sağol kardeşim
doğru değil mi ama, bir şeyin varlığını tartışmak saçma, sırf bunun saçmalığını anlatmak için muhammed var mıdır adında bir konu açmıştım(muhammedin bırak kendine, olduğuna inanmayan bir arkadaşım vardı).
yani şimdi senin benim varlığımda bir şüphemiz yok ama konu allaha gelince bunu saatlerce tartışmak icap ediyor nedense, bir de bu sanki ulvi bir görevmiş ve ana sınavın büyük bir bölümüymüş gibi gösteriliyor. bak sen allahın oyununa kendini gizleyecek ve bu oyunda bu gizli nesneyi bulmak bir başarı olacak(neymiş efendim yarattıklarına bakıp onun varlığını anlayakmışız). böyle sınav mı olur kardeşim?, deli kanlı gibi çıksın ortaya bitirsin bu tartışmaları ondan sonra yapacaksa sınavı iyilik veya kötülüğe göre yapsın diyorsun müslümanlara, diyolar ki o zaman herkes inanır sınavın bir anlamı kalmaz(e tabi mantık birilerini ille de cehenneme atmak olunca tanrı da ne yapsın yapabileceği en zor ve en saçma sınavı yapıyor, o yüzden de deliler cennete akıllılar cehenneme gidiyor zaten islama göre(ki bu yüzden muhammed delilere çok önem verir ve onlara önem verilmesini salık verirmiş
))
son dediğimi dalgasına söyledim. ama bu adamların önce böyle bir sınavın olamayacağını düşünmeleri lazım. çıkış noktalarını atlayarak büyük bir masalın içine giriyorlar, sonra bu masalın kendi kahramanlarıyla olayları değerlendiriyor. bir de mutezile gibi arkadaşlar(kendini severim bu arada) yine bu masalın içinde çelişki arayıp bu tezi çürütmeye çalışıyorlar. iyi de kardeşim ben bir masal yazarım çelişmez kendi içinde, o zaman ne olacak?
bu işleri aşmak için duygusal ve mantıksal açıdan olgunlaşmak gerekiyor.
yoksa islamdan kurtulsan başka bir dine bulaşırsın. en iyisi ateism, ben deist ve agnostiklere de kılım
şüpheciymiş!! baksen!, tamam şüpheci ol da, bu bildiğin şeylerin şüphesi olsun, bilmediğin şeylerin değil. tanrıyı biliyor musun? hayır, e o zaman neyinden şüphe ediyorsun? ha tanrı olsaydı ve olduğunu bilseydin, ancak o zaman şüphe etmek gibi bir lüksün olurdu. bilinenin şüphesi olur, bilinmeyenin değil.