye göre ve nasıl çizileceği konularını materyalizm genelde görmezden gelir, çünkü kendi materyallerine, argümanlarına göre bu gibi işlerin içinden çıkamaz, çıkamadığı için de böyle şeylere "Metafizik" damgası vurur geçer, sonra da meseleyi hallettim zanneder, halbuki hiçbir materyalist gene de bu soruları kendi kendine sormaktan yine kendi kendini alıkoyamaz.

İnsanlar rüyalarından uyandıklarında o ana kadar görmüş olduklarının hayal olduğunu anlarlar, ama "uyanma" görüntüsüyle başlayan ve adına "gerçek hayat" dedikleri hayatın bir hayal olabileceğinden nedense hiç kuşkulanmazlar. Oysa, "gerçek hayatımız" dediğimiz görüntüleri algılayış şeklimiz, rüyalarımızı algılayış şeklimizle tamamen aynıdır. Her ikisini de zihnimizde görürüz. Ve rüyalarımızdan uyandırılmadığımız sürece, onların bir hayal olduğunu anlamayız. Ancak uyandığımız zaman "demek ki gördüklerim bir rüyaymış" deriz.

RÜYADAKİ DÜNYA İLE ŞİMDİ ALGILADIĞIMIZ DÜNYA ARASINDAKİ FARK NEDİR?

İnsanlar için gerçek olan; elle tutulan, gözle görülen şeylerdir. Ama *duyu organlarımızın bizi yanılttığından söz ettik. Dış dünyanın gerçeğine bilimsel olarak da hiçbir zaman ulaşamayacağımızı vurguladık. Bilimsel açıklamaların yanı sıra içinde yaşadığımız bu algılar evrenini rüya benzetmesiyle açıklamak da mümkündür. Rüyada da "elinizle tutar, gözünüzle görürsünüz", ama gerçekte ne eliniz vardır, ne gözünüz, ne de görülüp-tutulacak bir şey. Bütün bunları beynin dışarısında sağlayan hiçbir maddi gerçeklik yoktur. Açıkça aldanırsınız.

Peki gerçek yaşamla rüyayı ayıran nedir? Gerçek yaşamın sürekli olup, rüyanın kopuk kopuk olması ya da rüyada farklı sebep-sonuç ilişkilerinin bulunması mı? Bunlar temelde önemli farklar değildir. Çünkü sonuçta her iki yaşantı da beynin içinde oluşur.

Rüya sırasında gerçek olmayan bir dünyada rahatlıkla yaşayabiliyorsak, aynı şey pekala içinde bulunduğumuz dünya için de geçerlidir. Rüyadan uyandığımızda gerçek yaşantı dediğimiz daha uzun bir rüyaya başlamadığımızdan hiçbir şekilde emin olamayız. Rüyayı hayal, dünyayı gerçek saymamızın nedeni, sadece alışkanlıklarımız ve ön yargılarımızdır.
Ve bu durum, belki de bir gün, şu anda yaşadığımızı sandığımız dünya hayatından aynen rüyadan uyandırıldığımız gibi uyandırılabileceğimizi gösterir. İşte bu nokta çok önemlidir ve üzerinde mutlaka düşünmek gerekir.

Bunun için rüya örneğini biraz daha derinlemesine düşünmekte yarar vardır. İnsan, rüyasında çok gerçekçi olaylar yaşayabilmektedir. Merdivenden yuvarlanıp bacağını kırabilmekte, ciddi bir trafik kazası geçirebilmekte, bir otobüsün altında kalabilmekte, acıktığında bir pasta yiyip doyabilmektedir. Günlük yaşamda rastlanan olayların benzerleri rüyada da aynı inandırıcılıkla, aynı hislerle yaşanmaktadır. Bu da göstermektedir ki yemek yemek, dokunmak, sertlik hissetmek gibi algılar hiçbir zaman maddenin somut varlığının ispatı olamazlar. Çünkü bu hisler aynı netlikle rüyada da yaşanmaktadır. Ancak maddeyi mutlak varlık olarak kabul eden materyalistler bu noktada büyük bir kavrayış bozukluğuna sahiptirler. Maddenin varlığını ispatlamak için yukarıdakilere benzer örnekler verirler. Çarpık mantıklarına göre taşlara tekme attıklarında ya da tokat yediklerinde acı hissetmeleri, pasta yediklerinde doymaları, insanların otoyolda otobüs gördükleri zaman ezilmemek için kaçmaları maddenin fiziksel varlığının ispatıdır. Anlamakta zorluk çektikleri nokta ise, taşa vurduklarında duydukları acı, pastayı yerken aldıkları tat, otobüs çarpması sırasında yaşanan sertlik ve ağrı gibi bütün algıların da yalnızca zihinde oluştuğudur.

Oysa rüyasında kendisine otobüs çarptığını gören bir kişi yine rüyasında, kaza yaptıktan sonra gözünü hastanede açabilir; sakat kaldığını anlar ama aslında bu bir rüyadır. Yine rüyasında; bir trafik kazasının ardından öldüğünü, ölüm meleklerinin canını aldığını, ahiret hayatının başladığını görebilir. (Bu olay, rüya gibi bir algı olan gerçek dünya hayatında da aynı şekilde yaşanır.)

Rüyasında yaşadığı tüm bu olayların görüntülerini, seslerini, sertlik hissini, acıyı, ışığı, renkleri, her türlü hissi gayet berrak bir şekilde algılamaktadır. Rüyada muhatap olduğu algıların tümü gerçek yaşamdaki kadar doğaldır. Rüyasında yediği bir pasta algılardan ibaret olmasına rağmen karnını doyurur. Çünkü doymak da bir algıdır. Oysa ki, gerçekte o anda kişi karanlık bir odadaki bir yatakta uzanmış durumdadır. Ortada ne merdiven, ne trafik, ne otobüs, ne pasta bulunmaktadır. Rüyadaki kişi, dış dünyada karşılıkları bulunmayan algı ve hisleri yaşamakta ve görmektedir. Rüyada, "dış dünya"da hiçbir maddi karşılığı bulunmayan olayların yaşanıyor, görülüyor, hissediliyor olması, "dış dünya"nın tamamen algılardan oluştuğunu çok net biçimde ortaya koymaktadır. İster rüyada olsun, ister günlük yaşamda olsun, görülen, yaşanılan, hissedilen şeylerin hepsi birer algıdır.

Trafik kazası örneğini ele alalım: Bu kazada, otobüsün altında ezilen kişinin beş duyu organından beynine giden sinirler, bir başka insanın beynine paralel bir bağlantıyla bağlansa, kazadaki kişiye otobüs çarptığı anda, o sırada evinde oturmakta olan kişiye de otobüs çarpacaktır. Daha doğrusu, kaza geçiren adamın yaşadığı hislerin tamamını, bir müzik teybine bağlanan iki ayrı kolondan aynı şarkının dinlenmesine benzer biçimde, evinde oturmakta olan kişi de yaşamaya başlayacaktır. Bu kişi evinde oturduğu halde otobüsün fren sesini, otobüsün vücuduna değmesini, kırık kol ve akan kan görüntülerini, kırık ağrılarını, ameliyathaneye sokuluşunun görüntülerini, alçının sertliğini, kolunun güçsüzlüğünü hissedecek, görecek ve yaşayacaktır.

Kazadaki adamın sinirleri kaç kişiye bağlansa bunların hepsi, kazayı başından sonuna kadar yaşayacaktır. Kazadaki adam komaya girse, hepsi komaya girecektir. Hatta, söz konusu trafik kazasına ait algıların tümü bir alete kaydedilse ve bu algılar bir başka kişiye sürekli başa alınarak verilse, bu kişiye de defalarca otobüs çarpacaktır.

Peki o halde, hangisine çarpan otobüs gerçektir? Materyalist felsefenin bu soruya verebileceği çelişkisiz bir cevap yoktur. Doğru cevap, trafik kazasını hepsinin kendi zihinlerinde tüm ayrıntılarıyla yaşadığıdır.

Pasta ve taşa tekme atma örnekleri için de durum aynıdır. Pasta yiyince karnında pastanın şişliğini ve tokluğunu hisseden kişinin duyu organlarına ait sinirler paralel olarak ikinci bir kişinin beynine bağlansa, birinci kişi pasta yediği ve doyduğu anda o kişi de pasta yiyecek ve doyacaktır. Taşa tekme atınca ayağı acıyan materyalistin sinirleri paralel olarak bir başka kişiye bağlansa, bu kişi de taşa vuracak ve canı acıyacaktır.

Peki hangi pasta ve hangi taş gerçektir? Materyalist felsefe, buna da çelişkisiz bir cevap veremez. Doğru ve çelişkisiz cevap şudur: Her iki kişi de pastayı kendi zihinlerinde yiyip doymuşlardır. Her iki kişi de, taşa tekme atış anını tüm detaylarıyla kendi zihinlerinde yaşamışlardır.

Bu durumda insanın algılarını aşması ve dışarı çıkması mümkün değildir. Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi bir insanın ruhuna, gerçekte bir bedeni, maddi varlığı ve ortada maddesel herhangi bir ortam olmadığı halde tüm bunları seyrettirmek mümkündür. Öyle ki kişi bunu kesinlikle anlamayacak ve izlettirilen 3 boyutlu mükemmel görüntüleri gerçek zannedip, varlığından da son derece emin olacaktır. Çünkü her insan duyu organlarına bağımlıdır. Ayrıca rüya ile gerçek yaşam arasında belirgin bir fark olmadığı da bu örneklerde açıkça görülmektedir. Bunun gibi şu an yaşadığımız hayatın da bir tür rüya olmadığından hiçbir zaman emin olamayız.
Alıntı ile Cevapla
 

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:48 .