Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Aktüel Haberler

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 10-06-2010, 11:14
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart TÜBİTAK Ali Nesin'i sözlüye kaldırmış!

Türkiye'nin en önemli matematikçilerinden, gençler için Matematik Köyü'nün kurucusu, Prof. Dr. Ali Nesin, Matematik Köyü kapsamında liseliler için hazırlanan bir projeyi TÜBİTAK'a sunar. TÜBİTAK'ın projeye, Matematik Köyü'ne ve bizzat Ali Nesin'e yaklaşımı ise Aziz Nesin'in hikayelerini aratmaz.

Ali Nesin'in başına gelenleri, TÜBİTAK Başkanı Nüket Yetiş'e yazdığı 5 Haziran tarihli mektubundan aktarıyoruz:

Sayın Prof. Dr. Nüket Yetiş,
Sorumlusu olduğunuz TÜBİTAK’tan şikayetçiyim. Sadece ben değil, matematikçi ya da değil, tanıdığım herkes şikayetçi. Ben kendi dertlerimi size anlatmak istiyorum. Eğer isterseniz diğerlerinin dertlerini kendilerine sorup dinlersiniz. Kime ne soracağınızı bildiğinizi sanıyorum.
Ne zamandan beri yazmak istediğim bir anımla başlamak istiyorum mektubuma.
Bundan üç yıl önceydi. Matematik Köyü’nde liseliler için bir proje tasarlayıp TÜBİTAK’a sunmuştuk.
Bir zaman sonra bir yazı geldi TÜBİTAK’tan. Ankara’ya gelip projemi panel (yani hakemler) önünde anlatmamı istiyorlardı.
“Herhalde bu herkese yollanan bir yazı, panelistler proje sunan, ama tanımadıkları, güvenmedikleri lise öğretmenlerini yakından tanımak için böyle yapıyorlar, herhalde bu davet bana yönelik değildir,” diye içimden geçirdim. Gene de emin olmayıp TÜBİTAK’a telefon edip sordum. benim de projemi panel önünde anlatmam gerekiyormuş... Projede her şey anlaşılmazmış...
Oysa projemizde her şey yazıyordu, ne eksik olabilirdi ki, nesi anlaşılmayabilirdi ki?
Randevu verilen gün ve saat bir işimizin olup olmadığı da sorulmamıştı. gitmek zorundaydım. Yol parasını da ödemiyorlardı. İşimi gücümü bırakıp İstanbul’dan Ankara’ya, TÜBİTAK’a gittim. Bekleme odasında uzunca bir süre bekledikten sonra panelin önüne çıktım.
Başkan ortayaşlı bir hanımdı. İkinci başkan, ya da panelin ikinci etkili ismi Darwin skandalında da adı geçen Çiğdem Atakuman’dı. Diğer (aklımda yanlış kalmadıysa) beş panelist 20’li yaşlarda gencecik insanlardı. Elli yaşında bir profesörü İstanbul’dan Ankara’ya getirterek huzurlarına çağırmakta hiçbir beis görmemişlerdi.
Başkan sözü aldı,
Ali Bey, dedi, ben projeleri okumam. bana projenizi anlatır mısınız?
Biliyorum inanılır gibi değil ama aynen böyle söyledi. Çiğdem Atakuman o günü anımsar sanıyorum, kendisine de sorabilirsiniz.
Neden okumazmışsınız? diye sordum.
Çünkü projelerden habersiz geldiğimde çok ilginç sorular soruyorum, başkalarının dikkat etmediği şeyleri görüyorum... Öyle değil mi arkadaşlar? diye sorup etrafındaki gençlere baktı onay bekleyerek.
Çiğdem Atakuman da dahil olmak üzere, diğerleri, nerdeyse tek bir ağızdan,
evet efendim, öyle efendim, dediler, çok ilginç sorular soruyorsunuz...
Neden çağrıldığımı anlamıştım. Bu saygısızlık karşısında bana sadece susmak düşüyordu.
Projemi anlatmam istendi. anlattım. Başkan,
Ali Bey, dedi, derslerinizde soracağınız sorulardan birkaçını sunar mısınız?
En ilginç bulduğum birkaç soruyu söyledim. Başkan etrafına bakındı. Herhalde kendisinden soruların yanıtlarını beklediğimi sanmış olmalı ki, sinirli sinirli gülümseyerek,
eskiden olsaydı bunların hepsine hemen şıp diye cevap verirdim, dedi, ama unuttum bu konuları şimdi...
Oysa sorularımın hepsi değme matematikçiyi zorlayacak sorulardı. Kendim uydurduğum bu soruların bazılarının yanıtını bulmak için günlerce düşünmüştüm. Bazılarınınkini de hiç bulamamıştım... Yanıtları şimdi de bilmiyorum. Ben sadece “ne kadar güzel sorular değil mi, güzel olduklarını teyit edin n’olur, heyecanımı paylaşın” anlamına bakmıştım panelistlerin yüzüne. Oysa onlar soruları bile anlamamışlardı.
Başkan devam etti konuşmasına:
Ali Bey, dedi, biz sizi araştırmacı olarak çok iyi biliyoruz, tanınmış bir araştırmacısınız ve konunuzda çok iyisiniz, ama eğitimci olarak sizi hiç tanımıyoruz. İyi bir araştırmacı olmak demek iyi bir eğitimci olmak anlamına gelmez... Bu projede başarılı olacağınızı nasıl bilebiliriz ki?..
Bu aşamada projemi reddetmeye niyetli olduklarını anlamıştım. Son bir umutla kendimi savundum:
ama ben 5 yıldır liselilere yönelik matematik dünyası diye bir dergi çıkarıyorum... Derginin her sayısı on bin satıyor...
etrafına bakınıp,
öyle mi? bilmiyordum... dedi.
Diğerleri “evet öyle” anlamına baş salladılar.
Ayrıca diye ekledim, 20 küsur yıldır onlarca kez basılmış 5-6 tane popüler matematik kitabım var...
Gene etrafına sorgulayıcı bakışlar attı.
Diğer panelistler gene “evet öyle” anlamına başlarını salladılar.
Ayrıca haftada en az bir kez bir ilkokula, bir liseye konuşma vermeye giderim...
Başkan konuyu değiştirdi:
Ali Bey, dedi, bizim konseptimiz daha çok eğlence ve oyun içeren projeler...
Olabilir... Benim konseptim de böyle... Farklılık güzel şeydir...
Ama biz bu tür projelere destek vermiyoruz, bizim konseptimize uymuyor...
Afedersiniz ama burası sizin konseptinizi destekleme derneği değil. Sizin konseptiniz yazmıyor şartnamede.
üzgünüz...
Ayağa kalktım, kapıya doğru yönelirken,
destekleseniz de desteklemeseniz de bu proje gerçekleşecek, dedim sinirli sinirli. Bu projeyi desteklemek sizin için ancak bir onur olabilir...
Projem desteklenmedi elbet. Ama hiç olmazsa bu vesileyle bir panelist grubunuzla tanışma fırsatım oldu.
Geçen yıl da, bu yıl da TÜBİTAK’a sunduğumuz tüm lise ve lisans yazokulu projelerimiz reddedildi.
Geçen yıl hiçbir red gerekçesi gösterilmedi. Bu yıl ısrarlarımız ve konunun basına yansıması karşısında red gerekçeleri sunuldu.
Gerekçelerin bir kısmı yersiz, bir kısmı dayanaktan yoksun.
Örneğin gerekçelerden biri, derslerin günün hangi saatinde yapılacağının belirtilmemesi. Alay gibi! Şartnamede olsaydı onu da yazardık ama yazmıyordu. Aklımıza gelmedi doğrusu.
Bir başkası, ve bana en ağır geleni, Matematik Köyü’nü benim kurmuş olmam ve yönetmem ve orada yapılacak ve benim yer aldığım bir projenin desteklenmesinin etik olmadığı!

Sayın Nüket Yetiş,
Acaba sizce Matematik Köyü yerine tatil köyü mü kurmalıydım? Hayatımın iki yılını verdim ve gecemi gündüzüme kattım bu köy’ü kurmak için. Başıma gelmedik bela da kalmadı. TÜBİTAK bu çabalarımdan dolayı beni kutlamak yerine, bana ve köy’e destek vermenin etik olmadığını söylüyor...

Sayın Nüket Yetiş,
Emrinizde çalışanlara ayıbın manasını ve Matematik Köyü’nün kutsal amacını anlatır mısınız lütfen?

Sayın Nüket Yetiş,
Kurumunuzun reddettiği projelerin her biri birer mücevher değerindedir. Sadece Türkiye’de değil, dünyada bu projelere eşdeğer proje bulamazsınız. Özür dileyerek söylüyorum, ama gerçek bu, bu projeleri haklı ya da haksız gerekçelerle reddetmek kimsenin haddi değildir. TÜBİTAK’ın bu projeleri öpüp başına koyması, destekleyecek parası yoksa, başbakana, cumhurbaşkanına çıkıp örtülü ödenekten yalvar yakar para istemesi gerekir!
Siz reddedilen bu projelerin değerini anlayacak kadar matematik bilmiyorsunuzdur muhtemelen, zaten bilmek zorunda da değilsiniz. Herkesin konusu ayrı. Lütfen bir bilene, bir anlayana sorun. Kara cahil ya da yönlendirilmiş panelistlerinize değil ama.
Saygılarımla,

Ali Nesin
İstanbul, 5 Haziran 2010
Haberin tamamı buradan alındı.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 10-06-2010, 20:44
earthling earthling isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Apr 2010
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 85
Standart

bu matematik koyunun devami simdiki sartlarda gercekten tam bir dayanismaya bagli.
bagislara acik bildigim kadariyla ve bir ogrencinin gunluk masrafi 50 lira.

ilgili mesaj da surada: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=19170644
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 10-06-2010, 22:40
KızıL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
KızıL KızıL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 29 May 2008
Bulunduğu yer: ADANA!!
Mesajlar: 3.673
Standart

tübitakdan ve bu kurumların alayından gelecek hayır allahtan gelecek hayır gibidir...
üzüldüm! bilime gün geçtikçe düşman olan bir ülkede yaşamak insanın canını sıkmakta!
ancak hala birşeyler yapmak için uğraşan insanların varlığı umudumu kaybetmememe neden olmakta...

kimin değerini bildiki bu ülke nesinlerin yada bilimadamlarınınkini bilsin...

ÖRGÜTLENİN!!!
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
ali nesin, aziz nesin, fikir, matematik, tubitak


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ulusal Bilim Konseyi ve TUBİTAK "İnanmıyoruz" Dedi ALKA Evrim 0 10-03-2010 16:31
TÜBİTAK geri adım attı: Darwin sayısı bayilerde! KızıL Evrim 0 08-06-2009 06:54
TÜBİTAK’tan müftülere strateji dersi KızıL Aktüel Haberler 9 04-04-2009 15:59

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:09 .