Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #31  
Alt 03-01-2022, 04:36
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

İSLAM'DA KAFA KESME KONUSU

İmanlı olup çağdaş değerleri de benimseyen, akıllı, vicdanlı dostlarıma bir önerim var: İnandığınızı söylediğiniz dini iyice araştırın, öğrenin. Belki yanlış yorumlayan veya anlamak istediği gibi anlayan sizsinizdir? Belki dininiz, bildiğiniz gibi değildir? Henüz ülkemizde İslam hukuku hakim değilken bence siz bir an evvel bu dinden dönün. Yoksa çok geç olabilir!

Afganistan, İran, Suudi Arabistan vb. ülkelerdeki yaşam malum. Bunların üzerine bir de IŞİD çıktı ortaya. Sebep olduğu vahşetin haddi hesabı yok. Tüm dünya dehşet içerisinde Ortadoğu'yu seyrediyor. Ülkemizde ise internette ve sokakta konuşurken karşılaşılabilecek sıklıkta muhafazakar kişi IŞİD'i yarım ağızla savunuyor, kafa kesme uygulamalarının İslam'da yeri olduğunu söylüyor. Tüm bu tablo karşısında, ‘çağdaş Müslümanlar' için sarsıcı bir süreçten geçiyoruz. Evet, en çok onlar için sarsıcı! Çünkü bu ülkede cumhuriyetten beri yapay bir İslam'a inanarak yaşadılar. Onlara İslam'ın "aslında" laiklikle, demokrasiyle, cumhuriyetle, özgürlüklerle, medeni hukukla, sosyal devletle, kadın haklarıyla, barışçıllıkla bir sorunu olmadığı söyleniyordu. Onlar da buna inanmıştı. Cumhuriyet, ayakta kalabilmek için kendi din yorumunu yaratmak zorunda olduğunu biliyordu. Yarattı da! İmkanları ölçüsünde bu din yorumunu propaganda etti ve belli bir kitleyi inandırabildi. Ama geldiğimiz nokta itibariyle birinci cumhuriyetle birlikte "Bizim dinimiz aslında çok çağdaş" miti de yıkıldı. Şimdi ‘çağdaş müslümanlar' gerçek İslam'la tanışıyor, 1923'te başlayan rüyadan uyanıyorlar. Daha doğrusu, uyanma sancısı çekiyorlar. IŞİD'i görüyor ve dehşete düşüyorlar. Afganistan'ın, İran'ın hali yüreklerini burkuyor. Hala dinle yüzleşip bırakacak cesaretleri yok. Hala "Hayır hayır, bunlar yobaz, dinimiz yanlış anlaşılıyor!'' diyerek bu dinin 1400 yıllık tarihini reddediyor, Anadolu'nun cumhuriyet deneyiminden ibaret bir İslam yorumunu ‘gerçek İslam' sanıyorlar. Kendilerini kandırmakta uzmanlaşmış haldeler.

IŞİD'in cariye alımı, din savaşı, kafa kesme vb. uygulamaları Müslümanları şaşırtıyor. Önceki yazılarımda bu şaşkınlığı bir ölçüde irdelemiştim. Yobazlığın sanki dinle bağı yokmuş gibi davranmanın hiçbir şeyi açıklamadığını anlatmaya çalışmıştım. Şimdi sahih hadisleri kaynak alarak (özellikle de "İslam'ın Pavlus'u" olarak görülebilecek Taberi'yi) ortada hakikaten şaşılacak bir durum var mı bakalım. Tabi Taberi uzun uzun anlatıyor; ben kendi cümlelerimle özet geçeceğim. Sanıyorum ve göstermeyi umuyorum ki IŞİD, din adına savaşmayı, kafa kesmeyi ve cariye alımını Beni Kureyza vakıasını örnek alarak uyguluyor.

O halde bu vakıaya bir bakalım.

Hendek Savaşı öncesinde Medineli Müslümanların savaşı kazanamayacakları bazı Yahudi kabilelerince öngörülür. Yahudi aşiretlerinin liderleri, Müslümanlara yakın duran Beni Kureyza adındaki Medineli Yahudi aşiretinin liderini de ikna eder. Kureyza lideri, başta bu ikna çabasına dirense de savaşı Müslümanların kazanamayacağı, kazanan tarafın (Mekkelilerin) ise bu yenilgi sonrası Beni Kureyza'ya da büyük zararının dokunacağı, bu yüzden öngörülü olup şimdiden Mekkelileri tutmaları gerektiği yönündeki telkinlere fazla dayanamaz ve Muhammed'le ittifakını bozar. Müslümanlar Medine'de hakimdir. Düşmanları ise Mekke merkezlidir. Beni Kureyza aşireti ise Medine'dedir, yani bir bakıma İslam egemenliğindedir. Mekkeliler kazanınca kendilerini de cezalandırmalarından korktukları için Muhammed'i değil daha güçlü gördükleri Mekkelileri tutarlar. Fakat bir yandan da "Ya Müslümanlar kazanırsa?" diye endişe içindedirler. Beni Kureyza'nın durumu tam bir kapana kısılmışlık durumudur, ne yapacaklarını bilemezler. Tercihlerini Mekkelilerden yana yaparlar.

Mekkeliler, Gatafanlılarla birlikte Medine'yi kuşatır. Muhammed şehri savunabilmek için etrafına hendekler kazdırır. Günler süren bir kuşatma söz konusu olur. Muhammed bu sırada düşmanın ittifakını bozmaya çalışır, adamlar gönderir. Başarılı da olur, Mekkeliler ile Gatafanlıların ittifakı bozulur. Kuşatma kalkar. Artık Beni Kureyzalıların korktuğu başlarına gelmiştir. Müslümanlar intikam alacaktır. Nitekim kaynaklara göre kuşatma kalktıktan hemen sonra Cebrail zuhur etmiş ve silahını bırakan Muhammed'e görünüp silahını bırakmamasını, Beni Kureyza'ya saldırmasını söylemiştir!

Kureyza aşireti kendi kalesine kapanır. Muhammed kaleyi öyle kuşatır ki içeridekiler açlık ve susuzluk çekmeye başlar. Muhammed bir teklif sunmuştur. Buna göre, Beni Kureyza'nın akıbetine kendisi değil Sad bin Muaz adında Musevilikten İslam'a dönen biri karar verecektir. Bir ay kadar süren kuşatma sonrası Kureyza aşireti teslim olmaya karar verir. Önlerinde iki yol vardı: Müslüman olup kefeni yırtmak veya kaybetmeyi göze alarak savaşmak. Kureyza aşireti halkı iki seçeneği de reddedip teslim oldu. Muaz'ı kendilerine yakın görmüş ve buna güvenmiş de olabilirler. Muhtemelen savaş yapmak yerine teslim olmayı seçtikleri için Muhammed'in merhamet göstereceğine ve zarar görmeyeceklerine inanıyorlardı. Nitekim çoğu sivil insanlardı ve büyük bölümü kadın ve çocuklardan oluşuyordu.

Ama bekledikleri gibi olmadı! Sad bin Muaz, kendilerine savaşmadan teslim olan insanlar için şu kararı aldı: Kureyza erkekleri öldürülecek, kadınlar cariye edilecek, mallarına da el konacaktı! (Yöntem tanıdık geliyor mu?) Muhammed bu karardan ötürü Muaz'ı kutladı. Anlaşılan o ki her şey baştan planlanmıştı. Nitekim Beni Kureyza'nın, henüz Müslümanlarca kuşatılmışken Muhammed'e bir teklif sundukları biliniyor. Buna göre, mal ve silahlarını bırakıp birer deve yükü eşyayla Medine'yi terk etmeyi teklif etmişler ama Muhammed bu teklifi reddetmiş. Böyle bir teklifin reddedilmesi, Beni Kureyza'nın yok edilmesinin çok önceden kararlaştırıldığını düşündürüyor.

Devam edersek, Beni Kureyza teslim olunca Muhammed Medine çarşısında hendekler kazdırır. Beni Kureyza'nın teslim olmuş erkeklerinin tümünün kafaları burada kesilir! Erkeklerin kafaları kesilirken Kureyza kadınlarının da olan biteni dehşet ve büyük bir acıyla seyretmek zorunda kaldığı anlaşılıyor. Kadınlar kocalarının, babalarının, kardeşlerinin, oğullarının öldürülmesine tanık oldu. Kaynaklarda katledilen insan sayısı 600 ile 900 arasında veriliyor. İdamların çoğunu da Ali bin Ebu Talip bizzat infaz ediyor. (Bu noktada insanın aklına ister istemez, "Teslim olmuş kişileri öldürmek savaş değil cinayet kapsamına girmez mi?" ve "Böyle şeyleri onaylayan biri nasıl olur da gerçek bir peygamber kabul edilebilir?" soruları geliyor).

Kuran'da da şu ayetler Beni Kureyza'dan bahseder: "Allah, Kitap ehlinden, kafirleri destekleyenleri kalelerinden indirmiş, kalplerine korku salmıştı; onların kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz. Yerlerini, yurtlarını, mallarını ve henüz ayağınızı dahi basmadığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah her şeye Kadir olandır.'' (Ahzab, 26-27)

Beni Kureyzalı savaş esirlerine yapılanlardan anlıyoruz ki Muhammed'in kendisi bile kendi adını taşıyan surenin şu ayetine uymamış: "(Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onları çökertip etkisiz hale getirdiğinizde bağı sıkı bağlayın (sağ kalanlarını esir alın). Artık bundan sonra (esirleri) ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverin. Savaş sona erinceye kadar hüküm budur. Eğer Allah dileseydi onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için böyle yapıyor. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmayacaktır.'' (Muhammed, 4)

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #32  
Alt 03-01-2022, 04:39
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

[...] Insanlik Dusmani Islami Tanimak.... Arastirmaktan Gecer.

Muhammed'in eşlerinden Ayşe'nin dediğine göre başı kesilenler arasında bir kadın da vardır! Kaynaklarda Ayşe şöyle anlatıyor: "Rasulallah erkekleri meydanda öldürürken kadın benim yanımdaydı, sohbet ediyor ve durmadan gülüyordu. Derken bir ses adını çağırdı. ‘Ne var?' dedim. ‘Öldürecekler' dedi. ‘Neden' diye sordum. ‘Yaptığı bir şeyden ötürü' diye cevap verdi. Götürüp kafasını kestiler. Neşesini ve gülüşünü hayatta unutamam. Öldürüleceğini biliyordu.''

Burada dikkat çeken bir nokta da şudur: Öldürülecek olanlar içinden İslam'ı seçenler kurtulmuştur. Çoğunluk ise ölüm pahasına dinine sadık kalmıştır. İslam'ı seçenlerin kurtulması, "Ya Müslüman olursun ya kellen gider'' ikilemi yaratmış, İslam'ı yaymak için kelle kesme uygulamalarının kullanılmasına zemin hazırlamıştır. İslam ne yazık ki tarihte (ve günümüzde de!) sadece kalpleri kazanarak değil kelleleri tehdit ederek de yayılmıştır. Ve bu durumun Muhammed döneminde başladığı anlaşılmaktadır. Nitekim İslam tarihine baktığımızda dünyanın ‘darül İslam' ve ‘darül harp' (‘Müslümanların toprakları' ve ‘savaşılması gerekenlerin toprakları') olarak ikiye ayrıldığını, savaşlarda mal ve köle-cariye alımı yapıldığını, işgal edilen topraklardaki ‘kafirlerin' millet-i mahkume statüsüne konduğunu, onlardan Müslümanlara servet aktarımı yapıldığını, yani bir tür iç sömürge siyaseti izlendiğini görüyoruz. Müslümanlığı seçen pek çok kimsenin bu ağır koşullardan ve zımmilikten kurtulmak için, yani ekonomik ve sosyal gerekçeyle sonradan bu dine döndüğü tahmin edilebilir. Ne yazık ki inancını dayatmak İslam'a içkin bir husus haline gelmiştir.

Bir başka dikkat çeken husus ise Müslümanların Beni Kureyza'yı savaş sırasında kendilerine ihanet etmekle suçlamış olmalarıdır. Katliamı buna dayandırmakta ve haklı göstermeye çalışmaktadırlar. Fakat sorulacak soru çoktur: Neden sadece aşiret reisi değil de tüm bireyler cezalandırılmıştır? Şehri terk edip gitmeyi önerdiklerinde neden kabul edilmemiştir? Savaşması söz konusu olmayan kadınlar neden cariye edilip cezalandırılmıştır? Erkekler teslim oldukları ve silahlarını bıraktıkları halde neden kafaları kesilmiştir?

Olayı anlatmaya devam edelim; katliam bitince Muhammed, Beni Kureyza'nın kadınlarını ve servetini Müslümanlara dağıtır. ‘Ganimetin' beşte biri ise yalnızca Muhammed'e ayrılır. Ailelerindeki erkeklerin öldürülmesine tanık olan bu zavallı kadınlar, onları öldürenlerin cariyesi olarak yaşamaya mahkum olur. Ömürleri boyunca çektikleri acıyı tahmin bile edemiyorum.

Sıra gelmişken Safiye'nin hikayesine de değinelim. Safiye, bir başka Yahudi aşireti olan Beni Nadir'den idi. Beni Kureyza katliamında değil Heyber kuşatmasında esir alındı. Babası, Hendek Savaşında Muhammed'in emriyle öldürüldü. Erkek kardeşi ve eşi Heyber kuşatmasında öldürülürken kendisi de bir Müslüman tarafından esir alındı. Muhammed onu görünce yedi kölesini verip onu aldı ve kendine eş yaptı! Safiye için babası, kardeşi ve eşinin ölümünden sorumlu tuttuğu birinin eşi olmak herhalde dayanılmaz bir ıstırap olsa gerek? Anlaşıldığına göre kardeşi ve eşinin öldürüldüğü gün veya bir gün sonra Muhammed'in eşi yapılıyor!

Safiye'nin eşinin öldürülüşünden de bahsedelim, tam olsun! Safiye'nin eşi Kinane er-Rabi idi. Taberi'nin eserinde onun ölümü şöyle anlatılır;

‘'Beni Nadir'in hazinesini korumakla görevli olan Kinane Rasulallah'ın huzuruna getirildi. Rasulallah ona hazinenin yerini sordu, ancak o bilmediğini söyledi. Huzura getirilen bir başka Yahudi, Kinane'yi sabah erken saatte belli bir harabe civarında gördüğünü söyledi. Rasulallah Kinane'ye "hazineyi orada bulursak seni öldüreceğimi biliyor musun?" diye sordu. Kinane "evet" dedi. Söz konusu harabenin etrafı kazıldığında belli bir miktar altın bulundu. Bunun üzerine Rasulallah Kinane'ye hazinenin geri kalan kısmını sordu. Kinane yine bilmediğini söyleyince, Rasulallah onu Zübeyr bin Avvam'a teslim ederek "sakladığını ortaya çıkarana kadar eziyet et" dedi. Zübeyr, onun göğsünde çakmak taşı ile ateş yakarak, ölmesine ramak kalıncaya dek (ateşin yanmasını sağladı). Sonra Rasulallah Kinane'yi Muhammed bin Mesleme'ye teslim etti. Bu da, kardeşi Mahmud'un intikamı için Kinane'nin kafasını kesti.''

Müslüman kaynağın belirttiği bu bilgilerden Muhammed'in bir savaş esirinin paraların yerini söylemesi için işkence görmesini ve öldürülmesini onayladığı, üstüne bir de adamın eşini kendine eş yaptığı anlaşılıyor! Doğru mudur bilmem, ben Taberi'nin yalancısıyım…

Yeri gelmişken (biliyorum bu tür girdilerle ana konuyu deliyorum ama) Kuran'da savaşılan düşmanın ‘eşini alma' konusunu da görelim: ‘'Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikahlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır.'' (Nisa, 24)

Bu ayette açıkça eğer harpte eline nikahlı kadın geçerse onunla evlenebilirsin denmiyor mu? Düşmanla mertçe savaşmayı anlarım ama karısına el uzatmak ahlaka uygun mudur? Aynısı size yapılsa hoşunuza gider miydi? Bizim ‘çağdaş Müslümanlar' bu tür ayetlerin yorumunu nasıl yapıyor acaba? Onu geçtim, bizim ‘çağdaş Müslümanlar' Kuran'ı okuyor mu acaba?

Bir de şu ayet var: ‘'Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.'' (Ahzab, 50)

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #33  
Alt 03-01-2022, 04:40
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

‘Cariyelik', ‘ganimet olarak verilmek', ‘kendini hibe etmek'… Burada insanlardan (kadınlardan) bahsediliyor, inanabiliyor musunuz?

Bu arada, ilginç bir durum da aktarayım. Beni Kureyza'dan cariye edindiği Reyhane adlı bir kadın ömür boyu Muhammed'in kölesi kalır (bu noktada ‘'Kölelere özgürlük!'' diyen Antikapitalist Müslümanların kulakları çınlasın mı?) çünkü bu kadın Müslüman olmayı reddeder. Bir peygamberin, yakınındaki bir kadını, ona hürriyet vermeyi de vaat ettiği halde kendi dinine ikna edememesi ilginçtir! Bu ilginçlik fark edildiğinden olsa gerek, kimi anlatımlara göre Reyhane daha sonra İslam'ı kabul etmiş olarak resmedilir. Ama çizilen bu resmin hakikati yansıttığı pek şüphelidir.

Değinmek istediğim son nokta ise Beni Kureyza'ya hüküm veren Sad bin Muaz'ın sözleri karşısında Muhammed'in yanıtıdır. Sad, "Ben, onların savaşan erkeklerinin öldürülmesine, çocuklarının esir alınmasına hükmediyorum" der. Muhammed'in verdiği yanıt ilginçtir: "Mülkün sahibinin ve gerçek hükümran olanın hükmü ile hüküm verdin." Bu mantığa göre mülkün, yani bedenlerimizin, ‘kadın ve çocuklarımızın' ve mallarımızın esas sahibi Allah'tır ve Allah kendi mülkünü dilediğince tasarruf eder. Dilerse başkasına verir, dilerse cariye eder, dilerse kelleden eder. Yeter ki mülk sahibinin onayını almış ol, sonra seni tutana aşk olsun! Nitekim yaşanan da bu olmuştur. Kuran'daki mülkün sahibinin sadece Allah olduğu vurgularının, bizdeki Antikapitalist Müslümanların iddia ettiği gibi ortak mülkiyeti savunmaya değil, ganimet ve cariye düzenini meşrulaştırmaya yaradığı anlaşılıyor.

Bitirirken bizim ‘çağdaş Müslümanlara' soralım: Beni Kureyza katliamına ne diyorsunuz?

Acaba kafa kesenler kimi örnek aldı?

Aslında öyle çok bilinmeyen şey var ki! Örneğin, Mervan kızı Esma'nın kim olduğunu ve neden öldürüldüğünü bilir misiniz? İslami kaynaklardan öğreniyoruz ki bu kadın bir şairdir, beş çocuk annesidir ve tek suçu şiirlerinde Muhammed'i eleştirmektir. Muhammed topluluk içinde kalkıp ‘'Kim beni Mervan'ın kızından kurtaracak?'' diye sorduğunda gözleri görmeyen bir Müslüman bu göreve talip olur. Kılıcıyla kadıncağızın evine gizlice girer. Esma çocuklarıyla birlikte uyumaktadır. Gözleri görmeyen suikastçi, elleriyle usulca yoklayıp kadının o sırada kucağında uyumakta olan bebeğini sessizce kenara çeker ve kadını öldürür. Kaynaklardan öğrendiğimize göre kılıç önden girip arkadan çıkmıştır! Görevini bitirip dönünce Muhammed onu tebrik eder. Bizler de bu olay vesilesiyle İslam'da ifade özgürlüğü konusunu bir kez daha düşünme şansı bulmuş oluruz!

Kendisini eleştiren bir şair kadını dahi tahammülü olmayan bir peygamberin takipçileri acaba farklı fikirlere ne kadar hayat hakkı verebilir?

Arabistan'da ‘'Allaha küfredenin'' kafasının kesilmesi tesadüf mü şimdi?

‘'Dinimiz aslında böyle değil''ciler buna ne buyurur?

Fikir hürriyeti demişken… Bilindiği üzere düşünce ve vicdan hürriyeti din değiştirme hakkını da içerir. Ama İslam'ın düşünce ve vicdan hürriyetiyle ne kadar bağdaşabildiği de tartışmaya açıktır. Aşağıdaki hadisleri örnek vererek bu yazıyı bitireyim;

"Kim dininden dönerse, onu öldürün" (Buhârî, Cihad, 148; İ'tisâm, 28)

"Müslüman bir kimsenin öldürülmesi ancak su üç sebepten biriyle helâl olur: İmandan sonra dinden çıkma, evlilikten sonra zina, haksız yere birini kasden öldürme" (Buhârî, Diyât, 6, Kasâme, 25, 26).

İmanlı olup çağdaş değerleri de benimseyen, akıllı, vicdanlı dostlarıma bir önerim var: İnandığınızı söylediğiniz dini iyice araştırın, öğrenin. Belki yanlış yorumlayan veya anlamak istediği gibi anlayan sizsinizdir? Belki dininiz, bildiğiniz gibi değildir? Henüz ülkemizde İslam hukuku hakim değilken bence siz bir an evvel bu dinden dönün. Yoksa çok geç olabilir!

Dininizi iyice araştırıp bağımsız kaynaklardan öğrenin, yoksa inanmaya devam edersiniz.

Sendika.org

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #34  
Alt 03-01-2022, 04:55
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Beni Kureyza Yahudi Katliamı (Alıntıdır)
Kusatma sona ermis, 1500 kisilik kabile, haklarinda verilecek karari korku dolu gozlerle bekliyordu. Cocuklar agliyor, kadinlar cocuklarina sarilmis yalvariyorlardi af icin. Karar aciklandi. Tum erkekler oldurulecek, kadinlar ve kizlardan ergenlige girmis olanlar seks kolesi (cariye) olacak, kucuk erkek cocuklari da kole pazarinda satilacakti…

Agitlar cigliklara donustu ama bu karardan donus yoktu. Sehrin ortasina uzun hendekler kazildi ve erkekler elleri arkadan bagli vaziyette dizildi hendekler boyunca… Bu arada onlerindeki muthis kosusturmaciyi, pazarliklari izliyorlardi dolu gozlerle. Birazdan oleceklerine degil, karilarinin, kizlarinin bu sakalli acimasiz adamlarca paylasilmasina agliyorlardi. Yasli bir adamin payina bir kiz cocugu dusmustu, gozleri guluyordu yasli adamin kizi evine dogru suruklerken… Kizin 13 yasinda olmasina aldirmadan, kizin babasinin elleri arkadan bagli vaziyette aci dolu yakarislarina, yalvarmalarina aldirmadan, yeni sahibini bekleyen annesinin cigliklarina aldirmadan. Kucuk kiz belki bize kucuk geliyordu. O yasli adama degil. O kucuk kiz bir cariyeydi artik. Sucuysa… Hayir, sucu yoktu…

Sonra erkeklerin kafa kesim islemi basladi. Yaklasik 800 erkek dizilmisti hendegin onune. Gunes battiginda hala kesim devim ediyordu. Sehir kan ve aci kokuyordu.
Hendek savasinin bitiminde Muhammed, ordusuna yonelip: "Ikindi namazini Beni Kureyza'da kilacagiz" diyerek Kureyza kabilesinin uzerine yurutur. Daha sonra hadislere gececek gerekcesi de Cebrail'in ustu basi toz icinde hem de katirinin ustunde yanina gelip, savas bitmedi, ben ve diger melekler hala savasiyor, sen de git Kureyza'yi kusat demesidir. Sehir kusatilir ve buyuk ordusuyla hic zorlanmadan ele gecirir. Savasci erkeklerden direnenler hemen oldurulur, geriye kalanlar da esir alinir. Muhammed, onceden Yahudi olup da Islami secen Sad Bin Muaz'a esirler icin ne yapalim diye sorar. Nedense Yahudilerin Tevrat'a gore cezalandirilmasini istemektedir. Sad hukmu verir: "Tum erkekler oldurulsun, kadin ve kizlari cariye olarak alalim, ergenlige girmemis erkek cocuklarini da kole olarak alalim." Muhammed de bu hukmun Allah'in verecegi hukumle ayni oldugunu soyler. Hukum yerine getirilir. Bir kac Islami kaynaktaysa Sad'in hukum vermesini Kureyza'li Yahudilerin istedigi one surulur. Sonucta farkeden bir sey yoktur.

Muhammed, Ali ve Zubeyr'i kesim islemi icin gorevlendirir. Erkeklerin kafalari kesilirken, artik sifatlari cariye olan kadinlar ve kizlarsa bu kanli manzara onunde Muslumanlar arasinda paylasilirlar. Muhammed Reyhane isimli Yahudi kizini kendine cariye olarak alir.

Yukarida anlatilan olay tum tarihciler ve Islam alimlerince kabul edilen bir gercektir. Bazi kaynaklar, kafalari kesilen erkek sayisinin 800 degil de 700, 600, 500 gibi rakamlar oldugunu onerir.

Islam uzmanlari bu katliami nasil savunurlar?

1. Muhammed, Medine'ye gocu sonrasi, Medine ve civarinda yasayan Yahudi kabileleriyle baris anlasmasi imzalamistir. Anlasmaya gore Muslumanlarla Yahudiler arasindaki surekli olacak barisin otesinde, savas durumunda birbirlerine yardim edeceklerdir. Hendek savasinda Kureyza'li Yahudiler, Muslumanlara yardim etmek bir yana, dusmanla isbirligi yapmistir.

Gercekten de Muhammed ve cevresindekiler Medine'ye geldiklerinde magdur, ezilmis bir gruptular, savas degil baris yanlisiydilar. Ordulari yoktu. Yahudiler bu kucuk ezilmis halki misafir etmis, bundan bir rahatsizlik da duymamisti. Ama Muhammed ve cevresindekiler hizli bir degisim surecine girmislerdi. Sam'dan Mekke'ye dogru gecen kervanlara saldirip mallari caliyorlar, kervancilari esir alip fidye istiyorlar, bu gibi aksiyonlara katilanlarin ganimet hakkinin dogmasiyla da silahli Musluman sayisi hizla artiyordu. Yahudileri Musluman yapmaya calisip basarili olamayinca Yahudilere de saldirilar baslamis, Yahudileri ikna icin degistirilen kible, bir kez daha Mescid'i Aksa'ya dondurulmustu. Artik Yahudiler, Medine'de birlikte yasadiklari Muslumanlardan hic de hoslanmiyorlardi. Yani ortada soylendigi gibi pek de barislik bir durum yoktu.

2. Erkeklerin katledilmesi Tevrat'a dayanarak yapilmistir.

Bu maalesef cok aci bir savunmadir. Katliam emrinde son sozu soyleyen Muhammed'dir. Eger Tevrat'a dayali yapilan bu katliami hatali bulsa, daha adil olacak yeni bir emir verebilirdi. Ama aksine, Tevrat hukmunu aciklayan Sad'i onaylayan ifadeler kullanmistir.

3. Asmayalim da besleyelim mi kardesim? 🙂

Ben savasa tumden karsiyim, kolelikten tiksiniyorum, hele seks koleliligi midemi bulandiriyor. O yuzden bu ilkel insanlara pek uygulayabilecekleri bir onerim olacagini sanmiyorum. Ama su sorulari sorabilirim:

– 800 kisinin 800′u de mi suclu?

– Mahkeme kursaniz da bir yargilasaniz olmaz miydi?

– Illa ki oldurecekseniz ailelerin onunde yapmasaniz, adamin karisini gozunun onunde paylasmasaniz olmaz mi?

– Bacak kadar veledlerin ne gunahi vardi da kole oldular?

– Kadinlarin ne gunahi vardi da seks kolesi oldular?

– Kizlarin ne gunahi vardi da 60 yasindaki sakalli azgin adamlarin yatak koleleri oldular?

– Bu katliami yapip sonra nasil cikip da sevgi ve baris adina Islam'a davet edersiniz insanlari?

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #35  
Alt 04-01-2022, 19:55
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Saygideger Dostlar,

Islam denilen Suc Makinasini Yalanlar ve [...] Uzerine Kurulmasindan, gunumuze kadar Katliam, Soykirim, Cinayet, Zulumler, Haksizliklar ve Savaslarla gecmiyen bir Tarih gosterilebilirmi?

Katil Bir Din`in Tarihi kesintisiz savaslarla devam etmis, savaslarla devam edecektir.

Barisin, Kardesligin ve Insanligin Yasanabilmesi ve hayata gecirilmesi, Bu Suc Makinasi [...] Din`in yok olmasi ile gerceklesir....

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #36  
Alt 06-01-2022, 07:29
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Hani Bu Suc Makinasi ve Insanlik Dusmani Denilen Islamin, Soyledigi "Cani Veren Allah, Cani Alan da Allah`tir" Yalanlari Uyusuyormu?

Muhammed'in emriyle öldürülen kişiler listesi

Muhammed'in İslam'ı geniş kitlelere ulaştırmasıyla bazı kişiler bunu engellemek için çeşitli faaliyetlerde bulunmaya başladılar. Bazı şairler şiirleriyle Muhammed'i hicvederken bazıları ise şiirleriyle insanları ona karşı savaşmaya davet etti. Muhammed onlara engel olmak amacıyla onları öldürtme faaliyetlerinde bulundu.

Muhammed'in emriyle Esma bint Mervân Umeyr bin Adî tarafından öldürüldü. Ebu Afek, Salim bin Umeyr tarafından öldürüldü. Nadr bin Haris, Ali tarafından öldürüldü. Ka'b bin Eşref şiirleriyle Muhammed'i hicvettiği gerekçesiyle Muhammed b. Mesleme, Ebû Nâile b. Selâme, Abbâd b. Bişr, Hâris b. Evs ve Ebû Abs tarafından öldürüldü. Ebi Rafi bin Ebi Hukayk, Abdullah bin Atîk tarafından öldürüldü. Süfyan bin Halid, Abdullah bin Üneys tarafından öldürüldü. Ebu Azze, Asım bin Sabit veya Zübeyr tarafından öldürüldü.


Esma bint Mervân

Esma bint Mervan Yahudi kökenli Arap bir şairdi. İslam dini aleyhinde şiirler söyleyerek insanları Muhammed'e karşı kışkırtıyordu. Muhammed'in "Bu kadına hak ettiği cevabı verecek bir kimse yok mu?" sözünü işiten Umeyr bin Adî, "Allahım! Eğer Resûlullah Bedir'den sağ salim dönerse bu kadını öldüreceğim" diyerek adakta bulundu.[1] Umeyr bin Adî bir gece kadının evine girdi. Etrafta kadının uyuyan çocukları vardı. O sırada Esma çocuklarından birini emziriyordu. Umeyr çocuğu annesinden ayırdı, kılıcını Esma'nın göğsüne dayadı ve kılıç sırtından çıkana kadar bastırarak kadını öldürdü.


Ebu Afek

Ebu Afek, Benî Amr bin Afv kabilesine mensup 120 yaşında bir Yahudi'ydi. Etrafındaki insanları Muhammed'e karşı kışkırtır ve Muhammed aleyhinde şiirler söylerdi. Muhammed, Ebu Afek'in kendisi aleyhinde şiirler söylediğini işitince: "Bu habisi benim için kim öldürebilir?" diyerek onun hakkında ölüm fermanı çıkarttı.[3] Salim bin Umeyr onu öldürmek için fırsat kollamaya başladı. Ebu Afek'in avluda yattığını öğrenen Salim bin Umeyr, kılıcını onun ciğerine sapladı ve kılıç yataktan çıkana kadar bastırarak onu öldürdü.


Nadr bin Haris

Nadr bin Haris İslam'a karşı çıkanların başında geliyordu. Müfessirlerin çoğu bazı ayetlerin inişini onun faaliyetlerine bağlamaktadır.[5] Babasından tıp ve diğer alanlarda eğitim alan Nadr'ın Müslümanlara olan karşıtlığı bilgi birikimi, anlattığı hikâyeler, hitâbet gücü ve iknâ kabiliyetini kullanmak şeklinde olmuştur. Müslümanlara işkence ettiği hakkında hiçbir bilgi bulunamayan Nadr, daha çok entelektüel kimliğiyle ön plana çıkmıştır. Muhammed'in oturduğu meclisleri takip ettiği, o ayrıldıktan sonra gelerek, "Vallahi ey Kureyşliler! Ben ondan daha güzel konuşurum. Bana gelin, ben size onun sözünden daha güzelini aktarırım" dediği ve yolculuk ettiği ülkelerde öğrendiği hikâyeleri Kureyşlilere anlattığı söylenir. Muhammed ile Nadr'ın aynı mecliste karşı karşıya gelerek tartıştıkları da olmuştur. Nadr'ın, bir kişinin Müslüman olacağını duyduğu zaman o kişiyi, satın aldığı şarkıcı cariyesine götürerek cariyesinden bu kişiyi yedirip içirmesini, ona şarkılar söylemesini istediği, sonra da ona bu hayatın Muhammed'in davet ettiği dinden daha iyi olduğunu söylediği anlatılır.[6][7][8] Bedir'de esir alınan Nadr, Muhammed'in emriyle Ali tarafından öldürülür. Nadr'ın bizzat Muhammed tarafından öldürüldüğü de söylenir.


Ukbe bin Ebi Muayt

Mekke zenginleri ve ileri gelenleri arasında yer alan Ukbe bin Ebi Muayt, İslam'ın ilk günlerinden beri Muhammed'i davetten vazgeçirmeye ve yeni Müslüman olanları dinlerinden döndürmeye çalışıyordu. Muhammed'e komşuydu ve onun kapısının önüne pislik atıyordu. Bir gün Muhammed Kâbe'nin yanında namaz kıldığı sırada onun yanına gitti ve secdeye vardığı sırada elbisesini boynuna dolayarak onu boğmaya çalıştı. Bedir Muharebesi sonrasında esir düşen Ukbe bin Ebi Muayt, Muhammed'in emriyle ölüme mahkûm edildi ve Asım bin Sabit veya Ali tarafından öldürüldü.


Ka'b bin Eşref,

Ka'b b. Eşref, Tayoğullarından olup anne tarafından soyu Nadiroğulları Yahudilerine dayanıyordu.[12] Medine şairlerinden olan Ka'b bin Eşref, Bedir Muharebesi'nin Müslümanların lehine sonuçlanması sonrası Mekke'ye giderek söylediği şiirlerle Kureyşlilerin intikam duygularını tahrik etti.[13] Daha sonra Medine'ye dönerek şiirleriyle Müslüman kadınların iffetleri hakkında kötü sözler söylemeye başladı.[3] Bunun üzerine Muhammed bu duruma son verilmesini istedi. Ka'b bin Eşref 4 Eylül 624'te Muhammed b. Mesleme, Ebû Nâile b. Selâme, Abbâd b. Bişr, Hâris b. Evs ve Ebû Abs tarafından öldürüldü.


Ebu Rafi,

Ebu Rafi, Muhammed'e muhalefetiyle bilinen ve politik olarak aktif olan Yahudi bir aileye mensup bir şairdi. Müslümanlara karşı savaşan Putperest Araplara Ebu Rafi tarafından destek sağlanmaktaydı.[12] Ebu Rafi'nin adamlar toplayıp Muhammed'e karşı savaşmak için törenler düzenlediği haberi duyulunca Muhammed; Abdullah bin Atîk, Abdullah bin Üneys, Ebû Katâde, el-Esved bin Huzâ'î ve Mesud bin Sinan'a Ebu Rafi'yi öldürmelerini emretti.[14] Abdullah bin Atîk'in önderlik ettiği grup onu evinde öldürüp Medine'ye geri döndü.[15] Bir diğer görüş Ebu Rafi'nin öldürülme nedeninin kabile rekabetinin bir sonucu olduğu yönündedir.[16] Ka'b bin Eşref için Evs kabilesi aracılığıyla suikast düzenlenmişti. Evs kabilesine rakip olan Hazrec kabilesi, Evs kabilesinden geri kalmamak amacıyla Ebu Rafi'yi öldürmek için Muhammed'den izin istedi.


Süfyan bin Halid (Halid bin Süfyan)

Muhammed, Medine'ye yürümek için adam toplamakta olan Yahudi lideri Halid b. Süfyan'ı (veya Süfyan bin Halid) öldürmek amacıyla daha önce Ebu Rafi'yi öldürme görevinde yer alan Abdullah bin Üneys'i görevlendirdi.[17] Abdullah, Muhammed'den yalan söyleme konusunda izin istedi.[12] Muhammed, Abdullah'a ona güven verebilmek için gerekirse kendi aleyhinde rahatça konuşabileceğini söyledi.[17] Abdullah, Lihyan[12] veya Huza'a[18] kabilesinin yaşadığı bölgeye gitti ve onu buldu. Tanınmamak için kıyafetini değiştirmişti. Abdullah, Muhammed aleyhinde konuşarak Süfyan'ın sevgisini kazandı.[12] Süfyan'ın arkadaşları dağılıp uyuyunca Abdullah, Süfyan'ı öldürdü ve başını kesip Muhammed'e götürdü.


Ebu Azze,

Ebu Azze, asıl adı Amr bin Abdullah olan ve Kureyş'in Cumahoğulları boyuna mensup bir şairdir. Mekke ordusuyla birlikte Bedir Savaşı'na katılmış ve Müslümanlara esir düşmüştü. Bunun üzerine Ebu Azze, fakir olduğunu ve bakıma muhtaç 5 kız çocuğunu gerekçe göstererek kendisinin serbest bırakılmasını istedi. Buna karşılık Müslümanlara karşı bir faaliyette bulunmayacağına dair söz verdi. Bunun üzerine Muhammed onun karşılıksız salıverilmesini emretti ve Ebu Azze Mekke'ye döndü. Ebu Azze Mekke'de şiirler söyleyerek halkın intikam duygularını tahrik etti. Uhud Muharebesi'ne de katılan Ebu Azze savaşta Müslümanlara esir düştü. Ebu Azze, tekrar fakirliğini ve bakıma muhtaç 5 kızını gerekçe göstererek salınmasını istedi. Muhammed "Mekke'ye gidip 'Muhammed'i iki defa kandırdım' demene fırsat vermeyeceğim" ve "Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz" diyerek Asım bin Sabit veya Zübeyr'e Ebû Azze'nin boynunu vurmasını emretti.


Kaynakça

^ Güler, Zekeriya. "UMEYR b. ADÎ". TDV İslâm Ansiklopedisi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2020.
^ İbn Sa'd. "Umeyr b. Adî Seriyyesi". Kitabü't Tabakati'l Kebir - Cilt:2: Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gazve ve Seriyyeleri. Siyer Basim Yayin Dagitim San. Ve Tic. Ltd. Sti.
^ a b c Arslan, İhsan (30 Haziran 2020). "İslâm Devleti'nin İstiklal ve İstikbalini Tehdit Eden Şairlere Karşı Hz. Peygamber'in Tavrı". Akademik Siyer Dergisi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
^ İbn Sa'd. "Sâlim b. Umeyr Seriyyesi". Kitabü't Tabakati'l Kebir - Cilt:2: Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gazve ve Seriyyeleri. Siyer Basim Yayin Dagitim San. Ve Tic. Ltd. Sti.
^ a b Aycan, İrfan. "NADR b. HÂRİS". TDV İslâm Ansiklopedisi. 24 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
^ Köse, Feyza Betül (30 Haziran 2018). "Bir Entelektüel Müşrik: Nadr b. el-Hâris el-Abderî ve Mücadelesi". İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 1 (9). ss. 69-85. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
^ Vâkıdî, Ebû Abdillâh Muhammed b. Ömer b. Vâkıd el-Vâkıdî el-Eslemî el-Medenî (ölm. h.207/m.823), Kitâbü'l-Megāzî, c.1, sh. 134
^ İbn Hişâm, Ebû Muhammed Cemâlüddîn Abdülmelik b. Hişâm b. Eyyûb el-Himyerî el-Me'âfirî el-Basrî el-Mısrî (ölm. h.218/m.833), es-Sîretu'n-Nebeviyye, sh. 542, 596
^ İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, 114.
^ İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim b. Kuteybe ed-Dineverî (h.276/m.889), el-Ma'ârif, c. 2, sh. 155
^ Yiğit, İsmail. "UKBE b. EBÛ MUAYT". TDV İslâm Ansiklopedisi. 24 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
^ a b c d e Ayyıldız, Esat (28 Ekim 2020). "Klasik Arap Edebiyatında Yahudi Şairlere Düzenlenen Suikastlar". Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020.
^ a b Kapar, Mehmet Ali. "KÂ'B b. EŞREF". TDV İslâm Ansiklopedisi. 25 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
^ İbn Sa'd. "Abdullah b. Atîk'in Ebû Râfi'ye Karşı Seriyyesi". Kitabü't Tabakati'l Kebir - Cilt:2: Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gazve ve Seriyyeleri. Siyer Basim Yayin Dagitim San. Ve Tic. Ltd. Sti.
^ Çakan, İsmail Lütfi. "ABDULLAH b. ATÎK". TDV İslâm Ansiklopedisi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020.
^ a b Akbaş, Mehmet (28 Ekim 2020). "Hz. Peygamber'in İslam Düşmanlığı Yapan Müşrik ve Yahudi Elebaşlarının Öldürülmesi İçin Görevlendirdiği Sahâbîler" (PDF). Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 37. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020.
^ a b Çakan, İsmail Lütfi. "ABDULLAH b. ÜNEYS el-CÜHENÎ". TDV İslâm Ansiklopedisi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020.
^ a b İbn Sa'd. "Abdullah b. Üneys'in Seriyyesi". Kitabü't Tabakati'l Kebir - Cilt:2: Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gazve ve Seriyyeleri. Siyer Basim Yayin Dagitim San. Ve Tic. Ltd. Sti.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Muhamm...9Filer_listesi

NE PEYGAMBERMIS!!!!!
ASLINDA BUNA ALLAH DENILSEYMIS DAHA DOGRU BIR TESPIT OLURMUS...
ISTEDIGI HATUNU ALIP YATAGINA ATIYOR, HAMILE BIRAKIYOR, ISTEDIGINI DE OLDURUYOR!!

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #37  
Alt 07-01-2022, 04:29
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Bir yerde izlediğim video da ve araştırdığım kadarıyla Peygamber Efendimiz bir Müslüman kadını taşla öldüren Yahudinin başını iki taşla ezerek öldürdüğü söyleniyor..
- Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
- Suçluya kısas olarak taşla ceza verilebilir mi?


Hz. Peygamber (a.s.m) Efendimiz, "Müslüman bir kadının başını -iki taş arasında- ezerek öldüren bir Yahudi katile aynı cezayı uygulatmıştır." (Buharî, Husumat, 1, Diyat, 13; Müslim, Kasame, 17)

"Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı…",

"Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız." (Bakara, 2/178, 179)

YANI SIZDE AYNI SEKILDE OLDURUN!!!!!!!!
BU ALLAH TAM BIR ALCAKMIS.
BOYLE CAN VEREN VEYA YARATAN BIRI OLABILIRMI?

HANI CANI VEREN DE BU ALAN DA BUYDU?

IKI SEY VAR,
YA ALLAH DENEN HAYALI VARLIK, "SAHTEKARLIK" YAPIYOR.
YA`DA MUHAMMED`IN UYDURMALARI ILE ISLAM "SAHTEKARLIK" YAPIYOR....

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #38  
Alt 07-01-2022, 04:39
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

1. "Allah her şeye karşı güzellikle muamele etmeyi emretmiştir.
Birisini öldüreceğiniz zaman en uygun şekilde öldürünüz.
Bir hayvanı keseceğiniz zaman en güzel şekilde kesiniz.
Hayvan kesecek kişi bıçağını keskinleştirsin, keseceği hayvanı üzmesin." (Müslim, 1955: Sayd, 57; İbn Hibban, 1993: VIII, 199)

EVET, BU UCUBE DININ DOGUSUNDAN BERI KATLIAM, CINAYET, TOPLU KATLIAM VE VAHSILIK KESINTISIZ DEVAM ETMEKTEDIR, INSANLIK UYANMAZSA DEVAM EDECEKTIR....

2. "Rasulüllah el, ayak, burun gibi bir insan uzvunun kesilerek işkence edilmesini yasaklamıştır." (Buhari, t.y.: Mezalim, 30)

KENDISINDEN OLMIYAN KIM OLURSA OLSUN, KERBELA VE ONDAN SONRA YIGINLARLA HUNARCA INSANLIGIN KABUL ETMEDIGI ISKENCELERLE INSAN KATLEDEN BU DININ KENDISI DEGILMIDIR?

"İnsanların, öldürmede (işkence yapmadan) en uygun şekilde öldürenleri müminlerdir." (Ebu Davud, 1969: Cihad, 120)

BU TAMDA ISLAMIN NASIL KATIL BIR DIN OLDUGUNUN DA KANITIDIR...
SADECE ISKENCE YAPILMASIN DIYOR,
BU DA POLITIK YONUDUR.

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:02 .