Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 20-05-2011, 15:13
OffSpring OffSpring isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Jan 2011
Mesajlar: 178
Standart Allah geleceği biliyormuydu ?

Allahın alim-i mutlak (Herşeyi bilir.) olması;
Kadir-i mutlak (Herşeye gücü yeter.) olması ile çelişir;
Sınav anlayışı ile çelişir.

Eğer geleceği biliyorsan onu değiştiremezsin eğer onu değiştirirsen , daha önceden değiştirecegini bilmelisin , gelecegi bilmek ile değiştirmek oksimorondur , birbirleri ile çelişir.

Herşeyi bilen bir tanrı, herşeyi biliyorsa eğer hiçbir şey yapamaz, hiçbir şeyi değiştiremez dolayısıyla herşeyi bilmek ve herşeyi bilmeye başladığı ana kadar yaptıkları dışında hiçbir şeye gücü yetmez duruma düşmüştür artık. Herşeyi bilmekle kendisini hiçbir şey yapamaz konumuna düşürmüştür bir kere.

Bir örnek veriyim.

Şu anda 20 metrekarelik bir odada, bilgisayarın başında oturuyorum. Diyelim ki şu andan itibaren 5 dakika süreyle ve bu odanın sınırı içinde olmak üzere alim-i mutlakım. Şu an sıfırıncı saniyedeyim, bu odanın içinde 5 dakika içinde ne olacak ise biliyorum. Tüm atom ve atomaltı parçacıklarının hızını ve momentumunu biliyorum. Kaloriferin üstündeki perde çeşitli yönlerde çeşitli şekillerde hafifçe sallanıyor. Zaman içinde nerelerde hangi konumda olacaklarına vakıfım. Ben de bu süre içinde bilgisayarın başında oturup yazı yazıyor olacağım. Biliyorum çünkü. Karşımda duran yeşil saatin saniyesi her saniye bir kere ilerleyecek. Bunun dışındaki maddelerin atomları brown hareketi dışında pek kımıldamayacak. Evet, bu oda sınırları içinde 5. dakika bitinceye kadar olacak her şeyi biliyorum. Ben de oturup şu an okuduğunuz yazıyı yazacağım. Tam 5. dakika sona erdiğinde "post" yazısına basıp bu yazıyı göndermiş olacağım.

3.dakika 56. saniyede çişim geldi, tuvalete gidebilir miyim?

Bu sınav mantığı ilede çelişir. Mesela;


Allah, ezelden beri var ve herşeyi o yaratmıştır; melekleri de. Gün gelip adem'i yaratacağını ve meleklerin ona secde etmesini isteyeceğini ama şeytanın bu emre karşı gelip kendisine isyan edeceğini biliyordu. Eğer allah bunu biliyorduysa, şeytanın başka bir davranış sergilemesi; örneğin adem'e secde ederek allah'ı şaşırtması mümkün değildi. O, allah'ın bilgisi dahilinde yapması gereken vazifeyi yerine getirmiş ve adem'e secde etmeyi reddetmişti.

Şu durumda soru çok basit: allah, şeytanın adem'e secde etmeyeceğini biliyorken, şeytanın adem'e secde ederek allah'ı şaşırtma imkanı var mıydı? Eğer bunu yapma imkanı var idiyse, allah herşeyi bilmiyor, zar atıyor demektir. Eğer bunu yapmaya imkanı yok idiyse, şeytan allah'ın isteği doğrultusunda görevini yerine getirmiştir ve allah, zamanı geldiğinde görevini yerine getirecek olan şeytanın bu davranışını şeytanı yarattığı andan itibaren bilmekle, gelecekteki bu davranışı değiştiremez, buna gücü yetmez duruma düşürmüştür kendisini.

Bir örnekte insanlıktan verim.


Allah, daha evreni yaratmaya karar vermeden dahi önce gün gelip Aziz Nesin'i yaratacağını, onun hangi ana-babadan olacağını, kaç yıl yaşayacağını, hangi eğitimi alacağını, hangi mesleği yürüteceğini, ne tür kitaplar okuyacağını, ne tür bir arkadaş çevresi olacağını, dinsel inançlarının ne olacağını ve kaç yıl yaşayıp ne şekilde öleceğini, ölürken de bir ateist olarak öleceğini biliyordu, değil mi?

"Bilmiyordu" diyemezsin, çünkü allahınızın alim-i mutlak olduğunu iddia ediyorsunuz, dolayısıyla bu iddianızı reddetmiş olursunuz. "Biliyordu" olduğuna göre, Aziz Nesin'in ölürken dini bütün bir müslüman olarak ölmesi de imkansızlaşmış demektir artık. Eğer böyle olsaydı, yani Aziz Nesin bir ateist olarak değil de dini bütün bir müslüman olarak ölseydi, allah bu duruma şaşırıp: "Ulan ben bu adamın trilyonlarca yıl öncesinden dahi bir ateist olarak öleceğini biliyordum ama adam müslüman olarak öldü" diyecek olması gerekir. Bunu diyecek bir tanrı da alim-i mutlak olamaz. Alim-i mutlaksa, yani Aziz Nesin'in bir ateist olacağını ve öyle de öleceğini, daha onu yaratmadan önce biliyor idiyse eğer, kadir-i mutlak sıfatı zail olmuş demektir artık; Aziz Nesin, bir ateist olarak ölmek zorundadır, çünkü allah'ın bilgisi dışında bir şey yapamaz ve dolayısıyla Allah da bu gerçeği değiştiremez artık.


Kurandan bir ayet;

Sonra bunun ardından, şükredersiniz diye, sizi bağışlamıştık.
BAKARA 2/52.
Diyanet İşleri

Dahası, (bütün) bunlardan sonra, belki şükredenlerden olursunuz diye bu günahınızı affettiğimiz (günleri).
Muhammed Esed


Şükredersiniz diye bağışlamıştık eee?Ama şükretmediniz. Yani allah şükretmiceklerini bilmiyormuydu? Ve şükretmesini istiyorsa niye yapmıyor?


Allah insan uydurması oldugu için özelliklerini belirlerken çelişkili özellikler konulmuş. İnsanlarda bundan sıyrılmak için "Çelişki değil aslında o biz tanrının nasıl oldugunu bilemeyiz gördügümüz hiçbirşeye benzemiyor o." diyorlar.

Aklın ve mantığın yok sayılması , yazık.

Konu OffSpring tarafından (20-05-2011 Saat 15:20 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 20-05-2011, 15:28
TUBA TUBA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 11 May 2011
Mesajlar: 1.653
Standart

bu yazdıklarına birde ben bir ekleme yapmak isterim

tanrının alim-i mutlak olması tek bir kitabında gelmesi gerçeğini göstermez mi?
yani tanrı kurandan önce göndereceği kitapların tahrife uğrayacağını veya değiştirileceğini biliyordu
e bu durumda kadir-i mutlak olan tanrı neden bu gücünü kullanıp tahrifin olmasına engel olmadı
neden tevrat ve incilin yerine direk kuranı gönderip onu koruması altına almadı?veya ilk gelecek olan kitabı korumadı?
şuan tevratı ve incili kendine,doğru kitap olarak almış yahudilerin ve hıristiyanların günahı neydi?
onları sevmiyor muydu?vs. çoğaltılabilir tabi
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 20-05-2011, 15:34
OffSpring OffSpring isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Jan 2011
Mesajlar: 178
Standart

TUBA´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bu yazdıklarına birde ben bir ekleme yapmak isterim

tanrının alim-i mutlak olması tek bir kitabında gelmesi gerçeğini göstermez mi?
yani tanrı kurandan önce göndereceği kitapların tahrife uğrayacağını veya değiştirileceğini biliyordu
e bu durumda kadir-i mutlak olan tanrı neden bu gücünü kullanıp tahrifin olmasına engel olmadı
neden tevrat ve incilin yerine direk kuranı gönderip onu koruması altına almadı?veya ilk gelecek olan kitabı korumadı?
şuan tevratı ve incili kendine,doğru kitap olarak almış yahudilerin ve hıristiyanların günahı neydi?
onları sevmiyor muydu?vs. çoğaltılabilir tabi
Düşüncelerini bizimle paylaştıgın için teşekkür ederim TUBA.


İsa musa falan olmasa kuran bahsedecek konu bulamazdı
Hep onlar arasında geçer.
Ben hiç çinli veya abd li peygamberden bahsedildigini görmedim.
Hep ortadoğulu adamların efsaneleri anlatılıyor.
Mağarada yaşayan bi adama göre bunlar bile çok aslında
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 20-05-2011, 15:36
art_kitekt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
art_kitekt art_kitekt isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 03 Oct 2009
Mesajlar: 183
Standart

veya daha da detay bir ekleme de ben yapayım.

bildiğimiz gibi muhammed zeynebi, evlatlığı zeyd ile evlendirmiş sonra da ona gönlü düşmüş, bunun üzerine ahzab suresinde "sizin nikahınız bizim katımızda kıyılmıştır" denilerek zeyneple evlenmesi sağlanmıştır. neden en başta zeyd ile evlendirirken itiraz etmedi madem gelecekte muhammedin gönlünün düşeceğini biliyordu?

aklıma gelen başka şeyler:

- madem köleliğin kaldırılacağını biliyordu, kuranda neden kaldırmadı?

- tevratın tahrif olacağını bilmesinin yanında nasıl tahrif olacağını nelerin değiştiğini de biliyordur, peki bunları neden detaylıca kuranda yazmadı, şurası bozuldu falan diye ve insanları birbirine düşüren iki kitabın da kalmasına devam etti...

- madem geleceği falan zaten veriyor neden "Kirâmen Kâtibin" meleklerini bizim yaptıklarımızı yazmak üzere görevlendirdi?

"Bir çağın dini bir sonrakinin edebi eğlencesidir" Ralph Waldo Emerson
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 20-05-2011, 15:56
calvuss - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
calvuss calvuss isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 28 Oct 2008
Mesajlar: 238
Standart

Nahl 101 ' e ne demeli,

101. Biz bir âyetin yerine başka bir âyeti getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini çok iyi bilir- "Sen ancak bir iftiracısın" dediler. Hayır; onların çoğu bilmezler.

Alim-i mutlak ise neden ayet değiştirmeye ihtiyaç duyuyor...
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 20-05-2011, 16:04
OffSpring OffSpring isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Jan 2011
Mesajlar: 178
Standart

Kafalarda soru işaretleri var müslümanlardan açıklama bekliyoruz
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 20-05-2011, 16:21
art_kitekt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
art_kitekt art_kitekt isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 03 Oct 2009
Mesajlar: 183
Standart

calvuss´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Nahl 101 ' e ne demeli,

101. Biz bir âyetin yerine başka bir âyeti getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini çok iyi bilir- "Sen ancak bir iftiracısın" dediler. Hayır; onların çoğu bilmezler.

Alim-i mutlak ise neden ayet değiştirmeye ihtiyaç duyuyor...
Bunun kendi içinde de ciddi çelişki var:

neyi indireceğini çok iyi biliyorsa, indirdiği bişeyi neden değiştiriyor?

"Bir çağın dini bir sonrakinin edebi eğlencesidir" Ralph Waldo Emerson
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 20-05-2011, 16:42
istatistik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
istatistik istatistik isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2010
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 3.058
Standart

Bir kaç ayet eklemek istiyorum. Bu ayetlere göre de tanrı daha önce verdiği hükümleri yerine getiremeyen insanlarda bir güçsüzlük ya da eksiklik olduğunu bildiği için fikir değiştirmiştir.

Diyanet İşleri
ENFAL 8/65-66. Müminleri savaş için coştur. Sizin sabırlı yirmi kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener. Sizin yüz kişiniz, inkar edenlerden bin kişiyi yener; çünkü onlar anlayışsız bir güruhtur. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti, zira içinizde zaaf bulunduğunu biliyordu. Sizin sabırlı yüz kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener; sizin bin kişiniz, Allah’ın izniyle, ikibin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.

Diyanet İşleri
BAKARA 2/187. Oruç tuttuğunuz günlerin gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı, onlar sizin örtünüz, siz de onların örtülerisiniz. Allah, nefsinize güvenemiyeceğinizi biliyordu, bu sebeple tevbenizi kabul edip sizi affetti; artık onlara yaklaşabilirsiniz. Allah’ın sizin için takdir ettiğini dileyin. Tan yerinde, beyaz iplik siyah iplikten sizce ayırdedilinceye kadar, yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde itikafa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın. Allah insanlara yasaklardan sakınsınlar diye ayetlerini böylece apaçık bildirir.

Diyanet Vakfı
MÜZZEMMİL 20. (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah’tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah’ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah’tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

Bunun dışında Musanın aklı ile Muhammedin Namaz konusunda tanri ile yaptığı pazarlık da vardır ki evlere şenlik.

Bunları yazmamın sebebi geleceği bilen tanrının bunları bilip bilmediğidir. Biliyorsa neden bu emirleri en başta verip sonra değiştirmiştir. Bilmiyorsa neden bilir lafı nereden ortaya atıldı?

Dinler çoğunluğun korkusu ve azınlığın kurnazlığı üzerine kuruludur. (Stendhal)

SERBEST KALEM
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 20-05-2011, 16:52
calvuss - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
calvuss calvuss isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 28 Oct 2008
Mesajlar: 238
Standart

Bu ayeti ilk duyduğum ana kadar içimde hala biraz iman ve korku vardı.Direniyor inanmaya çalışıyordum.
Nahl 101 benim için zincirin koptuğu andır.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 20-05-2011, 17:10
TUBA TUBA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 11 May 2011
Mesajlar: 1.653
Standart

istatistik´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir kaç ayet eklemek istiyorum. Bu ayetlere göre de tanrı daha önce verdiği hükümleri yerine getiremeyen insanlarda bir güçsüzlük ya da eksiklik olduğunu bildiği için fikir değiştirmiştir.

Diyanet İşleri
ENFAL 8/65-66. Müminleri savaş için coştur. Sizin sabırlı yirmi kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener. Sizin yüz kişiniz, inkar edenlerden bin kişiyi yener; çünkü onlar anlayışsız bir güruhtur. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti, zira içinizde zaaf bulunduğunu biliyordu. Sizin sabırlı yüz kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener; sizin bin kişiniz, Allah’ın izniyle, ikibin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.

Diyanet İşleri
BAKARA 2/187. Oruç tuttuğunuz günlerin gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı, onlar sizin örtünüz, siz de onların örtülerisiniz. Allah, nefsinize güvenemiyeceğinizi biliyordu, bu sebeple tevbenizi kabul edip sizi affetti; artık onlara yaklaşabilirsiniz. Allah’ın sizin için takdir ettiğini dileyin. Tan yerinde, beyaz iplik siyah iplikten sizce ayırdedilinceye kadar, yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde itikafa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın. Allah insanlara yasaklardan sakınsınlar diye ayetlerini böylece apaçık bildirir.

Diyanet Vakfı
MÜZZEMMİL 20. (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah’tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah’ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah’tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

Bunun dışında Musanın aklı ile Muhammedin Namaz konusunda tanri ile yaptığı pazarlık da vardır ki evlere şenlik.

Bunları yazmamın sebebi geleceği bilen tanrının bunları bilip bilmediğidir. Biliyorsa neden bu emirleri en başta verip sonra değiştirmiştir. Bilmiyorsa neden bilir lafı nereden ortaya atıldı?
bence tanrı güçlü olmadığı halde kendisini öyle göstermeye çalışıyor

hem ol demesiyle herşeyin olacağından bahsediyor hemde kendisine yardımcılar yaratıyor(melekler)
hem şah damarınızdan yakınım gönüllerinizi bilirim diyor gene meleklerine görevi veriyor
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Türkiye'nin Geleceği gematria İslam 17 01-03-2010 01:35
Geleceği görebilmek.. YIWALY Konu-dışı 7 07-01-2010 22:38
SosyalDemokrasinin geleceği var mı? tayyare Politika 1 10-11-2009 03:24
dünyanın geleceği ve mars Fizik 4 06-08-2008 00:00

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:31 .