Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Fizik

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #41  
Alt 24-02-2021, 12:42
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Mars a bir aracın ulaşması İnsanın aklını gücünü yapabileceğini gösteriyor. İşe bir de bu taraftan bakın. Demir yığınını gökyüzünde uçuran binlerce km de denizlerin altına giren insan dünyanın en akıllı canlısı olarak Mars a da bir araç gönderiyor yaşayabilme olasılığı varsa oraya da gidecek.

Bu teknolojik buluşu veya insan aklı insan emeğini Komünizm le eşleştirmek insan ı hiç tanıyamamaktır İnsanı tanımayan Komünizm i de tanımayacaktır. Komünizm i sadece akılsızların uyguladığını sanalar kendi akıllarını kontrol etmeli.
Alıntı ile Cevapla
  #42  
Alt 24-02-2021, 14:39
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Şüpheci Dinsiz´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
...Sevgili Yıldıztozu,..
Bilgiler için teşekkürler şüpheci üstad..

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Herhangi bir insana, %1 potansiyel mi, %90 potansiyel mi, hangisi diye sorsanız, %90 der
Mısır piramitlerini insanlığın %1'i bile ziyaret etmemiştir.
O halde piramitler azınlığa mı hitap etmektedir yoksa insanlığa ait bir miras mıdır?
İşte ben o piramitleri insanlığa ait bir miras olarak değerlendiriyorum.

Aynı şekilde 5 milyon dolarlık lüks bir rollsroyce arabasını da insanlığa ait bir onur olarak görüyorum. Her ne kadar 3-5 kişi sahip olabiliyor olsa da.

Komünizmde lüks kavramı geçersiz. Sadece ihtiyaca bakıyor. Araba için ''ayağımızı yerden kessin yeterli'' denilir. İşte bu düşünce 5 milyonluk rollsroyce üretimini engellemiş oluyor ve insanlığın elinden bunu eksiltiyor.
Komünizmde bu sorun nasıl çözülecek?

Bu arada ben de lüks araca sahip olamıyorum ama sahip olanlardan rahatsızlık duymuyorum. Aksine insanlık neler üretmiş helal olsun diyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #43  
Alt 24-02-2021, 14:40
Saint-Just Saint-Just isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Jun 2014
Mesajlar: 521
Standart

kartopu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu teknolojik buluşu veya insan aklı insan emeğini Komünizm le eşleştirmek insan ı hiç tanıyamamaktır İnsanı tanımayan Komünizm i de tanımayacaktır. Komünizm i sadece akılsızların uyguladığını sanalar kendi akıllarını kontrol etmeli.
Bu ne demek oluyor şimdi anlamadım?
Alıntı ile Cevapla
  #44  
Alt 24-02-2021, 16:49
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.694

Onur Üyeliği 

Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilgiler için teşekkürler şüpheci üstad..
Mısır piramitlerini insanlığın %1'i bile ziyaret etmemiştir.
O halde piramitler azınlığa mı hitap etmektedir yoksa insanlığa ait bir miras mıdır?
İşte ben o piramitleri insanlığa ait bir miras olarak değerlendiriyorum.

Aynı şekilde 5 milyon dolarlık lüks bir rollsroyce arabasını da insanlığa ait bir onur olarak görüyorum. Her ne kadar 3-5 kişi sahip olabiliyor olsa da.

Komünizmde lüks kavramı geçersiz. Sadece ihtiyaca bakıyor. Araba için ''ayağımızı yerden kessin yeterli'' denilir. İşte bu düşünce 5 milyonluk rollsroyce üretimini engellemiş oluyor ve insanlığın elinden bunu eksiltiyor.
Komünizmde bu sorun nasıl çözülecek?

Bu arada ben de lüks araca sahip olamıyorum ama sahip olanlardan rahatsızlık duymuyorum. Aksine insanlık neler üretmiş helal olsun diyorum.
Mısır piramitleri alakasız bir örnek olmuş, %1 ile kastım potansiyelle ilgilidir, ziyaretle ilgili değil, demek %90 potansiyelle olsa, insanlık Ay'a merdiven dikermiş. Diyelim ki bir sistemde, 1.000 işlemci olsun, ama bunların sadece %10'nun elektrik alma dolayısıyla işleme durumu olsun, YARAR SAĞLAR MI! EVET! Çünkü 100 adet çalışır... Kalan 900 işlemci ise, sırf %1 in çıkarları namına işlevsiz kalıyorsa, ZARAR SAĞLAR MI EVET.
O halde; %10'un yararı, 3 birim, %90'nın yararı ise, 27 birimdir.
İsterse o araç, 900 milyar dolarlık olsun, İNSANLIKTAN söz ettiğin an, böyle saçma kıyaslarla yapamazsın, sırf bir kişi 900 milyarlık arabaya binecek diye harcanan emekle, insanlığın yararına 100 kat daha fazla şeyler de yapılır.
"Komünizmde lüks kavramı geçersiz. Sadece ihtiyaca bakıyor. Araba için ''ayağımızı yerden kessin yeterli'' denilir. İşte bu düşünce 5 milyonluk rollsroyce üretimini engellemiş oluyor ve insanlığın elinden bunu eksiltiyor."
İşte bildiğin bir şey yok, savunduğun sistemi bile bilmiyorsun. Konu meta olacaksa, kapitalist ihtiyaca, nasıl, ne gibi çıkarlar elde edebilirim, bana çıkar sağlıyor mu kriteriyle bakar, ihtiyaç olarak bakmaz, başkalarının ihtiyacından gördüğü-anladığı yine kendi ihtiyacıdır o ihtiyacı da paradır ve piyasa olarak, ne kadar pay var, ne kadar satabilir, ne kadar satarsa kazanır temeliyle yaklaşır, bu mantıkla ürettirir, 3 kalem ihtiyaca 10 kalem de üretir, 10 kalem ihtiyaca 3 kalem, 10 kalem ihtiyaca, hiç üretmeyebilir(eğer çıkarına olmayacaksa, kar etmeyecekse) insanlığın ihtiyacı umurunda değildir, kapitalistin üretim anlayışında amaç, ihtiyaç karşılamak değildir. diğerinde ise, ihtiyaç duyanla karşılayan aynı olduğu için, ihtiyaçların karşılanması eylemi esastır, temel ve anlamlı bir farktır bu ve insanın elinde sihirli değnek yoktur, yeter ki amacı ihtiyaç karşılamak olsun, elinden geleni yapmak olsun.

Milyon kere söylemeye gerek yok, farklı dünyaların insanları aynı olmayacaktır, bu doğaldır. kapitalizm ise yabancılaşmadır, sahtedir, sahte istemler, talepler, propagandalar, gündemler bir yığın teknik ve psikolojik sorunlar yumağı oluşturmaktadır, kendi insan modelini yaratır. Kapitalizm olmasa, başka bir sistem olsaydı, o insanlara kapitalist dünya insanının yapısı, şartlanmalarından söz edilse, muhtemel şaşkınlık yaratırdı... örneğin kapitalizm yalnızlaştırır, koşullarla da pekiştirir, mahrum eder, çaresiz bırakır, bu koşullarda bir facebook, bir çoğumuz için karşılanmış bir lükstür, iletişim ihtiyacını karşıladığını düşündüğü bir lükstür de artık. Ama facebook, işin parasındadır, sermaye gücündedir, o da sistemin koşullarından böyle faydalanır, ama kapitalizmin yalnızlaştırmacı, kendi gerçeğine yabancılaştıran(ayranı yok içmeye!), mahrum eden, olanak tanımayan koşullarına mahkum olmamış bir insan topluluğu, aynı taleplerde bulunmaz veya aynı derecede ihtiyaç olarak görmez. Gerçeği varken, sanalı tercih etmez, ihtiyaç duyarsa da, aynı mantıkla aynı biçimde olmayacağı için, ihtiyaç da farklı olacaktır. örneğin hapishanede olan birisi için, 30 yıl öncenin telefonu korkunç ihtiyaçtır ve lükstür, ama dışarıda olan için aynı anlama gelmediği gibi aynı derecede veya aynı ihyiaç anlamına gelmez, neyin lüks olup, olmayacağını da koşullar ve ihtiyaç-mahrumiyet düzeyi belirliyor, fiyatı, altın yaldızlı olup, olmaması değil. Bu konuyu da yanlış bildiğin açık!

Bir diğer saçmalığın ise, ayağımı yerden kessin diyenlerin, 5 milyon dolarlık ürüne engel olduğu inancın, 5 milyonluk arabaya talip oldun da sana böyle mi söylediler? kapitalist satacaksa, üretir, sen talep et, çıkarı olacaksa, kar edecekse üretir, ayağımı yerden kessin diyen zaten onu alamayacaktır, o halde kapitalist farkında ise, satamayacağı kadarını neden ürettirsin? basit düşünerek dahi kavrarsın, "bu iş'te benim çıkarım ne olacak?" kapitalizmin kriteri budur(ki önceki yazımda manipülasyondan kısaca söz etmiştim)... sen ne ile besleniyorsun ki, bu kadar dar, bu kadar kişisel, bu kadar absürt, cahil örneklemeleri üzerinden gidiyorsun, Akit, Sabah vs. olabilir mi?

Cumhurbaşkanı, bilmem kaç bin odalı, aylık gideri bilmem kaç milyon dolarlık, şatafatlı sarayda oturabiliyorsa bu bir onurdur tarzı, insanlığın yararı, bu tür kıyas ve saçmalıklarla ölçülemez. ne yapacaksın şatafatlı sarayı, insana karşı değil de, dağda, bayırda hayvanlara gösterip, mutlu mu olacaksın, üstünlük kompleksine mi gireceksin, kendi, kendini mi yücelteceksin?

Örneğin o söylediğin araba sana göre onurdur bana göre ise %1'in çıkarları uğruna, kalanın köleleşmesinin ürünü olarak toplumsal emeğin, küçük bir azınlığın zevkleri uğruna heba ediliyor olması, o ürünün bedelinin, açlıktan ölen insanlara sebep veriyor ya da bedelinin buna engel olabiliyor olması -diyelim-, bir onursuzluk. Bbakınız ben şu ya da bu olmasın demiyorum, nasıl üretildiği önemli... Nereden ve neye göre baktığımız önemli...

Bir de akıl-mantık önemli, dediğim gibi kapitalizm gibi sistemler olmasaydı, insanlık 5.000 yıl daha ileride olurdu, nokta.
Ortaçağ olmasaydı, insanlık daha ileri olurdu. Senin mantığına göre ORTAÇAĞ SARAYLARININ OLMASI, %1 soyluların, kölelerce yapılmış saraylarda oturması, altın taslar, işlemeli altın, yakut koltukların olması, sana göre insanlık için bir onurdur ve sana göre ortaçağ, insanlığın ilerlemesinde muazzam yarar sağlamıştır. Çünkü, saraylar inşa edebilmiş, kiliseler de dahi altın, yakutlar kullanılabilmiş. Sana göre, %1'in cennet gibi yaşamış olması, servet, lüks içinde yaşayabilmiş olması, yeterli ve sana göre insanlığa hiç bir zararı, alıp götürdüğü bir şey yok. sana göre ortaçağ, insanlığın yararınadır. Bu masallarını insanlık ortaçağda önce soytarılardan, sonra soylulardan, sonra da aristokratlar ve şarlatanlardan çokça dinledi... Aynı masalı okuyorsun....

Lüks arabaya sahip olana bir şey dediğim yok! Komik şeyler söylüyorsun, bu tür dar, kişisel şeylerin gerçekten anlamı yok, ama o helal olsun dediğin ürünü yapan, köleler, onlar da insan...

Şimdi hukuk diyelim ki parası olana göre, yine öyle de bir sınırı var, tamamen öyle olsun, örneğin insan öldürmenin cezası 500.000 TL olsun, al sana onur, al sana insanlığın yararı... mantığın böyle işliyor ve insanlığın yararından anladığın boya, cila... Oysa benim söylediklerim çok daha farklı şeylerdi, insanlığın yararı demek, lüks lokantaların olması demek değildir, her lokantanın lüks lokanta gibi olabilmesidir -ki bu tür kıyaslar da çok saçma, ancak bir yandaşın açısı bu kadar dar ve yüzeysel olabilir, gösterişe dayalı olabilir...

Öncelik, bu önemli bir ayraçtır, lüks bir otomobil, milyonluk saray, lüks otel... insanlığın yararı ölçüsünde bunlar esas ve temel ölçütler değildir, sonuç olarak bu söylediklerini üreten de yine emek gücü. Yine insan üretiyor, asalağın kattığı bir değer yok, ama sistem kapitalizm olduğu için, asalak değer katıyormuş gibi görünüyor. Çünkü güç onda, kendine mal etme koşulu onda, talep eden o değil özünde, gerçekte ise gereksiz bir asalaktır... değeri üreten insan emeğidir, kapitalist ise sömüren. İnsan emek sarf eden bir canlıdır, kapitalist de emek harcar, insan olduğu için, ancak %1 ile geriye kalan arasında muazzam bir oran farkı vardır ve çoğunluğun üzerindeki %1 asalağın varlığı, insanlığın zararınadır. kaldı ki %1, tüm insanlığın ihtiyaçları, emeği üzerinden semirirken, yine üreteni sömürür, ürettiğini, üzerine değer temsil etmeyen kar'ını koyup, tersin geri üretene satar... Bu böyledir, böyle okunmalı, yoksa %1 yarar üretmez demiyorum, her insan yarar üretebilir, toplam emekten, bütünden bakmak zorundayız.

Asalak olmazsa, ağaç yine olurdu, daha iyi olurdu, bu kadar basit. Boşver lüks otomobili, onur lüks otomobille olmuyor, ama çıkarın uğruna kendini satıyorsan, başkalarını kandırıp sömürüyorsan, başkalarını satıyorsan, katakülle koşullu sistem sayesinde, suya, sabuna dokunmuyor gibi görünüyorsan, bunu da bildiğin halde, insanlığı kandırmaya devam ediyorsan, elbette bunca onursuzluğun içinde, kendine lüks otodan, saraylardan, altın işlemeli koltuklardan, babacanmış gibi verdiğin pozlardan, olmadığın gibi görünme ve giyinmeler üzerinden, bir çeşit sahte onur perdesi dikecektin, üfürecektin, bokuu cilalayacaktın. Sahip olmadığın veya kaybettiğin boşluğu böyle doldurmaya çalışırsın, sonunda bununla övünen bir hükümetin de olur(toplumun yarıdan fazlası aç iken -bu bir itbarsızlık göstergesi olmaz-, itibar denen şey sarayın şafatatı haline gelir, %90'ın sefaletle yaşaması itibar, onur meselesi değilken, senin dilinde 5 milyon dolarlık araç senin için itibar ve onuru temsil eder). Yalakalığı, yardakçılığı, güçlü olduğu için soyguncu olana yandaşlığı, soytarılığı, gözünün içine baka, baka yalanı, sahtekarlığı, kendine vazife ve onur sayarsın... (da yanlış anlama ben öyle onur, gururdan söz eden birisi değilim, kriterimde ölçütüm de değildir, zaten ölçüt de değillerdir, yapılana göre söylerim, soytarılığı, şarlatanlığı, sahtekarlığı söylerim, ama bunu öyle ahlaki bir şeyler ifade etmek için söylemem, kediye, kedi demek gibi söylerim, kelime, kavram anlamlarıyla, pratikteki karşılıklarıyla, işaretiyle söylerim. yani birilerinin altın varaklı tuvalete sıçması senin onurun olsa ne, olmasa ne, beni de bağlamaz. mevcut koşullara bakarım, dünyaya bakarım, canlılara bakarım, nasıl yaşandığına bakarım, tarihe bakarım, ilerlemeler nasıl sağlanmış(asıl ve gerçek ilerleme, soylular eliyle değil, efendilerle de değil, aksine efendilere karşı kölelerin, halkların aydınlandığı, ayaklandığı, kendi çıkarlarının farkına vardığı daha doğrusu DÜŞÜNEN İNSAN öznesinin o bahsettiğim potasiyin çeyreğine dahi olsa eriştiği dönemlerdir), yaşamın nasıl üretildiğine bakarım, işlerin nasıl yürüdüğüne bakarım, sonra da analizimi yapar, şu, şu kalemler sorunun kaynağı, bu, bu çelişkiler sistemin kaynağı, bu, bu çelişkiler sistemin de kendisiyle çelişmesi, şu, bu ilişkiler, şu ve bu gibi sonuçlara yol açıyor diye bakarım, İNSANLIĞIN YARARI MI DİYORSUN, İŞTE BU BİÇİMDE BAKABİLMEK, SENİN MİLYON DOLARLIK CİLALI OTOMOBİLİNDEN MİLYON KAT DAHA YARARLIDIR, 10 kişi senin dediğin otomobile binerse kaç mikron, ama milyonlarca insan benim gibi bakmayı sağlarsa, işte o zaman muazzam bir yarar sağlanacak, özünde insanlığın yararı, çevre ve kendinin farkındalığıyla ilgilidir, öncesi budur, insan ne istediğini, neye gereksindiğini bilirse, ilerler, ne istediğini değil de, elit bir azınlığın istekleri ve çıkarları doğrultusunda dizayn olur, şartlanır ise, süreç sekteye uğrar ve aşırı derecede darlaşır, ufuklar kalmaz)

Sen her yanda egzoz dumanlı, allı, pullu, makineden ve efendilerin, köleleri çalıştırdığı dumanlı şehirler hayal edersin, ben ise her yanı ağaçlı, bahçeli, yollarında bisikletlerle insanların dolaştığı, çayırında, çimenlerinde oturduğu şehirler. Sen facebook, bilmem ne gibi yerlerde, gösterişe düşmüş, psikolojik olarak kötürümleşmiş bir dünya hayal edersin, ben ise, o çayırlı, çimenli şehirlerde diz dize oturabilmeyi başaran insanlar, sana göre insanlığın yararı 5 milyonluk arabadır ve %1 ve eşrafını temsil eden saray ve saraylıların nasıl yaşadığı, giydiği göleğin fiyatıdır(ederin bu!), bana göre ise insanların nasıl yaşadığı… sen krallar kral gibi yaşasın diye yırtınırsın, ben ise krallar gibi yaşatanın, krallar gibi yaşayabileceğini söylerim. %1 istiyorsa, %99'da kendisi için istemeyi bilir, lüks derdi varsa-kapitalizm de öncelikler değişiktir, bir gariptir-, emek de onun, üretmek de, istiyorsa, istem varsa, üretecek olanda yine insandır, işte insanlığın yararı... Yediğini, altın klozete sıçmakla bir bok olmuyorsun yani, böyle boktan şeylerle onur kazanmış da olmuyorsun. Kapitalizm koşullarında böyle şartlanıyorsun, ama şartlı olman anlam ifade etmiyor, kapitalist ürününü satma işini böyle pazarlıyor, böyle dizayn oluyorsunuz, bu da anlaşılabilir bir durum, ne verilmişse, onu alıyorsun, ona uygun oluyorsun...

Kapitalizm bir kere hepsini geç, hastalıktır, toplumsal, kitlesel, psikolojik olarak hastadır ve bu hastalığın altında önemli unsurlardan birisi pazarlamadır. İnsanlığı öyle dizayn etmektedir ki, insan her alanda kendisine yabancıdır artık. Reklamlara, pazarlama yöntemlerine bakın, tabi bakmayı bilirseniz, tümü de süreğen işleyen psikolojik olarak kitleleri, hedefteki insanı kötürümleştirme esaslıdır, zaten dizayn edilen insanlar da buna uygun hale gelmiştir, gerçekte ne istediğini bilmiyorsun, senden isteneni bilmek sanıyorsun… Bu da yetmiyor, kapitalizm tam bir yalnızlaştırıcı, çaresiz bırakıcı, mahrumiyet oluştur ki talep etsin, kul, köle olsun esaslı bir sistemdir, bu özel çalışma, kişilerle, iradeyle ilgili değil, sistemin işleyişi açısından böyledir, temelde böyledir, kişiler ve kurumlar da ona göre dizayn olur…

Kapitalizm yürüyorsa, kapitalizmin yürütlebilir bir sistem veya alı, pulundan değil -ki aslında yürümeyen bir sistem-, toplumsal bilincin düşük olması, toplumsal farkındalığın düşük olması, sistemin bu yönde öteden beridir kendisini sağlam kazığa bağlamış olması, yani boşver, tek kaygın olsun, o da insanlığın bilinçlenmemesi, aydınlanmaması -ki zaten gördüğüm kadarıyla da temel kaygın bu, ama uzun vadeli başaramazsınız, o süreç çoktan başladı, bizler de ispatıyız, maymun gözünü açacak...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (24-02-2021 Saat 19:08 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #45  
Alt 24-02-2021, 19:06
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İsterse o araç, 900 milyar dolarlık olsun, İNSANLIKTAN söz ettiğin an, böyle saçma kıyaslarla yapamazsın, sırf bir kişi 900 milyarlık arabaya binecek diye harcanan emekle, insanlığın yararına 100 kat daha fazla şeyler de yapılır.
Hayır.
1 tane porsche araba üretmek 100 tane fiat araba üretmekten ''insanlık adına'' daha onur verici, daha önemli bir başarıdır.

Porsche arabaya azınlığın sahip olması, bu durumu etkilemez. İsterse o arabayı hiç kimse kullanmasın, yine de insanlığın üretim başarısıdır. Azınlık-çoğunluk durumu bunu etkilemez. Piramit örneğimi de anlamadığın için alakasız zannediyorsun. O örneğim de azınlık-çoğunluğa bakarak insanlık adına karar verilemeyeceğiyle ilgiliydi.

Komünizm herkese araba niyetine dört teker üstüne teneke vaad ederken, kapitalizm insanlık adına porsche vaad eder.
Dolayısıyla komünist fikri insanlığa kabul ettirmeniz çok zor.
Alıntı ile Cevapla
  #46  
Alt 24-02-2021, 19:45
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.694

Onur Üyeliği 

Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hayır.
1 tane porsche araba üretmek 100 tane fiat araba üretmekten ''insanlık adına'' daha onur verici, daha önemli bir başarıdır.

Porsche arabaya azınlığın sahip olması, bu durumu etkilemez. İsterse o arabayı hiç kimse kullanmasın, yine de insanlığın üretim başarısıdır. Azınlık-çoğunluk durumu bunu etkilemez. Piramit örneğimi de anlamadığın için alakasız zannediyorsun. O örneğim de azınlık-çoğunluğa bakarak insanlık adına karar verilemeyeceğiyle ilgiliydi.

Komünizm herkese araba niyetine dört teker üstüne teneke vaad ederken, kapitalizm insanlık adına porsche vaad eder.
Dolayısıyla komünist fikri insanlığa kabul ettirmeniz çok zor.
dediğini üreten insanlıktır zaten, kapitalistin rolü, o emeği sömürmekle ilgilidir, ne zırvalıyorsan artık..
komünizm Güneş'i vaad ediyor, üstelik komünizmde insanlar Porsche kanat takıp, Plütona seyahat edecekler, keyiflerinin kahyası mısın, zaten üreten kim? Sömüren kim, bir eksiği olacak doğru, o da sömürücüsü boş laf yapıyorsun. Eksilen sadece sömüren, insan yine insan, o kadar... Bir de %1'lik ve %9'un da aklının ne yaparsam %1'e yaranır, bol kemik kazanırım yönlü mesaisi eksik olacak, bu kesimde beynini böyle tüketir, haliyle, %99,9 luk potansiylle beyin gücüne ve üretim gücüne sahip olacak, bu muazzam bir fark.

Komünizmde, tüyden otomobil yapacağız, uçan halılarla seyahat edeceğiz, üstelik bedava olacaklar O yüzden biz insanlığa komünizmi kabul ettirmeyeceğiz, o sırtındaki asalağı görecek, sırtından atacak, hatta tüyden uçakları, uçan halıları rengarenk Porsche boyası ile boyayacaklar, kıstasın bu ya, al senin istediğin oldu, Porsche boyası da var... Porsche üretir mi, üretmez mi, porsche'u müze mi yapar, insanlık bilir(bakınız Avrupada bakanlar bisiklete biniyor-ha oralarda da komünistlerin ciddi etkisi vardır, kapitalizmde sosyal yarar ne varsa, hiç birisi kapitalizme ait dğeil aslında, komünizm'in esamesi dahi çok şeye kadir-,Türkiyede bakanlar konvoyla geziyor, yani koşullar değişince, insan da değişiyor heleki, komünist insan bilinci, insanı, kapitalizmin pespaye insanı olmaz, kapitalizm olmasa çok daha farklı bir insan ve insanlıkla karşılaşırız, Porsche üretmeyebilir, ama ondan 100 kat daha yararlı şeylere harcar emeğini, olabildiğince de doğaya sahip çıkar, ne zamandan beridir sivrisineklerin varlığı değil de yokluğu sorun oldu?) eksiği yok fazlası çok(asalaksız olacak, eksileni bu) dediğin gibi insanlık üretir, komünizm üretmez, insan üretir, insanın eyleminin de koşulları vardır, demek ki burada mesele koşullarla ilgili, yoksa biz kapitalizm üretir demedik, komünizm üretir de demedik, insan üretir dedik ve nasıl diye sorduk, hangi koşulda üretiyor, koşullar sağlıklı mı değil mi, sağlıksız koşulları gördük, numunelerimizi de aldık, tahlil ettik, analiz ettik, sorunu bulduk Sonra asalaktan söz ettik, insanlığın sırtındaki asalaktan kurtulması, daha ne olsun..

Bu lafızları Akit mantığıyla sen üfürüyorsun. koşul bazlı giriyoruz biz bu konuya, kapitalizm koşullarında diye bakılır...

Sırtında 50 kilo(içi de taş dolu) çuval olan bir koşucu(insanlık), 100 metre koşarsa, ilerler doğru, ama sırtında 5 kilo yük ile koşarsa daha iyi ilerler, daha hızlı ilerler, daha sağlıklı ilerler, kapitalizm sırtında taşıdığı çuvaldır...

Komünizm, koşucunun sırtındaki çuvaldan kurtulmasıdır, gerisini senin de çok sevdiğin insanlık belirler, sana düşen kalan ne? o çuvalı, asalağı sırtından attında mı insanlık adına konuşuyorsun, kıyas yapıyorsun avare...

yazımı okumadan cevap vermişsin, seninkisi düşünce dahi değil, onur da değil bu biçimde, onur sırtında asalak taşımamaktır, onur asalak olmamaktır, onur asalak soytarılığı yapmamaktır, soytarılık edersen, kendine saygıyı da pazar malı etmişsen senin ağzında onur, başka bir hal alıyor zaten gidip dayandığın da gösteriş budalalığına dayalı olan 5 milyon dolarlık Porsche, burada saygınlıktan ziyade, başka türlü duygular söz konusu. en fazla onursuzluğunu örtmek için kullandığın bir çeşit manipülasyon ağzı, yazımda zaten örnekler vermiştim, onur başkalarını kandırarak, insanların açmaz ve çaresizliklerinden, zaaflarından, mahrumiyetinden faydalanarak, istismar ederek, aldatarak, mecbur bırakarak sırtına binmek ve buna dayalı bir sistemi övmek değildir, bu insanlık namına onuru da temsil etmez, onursuzluğun galibiyetini temsil eder...

------------ Bak sana kısa cevaplar verebilirim, anladığın dilden...
Kapitalist sivrisinektir, mesele basittir, insan emeği kandır, kapitalist de sömüren, her ürünü insan üretiyor, sivrisineğe ihtiyacı yok, bunca kalabalığın özü bu basit cümleden ibaret...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #47  
Alt 24-02-2021, 20:42
Barlas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Barlas Barlas isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 26 Jun 2015
Mesajlar: 4.070
Standart



Araba mevzusu açılmışken, geçen tesadüfen bir Bugatti Chiron kaç para diye baktım; 50.000.000 TL'ye varmış, almak isteyen olursa:

https://www.sahibinden.com/ilan/vasi...23618824/detay

Elli milyon TL - yani eski paraya göre "Elli Trilyon Törkiş Lira."

Bu bir uçak değil, uzay mekiği değil, bildiğin bir "araba" sadece, dört tekerliği, iki kapısı, vitesi, direksiyonu vs. olan bir taşıt işte - bir hayli lüx, hızlı/performanslı tabii.

Ama ne olursa olsun bir araba elli trilyon eder mi? Bence asla etmez. Ama bu parayı verip bu arabayı alanlar var ki, bu araba üretiliyor, ve ülkemizde de satışa sunuluyor.

Elli trilyon etmesi mümkün olmayan bir arabayı insan ne için alır? Bence, "Bakın ben ne kadar da zenginim işte" diye arkadaşlarına hava basmak için alır olsa olsa...

Anlatmak istediğim, bu arabaya verdiğin elli trilyonun karşılığını alabilmen için bu arabanın seni Mars'a götürüp getirebilmesi gerekir mesela - ama böyle bir şey yok. Kısaca israfın daniskası bence.

Yani bir tarafta yiyecek ekmek kırıntısı bulamadığı için "açlıktan" ölen Afrikalı çocuklar, diğer tarafta da hava basmak için "Elli trilyonu" bir arabaya verecek kadar paralı insanlar.

Dünya çok adaletsiz bir yer, ama insanın elinden bir şey gelmiyor. Ancak kendi kı*ımızı kurtarmak, elaleme rezil olmamak için ayakta kalma mücadelesi veriyoruz bütün gün.
Alıntı ile Cevapla
  #48  
Alt 25-02-2021, 10:15
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

Kapitalizmde kimse kapitalizm yüzünden aç kalmaz.

Afrikadaki insanlar açsa bunun sebepleri farklı.
1- Doğal sebepler. İklimsel ve coğrafi koşullardan dolayı besin yetişmeyebilir. Bu durumda doğa onları aç bırakmıştır.
2- İnsanın beceriksizliğinden. Besin elde etmeyi beceremeyen insanlara doğal seçilim tarafından çözüm bulunur.

Afrikadaki açlığa çözüm ancak insan müdahelesiyle mümkündür. Bu müdahele için illa komünist sistem gerekmiyor, kapitalizmde de mümkün müdahele etmek. Örneğin Bill Gates vakfı bu müdaheleyi önemli ölçüde yapabiliyor.

Dünyanın en zengin yüz insanının serveti, yarısının servetine eşit olduğu söylenir. Bunlar da yine reel hayata ciddi etkisi bulunmayan soyut rakamlardan ibaret.
Alıntı ile Cevapla
  #49  
Alt 25-02-2021, 11:56
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.694

Onur Üyeliği 

Standart

Akit bilincinin varabileceği son nokta.
Dünyada insanlar, diğer canlılar, doğa, bir bütün halinde Dünya can çekişiyor. Afrikada insanlar kapitalizm yüzünden katlanmış talan, sömürüyle iki kez ölüyor denebilir, aç ve ölüyor, ölmesini bırakın kaç yüzyıl, kapitalistlerce köle yapılan, köle ticareti yapılan, bununla birlikte emperyalistlerce yağmalanan, masabaşında, haritasını emperyalistlerin mülkü bazında, cetvelle paylaşılmış, üstelik o pahalı arabalar, lüks olarak geçen her bir üründe, Afrika'nın kanı olan bir kıtadır Afrika. Çok çeşitli rezervleri, kaynakları, çeşitli kapitalist şirket ve tekellerce gasp edilmiş, açık yağma, talan bölgesidir ve çok çeşitli değerli kaynak ve rezervlere sahiptir, ancak Afrika yoksul, mağdur, çaresiz olmalı ki, yol geçen hanı olabilsin.


Hangi bölge, nereyi almış... Ülke olarak görmemeli, emperyalist, kapitalist sömürge bölgeleri olarak görmeli... Tabi Dünya kaynaklarının paylaşımı meselelerinde de kapitalistler, emperyalist tekeller birbirlerine düşmüş, kah masabaşı, kah savaşlarla, anlaşmalarla, konsorsiyumlarla aralarında pay etmişlerdir.

Yahu bir bölgede, kaynakları yağmalarsan, talan edersen, sömürürsen, özel mülk haline getirirsen, o topraklar üzerinde yaşayanların aç ve perişan olması da kaçınılmaz değil mi? Dünyayı talan edersen, yağmalarsan, yağmalarken de kar ve sermaye, sadece yağmalayanın çıkarları dışında hiç bir ölçütün olmaz ise, Dünya üzerindeki canlıların sorun yaşamasından daha doğal ne olabilir? Gün o gün değil, devran o devran değil, devran yağmacıların devranı, ama o gün geldiğinde bu yağmacılar hak ettiğini bulacak, IŞID kafalıalrın mağduru oynaması gibi alçak mağdur edebiyatları da sökmeyecek

Kapitalizm aç bırakır, süründürür, öldürür, doğa kaynaklarının talan edildiği, sömürüldüğü bir ortamdan söz ediyoruz, talan ediliyorsa, yağmalanıyorsa, her türlü kaynak, insan emeği de dahil sömürülüyorsa, akıl var mantık var, bu durumdan olumsuz olarak etkilenecek olanlar kimler? İnsanlar diğer canlılar, doğa... Koşul diyorum ya, koşul, mesele koşullarda, o koşullarda kapitalizm, dolayısıyla kapitalizm ait olduğu çukura(tarihin foseptiği) atılmadıkça, dünya rahat yüzü görmeyecek...

Biliyor ve bekliyordum ne zaman ilaç tekelleriyle boklar yiyen Bill Gates alçağından söz edeceksin diye ki, neyse ki beklentim boşa çıkmadı.İlaç tekelleri bu alçakla işbirliği yapıyor, çok çeşitli, karşılıklı çıkarlar sözkonusu, örneğin Gates'in siması, görüntüdeki babacanlığı, temsil ettiği sektör vs üzerinden gidilebilirse, çeşitli bölgelere onun adıyla gidilir veya girilirse vs.vs...

https://odatv4.com/asi-buldu-diye-se...-11112045.html
"1996 yılında Nijerya'nın yoksul eyaletlerinden olan Kano'da beklenmedik bir menenjit salgını ortaya çıkınca Pfizer bölgeye doktorlarını göndermeye karar verdi. Pfizer doktorları, 11 bin kişinin öldüğü salgının zirve yaptığı sırada Nijerya'ya ulaşmıştı. O sırada şirket Trovan adlı bir ilaç üzerinde çalışıyor ve bu ilaçtan satış rekorları bekliyordu. Bu ilacı ceftriaxone adlı ilaçla birlikte Nijerya'daki salgın sırasında seçtikleri 200 çocuğa verdiler.

Bu tedavi sırasında 11 çocuk kaybetti. Hayatta kalanların pek çoğunda da organ yetmezliği, beyin hasarı gibi ciddi yan etkiler ortaya çıktı. Pfizer'se iki hafta sonra tası tarağı toplayıp Nijerya'dan ayrıldı. Şirket, Trovan nedeniyle yalnızca beş çocuğun öldüğünü iddia etti. Pfizer, bu noktada ilacın başarılı olduğunu, ilacın deneysel bir kullanımda olduğu için ölümlerin doğal olduğunu savundu. Ancak daha sonra orta çıktı ki, çocukların ailelerine ilacın deneme aşamasında olduğuna dair bir bilgi verilmemiş ve onlardan herhangi bir onay alınmamıştı.

Bu belgelerde ortaya çıktı ki; Pfizer, Kano eyaletine yapacağı 75 milyon dolarlık ödemeyi kabul etse de federal hükümete herhangi bir ödeme yapmak istememiş ve bunu engellemek için epey fantastik bir yol seçmiş. Kendilerini soruşturan savcının yolsuzluklarını araştırması için bir dedektif tutmuşlar. Hollywood senaryosu gibi ama tamamen gerçek. Wikileaks'in ortaya çıkardığı belgelerden savcıya yönelik baskı ve tehditlerin bir soruşturma evresine geçtiği anlaşılıyor. Şirketin amacı savcıyı yıldırıp davadan vazgeçirmek. Bu komplonun toplantıları da Amerikan Büyükelçiliği'nde ABD'li diplomatlarla birlikte yapılmış. Yani ABD, bir şirketin ailelere ödeyeceği üç kuruşu kurtarmak için dışişleri yetkililerini seferber edip yerel bir savcıya komplo kurdurmuş"


Buzdağının görünen yüzü(olabildiğince araştırın daha nelerle karşılacaksınız), ilaç, silah, petrol, maden, hatta iletişim, otomotiv tekelleri birde uyuşturucu tümü de aynı bokun çeteleridir ve bunlar ürünleri için uygun ortam hazırlayan türden, gerçek kapitalistlerdir de...

Neden Vakıf diye de sormalı, araştırılırsa, neden vakıflar üzerinden boklar yediğini de rahatlıkla görebilirsiniz. Vergiden kaçmak, para aklamak, çeşitli yan kuruluşlara çok çeşitli bilgiler paylaşmak, çeşitli yan kuruluşlara yasa dışı işlerinde alt yapı oluşturmak, çeşitli kuruluşlara bir çok şeyden muaf altyapı sağlamak, çeşitli yan kuruluşlara çok çeşitli ekonomi, politik propaganda, sözde saygınlıklar kazandırmak, sağ gösterip sol vurmak, insanlığı kandırmak, soygun, talanları namına meşruiyet kazandırmak, insanlığı kendi dümenlerine ortak etmek, çeşitli yollarla para toplamak namına kamudan da nemalanmak vs.

Kapitalist 1 koymuşsa, hesabı 2 almaktır...

Türkiye'de deprem vergisi vardı ne oldu? İşsizlik fonu vardı ne oldu? Kızılay yardımları vardı ne oldu... Bazı alçakların kendi namlarının yürüdüğü ama Vakıf adı altında nam saldıkları kuruluşlarda da işleyiş aynıdır, kapitalist çıkarların esas olduğu hiç bir kuruluşu etiketiyle görmemek gerekir... Kapitalizm denince aklımıza her türlü araç gelmeli, her türlü kurum, örneğin devlet kurumları, ne adına yapılırsa yapılsın, eylemin karakteri kapitalisttir, yani kapitalizm belirliyor, sistem yağma, sömürü temeli üzerine kurulu, sistemin temeli bu, kurumları da ona göre... Ne var burada? yağma var, talan var. Yağma edilen, talan edilen nedir, nelerden, kimlerden yağma edilmektedir? Yağma olursa, talan olursa doğa(bir bütün olarak insanlık da içinde) ne duruma düşer? Aç kalır, açık kalır, biter, tükenir, mahrum bir hayat yaşanır ve biter...

İsimlerle gitmeye gerek yok, atasözü haline gelmiş bör söz yeterince açıktır "kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser", Gates'in Afrikada olan varlığını da altında hangi kapitalist çıkarları yatıyor diye sorgulamak gerekir(örneğin ilaç tekelleri ile olan ilişkilerinde, Afrika ne anlama gelmektedir, araştırın, neden gates üzerinden ve neden ilaç tekelelriyle ilişkiye girdiğinde aklına Afrika gelmiş? araştırın)...

Sonra Gates gibiler yardımcı olabilir diyen her kim ise ya gerçek bir salaktır ya da bir soytarı, tamamen manipülatif, aldatıcı söylem, propagandalar bunlar, gates yardım edince, sorunun kaynağı(kapitalizm, taşan ve yağma sistemi) çözülmüş oluyor mu? taşıma su ile değirmen dönüyor mu?.

Afrika, kapitalizmin eseridir, örneğin doğası yerli, yerinde olan Güney Amerika'da öyledir... Durumu Afrikadan farklı olmayacaktı, ancak bir farkla ki, Güney Amerika toplumu iyi kötü, kapitalizme dair bilgi edinebildi, dünya komünistlerin ve komünist bilincin varlığı sayesinde nefes alma imkanı bulabiliyor. Komünizm fikri, komünistler olmasaydı, Afrikanın feryadı, dünyanın feryadı olurdu, kapitalist dendiğinde sermayesinden öte hiç bir çıkar gözetmeyen ve bunu da iş olarak gören(iş yönetimi, kişisel bakılmamalı) ve öçtülerini sadece ekonomik, girdi-çıktı üzerine işleten anlayış olarak görülmeli.... Gates Afrikaya bulaşmışsa, altından ne gibi bir felaket çıkacağı sorunu, öncelikle Gates'in sümüğünü salyasını saldığı o bölgenin insanların çözmesi gereken bir sorundur...

Kapitalist nasıl düşünür, nasıl düşüneceğini sermaye belirler, örneğin pandemi gibi dönemlerde bu tür kodomanlar, sanki toplumu, insanı düşünüyomuş gibi bir görüntü vermeye, yani o işlere de burnunu sokmaya çalışırlar, KRİZ ANI KAPİTALİST İÇİN FIRSAT anıdır da, kapitalizm istismar üzerine kuruludur, kimsii savaş ister, silah satmak için, kimisi hastalık ilaç satmak için, kimisi cahiller ister çeşitli şeylerini pazarlamak için.

Türkiye'de pandemi başlar başlamaz, bir anda sözde mucitler artmıştır, bunlar, internetten, çeşitli kartlar(elektronik) alıp, derme çatma biçimde dezenfaktan makineleri tasarladılar. Bunların yarısı KOSGEB'den para sövüşlemek için, diğer yarısı da yine KOSGEB'den para sövüşlemek, ama bununla birlikte de dezenfaktan makinelerini satmak içindir.(ben nereden biliyorum, çünkü yazılımları için bana gelenleri var, tarafımca ret edilmişlikleri, hastır çekilmişlikleri ve tanıdğım çevre sayesinde yapmış olduğum araştırmalar var, ihtiyacım yok mu vardı, ama yapamam). Ürettikleri makinelerin, kullanılan kimyasaldan dolayı insan sağlığına çok ciddi zararları olduğunu biliyorlar, bildikleri halde, bir an önce, fırsat bu fırsat bir dönem de olsa kakalamayı planlıyorlar, nasılsa Türkiye bunlara onay verecek, sonra da insanları öldürdüğü anlaşılacak, kimyasal yasaklanacak, o zamana kadar da bir kaç yıl geçecek, bu arada bunlarda hayli sayıda satış gerçekleştirmiş olacak. İnsanlar ölürmüş, o insanların sorunu, kapitalist böyle düşünmez, düşünemez, o sadece iş olarak plan yapar, bu işten karı ne olacak buna bakar, sistemin anti-doğa doğası budur...

Yani sorun Gates, Götes ve salak sorunu değildir, bir bütün halinde sistem ve dünya sorunudur...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (25-02-2021 Saat 13:06 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #50  
Alt 25-02-2021, 13:30
Saint-Just Saint-Just isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Jun 2014
Mesajlar: 521
Standart

Çok acı bir bilgi notu düşelim,

Kapitalist Emperyalizmin, Afrika'daki zulüm ve katliamlarına en belirgin örneklerinden biri Belçika'nın sömürgeleştirdiği Kongo'dur.

Bir avuç kapitalistin daha fazla kar uğruna çoçuklarda dahil herkesi köleleştirdiği, istedikleri kotaya uygun ürün getirmezlerse ellerini ve ayaklarını kestiği bir örnekdir Kongo.

Bu emperyalist alçaklığın en bilinen fotoğraflarından biri de 5 yaşındaki kızının kesilmiş kulağı ve ayağına bakan babanın fotoğrafıdır.

Kapitalizm'i ve Emperyalizm'i aklamaya ve savunmaya çalışan onursuz alçaklara duyurulur.



https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Bel%...tliamlar%C4%B1
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:31 .