Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Multimedya

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 15-11-2009, 23:58
Alchindus Alchindus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Jul 2009
Mesajlar: 702
Standart

İmdi bu puin meselesinin evvela dünyada sonrada türkiyede nasıl ve ne sebeplerle gündeme geldiğini anlamak içün o dönemlere nazar etmeliyiz! Nakledeceklerim evvela fehmi korunun sonrada dücane cündioğlunun yazılarından mesele ile alakalı kısımlardır!

Bu mesele the atlantic monthly dergisinde tefrika edildiğinde bindokuzyüzdoksandokuzda fehmi koru taha kıvanç olarak meseleye temas edip, bu işin türkiye içinde bazı mahfillerle olabilecek münasebetine de temas etmiş!

Bu yılın başında, The Atlantic Monthly dergisinin kapağını gördüğümde nasıl sarsıldığımı bilemezsiniz... Sarı zemin üzerine yeşil kapaklı bir kitap resminin üzerine konulan büyütecin içine "Bilim adamları vaktiyle İncil'i nasıl didik didik ettilerse şimdi de Kur'an'ı aynı biçimde inceliyorlar; çok dikkatli davranıyorlar" sözlerini yazmışlardı. Toby Lester adlı birinin imzasını taşıyan on sayfalık yazının başlığı da şuydu: "Kur'an nedir?"...

1972 yılında, Yemen/Sana'daki merkez camiindeki yenileme çalışmaları sırasında bir mezarlık ortaya çıkartılmış... Cami bünyesinde genellikle mezar olmazmış; bu sebeple o güne kadar varlığı bilinmeyen mezarlık dikkat çekmiş... Daha da garibi mezarlıktan ceset de çıkmamış, mücevherat da... Sadece üzerinde Arapça ibareler yazan kâğıtlar ve parşömen parçacıkları gömülüymüş...

Kazıyı yaptıran Yemen eski eserler genel müdürü Kadı İsmail al-Akwa, uzun uğraşlardan sonra, 1979'da, bir Alman bilim adamının ilgisini o kâğıtlara çekebilmiş... Meğer, kâğıtlar Kur'an-ı Kerim metinleri ihtiva etmiyor muymuş... Ama, elimizdeki Kur'an'dan biraz farklı yazılmış Kur'an metinleriymiş bunlar... Yazar, "İşte" diyor, "Kur'anın 'Tanrı sözü' olduğu iddiası böylece sarsıldı..." Toby Lester çok sayıda yazar ve araştırmacı adı sıralayarak, Yemen'deki kazıda bulunan biraz farklı ifadeli Kur'an metninden, "1400 yılın en büyük keşfi" (!) denilebilecek bir tespitte bulunuyor...

Gülmemin sebebi şu: İslâmî ilimler konusunda en basit kitaplara göz gezdirmiş olanlar bile, vahiy indikçe çeşitli yollarla kaydedilen Kur'anın, ilk nesil tarafından, farklı okunuşlar elenerek tek nüsha haline getirildiğini bilir. Bu işlemden sonra, diğer bütün kayıtlar, Sana'da bulunan kâğıt mezarlığı gibi yerlere gömülmüştür. Bugün bile, herhalde, o dönemden kalma bir gelenek sürdürülerek, Kur'an parçaları yakılmaz, münasip bir yere gömülür.

Yemen'deki 'keşif' Kur'an-ı Kerim'in 'Tanrı sözü' olmadığını değil, ilk nesil Müslümanlardan naklen elde edilen bilgilerin doğruluğunu ispatlar...

Ocak 1999 tarihli dergideki o yazıyı okuduğumda bir süreden beri bir yerlerde pişirildiğini düşündüğüm İslâm karşıtı taâmın yakında bizim sofralarımıza da sunulacağını düşünmeden edemedim. Çünkü, Atlantic'teki yazıda, 1980 ve 1990'ların başında İngiltere, ABD, İsrail ve Hollanda gibi ülkelerde İslâm üzerine yapılan çalışmalar aktarılıyor, bu arada İslâm Dünyası'ndan bazı isimlerin de bu çalışmalardan etkilendiğinin örneklerine yer veriliyordu. Günter Lüling, Yehuda D. Nevo, Patricia Crone, Wiliam Muir, N. A. Nozorov, James Bellamy ve Michael Cook gibi araştırmacıların bütün dikkatlerinin, Kur'an'ın 'Tanrı sözü' olma iddiasını sorgulamaya yarayacak çalışmalar üzerinde yoğunlaştığını o yazıdan öğrendim.

Bütün çabalar, dergi yazısından anlaşıldığı gibi, esasen Kur'an araştırmalarının bin küsur yıldan beri tekrarlayıp durduğu gerçeği doğrulamaktan başka bir işe yaramamış...

Konuya bu kadar eğilmemin sebebi, son zamanlarda "MGK raporu" diye medyaya yansıyan İslâm'ı tezyif eden çalışmaların nerelerde hazırlandığına ışık tuttuğunu düşünmem... Yurdumuzdan çok uzaklarda, bambaşka düşüncelere sahip kişilerin yaptığı çalışmalar, sanki bizde yapılmış özel araştırmalarmış gibi 'rapor' haline getiriliveriyor... Birkaç yıl öncesine kadar, yazarlık iddiasında bulunanın din adamı kökeni yüzünden inanılan sözde özgün çalışmalar, o kişinin ölümü üzerine, akamete uğramıştı. Şimdi, bir başkasını bulamadıkları için, özel adla değil 'rapor' kimliği ardına sığınarak aynı sonucu almaya çalışıyorlar...

Genelkurmay bu defa suçüstü yaptı, ama göreceksiniz, denemekten vazgeçmeyecekler...

Taha Kıvanç YeniŞafak 28 Haziran 1999
İmdi bu metinde radikal gazetesinde çıkan ve esasen bilip bilmeden bir çoklarının kaynak diye müracat ettiği haber üzerine dücane cündioğlunun yirmidokuz ağustos ikibindeki yazısından meseleye ait olan kısımlardan özettir!

Hangi beceriksizin elinden çıktığı belli olmayan bu telif-tercüme karışımı yazıda yer alan şu ifadelerden bile bu milletin dinine, imanına zerre kadar saygı duymayan bir zihniyetin kışkırtıcılığıyla karşı karşıya olduğumuz açıkça anlaşılmıyor mu?...

Daha Türkçe'ye çevirtip yayımladıkları metni bile anlamaktan aciz olan bu gazetenin sorumluları, "Kur'an'ın Hz. Muhammed daha ortaya çıkmadan yazılmaya başlandığı" (!) şeklinde akıl almaz uydurmalarla milleti tahrik etmekten çekinmedikleri gibi, Amerika'da tezgâhlanan uluslararası bir tertibe aracılık yapmaktan da kaçınmıyorlar...

The Guardian'dan hareketle yayımlanan çirkin bir yazıyı eleştireceğim diye abartıya kaçıp "uluslararası bir tertib" ifadesini kullandığımı düşünmeyiniz; zira birtakım siyasî maksatlara binaen ve İslâm dünyasını karıştırmak amacıyla tezgâhlanan bu tertibin safhalarına şöyle bir göz atmak bile Radikal gazetesinin aracılık yaptığı oyunun "uluslararası" niteliğini gözler önüne serecektir.

Hikâye'nin başı, Toby Lester adlı vasıfsız (!) bir gazeteci tarafından geçen yılın başında The Atlantic Monthly'de (vol. 283, no. 1, sh. 43-56, Ocak 1999, USA) yayımlanan "What is the Koran?" (Kur'an Nedir?) başlıklı geniş bir makaleye dayanıyor... Lester, Yemen'de bulunan elyazması nüshalar üzerinde araştırma yapan Dr. Gerd R Joseph Puin ve mesai arkadaşı Hans-Caspar Graf von Bothmer'le yaptığı telefon görüşmelerinden hareketle Kur'an'ın muharref olduğunu öne süren zehir-zemberek bir yazı kaleme alıyor; yazısını William Muir, John Wansbrough, Andrew Rippin, Ann K.S. Lambton, S.P. Tolstov, N.A. Morozov, R. Stephen Humphreys, Günter Lüling, Yehuda D. Nevo, Patricia Crone, Michael Cook, James Bellamy, Jane McAuliffe gibi tanınmış-tanınmamış birçok oryantalistten yaptığı hakaret dolu alıntılarla dolduruyor ve bu arada Muhammed Abduh, Taha Hüseyin, Ali Deşti, Muhammed Arkoun, Nasr Hamid Ebu Zeyd, Fazlurrahman gibi İslâm dünyasının çeşitli bölgelerinden seçtiği bazı ilginç (!) isimlerle iddialarını süslemeyi de ihmal etmiyor... ("Selman Rüşdi" simgesinin bu kışkırtıcı yazıda konu mankeni olarak kullanıldığını belirtmeme bile gerek yok sanırım!)

Lester'in iftiraları, Yemen'de yayımlanan el-Belağ dergisinde ele alınınca -tam da tahmin edildiği gibi- ortalık karışıyor, Yemen'deki araştırmaları sırasında Puin'e ve meslektaşı Von Bothmer'e çok büyük yardımları dokunan Yemen Eski Eserler Müdürlüğü'nün Reisi Kadı İsmail el-Ekva ile diğer kurum görevlileri halk tarafından büyük tepki görüyorlar...

Bunun üzerine her iki Alman bilimadamı da el-Ekva'ya 14 ve 15 Şubat 1999 tarihli birer mektup göndererek gelişmelerden ötürü duydukları üzüntüyü dile getirip özür diliyorlar; ortada siyasî bir komplo olduğunu, kendilerinin bu tür sözler söylemediklerini; aksine, yaptıkları incelemelerden sonra Yemen nüshalarıyla müslümanların bugün ellerinde bulunan standart Kur'an nüshaları arasında ciddi hiçbir farklılığın bulunmadığı sonucuna vardıklarını ve Leiden'de düzenlenen bilimsel bir konferansta da bu sonuçları ilim dünyasına açıkladıklarını belirtiyorlar.

Puin'in, bu Amerika kaynaklı "siyasî" komployla ilgili açıklaması oldukça mânidardır:
- "Yemen ile Almanya'nın bilimsel işbirliği çabalarını baltalamayı hedef alan bu müessif saldırılardan dolayı fevkâlede üzgün olduğumu belirtmeliyim. Bu saldırıyı tertib eden odakların hedeflerine ulaşmak için zamanlama itibariyle Almanya Dışişleri Bakanı'nın Yemen'i ziyaret ettiği haftayı seçmeleri size de ilginç gelmiyor mu?" (14 Şubat 1999)
Dünya bu vâveyla ile çalkalanırken, olup bitenleri Türkiye'de kimsenin ruhu bile duymuyor; sadece bir kişi hariç: Taha Kıvanç...

Yeni Şafak'taki "28 Haziran 1999" tarihli 'Kulis' köşesinde Taha Kıvanç, "Nafile Çaba" başlıklı bir yazı kaleme alıp Toby Lester'in The Atlantic Monthly'deki makalesine dikkat çekiyor; hatta bununla da yetinmeyip bu tezgâhın Türkiye'yi de içine alabileceği konusunda fevkalâde önemli uyarılar yapıyor.

Toby Lester'in sadece iddialarını değil, bu iddiaların arkaplanını da ele alan bir başka makale ise Prof. Muhammed Mustafa el-A'zâmî'ye ait... Impact dergisinin bu yılki Mart sayısında (vol. 3, no. 3, March 2000, London) yayımlanan "Hoping to reform, revise Islam: Oriantalists and The Qur'an" (İslâm'da Yenilik ve Reform Umutları: Oryantalistler ve Kur'an) başlıklı değerli yazısında A'zâmî, Lester'in Puin'den aktardığı görüşleri özetlemekte ve ardından Dr. Puin'le Dr. Von Bothmer'in Kadı İsmail el-Akva'ya yazdıkları mektupların içeriğine dayanarak birtakım çelişkilere işaret etmektedir. (Bu mektubun metnini, hem -dergide yayımlandığı kadarıyla- Arapça orijinalinden, hem de metin içerisinde geçen İngilizce alıntılardan hareketle Türkçe'ye çevirip okurların istifadesine sunmuş bulunuyoruz.)

A'zâmî'nin makalesinin en önemli taraflarından biri de kendisinin gerek Puin'in, gerekse Von Bothmer'in ikircikli tutumuna dikkat çekip bu kişilerin Kadı el-Ekvâ'ya yazdıkları mektuplar dışında, kendilerine isnad edilen iddiaları yalanlamak için ciddi bir adım atmadıklarını (sözgelimi bir makale yazıp kendilerini temize çıkarmaya çalışmadıklarını) belirtip şöyle demesidir:

- "Peki o halde gerçeği (!) dile getirmeyen kim? Toby Lester mi? Joseph Puin mi? Von Bothmer mi? Galiba bunların hepsinin de asıl gerçekle ilgisi çok az!"

Dücane Cündioğlu YeniŞafak 29 Ağustos 2000
Buda aynı yazıda mevzusu edilen ve yayınlanan puinin mektubunun tercümesidir!

Dr. Puin'in el-Ekva'ya yazdığı mektup

Sayın Kadı İsmail el-Ekva hazretleri,
Zât-ı âlinize en muhlisâne hürmet ve selâmlarımı sunarım.
Yemenli dostlarımdan bana ulaşan haberlere göre, Alman araştırmacıların Yemen'deki eski eserler arasında bir elyazması Kur'an nüshası bulduklarından ve bu elyazması nüshayla müslümanların bugün ellerinde bulunan Kur'an nüshaları arasında ciddi farklılıklar tesbit ettiklerinden söz eden ['The Atlantic Monthly' adlı] Amerikan dergisinin yaptığı neşriyât, Yemen Eski Eserler Müdürlüğü'nde görev yapan yetkililere karşı halkın büyük bir tepki göstermesine sebebiyet vermiş...

312 sayılı el-Belağ dergisinin iddia ettiği üzere, güyâ Yemen'li yetkililer İslâm dünyasında büyük bir fitnenin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla uzun bir süredir bu gerçeği (!) saklamaya çalışıyorlarmış...

Sizi temin ederim ki el-Belâğ'ın hem Amerikan dergisinin neşriyâtından, hem Yemen yazmalarına dâir söylenenlerden hareketle yaptığı suçlama ve karalamalar tamamen asılsızdır ve hiçbir esasa dayanmamaktadır; benim ve meslektaşım Dr. Graf von Bothmer'in Saarbrücken Üniversitesinde sürdürdüğümüz Kur'an araştırmalarına ilişkin mâhud iddialar da aynı şekilde hilaf-ı hakikattir.

Yemen ile Almanya'nın bilimsel işbirliği çabalarını baltalamayı hedef alan bu müessif saldırılardan dolayı fevkâlede üzgün olduğumu belirtmeliyim. Bu saldırıyı tertib eden odakların hedeflerine ulaşmak için zamanlama itibariyle Almanya Dışişleri Bakanı'nın Yemen'i ziyaret ettiği haftayı seçmeleri size de ilginç gelmiyor mu? (...)

Amerikalı yazarı [Toby Lester] şahsen tanımam, kendisiyle sadece birkaç kez telefonla görüştüm, o kadar...

Benim samimi kanaatime göre, sözkonusu Yemen nüshalarıyla eldeki Kur'an nüshaları arasında ciddiye alınabilecek hiçbir farklılık mevcut değildir; bu yeni nüshalarda tesadüf edilen yegâne ihtilaf, -Allah'a şükür- sadece sözcüklerin imlâsıyla ilgili Kur'an'ın kendisine aslâ zarar vermeyecek olan küçük birtakım yazım farklılıklarından ibarettir. Zaten "İbrahîm-İbrahim"; "Kur'ân-Kur'an"; "simâhum-simahum", vb. farklılıklara da Kahire'de basılan mushaflarda işaret edildiği herkesçe bilinmektedir.
(...)
Geçen senenin Ekim ayında ben ve meslektaşım Dr. Von Bothmer, Hollanda'nın Leiden şehrinde yapılan, Kur'an araştırmalarıyla ilgili bir konferansa davet edilmiş ve orada Yemen mushaflarından alınan mikrofilm örneklerine istinaden iki tebliğ sunmuştuk. Her iki tebliğ de -tahmin olunacağı üzere- hem Batılı akademisyenler, hem de müslüman ilim adamları nezdinde çok büyük bir rağbet ve iltifata mazhar oldu. Maamafih bu tedkikler henüz neşredilmiş değildir.

Bu vesileyle belirtmek isterim ki araştırmalarımla ilgili herhangibir husûsu bilimadamlarının nazarlarından gizlemem için hiçbir neden bulunmamaktadır. Gözlerini kin bürümüş birtakım cahillere gelince, onları ciddiye almayıp kendi hallerine bırakmak en doğrusu olacaktır; tâ ki ülkesinin tarihi üzerine titreyen, dinî mirasından güç alan, bu mirasın korunmasında ve bugünlere ulaşmasında hizmeti geçen öncülerini şükran hisleriyle yâdeden, -Çin'de bile olsa- onların tecrübelerinden ve yardımlarından yararlanan ilim ve kültür sahibi yeni nesiller gelinceye kadar...

Son olarak, hem sizin adınıza, hem kendi adıma, Yemen yazmaları etrafında kabaran bu kin ve nefret dalgalarının dinmesini temenni ediyorum. Vesselâm!

Not: Arapça ifadelerimin bozukluğundan dolayı özür dilerim.
Dostunuz
Dr. Gerd R. Joseph Puin
Saarbrücken, 14/2/1999
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 16-11-2009, 00:58
milomanara - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
milomanara milomanara isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 17 May 2008
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 1.807
Standart

Puin kaynaklara erişebilmek için Yemen'li yetkililer arasını iyi tutmaya çalışsa da, kaynaklara erişimi yasaklanmıştır. Cesaret edip yayınladığında(35.000 mikrofilm almış), en kötü iltimalle Allah'ın dil bilgisi hakkında bolca fikir edineceğimiz aşikar. Merakla bekliyoruz...
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 16-11-2009, 13:57
Alchindus Alchindus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Jul 2009
Mesajlar: 702
Standart

Muhterem kaynak dediğin bulunan yazmalar olmalıki bunlar üzerinde zati puin gerekli tetkiklerini yapmış naklettiğim yazılarda zikredildiği gibi leidende tertip edilmiş ilmi bir konferansta bulduğu sonuçlar içün "eldeki kuran nüshaları ile ciddiye alınacak bir fark yok" demiştir!

Puin ve bu meselelerden anlayan herkesinde bileceği üzre onun ciddiye alınmayacak dediği farklarda kuran okunuşunun arap olmayanlar içün kolaylaştırılması gayesi ile harekelendirilmesi ve kuranın indiği yedi lehçeden kureyş dışında kalan lehçelerden bazı kelimeler olabilirki bunların bu günkü mushaflarda olmamasının hikmetinide halife osman zamanında yapılan cem işleminde kuranın kureyş lehçesi üzerine cem edildiği bilen anlar!

Bundan mütevellid puinin "arayı iyi tutmak içün" böyle kelamlar ettiği gibi hilafı hakikat fikirler ile kendinizi avutmayın!
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 16-11-2009, 20:29
uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
uyar uyar isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Jul 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 3.381
Standart

buna da bir bakınız:

" border="0" alt="" />

kuranı okuyun cunku okudukca allahin olmadigini daha iyi anlayacaksiniz .......
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 16-11-2009, 22:30
wazawaz wazawaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Oct 2009
Mesajlar: 32
Standart

pante den alıntı (Örneğin Taşkent nüsahasında Allah yerine Huve yazılıymış.)

arkadaşlar bilmiyorsak yorum yapmayalım.
huve zamirdir anlamı ( O )demektir yani o allah manasına gelir.
herkes bilirki zamirler ismin yerini tutar ve tam karşılar.
kısaca ben burda bir tahrif görmüyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 19-05-2010, 11:26
Engse Hohol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Engse Hohol Engse Hohol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2010
Mesajlar: 1.879
Standart

eLLah yazısı sana'a kuranında da idğamı şemsiyye olunmuş.



Yukarıdan aşağıya doğru gelince, 4 ncü satırın en soldaki sözcüğünü, "vallahü" okudum.
Yani; ve eLLahü.
اللّهِ = e(L)LLah adındaki sağdan birinci lam tamgası hiç okunmaz,
sol bitişiğindeki öteki/ikinci lam tamgası ise, şeddeli/ikiletiş biçiminde okunur.

islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir

Konu Engse Hohol tarafından (19-05-2010 Saat 11:32 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 20-05-2010, 13:10
Tumagü İskicap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tumagü İskicap Tumagü İskicap isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Jan 2008
Mesajlar: 425
Standart

Sevgili Engse
Dikine çizgi gibi duran harflerin hepsi, elif harfine benzemiyor.
Arapçada sola kıvrımlı lam harfi, zamanla evrim geçirmiş olabilir mi?
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 30-05-2010, 11:56
Engse Hohol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Engse Hohol Engse Hohol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2010
Mesajlar: 1.879
Standart

Olabilir tabi ançıp yukarıdaki sana'a kuranının fotoğrafında bulunan dik çizgiler,
uzatış/med amaçlı kullanılan 3 illet tamgalarından --elif (ا), vav (و), ya (ى)-- olabilirler.
Yüksek olasılıkla öyledirler.

islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 30-05-2010, 15:10
Tumagü İskicap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tumagü İskicap Tumagü İskicap isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Jan 2008
Mesajlar: 425
Standart

Sevgili Engse
Anladığım kadarıyla sana'a kuranının yukarıdaki fotoğrafı
maide 60. ayetinin sonu ile maide 61. ayetinin başlangıcı oluyor.

Maide 60. ayetinin son kısmında "sevai es sebili" yazısı, fotoğrafın sağ başında
Hı (خ) harfi ilen Ze (ز) harfini # خز # ek almış gözüküyor.

Oysa şimdiki kuranda bu kısım عَن سَوَاء السَّبِيلِ şeklindedir.
Yani "an sevai es sebili"dir. Anlaşılan ön-ek değişimi olmuş.
خز gitmiş عَن gelmiş.
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 31-05-2010, 00:53
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart Sana metni tarihe ışık tutuyor!

Arkadaşlar, sana metninin ününü ben de duydum ve Puin'in araştırmalarını takip ediyorum.

Şimdi, 11. ve 12. mesajlardaki Sana elyazmasındaki bir metinden çeşitli örneklerin verildiği analizlerin incelemesine geçiyorum:

1. Satır (a-satırı) silinmiş yazının orijinal halini veriyor. Bu satırdaki bazı değişiklikler sırasıyla şunlardır:

Değiştirme: Bu satırdaki mavi renkli bölgede yer alan metin parçası sonraki metinlerden farklı demektir. Yani bu bölgeden yer alan metin parçası şimdiki Kur'an-ı Kerim'dekinden kesinlikle farklıdır.

Çıkarma: Yeşil bölgede yer alan metin parçası ise silinmiş olup, sonraki metinlere aktaramılmamış demektir. Yani bu bölgedeki metin parçalarını biz şimdiki metinde okuyamıyoruz.

2. Satır (b-satırı) silinmiş yazının üzerinde oynandıktan sonraki halini veriyor. Bu satırdaki değişiklikler ise şöyledir:

Ekleme: Mor renkli metin parçası ise, a satırında olmayan ama şimdiki metne geçen eklenen metin parçası demektir.

Not: Yukarıdaki her iki satıra göre şu değişiklikler mevcuttur:

Ekleme: Eğer a satırında veya b satırında veya da a ve b satırında eflatun renkli bir bölge varsa, bu bölgenin boş olduğunu ve şimdiki metinde bu bölgenin doldurulmuş olduğu anlamına geliyor.

3. satır (StT-Satırı) yine şimdiki Kuran'ın yazısı gösteriyor. Elimizdeki metin Sana elyazmasının üzerinde oynandıktan sonra b satırındaki gibidir. Fakat yukarıdaki değişikliklere göre (ki bunlar bir metnin orijinalliğini değiştirmekte yeterli değişikliklerdir. Bu nedenle Sana metnindeki tüm değişiklikleri burada ele almadım) bu metnin de orijinal olmadığı sonucu çıkmaktadır.

Diğer taraftan, Sana metnindeki bu değişikleri Hz. Ömer'in Furkan suresindeki farklı okunuş şeklindeki itirazına göre değerlendirsek; metnin aynı olması gerekmiyor; önemli olan anlamca aynı ya da birbirine yakın olmasıdır. Bu durumda Sana metninde yapılan değişikliklerin bir anlamı kalmaz.

Konu upuaut tarafından (31-05-2010 Saat 00:58 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
değiştirilmiş, kitap, kuran, kutsal


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:57 .