Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 02-09-2007, 19:39
tanselsemir tanselsemir isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Apr 2006
Mesajlar: 18
Standart Allah ve para...

ALLAH VE PARA

Allah nerede?
Allah’ın yerini bulmak için neler yapmalıyız?
Allah neyin merkezinde duruyor?

Camiler, kiliseler, havralar, cem evleri Allah’a dua edenlerle dolu.
Neden ve niçin dua ediyorlar?

Allah’ım bana bir ev nasip et!
Allah’ım bana bir araba nasip et!
Allah’ım çocuklarıma iş, aş nasip et!
Allah’ım üniversiteye girmeyi bana nasip et!
Allah’ım bana bir çocuk nasip et!
Allah’ım tarlama yağmur yağdır!
Allah’ım beni zengin et!
Bu böyle sürüp gider.
Peki, bu kadar istek niçin?

Kapitalist sistemde/yarışta herkes zengin (varsıl) olmak ister.
Bu yarışta önemli olan en önde gitmektir.
Bu yarışta güçlü güçsüzü her zaman yener.
Bu sistemde/yarışta/toplulukta ne ülkenin çıkarı ne de toplumun çıkarı vardır.
Herkes kendi çıkarı için yaşar.
Kimse kimseyi sevmez.
Ama herkesin sevdiği biri vardır.
Allah!

Birbirini sevmeyen bu topluluklar neden Allah’ı sevmişlerdir?
Hiçbir şeyi paylaşmayanlar neden Allah’ı aralarında paylaşmışlardır?

Allah, düşünmenin sonu demektir.
Allah, ölümden sonrasının güvencesi demektir.
Allah, ev, araba, ün demektir.
Allah, hükmetmek, sömürmek demektir.
Allah, para demektir.

Ne kadar çok Allah, o kadar çok para, ün, mevki.
Para Allahın en büyük sıfatlarından biri mi yoksa?

Para nedir?

Para, her türlü gücün kapısını açar.
Paran varsa toplulukta adam yerine koyulursun.
Paran varsa seni bir şey sanırlar.
Paran varsa istediğin kadını/erkeği elde edersin
Paran varsa istediğin kadar gülersin, neşelenirsin, sevinirsin,
Paran varsa üretmeden, paylaşmadan rahatça yaşarsın,
Paran varsa yoksulların haline uzaktan bakarsın.
Paran varsa daha çok uyursun
Paran varsa ev alırsın, araba alırsın.
Paran varsa dünyadaki hiçbir sorunu düşünmezsin.
Ne yoksulun sorunları, ne ülkenin sorunları, ne de dünyanın sorunları var.
Paran varsa daldıkça dalarsın uykuya.

Paraya ulaşmak Allah’ı sevmekten geçiyor.

Sistem çok güzel işliyor.
Birileri durmadan zenginleşirken birileri durmadan yoksullaşıyor.
Ve yoksullar devamlı zengin (varsıl) olma hayali kuruyor.
Bu hayali gerçekleştirecek olan da Allah’tır
Ne kadar çok Allah’a sarılırsan o kadar çok umutlanırsın.
Ne kadar çok umutlanırsan yaşadığın ortamdan yakınmazsın.
Ne kadar çok şikâyet etmezsen o kadar çok birileri sömürür.
Ne kadar çok birileri sömürürse o kadar yoksulluk olur.

Görüldüğü gibi tekrar başa döndük.
Bir kısır döngü ve azılı bir katilin yüzü gibi…

Yüzyıllardır Allah’tan ses gelmiyor.
Yoksullar çoğaldıkça Allah’ı diline dolayan da çoğalıyor.

Sevgi yok, düşünme yok, üretme yok, paylaşma yok, okuyup bilgilenmek yok.
Oysa Allah; yoksulun dilinde, zenginin cebinde.
Kolay gelsin.


Tansel Semir
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 02-09-2007, 20:10
NedimYilmaz NedimYilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2006
Mesajlar: 406
Standart Re: ALLAH VE PARA

Tanrı'nın çıkışı tarihsel ihtiyaçlardan doğmuştur. Bu gibi kişisel-şahıssal nedenlere dayandığını zannetmiyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 02-09-2007, 20:56
tanselsemir tanselsemir isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Apr 2006
Mesajlar: 18
Standart Re: Allah ve para...

Bana şu "tarihsel ihtiyaçları" açıklarsan sevinirim. Biz de öğrenelim neymiş bu tarihsel ihtiyaçlar.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 02-09-2007, 20:59
dolfen dolfen isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jul 2006
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 880
Standart Re: Allah ve para...

dinin imanın para olmuş derler ya...

http//dolfen.blogcu.com/

Son söylediğim her zaman doğrudur, bir sonraki onu yalanlasa da...!
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 02-09-2007, 21:15
pervane - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pervane pervane isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
Standart Re: Allah ve para...

Evet tanrı'nın çıkışı *tarihite korkuları, yaşamı ve evreni anlama ihtiyacından doğmuş olabilir. ama günümüzde varlığını sürdürebiliyor olması tamamen iktidar ve para değilmi? Hiçbirşey vadetmeyen bir tanrı düşünün kimi ilgilendirir ki.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 03-09-2007, 12:19
NedimYilmaz NedimYilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2006
Mesajlar: 406
Standart Re: Allah ve para...

Ben "Tanrı'nın Evrimi" adında bir yazı y ayınlamıştım. Yazı şöyle idi.

------------------------

Tanrı'nın tarihsel evrimi

Tarım, topluluk halinde yaşamaya başlayan insanlar için bir zorunluluktu. Tarım başarmak içinse, gökyüzünün iyi incelenmesi gerekiyordu. Bir yıldız kümesinin gökyüzündeki hareketiyle bitkinin büyüyüp gelişmesi arasındaki bağlantı insanoğlunun ilgisini çekiyordu. O halde yeryüzünü gökteki yıldızlar ve varlıklar yönetiyordu. 15.000 yıl önce Mısır'da yaşayanlar yıldızlara tapmaya başladılar, gökyüzündeki yıldızlara isimler takmaya başladılar. Saban sürme sırasında görülen yıldızlara "Öküz" ya da "Boğa" yıldızları, aslanların susuzluktan çölden ırmaklara geldiğinde görülen yıldızlara "Aslan yıldızları" gibi isimler yakıştırılmaya başlandı. (Günümüz burçlarının temelleri atıldı ) Zamanla insanoğlu göğün boğasından beklediği gücü yeryüzündeki boğadan da bekler oldu. Bunun gibi bir çok canlı ve cansız şeyi kutsallaştırdı ve insanlar putlara tapmaya başladılar.

Zamanla insanlar iyilik ve kötülük Tanrılarını ayırmaya başladılar. Tanrıların özleri birbirine uymadığı için tapınma ikiye bölündü. İyi Tanrılara yapılan sevgi ve sevinç tapınmasıydı. Kötü tanrılara yapılan ise korku ve ızdırap. Böylece özü karşıt ilkelere dayalı tapınma olan din sistemleri oluştu.

O ana kadar ölümden sonrasının cevabını bulamayan insanoğlu, uzun yolculuklardan dönen gemicilerin anlattığı okyanusun öbür ucundaki ülkelerin güzellikleriyle ya da kötülükleriyle hayal dünyasını daha da geliştirdi. Herhalde insanlar da ölünce böyle yerlere giderlerdi. Eğer insan sevaplar ise ölünce sonsuz güzellikteki diyarlara giderdi. Eğer günahkâr ise sonsuz karanlık ülkesine benzeyen yerlerde cezasını çekerdi. (Mitolojideki Tartarian buna örnektir. Tartarian cehennem demektir ve Tanrısının adı Hades'tir.) Böylece ölülerin barınabileceği cennet ve cehennem yaratılmış oldu. Hatta insanlar, diğer dünyada kullanmaları için eşya ile gömüldü. İnsanoğlunun adaleti ne olursa olsun, Tanrısal adalet yanılmaz, insanı cezalandırır ya da mükâfatlandırırdı. Böylece "Büyük Tanrı" ya tapınma inancı doğdu.

Şimdi, yukarıdaki yazıma göre Tanrı evriminin tarihini özetler isek;

Tanrılar

*Embriyo dönemi: Yiyecek (150milyon - 2milyon yıl)
*Mağara dönemi: Güneş (2milyon - 100bin yıl)
*İlkel kabileler: Doğa (100bin - 10bin yıl)
*Uygarlıklar: Çok yaratan (10bin - 0)
*Tek Tanrıcılık: Bir yaratan (0 – 1800)
*Günümüz: Bilim ve Akıl (1800- ...)

Baktığımızda insanlar daima tapınma ihtiyacı doğmuştur tarihte. Günümüzde de devam etmektedir kuşkusuz. Tanrının sorgulanması da tarih boyunca olmuştur, fakat dinler bu insanları engellemeyi bilmiştir. Galileo'yu hatırlayın. Hıristiyanlar nasıl susturmuştu onu. Kepler'i hatırlayın…

1800lü yıllarda düşünsel felsefi akımların öne çıkması ile birlikte insanlar gerçeğin peşine düşmüşlerdir. Kendi varlıkları dahil her inancı sorgulamışlardır. "Ben var mıyım?" sorusunu bile yıllarca tartışmıştır insanoğlu. Bazı kesim insanlar Dünya'daki her canlının varlığını "Büyük Yaratana" başlamıştır yakın tarihimizde. Daha önceleri bir çok tanrıya. Daha önceleri doğa tapınmaları, güneş yıldız tapınmaları. Güneş tapınması o güne göre normaldi çünkü insanlar ihtiyaç sahibi idi. Güneş olmaz ise hayat olmazdı. Demek ki, yaratan Güneş'ti. Aynı şekilde Nil nehri… Nil Mısır'a hayat veriyordu. Demek ki Nil, kutsal bir varlıktı. Nil nehrine şükranlarda bulundu halk, onun için adaklar adadı, nehire türlü türlü paralar, eşyalar bıraktı.

Soru şu: Çevremizde gördüğümüz sayısız çeşitlilikteki canlılar, başlangıçtaki bir ya da birkaç canlıdan evrimleşerek geldiyse, bu ilk canlının kaynağı nedir ?

Miller deneyini hatırlatayım. 1953'te hidrojen, metan, amonyak ve su buharını 60bin voltluk (şimşek benzeri enerji) elektrik akımına tabi tutarak aminoasit, glisin gibi birkaç tür organik bileşik oluşturdu. (Oksijen kullanmadı, çünkü başlangıç atmosferinde oksijen yoktu.)

Yani yaşamın kökleri böyle olaylar olabilirdi.

Örneğin Virüsler yarı canlı, yarı cansız oluşumlardır ve canlı evreye bir geçiş olarak kabul edilmektedir.

Laboratuarda canlı madde üretilemiyor şu an. Ama eminim o da olacaktır. 1828'de bir Alman kimyageri olan Wöhler, idrarda bulunan "üre"yi cansız maddeden oluşturduğunda yer yerinden oynamıştı.

Sanıyorum gerçek ışığa az zaman kaldı…

Tanrı'nın evrimleşmesini, tarih böyle görüyor arkadaşlar.


------------------------

Hatta sevgili dilaver bunun yanlış olduğunu ve Tanrı'nın üretim ile ilgili olduğunu savunmuştu.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 03-09-2007, 21:42
pervane - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pervane pervane isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jun 2007
Mesajlar: 2.723
Standart Re: Allah ve para...

Soru şu: Çevremizde gördüğümüz sayısız çeşitlilikteki canlılar, başlangıçtaki bir ya da birkaç canlıdan evrimleşerek geldiyse, bu ilk canlının kaynağı nedir ?

Sn. Nedim Yılmaz


Şimdi bu önermede insanın tanrıdan evrildiği sonucunu mu çıkarmalıyız, ki bu bizi yine elma ağacının gölgesine götürürmez *mi?

yok eğer tanrının ihtiyaçtan var olduğu üzerinde devam edersek zamanla ihtiyaca göre dönüştüğünü mü yoksa evrimleştiğini mi anlamalıyız. O halde tanrıya canlı sıfatını da eklemek lazım gelmez mi. ilk kaynağı belli olmasa da evrim geçirmesi canlılığının göstergesi değilmi?
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 03-09-2007, 22:22
tanselsemir tanselsemir isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Apr 2006
Mesajlar: 18
Standart Re: Allah ve para...

Sayın Nedim Yılmaz;

Anlattığınız, insanoğlunun kültürel evrimidir. Tarihsel ihtiyaçlara hiç değinmemişsiniz.

Sitemde ki yazılarımda da belirttiğim gibi; Düşünemeyenler/insanımsılar Tanrıya veya dine inanmazlar. İnanmış gibi görünür ve çıkarlarını elde etmek için çabalarlar. Çıkarları düşünmemek, üretmemek, paylaşmamak, sevmemek, başkasının acı çektiğini görmektir. Düşünemeyenler bu şekilde haz alırlar ve biz böyle bir insanımsıyla karşı karşıyayız.

Düşünemeyenlerde korku da yoktur. Yüzyıllardır tanrının kaynağı korku olarak gösterildi; oysa bu katiller topluluğu asla korkmazlar. Korktuklarından değil çıkarlarından dolayı tanrıya inanmış gibi gözükürler. Korkan insan dünyayı böyle kana bulayabilir mi?

Ben korkan insandan yanayım. Korkan insan empati kurabilen, kaygı duyabilen bir canlıdır. Bu kaygı ve korkuların nedeni beynin her şeyi algılayabilmesidir. İşte düşünen insan, bu korku ve kaygılardan kurtulmak ister ve bunun sonucunda bilgilenir. Oysa korkmayanlar her türlü olumsuzluğun kaynağıdır; ne düşünürler ne de toplumdan yanadırlar. Tanrıya inanmış gibi görünenler korkmayanlardır. Tanrı ortak çıkarların adıdır; paradır, mülktür, mevkiidir, ündür.

Sorun Tanrıya inanıp inanmama değildir. Sorun kişinin düşünüp düşünememesidir.

Fizik, Kimya, Biyoloji Sosyoloji, Psikoloji, Antropoloji, Tarih, Coğrafya, Astronomi vb. bilimleri merak etmeyen biri düşünüyorum diyemez. Düşünmek evreni özümsemektir.

Tansel Semir
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 04-09-2007, 12:00
NedimYilmaz NedimYilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2006
Mesajlar: 406
Standart Re: Allah ve para...

Konunun dağıldığı kanısındayım. Anket sorunuz: "Allah'ı çıkarcılar mı tasarladı?" şeklinde idi. Bende hayır yanıtını verdim ve bunu tarihsel doğal olaylara bağladım. Bir kişi ya da topluluk çıkarı için tanrı kavramını ortaya attığını varsayalım.

Atatürk'ün bir sözünü vardır;

Dünya'nın belli bir kısmını her zaman kandırmak olanaklıdır.
Dünya'nın tamamını belli bir zaman kandırmak da olanaklıdır.
Fakat Dünya'nın tamamını her zaman kandırmak mümkün değildir.


Ben bu söze sonuna kadar hak veririm. binlerce yıllık tarihte tanrı kavramı eğer bu gibi çıkarcıların elinden çıkma ise, tanrı kavramı bu kadar süregelmezdi. Demekki başka bir sebep aramalıyız.

Şöyle bağlayabilirim: Ben Tanrı'nın ortaya çıkışını tarihsel, kültürel etkenlerden ve bu etkenlerin insanın korkularla birleşmesiyle ortaya çıktığını düşünüyorum.

Bir korku filmi gibi düşünebiliriz. İnsa görmediği şeyden bilmediği şeyden korkar. Örneğin ufolarla ilgili bir korku filminde filmin başlarında uzaylıyı hiç görmediysek ve bir anda karşımıza çıktığında çok büyük şaşkınlık ve korku yaşarız. Çünkü bilmediğimiz ve görmediğimiz bir şey vardır ortada. Bilinmeyen korkusu, çok büyük merak uyandırır ve yeri geldiğnde insanın düşünme yetisini istediği yöne çekebilir. Zaten filmi yapanlarda bu zaafımızı bildiği için "Korku" filmleri yapıyorlar.

Bu korku bazen Tanrı olur, bazen muska, bazen ağaca ip bağlama.

İnsan bilmediği şeylere inanmayı tercih eder. Hele hele o bilmediği şeyin içinde acı çekme var ise, haliyle inanmak zorunda kalır içsel dünyasında. Cennet cehennem kavramlarının olmadığı dinlerde yada "Yeniden doğuş" inancı içerisinde "Yaptığın amellere göre bitki, hayvan, insan ve tanrı olarak yeniden dünyaya gelme" gibi inançlara inanma oranı çok fazladır. Acı çekme sonucuna sahip olmayan dinler ise tarihte terkedilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 04-09-2007, 12:39
deggial - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
deggial deggial isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jul 2007
Mesajlar: 251
Standart Re: Allah ve para...

Sevgili Nedim Yılmaz, Atatürk'e ait olduğunu söylediğiniz o sözlerin sahibi Abraham Lincoln'dür.

Sadece ufak bir düzeltmedir. Umarım yanlış anlaşılmaz

All thinking men are atheists
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:43 .