Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 29-12-2005, 16:06
ngcoskun ngcoskun isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Nov 2004
Mesajlar: 569
Standart

MUSTAFA KEMAL HAKKINDA BILINMESI GEREKEN 30 OZEL SEY

1."ATA" LAFINI SEVMEZDI
"Ataturk" hitabini ilk kez donemin Turk Dil Kurumu Baskani bir konusmasinda kullanmis, Mustafa Kemal de cok begenerek soyadi olarak almisti.Kendisine Ata" diye hitap edilmesinden hic hoslanmazdi.

2.EN SEVDIGI YEMEK
Manastir Askeri Lisesi yillarindan kalan bir aliskanlikla hayati boyunca en sevdigi yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldi. Tatliya duskun degildi ama cani istediginde cok sevdigi gul recelini tercih ederdi.

3.EN BUYUK HAYALI DUNYA TURUNA CIKMAKTI
Omru yetseydi bir dunya turuna cikip Turk dili ve tarihi uzerindeki calismalarini genisletmek en buyuk hayaliydi.

4.BASUCU KITABI "CALIKUSU" YDU.
Binlerce kitabi vardi.Ama bunlarin arasinda bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile basucundan ayirmadi. Resat Nuri Guntekin'in unlu Calikusu" romanini hep yaninda tasir, her gun rastgele bir yerinden acar, birkac sayfa okurdu.

5.KABUL SALONUNDAKI AT YAVRUSU
Atlardan sonra en sevdigi hayvan kopekti. "Fox" adini verdigi kopegi, Gazi`nin yataginin ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara duskunlugu o dereceydi ki bir gun misafirlerinin de gorebilmesi icin yeni dogmus bir tayla annesinin Cankaya Kosku kabul salonuna getirilmesini bile emretmisti.

6.TAM BIR SALON ADAMI
En sevdigi dans valsti. Muzik zevki cesitlilik gosteriyordu.Klasik Bati muzigi disinda Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.

7.GOMLEKLERININ TUMU BEYAZDI
Gomleklerinin hepsi beyazdi. Bu gomlekler ilk yillarda Isvicre`de ozel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasina onculuk edebilmek icin Beyoglu`nda bir terziye diktirilmeye baslanmisti.

8.DOLABINDA LACIVERTE YER YOKTU
Takim elbiselerinin tasarimlarini hep kendisi cizerdi.Lacivert takim giymeyi sevmezdi.

9.OLCULERI
Boyu 1.74 idi.Hayatinin son donemlerine kadar 76 olan kilosu hastaliginin ilerlemeye baslamasiyla 46'ya kadar dusmustu. 43 numara siyah rugan ayakkabi giyerdi.

10.RUMELI SIVESI
Ozenli ve temiz bir Turkce konusurdu. Ancak bazi kelimeleri Rumeli sivesiyle telaffuz ederdi.

11.HAZIN BIR HIKAYE
Hayatinda bir donem cok onemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatina trajik bir sekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarinin nerede oldugu bilinmiyor.

12.CUMHURBASKANLIGINDAN SIKILIYORDU.
Hayatinin cogunu gecirdigi savas cephelerinden sonra Cumhurbaskani olarak gecirdigi yillar ona bir tecrit yasantisi gibi geliyor, cok sevdigi halkindan ve sade bir vatandas yasamindan uzaklastigini dusunuyordu.

13.PAPA`NIN TEMSILCISINE ELBISE
Kiyafet Kanunu cercevesinde tum din adamlarinin dini kiyafetleriyle sokaga cikmalari yasaklaninca, Monsenyor Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milasli eliyle bir koleksiyon hazirlatti.

14.KENDISI TIRAS OLMAZDI.
Sabah kahvaltilariyla arasi hic hos degildi.Yataktan kalkar kalkmaz odasindaki divanin uzerine bagdas kurarak oturur, gunun ilk kahvesini sigarasini icerdi.Bir ozelligi de kendi kendine tiras olmamasiydi.

15.DUZEN TAKINTISI VARDI
Evinde ,cevresinde hatta konuk oldugu evlerde bile egri duran esyalari duzeltmeden rahat edemezdi.

16.HOSGORULU LIDER
Koylunun birinin gazete kagidina sardigi tutunu icmeye calisirken eli yanmis,"Alin bunu kendi icsin" diyerek Ataturk`e
kufretmisti.Mahkemeye cikarilacakti. Ataturk olayi dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceginize dogru durust sigara icmesini temin edin" dedi.

17.SIGARA PAZARLIGI
Hastaliginin baslangicinda kendisini muayene eden Dr.Fissinger gunde kac paket sigara ictigini sormus, Ataturk "sekiz" demisti. Doktor bunu gunde bir pakete indirmesi gerektigini soyleyince gulumseyerek cevap vermisti:"Ben zaten bir paket iciyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacagim".

18."BU NASIL HALKCILIK?"
Bir sabah milletvekilleri ile trene binmisti.Konduktorun milletvekillerinden bilet parasi almamasina sasirmis nedenini
sormustu.Trenin milletvekillerine bedava oldugunu ogrenince epey sinirlenmis, "Ne de guzel halkcilik ama" demisti.

19."LAIKLIK ADAM OLMAKTIR!"
Ilk mecliste bir oturum sirasinda uyelerden biri laikligin ne manaya geldigini anlamadigini soyleyince Gazi cok sinirlenmis ve elini
kursuye vurarak bir din bilgini olan uyeye cevap vermisti: "Adam olmak demektir hocam,adam olmak!"

20.KURBANLARI BAGISLARDI
Gittigi yurt gezilerinde kendisi icin kurban edilen hayvanlara bakamaz boyle durumlarda sirtini doner yada kesilmelerini engellerdi.

21.YABANCI DILE MERAKI
Askeri lisede ogrenmeye basladigi Fransizca'yi sonraki yillarda gelistirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardi. Konusurken araya
Fransizca sozcukler de eklerdi.

22.FASULYESINE POKER
Kumardan hoslanmaz ama arkadaslariyla fasulyesine poker oynardi.Oyun sonunda kazandiklarini iade ederdi.

23.KAN GORMEYE DAYANAMAZDI
Cephelerde dusmanla gogus goguse savasmis biri olarak en ilginc ozelligi savas meydanlari disinda kan gorunce fenalasmasiydi.

24.KULAKLARI DUYAN TEK KISI.
Fransiz tarihcisi Herriot Ankara`ya geldiginde Gazi`nin kulaklarinin duyuyor olmasina sasirmis anilarinda bunu espirili bir dille anlatmisti: "T.C`de bir tane kulaklari duyan kisi var onu da Cumhurbaskani yapmislar".

25.BIR RICASI BAS ACTIRDI
Bir gun halk arasinda dolasirken carsafli bir kadina rastlamis, "Hafiz Hanim benim hatirim icin basindaki ortuyu acar misin?" diye sormustu. Kadin bas ortusunu acarak , Ataturk`un onunde egildi ve ellerini optu.

26.BILARDO VE YUZME
Sportmen kisiligi vardi. Her gun at biner , yuzmeye gider ve bilardo oynardi.

27.EN BASARILI DERS.
Egitim hayati boyunca en basarili dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayati boyunca surdu.

28.YAGCILARA GECIT YOK
Yagcila cok kizardi Bir aksam sofrasida kendisine gereksiz sekilde iltifat eden Abdulhak Hamit`e mudahale etti.

29.SON YILBASI GECESI
1937`yi 1938`e baglayan son yilbasi gecesini Disisleri Bakani Tevfik Rustu Aras ile bas basa gecirmisti. O gece dolabindaki bazi elbiseleri bakana hediye etmisti.

30.KOSKTEKI GUVERCINLIK
Kuslari cok severdi.Cankaya Kosku`nde ozel bir bakicinin ilgilendigi guvercinligi vardi.

Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır.Ama sahip olduğumuz en değerli şey de odur.
ALBERT EINSTEIN
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 29-12-2005, 16:13
ngcoskun ngcoskun isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Nov 2004
Mesajlar: 569
Standart

[img][/img]

[img][/img]

[img][/img]

[img][/img]

Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır.Ama sahip olduğumuz en değerli şey de odur.
ALBERT EINSTEIN
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 29-12-2005, 16:18
ngcoskun ngcoskun isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Nov 2004
Mesajlar: 569
Standart

[img][/img]

[img][/img]

[img][/img]

[img][/img]

[img][/img]

[img][/img]

[img][/img]

Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır.Ama sahip olduğumuz en değerli şey de odur.
ALBERT EINSTEIN
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 30-12-2005, 03:38
exclusive exclusive isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Dec 2005
Mesajlar: 1.123
Standart

djhakan18 Diyor ki
diktator gibi her ta$in altinda çikiyor, Saddam in bile bu kadar çok heykelleri ve portreleri, vs. yoktur
Senin gibi bir hıyara cevap yazmak büyük lutuf olur ama cevabı oturtmak da Türk genci olarak görevimiz...

ULAN HÖDÜK SEN BİR DİKTATÖRÜN HAKİMİYETİ HALKA DEVRETTİĞİNİ, HADİ ONU GEÇTİM, BU KADAR SEVİLDİĞİNİ, HALKI TARAFINDAN BU KADAR SAHİPLENİLDİĞİNİ NERDE GÖRDÜN...

Başka bir başlıkta yazdığım, yakın tarihimizden küçük bir olay....

70 öncesi dönem (tam tarihini hatırlayamadım) Dönemin başbakanı süleyman demirel..

Fransada öğrenciler ilk gösteri provalarına başlamışlar ama bizde ortalık süt liman, herkes işinde gücünde... Zaten "toplu gösteri yasası" diye illet bir yasa var ki millet iki kişi yanyana yürümekten çekiniyor. Siyasetten azcık bahsedene kelepçe vurulup doğru Selimiye'ye gönderiyorlar.. En solcu gazete-dergiler bile iddialı yazılar yazamıyorlar. Zaten kalemi sivri yazarların çoğu içeride. Diğer gazete-dergiler desen basit güncel konularla dolup taşmış durumda. Memleket meseleleri ancak üniversite kantinlerinde, kısık sesle konuşuluyor. İşte öyle bir dönem...

İşte bu sukunet ortamında İzmir'de kendini bilmez bir yobaz, öyle sıradan kör cahil bir yobaz, bir elinde seccade diğerinde balta, bir ATATÜRK heykelinin yanına gidiyor ve namazını kıldıktan sonra elindeki baltayla heykele saldırıyor.

Başta süleyman demirel olmak üzere herkesi şaşırtan olaylar ise ertesi gün başlıyor... Ertesi gün "toplu göstesi yasası" yurdun hertarafında ihlal edilmiş durumda. Çoğunluğu üniversite öğrencisi olan gençler ATATÜRK heykellerinin önünde "nöbet" tutmaya başlamış. Sloganlar atılıyor (daha sonra türban vs. için kullanılan "ATA'ya uzanan eller kırılır" sloganı ilk o zaman ortaya çıkmış) halaylar çekiliyor, gençlerin biri gidip biri geliyor. Gazete manşetleri coşmuş durumda "Türk genci ATA'sına sahip çıkıyor" şeklindeki manşetler neredeyse bütün gazetelerde. Haberler 4-5 sayfayı geçmiş. Yurdun her köşesinden ATATÜRK heykelleri ve önündeki devasa kalabalığın resimleri gazete sayfalarına sığmaz olmuş durumda...

Böyle geçen günün sonunda akşam oluyor, ama o da ne!!! Kimse beklendiği gibi evine gitmemiş. Gençler hala ATATÜRK heykellerinin başında bekliyor hatta kalabalıkların gittikçe artmaya devam ettiği haberleri geliyor... Ünlü aydınlar da gençlerin arasında yerlerini almaya başlamış ve kalabalıklar yavaş yavaş 7'den 70'e bir şekle bürünüyor... Hükümet panik. polis ve askeriye'ye tam kadro olunması emri veriliyor.

Sonraki gün... Olayların başlamasının ardından 24 saat geçmiş olmasına rağmen bir durulma yok. Gençler işi gücü bırakmış ATA'sına sahip çıkmaya devam ediyor. İzmirdeki kalabalık koca konak meydanına sığmamış ara sokaklara taşmış durumda. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere yurdun çoğu yerinde manzara aynı...

Daha sonra gazeteler günün 2. baskısını çıkartıyor. Manşetler şöyle: "Yurdun dört köşesindeki ATATÜRK'çü gençler Ankara'ya doğru yürüyüşe başlama hazırlığında" Polis ve askeriye kırmızı alarma geçiliyor. Hükümette panik en üst düzeye ulaşmış durumda. "ATATÜRK'çü öğrenciler hükümeti devirecek" dedikoduları almış yürümüş. sonunda başbakan süleyman demirel yaşanan paniği gizlemek maksadıyla umursamaz bir tavır takınıp o meşhur açıklamasını yapıyor; "yollar yürümekle aşınmaz"

Şehirlerin çıkışları güvenlik güçlerince tutulmuş durumda. alınan emir gayet net; ne pahasına olursa olsun bu yürüyüş engellenecek. Yürümekle aşınmayan yollarda bir yürüyüş yapılmasını engellemek amacıyla gereken tüm önlemler alınmış. yol kenarları tanklarla süslenmiş vaziyette..

Polisle karşı karşıya gelen gençler aralarındaki aydınların sözünü dinleyerek kaba kuvvete başvurmuyor... Mahir Çayan imzalı KEMALİST bildiri yüksek sesle okunduktan sonra aralarından gönüllü olanları polis "toplu gösteri yasası"na muhalefetten mahkeme karşısına çıkarmak üzere götürüyor. Polisin götüremedikleri de kendileri gidiyor ve arkadaşlarıyla beraber mahkemeye çıkmak istediklerini söylüyorlar..

Bu defa kalabalığın yeni mekanı mahkeme önleri olmuş durumda... Bütün gözler mahkemede olunca adalet gecikmeye cesaret edemiyor ve ilk oturum yıldırım hızıyla başlıyor...

Hakim soruyor: toplu gösteri yapmanın yasak olduğunu bilmiyormusunuz?

Gençler: Çok iyi biliyoruz.

Hakim: Peki neden böyle bir yürüyüşe kalkıştınız?

Gençler: Biz ATATÜRK'çülük neyi gerektiriyorsa onu yaptık. Siz bu mahkemede ATATÜRK'çülüğü mü yargılıyorsunuz? Bu yetkiyi, bu gücü kimden aldınız da ATATÜRK'çülüğü yargılamaya cürret edebiliyorsunuz?

Bu soruya verilen cevap bazılarının ısrarla görmek istemedikleri bir gerçeği haykırıyor. Hangi ülkede yaşadıkları gerçeğini...

Hakim ayağa kalkıyor ve şöyle söylüyor: Gençler şu bir gerçektir ki bu ülke hudutları içinde ne benim, ne bu mahkemenin, nede bakşa bir gücün yapamayacağı tek birşey vardır. O da Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ü yargılamaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 30-12-2005, 13:12
ngcoskun ngcoskun isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Nov 2004
Mesajlar: 569
Standart

sevgili exclusive yazdıklarını tüylerim diken diken okudum.ne kadar duygulandığımı anlatamam.paylaştığın yazı için çok teşekkür ederim.

Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır.Ama sahip olduğumuz en değerli şey de odur.
ALBERT EINSTEIN
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 25-01-2006, 02:59
Xander85 Xander85 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Jan 2006
Mesajlar: 109
Standart

djhakan18 Diyor ki
ben gercekten biktim bu yalancinin meymenetsiz suratinda

diktator gibi her ta$in altinda çikiyor, Saddam in bile bu kadar çok heykelleri ve portreleri, vs. yoktur

mussolini ve hitleri bile geçmi$, onlarin rekorunu bile kirmi$ (cunku diktatorlugu halen suruyor)
Diyecek bir şey bulamıyorum.Bunu yazmanı bile kabul edemiyorum.
Atatürk bizi kurtardı, o olmasa şu anda halifeni ordusu(!) yunanlılar tarafından yönetiliyor olacaktık.Onun sayesinde modern bir ülkede çağın gerektirdiği gibi özgürce ve modernce yaşıyoruz.

Gün gelir rüzgar, fırtına olur
Dertleri gönül kendisi arar da bulur
Her gülüş cevap, her cevap günah
Olmuyor ne yapsan, içinde kopar bir isyan

Tanrı unutmuş olsa da
Vur durma vur yüreğim vur
Olan olmuş ne olur
Hayata bir daha vur
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 06-02-2006, 20:50
BRAKISEFAL BRAKISEFAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Feb 2006
Bulunduğu yer: Tanrı Dağı
Mesajlar: 10
Standart

Atatürk'ün düşmanları buraya da sızdı ya anladım ki ona kurtuluş savaşından daha çok ihtiyacımız var.

onu idrak edebilmek başlıbaşına bir asalettir.şimdi anlıyorum niye içtiğini bu kadar.bu millete bakıp da içilmez mi ?

ne ararsın tanrı ile aramda
sen kimsin ki orucumu sorarsın

hakikaten gözün yoksa haramda
başı açığa neden türban sorarsın

rakı, şarap içiyorsam sanane
yoksa sana bir zararı içerim

ikimiz de gelsek kıldan köprüye
ben dürüstsem sarhoşken de geçerim

esir iken mümkün müdür ibadet
yatıp kalkıp atatürk'e dua et

senin gibi dürzülerin yüzünden
dininden de soğuyacak bu millet

işgaldeki hali sakın unutma
atatürk'e dil uzatma sebepsiz

sen anandan yine çıkardın amma
baban kimdi bilemezdin şerefsiz
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 06-02-2006, 20:58
BRAKISEFAL BRAKISEFAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Feb 2006
Bulunduğu yer: Tanrı Dağı
Mesajlar: 10
Standart

"türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük kıpırtı ve davranış duydumu, 'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. hemen araya girecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır. yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek!' onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, ismet paşa'ya ve meclis'e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek benim görevimdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği!''
6 şubat 1933 / bursa nutku
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 08-03-2006, 22:13
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart Re: Atatürk Bölümü

Tarih, 18 Mayis 2002... Yer, Italya'nın Perugia kenti...
Genç Türk işadamı Utku Oğuz , bilgisayarında kayıtlı son Atatürk
fotoğrafını projeksiyon makinesinin aydınlattığı duvara yansıtıp
sözlerini tamamladı :

- İşte , Anadolu aydınlanmasının temeli olan Türk Devrimi budur...

Perugia'nin önde gelen kişilerinin oluşturduğu Felsefe ve Tarih
Kulübü'nün üyeleri ve konuklar büyük bir coşkuyla alkışladılar
genç adamı. Genç adam da bir saatlik ''1918 - 1939 arası Türkiye
ve Atatürk Reformları'' konferansının gördüğü ilgiden
mutlu , biraz da şaşkındı!..

Kulübün Başkan Yardımcısı İtalyan dostu bir süre önce , ''Şu hayranı
oldugun ve her karşılaşmamızda bana anlatıp durdugun Atatürk'ü bizim
kulüp üyelerine de anlatırmısın?''dediginde hiç tereddütsüz kabul etmiş , ama böylesine yogun bir ilgi düşünmemisti...

Ama Utku Oguz için o 18 Mayis gecesini asla unutulmayacak kılan
yorum , orada konuk olarak bulunan yaşlı bir Norveçliden geldi :
- Norveç dilinde ''Mustafa Kemal gibi düsünmek''diye bir deyim vardır...Herhangi bir problem karsisinda , çözümü imkânsiz oldugu
düsüncesiyle hemen kestirmeden teslim olma egiliminde olan , ne
yapıp edip bir çözüm üretmek için yaraticiligini zorlama zahmetine
katlanmak istemeyen ruh ve zihin tembeli kisilere söylenir bu söz...
Bu tip insanlara derhal , ''Hayir, yaniliyorsun bu problemin mutlaka
bir çözümü olmali , biraz da Mustafa Kemal gibi düşün'' deriz... Ancak
sizin bu geceki sunuşunuzdan sonra bu sözün arkasindaki anlami çok
daha derin bir sekilde kavramış durumdayim ; bu güzel fotograflar
esliginde yaptiginiz sunuşunuz bana bu yaşımda bir sey daha ögretti ;
yani benim anadilim olan Norveç'çeye yerlesmis olan eski bir deyimin
arkasindaki gerçek ve derin anlamı!.. Size bunun için minnettarim...

Genç Türk'ün gözleri yasardi... Dünyanin bir baska ucundaki ülkenin
anadiline bir deyim olarak yerlesmis büyük devrimciyi bir kez
daha minnet ve özlemle andı...Yalnizca bir saatlik bir konferans olarak planlanan gece ancak 19 Mayis'in ilk saatlerinde sona erebildi. Saatlerce süren tartışma ve yorumlar ise şu ortak yargıyla sonuçlandı:

- Atatürk Devrimleri bütün ülkelere uygulanabilecek evrensel bir
reçetedir... Zira din ve etnik ayrım temellerine dayanmayan çagdaş devlet modeli ne kadar çok ülkede uygulanırsa , dünya o kadar daha huzur ve barış içinde bir yer olacaktır...


Genç adam gecenin sessizliginde yürürken büyük bir iç sızısıyla ''Türk
Devrimi'ni yikmak için yola çıkan karşı devrimciligin ülkeyi sürükledigi
bataklığı , baska çare yok diyerek boyun büken siyasetçileri'' düşündü.... Sonra büyük bir heyecan ve coşkuyla yaşlı Norveçlinin bu kölelik zincirini kırmak için müthiş bir formül sundugunu anımsadı:
- Mustafa Kemal gibi düsünmek!..
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 09-03-2006, 17:40
aspartam aspartam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Sep 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1.149
aspartam - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart Re: Atatürk Bölümü

Hiçbir siyasi partiye üye değilim.Hatta seçimlerde oy bile kullanmam.Çünkü inançlarıma ters düşmek istemem.Siyasi partiler Kemalizm dininin birer mezhebidir.Bu yüzden sözlerimin yanlış anlaşılmasını istemem.Emin olun Atatürk'ün elinde olan siyasi imkanlar (tek adamlık,ordu,yargı ve basın hizmetinde,ağzından çıkan hercümle adeta kanun hükmünde,birnevi padişah adeta)Tayyip Erdoğan'ın elinde olsun.Atatürk'ten çok çok daha iyisini yapardı.Adamın bir ayağını yargı bağlamış,bir ayağını ordu,bir elini medya ,diğer elini yök iş yapmaya çalışıyor.Bu kadarını Atatürk bile başaramazdı.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:26 .