Kur'an, kahve fali

[vartor]

Kahvemizi ictikten sonra, bardagi ters cevirip, kahve tortusunun biraktigi izlerden, gelecek hakkinda izler goren falcilar vardir ya, bize tortudan baska birsey gorunmezken, onlar anlatir da anlatirlar.
*Ayni gunde, uc kahveden uc ayri hikaye de dinleseler bikmaz, devam ederler akiskanliklarina. * * Kur'an da ayni kahve fali gibi her okuyana gore degisik manalar, gelecekten haber, mucize, gibi sonuclar gosteriyor her kuran falcisina gore.
* Saskinlik icinde, bazi falcilarin nerdeyse big bang teorisini bile gorebildiklerini, feza, yildizlar hakkinda aciklamalar yaptiklarini izliyorum.
* Neden bana, sadece kahve tortusu gorunen bir baskasina bir bilgi hazinesi gibi gorundugunu, kendime umitsizce aciklamaya calisiyorum. Insan psikoljisinin bu yonlerini anlayabilenlerden, eger var ise, bir aciklama bekliyorum.

[sodomo--]

Haklısın Vartor, sıradan bir cümle alınır öyle bir hale getirilir ki sanırsın bir mucize var burada. Bende Celal Yeniçeri'nin "Uzay ayetleri tefsiri" diye bir kitabı var arasıra gülmek için okurum. Uzay bilimleri ile uğraşanlar için bire bir. Karadeliğin yanına bir de "ak delik" koymuş hoca. Hemde Kuran'dan çıkarttığı sonuçlar ile. Birde Kuran'daki embriyoloji biliminin ilgi alanına giren ayetler var ki, Batılılar en çok bu ayetlerle dalga geçiyorlar da bizim nanelerin haberi bile yok.

Aslında en temelde "mantık" derslerinin lislerde yetersiz verilmesi bu sonuçlara yol açıyor. Eğer ciddi bir "mantık" alt yapısı yok ise ortaya "ucube" niteliğinde fikir yürütmeler çıkıyor. Sonuçta adam Kuran'ın Allah'ın sözleri olduğuna inanmışsa her sözde bir hikmet var zannedecek ve çarpık yorumlar yapacaktır.

Yaptıkları "çekiştirme" ve "zorlama" dan başka bir şey değil. Lastik çeker gibi ayetleri sağa sola çekiştirip duruyorlar ve akıl almaz sonuçlar çıkartıyorlar. Sonra da dallandırıp budaklandırma da peşinden geliyor...

Her zaman diyorum bu iş bir hastalıktır diye. İnsan beyninin bütün sağlıklı faaliyetlerini durdurur ve adeta onu sersem tavuk haline getirir.

[maddeoz]

güzel bir benzetme vartor.
insan bir şeyi öyle görmek istedikten sonra ne olursa olsun öyle görür.
insan öldürmeyi de doğru sayar, kocanın karısına tecavüzünü de, hırsızın ellerinin koparılmasını da, 40 yaşında birinin 10 yaşındaki biriyle yatmasını da!
bu açıdan bana göre müslolar iki gurbu ayrılıyor:
birinci grup bu gerçekleri bilip, doğru (!) görmeye çalışan kör vatandaşlar.
ikinci grupsa bunlardan bahsedildiğin de ''yok canım sen de kuran öyle şey demez bir yanlışın var kesin'' tepkisini veren, ancak bu gerçekler kanıtlandığında hala onları ''doğru'' olarak görüp görmeyeceği kesin olmayan, diğer bir deyimle ''tatlı su müslümanları'' olarak nitelendirilen gurp.
sana kesinlikle katılıyorum. olay bir kahve falı. neye inannasın varsa onu diyor.

[walla]

Bazı koyu müslüman kardeşlerimiz kuranın arapça olmadığını, kuranın henüz çözülemediğini, kuranı çözmek için ermiş olmak gerektiğini falan söylüyorlar böyleleride var.

[istavrit]

sevgili vartor,

bende fal baktim...iskembe corbasinda...

damardan gordum, sende damar sertlesmesi olabilir bu gunlerde...

sagligina dikkat etmelisin..mayali ickiler icme..tavsiyem rakidir...kirmizi etten uzak dur...balik tercihin olsun..istavrit biraz kilciklidir ama sagliklidir..

falda $irdende vardi..ince kiyim...

bugunlerde terso kalip evdeki penny'leri bank of montreal veya toronto dominiona gotureceksin gibime geliyor..

baba fal bu..

uysada uymada benim gorduklerim bu..
uc vakte kadar soylediklerim cikmazsa iskembe olayim


sevgiyle kal

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Mûcizeleri:

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in mûcizeleri pek çoktur. Söylendiğine göre, mûcizeleri, yaklaşık iki veya üç bine ulaşmaktadır. O, mûcizesi en çok peygamberdir. Peygamberimiz Muhammed’in sallallahu aleyhi ve sellem bazı mûcizelerini zikredeceğiz. Bu mûcizelerinin hepsi Buhârî ile Muslim’in sahihlerinde veya ancak geri zekalı yahut akılsız birinin yalanlayabileceği sahih hadis kitaplarında mevcuttur.
Bu mûcizelerden bazıları:
1- Kur’an-ı Kerim. Bu, peygamberimiz getirdiği en büyük mûcizedir. Çünkü Kur’an, ümmetin düsturu, ondan ancak helâk olanın ayrılacağı, ancak ona, ondaki emir ve yasaklara sarılanın, Rabbinin izniyle kurtulmuş olacağı, düzgün ve en doğru yoludur. Onda, öncekiler ve sonrakilerle ilgili haberler vardır. O, din gününe kadar ebedî bir mûcizedir. Peygambersallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizin aranızda, sarıldığınız takdirde sapıtmayacağınız bir şey yani Allah’ın Kitabını bıraktım” *
2- Ayın onun için ikiye bölünmesi: El-Velîd b. el-Muğîre ve Kureyşli başka kâfirler ondan, Peygamberliğinin doğruluğunu gösteren bir mûcize istediler. Ay, bundan dolayı ikiye bölündü. Bir parçası dağın üzerindeydi, bir parçası da dağın gerisindeydi. Yüce Allah şöyle buyurdu:
“Kıyamet saati yaklaştı, ay yarıldı” (Kamer, 54/1).
3- Ağacın onunla konuşması: Bir bedevî ona yaklaşınca Rasûlullah ona:
“Nereye gitmek istiyorsun?” diye sordu. Bedevî:
“Âilemin yanına” dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
“Sana hayırlı bir haber vereyim mi?” dedi. Bedevî:
“Nedir o?” Diye sordu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
“Tek ve ortağı olmayan Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet edersin” dedi. Bedevî:
“Senin bu dediğine şehadet edecek bir delilin var mı?” Dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, vadinin kenarındaki bir ağacı göstererek:
“Şu ağaç” dedi. Ağaç yeri kazarak geldi ve Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem karşısında durdu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ondan üç defa şahadet getirmesini istedi. Ağaç da onun dediği gibi şahadet getirdi.
4- Hurma Kütüğününün ona özlem duyup mescidinde olan herkesin duyduğu bir sesle ağlaması. Rasûlullah daha önce bu kütüğün üzerinde hutbe okurdu, sonra minber yapıldı ve onun üzerine çıkıp hutbe okamayı bırakınca, o Rasûlullah’a sallallahu aleyhi ve sellem özleminden dolayı ağladı. On aylık hamile deve gibi inledi ve bir türlü susmadı. Sonunda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geldi, mübarek elini onun üzerine koydu ve o da sustu. Bir rivayete göre de Rasûlullah kucaklayınca sustu.
5- Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem yaptığı duayla yemeği çoğaltmıştır. Birkaç parça arpa ekmeğiyle seksen küsur kişi doymuştur.


sizi dinsiz imansızlar bunları david copperfield bile yapamıyor,okuyunda
imana gelin

Neden bana, sadece kahve tortusu gorunen bir baskasina bir bilgi hazinesi gibi gorundugunu, kendime umitsizce aciklamaya calisiyorum. Insan psikoljisinin bu yonlerini anlayabilenlerden, eger var ise, bir aciklama bekliyorum.


Sevgili Vartor,
İnsan psikolojisi kişiden kişiye değişir. Kişiliğimizle ilgili bir olay. Kişiliğimiz nasıl şekillenmişse psikolojik yapımızda ona göre şekilleniyor. Kişilik olarak güçlüysen psikolojik yapında doğal olarak güçlü oluyor. Eğer kişilik olarak zayıfsan psikolojik yapında zayıf oluyor.

Kişiliğimizi de belirleyen çeşitli faktörler vardır. Bu zekamız, ailemiz, sosyal çevremiz, eğitimimiz *ve yaşam tarzımız gibi faktörlerdir. Ben bunların içinde zeka ve eğitimi çok önemli görüyorum. Zeka düzeyin yeterliyse ve iyi bir eğitim almışsan çevre faktörü artık önemini yitiriyor. Kendi kişiliğin ve düşüncelerin doğrultusunda hareket etmeye başlıyorsun.

Her insanın bir doğası vardır. Bu doğanın başlangıcı hayvansaldır. Bence doğuştan biz insanların hayvanlardan hiç farkı yoktur. Ama bizi onlardan üstün kılan düşünmemiz ve üretmemiz. İşte bu düşünme sayesinde onlardan üstünüz. Bizi de insan yapan bu düşünmemizdir. Bu düşünme sayesinde zamanla eğitilerek insan haline geliyoruz. Bu düşünme yeteneğimiz değil midir ki insanlık olarak bu durumdayız. Kimi insanlar bu düşünce yetilerini olumlu kimi insanlar da olumsuz kullanmaktadırlar.

Demek ki eğitim insan yaşamında önemli bir rol tutuyor. İnsanı nasıl eğitirsen öyle gidiyor. Eğer ailen eğitimli ve kültürlüyse sen de bundan etkileniyorsun. Bunu sosyal çevre olarak da düşünebilirsin. O da seni etkiliyor. Eğer aile olarak sosyal çevre olarak eğitimli değilsen bunun etkilerini de yaşaman doğal oluyor. Bakıyorsun adam dünyaya geliyor. Ailesinde çevresinde neyi görmüşse ona göre hareket ediyor. Çünkü ona göre büyükler daha iyi biliyordur. Onların yaptığı doğrudur. Onun yapacağı tek şey var. Onlara uyum sağlamak. İşte ülke olarak içinde bulunduğumuz durum budur. Eğitim seviyemiz düşük, kültürel seviyemiz düşük, refah seviyemiz iyi değil. Cehalet ve yoksulluk diz boyu. Yetişen bireyler de bunun etkisinde. Tüm bu faktörler hem kişiliğinizi hem de psikolojinizi etkilemiş oluyor.

Eğer senin ülkende insana yatırım yapılmıyorsa insanlar cahil ve yoksulsa o insanları yönlendirmek de kolay oluyor. Adeta bir sürü psikolojisi oluşuyor. İşte ülkemizin gerçeği sevgili Vartor. Bu aynı zamanda tüm geri kalmış ülkelerin de gerçeği durumuna geliyor. Bari bu dünyada rahat edemedim öbür dünyada rahat edeyim diye dört elle dine sarılıyor. Din artık onun için bir tabudur. Bu tabunun artık dokunulmazlığı da vardır. O artık bir kadercidir. Dünya onun için önemli değil. Varsa yoksa öbür dünya. Yani karamsarlık ve umutsuzluk onları bir sığınağa yöneltmiştir. Buda din olmuş oluyor. Bir de bunun üzerine ölüm korkusu da eklenince psikolojik olarak bu din ona bir rahatlama sağlamış oluyor. Yani bir nevi din teselli kaynağı oluyor. İşte bu dinin temelinde de iman vardır. Sen artık buna iman etmişsindir. O iman artık senin imzanın dediği gibidir. Sen ona istediğin kadar anlat. Bir şey değişmeyecektir.

Bu durumdan insanları kurtarabilir miyiz? Evet. Çözümü vardır. Bunun çözümü de akılcı düşünmekte yatıyor. İnsana yatırımı temel alacaksın. Bilime ve eğitime önem vereceksin. Cehaleti ve yoksulluğu ortadan kaldıracaksın. İnsanını mutlu etmeye çalışacaksın. Avrupa bunu başardı. Biz niye başarmayalım...Sevgiler...

[vartor]

Neden hicbir imanli kardesimizden bir yorum gelmiyor? Yoksa hic kalmadi mi?
* Kahve tortusunu, tortu olarak gormeye baslandigini umit ediyorum bu sessizligin nedenini.

[Neva]

Birbirlerine yakindirlar benzetme sanati adina.

Kahve fali, kalbin ikiye ayrilmis der mesela, Kuran ay'i ikiye ayirir.

[vartor]

Daha ziyade, kuranin sozlerinden kehanet cikarma sanatini benzetmistim kahve falina sevgili neva. Herkesin anlayacagi dilden apacik indirdik dedigi kitaba, sanki allahlarini yalanlarmiscasina, mecazi anlamlar bindirmeleri yetmezmis gibi, bir de mucizeler uydururlar.