Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #61  
Alt 10-11-2013, 16:58
Erdem Alaca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Erdem Alaca Erdem Alaca isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 29 Jun 2013
Bulunduğu yer: Anadolu
Mesajlar: 1.496
Standart

İstanbul Barosu öğrenci evleri ile ilgili Anayasa'dan örnekler vererek basın açıklaması yaptı.
Son günlerde öğrenci evleriyle ilgili yaşanan tartışmalar üzerine İstanbul Barosu bir basın açıklaması yaptı. Anayasa'ya dikkat çekilen açıklamada şunlara yer verdi:

"Son günlerde, başta başbakan olmak üzere öğrencilerin kaldığı evlere müdahale edilmesi gerektiği buna hukuki bir ‘kılıf' oluşturma yönündeki açıklamalar karşısında toplumu bilgilendirmek amacıyla bir açıklama yapmak zorunlu olmuştur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, siyasi iktidarın, herkesin yaşam tarzının kendi teminatı altında olduğu yönündeki beyanı kabul edilemez. Hukuk devletinde bireylerin hak ve özgürlükleri iktidarların değil, hukukun ve yargısal denetimin teminatı altındadır. Siyasi iktidarın ‘teminat' taahhüdü soyut, sübjektif ve keyfi niteliktedir. Oysa hukukun ve yargının teminatı somut ve objektiftir. Bunun yanı sıra hukuk devletinde kimsenin "valisi", "polisi", "bakanı" olmaz. Vali, polis iktidarın veya başbakanın değil, devletin valisi ve polisidir. Hak ve yetkilerini iktidardan değil hukuktan, Anayasadan ve kanundan alır.

Yapılan açıklamaların aksine, hukukta "meşru yaşam", "gayrı meşru yaşam" şeklinde bir ayrım söz konusu değildir. Gerçekten soyut ve sübjektif olan bu kavramlar siyasi iktidarların siyasi görüşüne, algısına göre değişkenlik gösterebilen, bu nedenle de keyfi müdahalelere imkân sağlayan kavramlardır. Hukukta üç alan teorisi olarak adlandırılan ayrımda ise bireylerin yaşamında üç alan bulunmaktadır: Özel-gizli alan, kamusal alan ve resmi alan. Bunlardan özel-gizli alan, bireylerin başkalarıyla paylaşmak istemedikleri, mahrem alanı oluşturur. Kişilerin özel yaşamı, ve onun bir parçası olarak kabul edilen konutu AİHS'nin 8.maddesi ile korunduğu gibi, iç hukukumuzla da güvence altına alınmıştır. Konu ile ilgili Anayasal hükümler şu şekildedir:

Madde 11: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz"

Madde 12/1: "Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir".

Madde 17/1:"Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir".

Madde 19/1: "Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir".

Madde 20/1: "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz"

Madde 21/1 : "Kimsenin konutuna dokunulamaz. Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.

Madde 137/2: " Konusu suç teşkil eden emir,hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.". bu çerçevede Türk Ceza Kanununun 24/3.maddesi de bu hükme paralel ve daha açıklayıcıdır: "Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur."
Nitekim bu anayasal hükümlere paralel olarak, konuta girme Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 116 ve devamı maddeleri uyarınca kural olarak hâkim, istisnai olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Üstelik bu, sadece bir suçun failinin yakalanması veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul bir şüphe var ise mümkündür. Bunun dışında bu hükümlere dayanılarak dahi konuta girilemez.

Görüldüğü gibi Anayasal ve yasal hükümlere göre idarenin, valilerin, kolluğun "gayrımeşru yaşam" gibi bir nitelemeyle konuta girme, burada arama yapma veya bu hususta bir talimat verme gibi bir yetkisi bulunmamaktadır. Aksine böyle bir fiil, TCK'nun 116.maddesinde düzenlenen konut dokunulmazlığını ihlal, 134.maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal ve 257.maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçlarını oluşturur. Bu yönde verilecek bir talimat, konusu suç oluşturan bir emir olacağından, AY'nın 137/2 ve TCK'nun 24/3.maddeleri uyarınca hiçbir surette yerine getirilemez, getirildiği takdirde de gerek emri verenin gerekse uygulayanın ceza sorumluluğu ortadan kalkmaz.

Şu halde Anayasamızın 90/son maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmaların Anayasanın da üstünde kabul edilmesi ışığında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmelere, Anayasaya, yasalara aykırı olacak şekilde, hiçbir hukuki temeli olmayan tarzda yaşam tarzına müdahale mümkün olmadığı gibi, bu açık sözleşmesel ve anayasal hükümler karşısında bu yönde bir yasal düzenleme yapmak da mümkün değildir. Çünkü Anayasa'nın 11. maddesi uyarınca Anayasaya ve 90.madde sebebiyle temel hak ve özgürlükler alanında uluslar arası sözleşmelere aykırı düzenleme yapılabilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, Anayasamızın 13.maddesine göre : " Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

Hiçbir siyasi iktidarın, hukuka ve Anayasaya aykırı bir düzenleme yapma yetkisi yoktur. Anayasalar iktidarları hukuk ile sınırlayan metinlerdir. Seçilmiş her siyasi iktidar, Anayasanın bu kurallarına uymakla yükümlüdür. Bu husus, Anayasanın 11.maddesinin de emredici hükmüdür.

Hukuka ve Anayasa'ya aykırı olacak bu tarzda bir müdahalenin Anayasanın 58.maddesine dayandırılmak istenmesi de kaygı vericidir. Çünkü anılan madde hiçbir biçimde böyle bir hak ve yetki vermemektedir.

Gerçekten anılan maddenin 2. fıkrasında Devletin, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alacağı zikredilmektedir.

Belirtilen yaşam tarzının "kötü alışkanlık" olarak nitelenmesi mümkün değildir; maddedeki "ve benzeri" ifadesi buna engeldir. Görüldüğü gibi bu hüküm siyasi iktidara, yürütmeye, yetişkin bireylerin (açıkça suç oluşturmadıkça) yaşam tarzını denetleme ve buna müdahale yetkisini asla vermemektedir.

Bu alandaki yetki sadece bireylere ve ailelerine aittir. Hiç kimse kendisini ailelerin, velilerin, anne ve babaların, yetişkin bireylerin yerine koyamaz. Burada Anayasanın 6.maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde yer alan "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisini kullanamaz" hükmü de anımsanmalıdır.

Kaldı ki, Anayasa'nın belirtilen yetkiyi vermeyen 58/2. maddesine dayanan siyasi iktidarın, aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan "Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır" şeklindeki ödevi anımsamaması da ilginçtir.

Sonuç olarak "Gayrı meşru yaşam", "Muhafazakârlık" gibi soyut mülahazalarla bu somut hukuki durum bertaraf edilemez, Anayasa ve yasalar çiğnenemez. Aksine davranış açıkça suç oluşturur. Hukuk devletinde ise kimsenin suç işleme özgürlüğü, ayrıcalığı bulunmamaktadır.

Bir hukuk kurumu olarak, Avukatlık Kanununun 76 ve 95/21.maddelerinden aldığımız yetkiyle siyasi iktidarı ve yetkilileri uyarıyor, toplumun hak ve özgürlükleri adına konunun takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine saygı ile sunuyoruz."

Kaynak
İstanbul Barosu'nun bu açıklamasıyla, "Büyük" Usta'nın(!) konuyla ilgili yapmak/yaptırmak istediklerinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını da kavramış bulunuyoruz.

1930'lar: Uçak ihraç ediyoruz, 2010'lar: Saman ithal ediyoruz...
Alıntı ile Cevapla
  #62  
Alt 10-11-2013, 19:48
Audaz Audaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Dec 2012
Mesajlar: 146
Standart Kızlı erkekli eve ilk ceza kesildi ( Manisa )



Manisa'da Yarhasanlar Mahallesi'nde oturan ve Manisa Üniversitesi'nde okuyan 3 kız öğrencinin kaldığı eve önceki gece 01.30 sularında 6 polis ansızın baskın yaptı. Evde misafir olan iki erkek arkadaşlarıyla birlikte oturan öğrencilere polis "Kaç kişi kalıyorsunuz?", "Kızlı-erkekli mi oturuyorsunuz?" diye sordu. Polisler, beş öğrenciye de ayrı ayrı 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun ‘Çevreyi rahatsız etmek' maddesinden 88 lira para cezası kesti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın Kızılcahamam'daki toplantıda "Denizli ilinde şahit olduk. Yurtların yetersizliği beraberinde çeşitli sıkıntılar doğuruyor. Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor" sözleriyle ‘öğrenci evi' ve bu evlere yönelik denetim tartışmaları başlamıştı. Tartışma ve tepkiler sürerken ‘kızlı erkekli eve ilk ceza haberi' Manisa'dan geldi.

http://www.radikal.com.tr/turkiye/ki...esildi-1159941
Alıntı ile Cevapla
  #63  
Alt 10-11-2013, 21:17
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

Öğrenci evlerinde kızlı erkekli kalıyorlar, kızlarla erkekler aynı merdiveni kullanıyor, kızlar erkeklerle aynı havuza giriyor. Parkta kızlarla erkekler el ele, kol kola. Örtüsüz kadın ya satılıktır ya da kiralık, örtülü kadın ya satılmıştır ya da kiralanmış. Böyle giderse memlekette bir tane bakire kız kalmayacak.

Başımıza namus bekçisi kesildiler. Erkeklere azgın teke, kadınlara potansiyel fahişe muamelesi yapıyorlar. Akılları bacak arasında.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #64  
Alt 10-11-2013, 22:20
irsArtvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
irsArtvin irsArtvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 29 Dec 2009
Bulunduğu yer: Hiçbir yerden…
Mesajlar: 327
Standart

Faşizmin iğrenç ve pis kokuşmuş bataklığında boğulan dinci ve gerici polis, tarih boyunca her daim tasmasının iktidarın elinde olması hasebiyle Erdoğan'ın sözlerini kendine görev addedip üstüne düşeni layıkıyla ifa etmiş. Bunda şaşılacak pek fazla bir şey yok; zira iktidardaki zihniyet iptidai çağlardan kalma köhnemiş bir inanç ve ideolojiye haiz ve tüm icraatları bu minvalde, polis desen zaten kendi polisi; daha da fazla bir şey söylemeye gerek var mı?!

Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette; bunun için insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnız kendi postuna özen göstermen yeterlidir.

Din, bunalmış mahlukun iç çekişi, merhametsiz bir dünyanın ruhu ve aynı zamanda akılsız bir çağın aklıdır. Din halkın afyonudur.


Karl Marx
Alıntı ile Cevapla
  #65  
Alt 10-11-2013, 23:10
yucemanitu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
yucemanitu yucemanitu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jun 2008
Mesajlar: 3.591
Standart

anti-ka´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Din bilgisi genis Arkadaslar,,Nur suresi 4 ayetine göre, Erdogan ve ögrencilere zina isnat edenler 80 degnek hakediyormu?,etmiyormu?.saygilar selamlar.
Sıradaki parçayı Erdoğan'a armağan ediyoruz:

SAPERE AUDE!
"Cehennemliklerin en hafifi azaplısı ayaklarına ateşten iki nalın giydirilmiş olan kimsedir. Bu nalınlar o kimsenin beynini tıpkı bir kazan gibi kaynatırlar. Kulakları kor, azı dişleri kor ve kirpikleri yalazdır. Karın boşluğundaki iç organları eriyip ayaklarından akar. Bu kişi en hafif azaplı cehennemliklerden biri olduğu halde en ağır cehennem azabını çekenlerden biri olduğunu zanneder." (Müttefekün Aleyh)
"Onların derileri pişip yandıkça azabı duymaları için onlara yeni cilt giydiririz." (Nisa; 56) Hasan-ı Basri şöyle demiştir: "Onların derileri günde yetmiş bin kere yanar ve yenilenir."
Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Cehennem ehlinin alt çeneleri göğüsleri üzerine iner, üst çeneleri de alınlarına kadar çıkar. Bundan sonra sırıtan bir kelle halinde kalırlar." (Tirmizi)

Allah işkence edenlerin en hayırlısıdır.
http://kloroben.blogspot.com/

http://blog.radikal.com.tr/Bloglar/malumat-i-siddik
Alıntı ile Cevapla
  #66  
Alt 13-11-2013, 02:47
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Alıntı ile Cevapla
  #67  
Alt 13-11-2013, 19:47
Kozmik Perspektif Kozmik Perspektif isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
Standart

Günün birinde Tayyip'in kuku bekçileri genelevlerde muta nikahı dönemini başlatırlarsa hiç şaşmam.

İslam'a dönmüş eski bir ateist
Alıntı ile Cevapla
  #68  
Alt 20-11-2013, 18:57
fanatik fanatik isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Aug 2013
Mesajlar: 50
Standart Kızlı erkekli eğitim büyük bir yanlış

Meclis Başkanvekili ve AK Parti Kayseri Milletvekili Sadık Yakut, Meclis'te toplanan 14'üncü Ulusal Çocuk Forumu'nda, gelecek dönemde karma eğitimi kaldırmaya dönük çalışma yapılacağını söyledi. Yakut, "Maalesef şimdiye kadar kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim yaptırılmasını büyük bir yanlışlık olarak değerlendiriyorum. İnşallah bu yanlışlık önümüzdeki dönem içinde düzeltilecek" dedi.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25165626.asp

Evet arkadaşlar yanlış duymadınız. Geldiğimiz son nokta budur. Bunun gibi takunyalardan daha çok çekeceğimiz var. Bu açıklamayı yapan insan bir bürokrat. Bu ülke insanına müstehak.
Alıntı ile Cevapla
  #69  
Alt 20-11-2013, 19:13
EcemRng - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
EcemRng EcemRng isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2013
Mesajlar: 163
Standart

Türk halkı buna müstehak dersem çok tepki almam umarım

agnostik-deist
Alıntı ile Cevapla
  #70  
Alt 20-11-2013, 20:02
Erdem Alaca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Erdem Alaca Erdem Alaca isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 29 Jun 2013
Bulunduğu yer: Anadolu
Mesajlar: 1.496
Standart

Evet arkadaşlar yanlış duymadınız. Geldiğimiz son nokta budur. Bunun gibi takunyalardan daha çok çekeceğimiz var. Bu açıklamayı yapan insan bir bürokrat. Bu ülke insanına müstehak.
Eğer bunu da başarabilirlerse, bir sonraki adımları muhtemelen: "Kızların okuması yanlış. Kadının çalışması doğru değil, otursunlar evlerinde koca beklesinler - annelik yapsınlar." gibisinden olacaktır.

Millet olarak öyle bir uyuşturulduk ki, artık buna "Gaflet Uykusu" demek de yetersiz, bu resmen "Ölüm Uykusu" olmalı...

Ulu önder Atatürk'ün dediği gibi:

Uyuyan milletler ya ölür - ya köle olarak uyanır.

1930'lar: Uçak ihraç ediyoruz, 2010'lar: Saman ithal ediyoruz...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Politik "Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın 'Tarih Tezleri'ne EL CEVAP" Ahlaksız Kitapkurdu 1 22-10-2013 17:56
Din mantığı hep aynı. hep "Tanrı" adına öldürme ozgur_beyin Hristiyanlık 9 09-01-2013 13:02
"Barış", "Kardeşlik", "Karşılıklı Yardım" ve "Sevgi" Sadece Yahudiler İçin ALKA İlhan Arsel & Arif Tekin Makaleleri 0 19-11-2012 04:08
"Emine Erdoğan Somali'de çocuk seviyor" Vandenys Politika 12 04-10-2011 20:48
RTE ile K.K. "Bahar Havasi'nda Bulusup", "Turban Sorunu'nu" "Cozeceklermis" evrensel-insan Politika 4 29-09-2010 17:09

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:26 .