ereninthenature´isimli üyeden Alıntı
İlk, başlangıç gibi ifadeler paradoks
Bunu gunumuzun fizik akademisyenlerine, big bang teorisyenlerine soyle kardes. Bana degil.
|
Evrenden söz ediyoruz, ama kozmolog değiliz. Olmamız da gerekmiyor.
ereninthenature´isimli üyeden Alıntı
Bu da senin bir onermen. Soylediklerimle alakasi yok. Ve nesne tabanli olmayan gerceklikler de mevcut. Supheci ve deneysel yaklasirsan yanildigini kendine kanitlayabilirsin.
|
Hayır yanılmıyorum, gerçek NESNELDİR, gerisi subjektif ve öznel. Soyut gerçek yok, somut gerçek var. İnsanın lafzen ne söylediği bağlayıcı değil. Birinin serap görmesi, gerçektir, burada gerçeklik o kişinin serap görmesidir, serabın kendisi değil.
ereninthenature´isimli üyeden Alıntı
sanal gerçeklik öznel bir ifade
Sanal gerceklikten kastettigim ise bilgisayar kodlari ve oznel degil nesneldir.
|
Hayır, sanal gerçeklik özneldir, bilgisayar kodları tabi ki nesneldir, maddidir. Senin sanal gerçeklik atfettiğin kodların kendisi değil, dizilişe
yüklediğin(!) anlam.
Sonuç: özneldir.
Mesela fonksiyon yüklüyorsun, 01110101, şu harf olsun, 01010101 şu harf olsun, bunların kombinasyonları, dizilimleri şunu temsil etsin vs. Bunlar noktacıklar oluştursun, noktacıklar bütünde bir villa resmini yansıtabilir, villa dediğin, görüntüye yüklediğin anlamdır(villanın kendisi, gerçeği değil), gerçek yükleyiciden azadedir,
iradeden bağımsız anlam kazanır.
gerçeklik sorununun aşılmasında temel ktirerlerden birisi de; "iradeden bağımsızlık kriteri". Gerçek ile olmayanı ayırt etme zaruriyeti ve ölçütü meselesi elzemdir ve basit kriterlerle aşılır. Pratiktir, böylece gerçeklik ifadesi anlam kazanır.
İnsan hayal kurabilir, kurgulayabilir, tasarlayabilir, zira yukarıda verdiğim bilgisayar örneği gibi, insan da, sembolik olarak aldığı etkileri kodlar, kombinasyonlar da yapabilir. Öyleyse kurgu, hayal olmayan, insan iradesinden bağımsız olan nedir? Soru budur, cevap "gerçektir".
İnsanın gerçek olması, insanın kodlaması, insanın kombinasyonlar yapabilme yetisinin olması, gerçektir, ancak bunların gerçek olması başka bir şey, kombinasyonlarla ortaya attığı veya anlam yüklediği tasarımlar, hayaller, temsiller başka.
Bir masal yazarının kendisinin gerçek olması, işlemcinin(beyin) maddi, nesnel gerçek olması başka, masalın gerçekliği -içeriği- başka...
Bir insanın şu ya da bu biçimde rüya vb şeyler gördüğünü zannetmesi(zan=>inanç) veya zaten sembollerle kombinasyon yapabilmesinden dolayı kurgu, tasarlaması, hayali olarak kurgulaması vb başkadır, sözde gördüğü şeylerin
O'ndan bağımsız(!) var olup, olamaması tartışması başka. Gerçek kavramı tam da bu noktada anlam kazanıyor, iradelerden bağımsız olan ile olmayanı ayırt edebilmek için.
Kendinde şey faktörü önemlidir. Eğer "gerçek" kavramından söz edeceksek, ne görüyorsan, senden bağımsız var olmak zorunda (kendinde şey vasfı taşıyabilmeli, varlığı herhangi bir iradeden bağımsız ortada olabilmeli)...
Gerçeklik tartışması da zaten bu sebeplerle ortaya çıkıyor. Gerçek olanla, kurgu-sanal olanı nasıl ayırt edebiliriz sorunundan yola çıkılıyor.
"Sanal gerçek" demek, sorunlu bir ifade, neden? Gerçek kavramı zaten "sanal ile olmayanı" ayırt etmek için kullanılıyor. Sanal olan gerçek değildir, gerçek olan sanal değildir, daha doğrusu bu iki kelime yanyana nasıl gelecek? Birisi diğerinin ölçütü
Dünya kavramı da 2 halde kullanılır, nesnel dünya, öznel dünya. Birisi nesneler dünyasıdır, bu gözlemlenebilir, maddi, etkileşimler yoluyla duyumlanabilir, nesnel, diğeri ise kişinin görüşü, inançları, arzuları, istemleri, hayalleri, hafızası, hali, durumu vb bir bütün halinde iradi tarafı temsil eden dünya, bu da özneldir. Sanal -> öznel, gerçek -> nesnel...