AhbAp´isimli üyeden Alıntı
Zaten konumuz da buydu. Aslında diğer tek tanrılı dinleri de işin içine katabilirdim. Teizm ve Deizm ne kadar içiçe diye de tartışabilirdik. Ancak, itiraf etmeliyim ki, bu konuda görüşünü en çok cevap ettiğim kesim müslümanlar.
.
|
Sevgili Ahbap
Acikcasi ben buna deizm de ifade edilen tanriya birebir degil ama en yakin tanri taniminin islamdaki Allah olduguna iliskin iyi niyetli dusuncenin sebep oldugunu var sayiyorum.
AhbAp´isimli üyeden Alıntı
Bu kısım, bence, yazdıklarının en ilginç kısmı. Araştıranların müslümanlığı terk etmeleri ve araştırmayanların bilmedikleri şeylere çok ilginç ve tutkulu bir şekilde sahip çıkmaları konusu. Ben bunun nedenini kendi açımdan başlık yazımda verdiğimi sanıyorum. Kuran'ı bilimsel ve tarihsel olgularla kıyaslayarak ve anlayarak okuyanların, Kuran'ın iddialarını Kuran'da bulamamaları şeklinde yorumluyorum.
|
Ben Kuran'a :Hz. Muhammed'in tanrinin varligini insanlarin ondan uzaklastigi bir donem de farketmesi sonucu onun kanaliyla insanlara Allah tarfindan gonderilmis, her soyledigi dogru fakat herseyin icinde olamayacagi bir kitap gozuyle bakiyorum.Cunku herseyi ifade ettigine inanmak onu bir kez okuyanin (apacik bir ogut olmasini da dusunursen) ondan ayrilmasi ihtimalini yok saymak ve dinden insanin ozgur iradesini cikarmak anlamini tasir bence.Yani Kuran(buna diger dinlerin kitaplarini da katabilirim) dinin butunu degildir din insanin ozgur iradesi ve Kuran'in birlesimiyle olusan bir olgudur hayatimizda.kisacasi bana gore insan Kuran'i temel alarak her konuda dogruya ulasabilir (muslumanlikta islam'a) ama dedigim gibi kendini de taniyip buna katmasi gerekir.
AhbAp´isimli üyeden Alıntı
Ancak alıntının ikinci paragrafında duruma farklı bir açıdan baktığını görüyorum. Konuyu daha fazla işlemiş olmanı dilerdim. Senin, "Dinimizi akılcı yönden yaşamıyoruz ve putperestlere özgü bir bakış açımız var Kuran'a" demek istediğini sanıyorum (yanlışsam düzelt lütfen).
|
Dogru demek istedigim buydu.Bunun sebebi de bugunku muslumanlarin biraz once dedigim gibi insanin ozgur iradesini isin icine katmaktan cekinmesidir.Kuran'da nasilsa hersey var diye dusunuyorlar ama bu dogru degil.putlastirma da burada basliyor.ihtimal hesabiyla sorulan her sorunun acik cevabinin Kuran'da olmasini bekliyorlar ama bu sekilde olsa dedigim gibi Kuran'i bir kez okuyanin onu inkar etme ihtimalinin(aciklik ilkesi geregi) olmamasi gerekir.Ama bu var.
AhbAp´isimli üyeden Alıntı
Ancak bunun böyle olması zaten İslam'ın bir özelliği değil mi? Müslüman arkadaşlarla yaptığımız tartışmalarda, Kuran'ın apaçık bir kitap olduğu, hükümlerinin fazlaca yoruma gerek kalmayacak şekilde net olduğu, çizgilerinin keskin olduğu konusunda uzlaşamıyoruz. Oysa kendi adıma ben, bu keskinliği Kuran'ın içerisinde görüyorum. Hırsızın elinin kesilmesi örneğini alalım; bu hüküm açıktır ve günümüzde uygulandığı yerler hala vardır. Ancak böyle bir hükmün Kuran'da yazdığını düşünmeyen ve Arapların sapkın bir uygulaması olduğuna inanan Müslüman sayısı az mı? Hiç de değil.
Şimdi bir müslümanın böyle bir hükümden haberi olduğu andan itibaren yapması gereken nedir? "Madem Allah'ın emri bu, onun istediği gibi olacaktır" demek mi yoksa "Meal yanlış", "Bu ayetin hükmü ortadan kalkmıştır", "Tüm emirlere uymak zorunda değilim, bu hükmü onaylamıyorum, bu beni kafir yapmaz" gibi seçeneklerden birini benimsemek mi?
|
Bu durumda muslumanin yapmasi gereken oradaki acik emre uymasidir (maide 38).Buna kivirma sansi yoktur bir muslumanin cunku emir de esnetmeyi hakli kilacak bir hukum bulunmamaktadir.Bu cezanin bir kisim muslumanlara urkutucu geldigini biliyorum bunun nedeni bu muslumanlarin bu nokta da gereksiz humanizmi diye dusunuyorum.Ancak bu arkadaslarin dusunurken olaya islamin paylasim esaslarini da katmalari gerekir.Acikcasi ben bu tip cezalari alanlara acimiyorum cunku islam bireyi duzelterek yola cikarken asil amaci insanlarin toplumsal yasamlarina bir denge ve duzen getirmektir ve bu tip suclari (hirsizlik,zina, v.b) isleyenler duzenli bir toplumun onunde engel teskil etmektedirler.Bu tip suclarin hafif cezalarinin dogurdugu sonuclara iliskin acik ornekler gunumuz toplumunda gorulmektedir.
AhbAp´isimli üyeden Alıntı
Ben müslümanların şu noktayı kaçırdıklarını sanıyorum. İslamiyet'ten "benim dinim" diye bahsederlerken, inançlarına uygun olarak değiştirebileceklerine dair hislere kapıldıklarını sanıyorum. Ancak Kuran'ın ruhuna baktığımızda şunu görürüz: İslam kişilerin değil, Allah'ın dinidir. Ve olay, kişilerin bunu parça parça etmeden kabulünde ve uygulamasında yatar. O halde çoğu müslümanın, hiçbir kaynağa dayanmayan "ayetin hükmü bitti", "uygulamak zorunda değilim ve "meal yanlış" açıklaması ne demektir?
Benim Kuran'dan anladığım, hükmü açık bir ayete bu şekilde yantılar veren bir kimsenin Allah nazarında müslümanlığının kabul edilmeyeceğidir. Dediğim gibi, bunu ben böyle düşünüyorum veya hissediyorum değil, Kuran'dan anlıyorum.
Putperestlik gibi... Bunun altında yatan neden, İslamın Arap Paganizminden geniş ölçüde etkilenmesi değil midir?
O halde, müslümanların çoğu "Elhamdülillah müslümanım" dediği halde, Kuran'a göre müslüman olmayan, günün birinde Allah'ın onlarla hesaplaşacağı "apaçık bir şekilde sapmış olanlar" değil midir? Çünkü bir müslümanın İslami inanca göre, hesap gününde "Ben bu hükümlerden habersizdim" şeklinde kendini savunma hakkı yok. Kuran'ı okumak, ayetleri düşünmek, düşündüklerinden öğüt almak ve istisnasız uygulamak, Kuran'ın, yani Allah'ın kesin emridir. Yani sana veya bana göre değil, Kuran'a göre bu kişiler ne kadar müslüman? Veya deist?
|
insan isin icine ozgur iradesini ne zaman katabilecegini bilmelidir.
Dedigim gibi Kuran'da yazilan acik hukumleri dogru kabul etmek musluman icin zorunluluktur ve ifadelerin acik oldugu da bir gercektir aksi bir durum inkarin temelini olusturur.Burada sorun Kuran'in tek basina akil yurutmeye gerek kalmadan herseyi kapsayip kapsamadigidir.musluman ozgur iradesini ayetleri inkar etmeden katmalidir.
AhbAp´isimli üyeden Alıntı
İşte burada da, ben sende deist bir hava sezdim, özellikle yazıyı sonlandırdığın paragrafla. "Özel durum" olarak düşünmen kendi inisiyatifin değil mi? Çünkü söz konusu ayetlerin hükümlerinde dört kadınla evlenebilmenin önü açılmıştır, "Şayet adaletli davranmaktan endişe ederseniz bir kadın alın ve elinizdeki cariyelerle yetinin" denmiştir. Bu durumda, dört kadınla evlenmenin belirli bir süreyi kapsamadığı açıktır. KOnuya hangi açıdan bakacağız; Allah'ın neyi nasıl söylediği mi, yoksa bir müslümanın neyi nasıl anladığı mı? Elbette bir müslüman erkeğin kendi dini açısından bir, iki, üç veya dört kadın alacağı kendi kararı alacaktır, o ayrı. Ama "Bu özel durumlar için verilmiş bir ruhsattır" yorumu, Allah'ın sözü olan Kuran'ın dışında bir söylem olmuyor mu?
Kuran'ın çağlara uymak gibi bir sorunsalı yoktur; müslümanların her çağda Kuran'a uymaları asıl imtihandır. İşte, araştırmacı bir şekilde Kuran okuyanların Kuran'ı terketmelerinin altında yatan şey budur: Kuran, dünyayı durağan kabul etmiş, değişebileceğini göz önüne almamıştır. Birçok ayette Allah Muhammed'e, kıyametin çok yaklaştığını söyler. Kuran, dünyayı dünyanın sonuymuş gibi ele alır. BU ciddi hataların bir tanrı tarafından yapılması beklenemez. Bu konuya, tartışmayı dağıtmamak adına daha fazla girmeyeceğim; ama yazında "neden ters istikamette bir gidiş var" şeklinde sorguladığın için söylemek ihtiyacı hissettim.
|
Kendi insiyatifim degil cunku bu kararimin Kuran'in ozune bir zarari (hirsizlik ornegindeki gibi) yoktur.Senin de dedigin gibi adalet esasi gereklidir ve bu verilmis bir haktir kesin olarak yapilmasi gereken bir emir degil.Acik ifade ettigim gibi ben deist degilim ve bunun nedeni insanlarin isssiz bir adada dogdugunda tanriyi bulabilecek bir kapasitede olduguna inanmamamdir.Yaratilis inancim geregi ilk insan (Adem ya da Adam) bugunku formunda yaratilmis bir insandir ona ozgur bir irade verilmis ve bu o zamana kadar herseyi Allah'in istedigi bicimde yapmak uzere yaratilmis olanlari bile urkutecek bir olgudur ve Adem, Allahin varligini bilmektedir.Yani tanri olgusu bu dunya da bulunan degil en basindan beri varolan ve aktarim yoluyla suregelen bir olgudur benim icin.Malum olayin sonucunda insan bu ozgur irade ile tekrar tanriya yonelmek uzere gorevlendirilmistir.Cunku bu irade insani iyi ve dogruya ulastirmanin yaninda en kotuye yonelme de bile referans olabilecek bir olgudur.insan bunu dogru sekilde kullanabildigi olcude sonunda tam anlamiyla Allah'a yonelebilir.
Ilk mesajda yazmis oldugum insanin tanriyi bulmasi da yaratilis dusuncesi dahilinde bu varligi kendi benliginde hissedebilmesidir yoksa elde hicbir veri yokken tanriyi bulmak dedigim gibi insan icin- en azindan bana gore -imkansizdir.Bu nedenle sartlar normal olmadigindan Kuran'i arastirarak inanmaya calisanlarda geriye dogru bir gidis soz konusudur.Cunku bize din adina ilk once ve anlayacagimiz dilde yaratilis bilincinden ziyade kurallar ve kaideler anlatilmakta ve islami, Allah'in belirlenmis kurallarina tamamen uymakla zorunlu oldugumuz bir sistemi gibi algilamaktayiz.Bu da bizim zamanla fark ettigimiz ozgur irademize bir zorlama etkisi yapmakta bize olaya salt bilimsel ve tarihi yorumlarla bakabilme guvenini vermektedir.Oysa islamin temeli en basinda Tevhid inancinin tesisidir.Bu tesis edilmedigi zaman kendi ozgur iradesinin farkina varan insanda sapma baslar ve insan aslinda varligina tam anlamiyla hicbir zaman inanmadigi bir olgunun disina cikmis olur.Burada yeri gelmisken inancli iken ateizmi secen bir arkadasa daha once sahip oldugu tanri kavraminin kendisi icin ne anlama geldigini sormak isterdim.Belki bir yazan cikabilir.
Kuran'a gelince bana gore belirledigi kurallar temel niteliktedir ve her caga
uygun dusmek gibi bir gerekliligi vardir.Tabii bu seninde kastettigin gibi Kuran icin bir sorunsal degildir ama muslumanlar icin bir gerekliliktir.Kuran'in dunyayi duragan kabul etmesi gibi bir durumun soz konusu oldugunu ben sahsen dusunmuyorum.Bu evrimin insanda yarattigi dusunulen koklu degisim olgusundan kaynaklanan bir yanilsamadir.Ornegin(konu dagilmasin bu arada) dunyada sadece suclarin sekilleri degisiyor ama temelinde yatan ana dusunce hep sabit ve insana ozgu.Mesela tecavuzun mesru kabul edilmesine iliskin foruma ben bu sucun cezasinin zina ayetlerinde aranmasinin yanlis oldugunu yazdim.Nedeni bu sucta salt bir cinsel oge gormeyisimdi.Niteligin bakimindan bu sucta bircok olgu vardir.Hepsi icin de ceza ongorulmustur.
Belirtmek istedigim bir noktada tum arkadaslarin bunlarin sadece benim goruslerim oldugunu bilmeleridir.Burada sadece kendimi ifade etmektir amacim ve hatali oldugum noktalar da olabilir.Ancak bunlar sadece karsilikli bilgi alisverisiyle duzelebilir.Onyargilarla degil.Herkeste bu sekilde paylasirsa birbirimizden almak istedigimiz seyleri kimsenin haberi olmadan ve komplekse kapilmadan bu ortamda alip daha guzel, daha dogru ve daha net gerceklere ulasabiliriz diye dusunuyorum.Dayatma olarak algilayip bosyere konulari saptirmaya gerek yoktur.
Sevgi ve Saygilar