Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 24-01-2022, 13:12
bilgivehis bilgivehis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.739
Standart Kırım sorunu ve Nikita Kruşçev

Jeopolitik bir coğrafyaya ve siyasi öneme sahip olan Kırım'ı bir sorun olarak dünya sisyesetine entegre eden eski SSCB devlet başkanı Nikita Kruşçev olmuştur.
Nikita Kruşçev, 1954 yılında ekonomik kirizi bahane ederek , "tarımını o bölge halkı işletsin" gibi çok basit gerekçelerle Kırım gibi siyasi öneme sahip bir bölgeyi Ukrayna'ya hediye etmiştir.
Oysa her bölgeyi zaten o bölge halkı işletmektedir, bunun için hiç bir bölge hiç kimseye verilmezken, neden Kırım için böylesi bir karar alınmıştır?
Nikita Kruşçev'in SSCB devlet başkanı olmadan önceki duruşu, başkan olduğu ilk dönem ve sonrasındaki tutarsızlıklar gözönüne alındığında, Kırım'ın bugün sorun haline gelmesindeki temel neden olarak gösterebiliriz.

Kruşçev, politbüro gibi yüksek kademeye gelene kadar katıksız Stalinci görünüyor. Bu aşamadan sonra zaman zaman Stalin'in istekleri dışına çıkıyor.
Stalin'in ölümünden sonra Komünist Parti birinci sekteri oluyor. Bu aşamada Başbakan Georgi Malenkov ile sürtüşmeye başlıyor. Makamının gücüne dayanarak 1955 yılında Malenkov'un yerine kendi adayı olan Nikolay Bulganin'i getiriyor. Artık gücü tamamen eline geçirdikten sonra açıkça Stalin'e karşı tavır koymaya başlıyor. Öyle ki, Stalincilikten arınma hareketi başlatıyor. Bunu fırsat sayan balkan ülkelerindeki sosyalizmi sindiremeyen muhaliflerden ayaklanmalar başgösteriyor.
Bunun üzerine 1957 yılında Kruşçev'in görevden uzaklaştırılması için politbüroda seçim yapılıyor. Seçim Kruşçev'in aleyhine sonuçlanıyor. Ancak bu seçim sonucuna rağmen Moskova'ya çağrılan Merkez Komite üyelerinin onayını alarak görevde kalıyor.

Mihail Gorbaçov'a atfedilen Açıklık Politikası'nı başlatan aslında Kruşçev'dir.
Ne kadar devrim karşıtı mahküm varsa hepsini serbest bırakıyor.
Sonsuz yetkileri eline geçirdikten sonra ülkelerle barışçıl olma adı altında ABD ile sıkı-fıkı oluyor. ABD Başkanı John F, Kennedy ne dese emirlerini yerine getiriyor. Örneğin Küba'ya yerleştirilen füzeleri Kennedy'in emriyle derhal kaldırdı.
ABD ile dost oldukça Çin'den uzaklaştı.
Aydınlara, bilim adamlarına karşı sert önlemler almaya başladı.
Stalin dönemindeki parti üyelerini tasfiye etti.
Tarım politikası ise tam bir rezaletti.

Kruşçev'e özet olarak baktığımızda her zaman sorun yaratacak konumu bulunan Kırım'ı Ukrayna'ya hediye etmesinin arkasında bilinçli bir davranış olduğunu söyleyebiliriz. Zira bütün atılımları ABD ve kapitalizm lehinde attığını düşünürsek, bugün Kırım'ı bahane eden ABD, bu fırsatı 54 yılında Kruşçev tarafından ele geçirmiştir.

Rusya'nın 2014'te Kırım ilhakını ABD işgal olarak görüyor. Rusya ise Kırım'ı stratejik bir bölge olarak gördüğünden oradaki varlığını sürdürmek istiyor.
Kırım'ın Ukrayna'ya Kruşçev tarafından verilmiş özerk bir bölge olması nedeniyle Rusya orada hakkı olduğunu söylüyor.
Anlaşılacağı gibi Ukrayna, ABD-AB ve Rusya arasında kalmış bu özerk bölgenin bugün bir sorun olmasında Kruşçev'in düşüncesizce yaptığı bir hata olarak yorumlayamayız.
Bir devlet başkanı sıfatında olan birinin bu kadar bariz soruna yol açacak bir kararı vermesindeki etken kendisinin duruşuyla örtüşüyor.

Kırım'ın sorun olmasındaki bir başka etken ise ABD'nin bir çok ülkede başarılı olduğu turuncu, mavi karşıdevrimlerin burada başarısız olmasıdır.
Başarılı olduğu ülkelerde başarılı olmasının anahtarı taraftar sayısı fazla olması ve keskin bir karşıt güç olmayışıydı. Kırım'da ise hem istediği sayıya ulaşamıyor hem Rusya gibi bir başka güç ile karşılaşıyor.
Kırım'ın yüzde kırkını Ukraynalılar ve ikinci dünya savaşında Nazilerle işbirliği yaptıkları için Stalin tarafından sürgüne gönderilen Tatarlar oluştururken yüzde altmışını Ruslar oluşturuyor.

Hem soğuk savaş hem sıcak savaş özelliğine sahip olan Kırım sorunu şimdilik düğüm noktasında. Ancak bu düğüm dünyada bir çok olayların değişimine gebe gibi görünüyor. Bu düğümün çözülmesinden avantajlı çıkacak tarafın daha güçlü olması kaçınılmazdır. Zira karşıt güçlerin yüzyıllık çekişmesi adeta Kırım sorununa bağlanmış gibi.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 24-01-2022, 14:28
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

Kırım sorununu doğru anlamak için Kırım sorununa doğru pencereden bakmamız gerekir. Kırım tarihsel olarak Türktür ve işgal edildiğinde yoğun Tatar nüfusu yaşıyordu.

Kırım, birinci dünya savaşının başında Ruslar tarafından işgal edilene kadar Ruslara karşı çok iyi direnmiştir diyebiliriz. Çete savaşlarıyla at sırtında Ruslara karşı iyi direnen Kırımın Tatar yiğitleri, 1914 yılında ordu şeklinde gelen Ruslara direnememiştir ve işgal başladı.

Ruslar yıllar boyunca Kırım'ın etnik yapısını bozmak için çok çalıştılar. Türkleri sürgün ederek yerlerine Rus ve Ukraynalıları yerleştirdiler. Bunun sonucunda halkın yarıya yakını Rus'tur. Az sayıda Ukraynalı vardır.

Sonradan geri dönüş yasasyıyla bazı Tatarlar geri döndükten sonra yapılan sayıma göre, resmi rakamlara göre halkın %60 Rus, %24 Ukraynalı ve %10 Tatar'dır. Ancak, konuşma diline baktığımızda %77 Rusça'nın ardından %11 Tatarca ikinci anadildir. Burada Ukrayna dili adeta erimiştir. Kolayca şöyle bir varsayımda bulunabiliriz ki yıllar süren tecrit ve asimilasyon politikası neticesinde Kırım halkının bir kısmı Rusça konuşmaya başlamıştır. Ruslar buradaki etnik yapıyı bozmak için bilerek Kırım'ı Ukrayna'ya vermiş ve böylece etnik yapıyı iyice karışık hale getirmiştir. Ben bu rakamların bu nedenle doğru olmadığına, Tatar nüfusun 1897'deki gibi %35 olduğuna, Rusların da %35 olduğuna inanıyorum.

Kırım Rusya'ya mı ait yoksa Ukrayna'ya mı? Hiç birine.

Sayısal oran ne olursa olsun Kırım, tarihsel olarak Tatar Türklerinindir ve öyle de kalmalıdır. Kırım'ın Ruslarda mı yoksa Ukrayna'da mı kalmasından daha önemli olan Kırım'ın bağımsız olması ve Tatar Türklerine ait kalmasıdır. Bu Türkiye için en uygun plandır. Bu açıdan Türkiye izleyeceği siyasette Rusya ve Ukrayna arasında uygun bir denge kurup ve fırsatını bulduğunda bu planı pekala uygulayabilir.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 24-01-2022, 23:19
bilgivehis bilgivehis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.739
Standart

LEVH´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Kırım Rusya'ya mı ait yoksa Ukrayna'ya mı? Hiç birine.

Sayısal oran ne olursa olsun Kırım, tarihsel olarak Tatar Türklerinindir ve öyle de kalmalıdır. Kırım'ın Ruslarda mı yoksa Ukrayna'da mı kalmasından daha önemli olan Kırım'ın bağımsız olması ve Tatar Türklerine ait kalmasıdır. Bu Türkiye için en uygun plandır. Bu açıdan Türkiye izleyeceği siyasette Rusya ve Ukrayna arasında uygun bir denge kurup ve fırsatını bulduğunda bu planı pekala uygulayabilir.
Artık en uygun plan güce dayanıyor, en uygun planı güç belirliyor.
Bu nedenle Kırım için ne Tatarlar ne de Türkiye uygun bir plan verme konumunda değiller.
Şu anda o bölgenin kaderini ABD-AB ve Rusya arasındaki dengeler belirleyecektir.
Örneğin AB Rusya karşıtı olmasına rağmen Rusya'dan aldığı doğalgaza mahküm olduğundan doğrudan karşıt olmak yerine arabulucu konumunda.
ABD ile İngiltere'nin sesi çıksada, doğalgaz bağımlılığı ve Kırım'da kaybedilen seçim nedeniyle elleri bağlı durumda. Halkı Rusya'ya karşı kışkırtmak, kendi yönetimini getirmeye çalışmak gibi uygulama içindeler ama şimdilik başarısız oldular.
Kısaca şimdilik Rusya bir adım önde görünüyor.

Ayrıca Rusya'nın çevresinde gelişen Kazakistan ve Kırım olayları birbirine bağlı aynı projenin ürünü gibi görünüyor. Yazımda belirttiğim gibi artarda gelen bu olaylar ikinci bir soğuk savaşı başlatmış durumda, umarım sıcak savaşa dönüşmez.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 28-01-2022, 09:29
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

Türkiye ABD ve AB'ye rağmen tek taraflı bir plan uygulamalıdır şeklinde bir ifade kullanmadım. Demek istediğim, ABD, AB ve Rusya arasındaki dengede fırsatını kollayıp kartlarını bağımsız Kırım lehine kullanması gerektiği. Belki şu an için Türkiye'nin elinde kart olmadığını söyleyebilirsiniz, ve belki de şu anda durum böyle olabilir, ama durum ila nihayet böyle sürmeyecektir. Mevcut durumda Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuğa soyunmuş olan Türkiye'nin Kırım lehine bir miktar taviz koparması bile önemli bir adım olacaktır. En azından benim önerim bunu bir şekilde masaya getirmesi.
Saygılar.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:33 .