Kuran kendisini sadece Arap kavmine gelmiş,sadece Arap kavmi için düzenlenmiş sayar.Bu konuda çok nettir.Ama Emeviler döneminden beri İslamın Mollaları bunu görmezden gelmekte hatta üstünü örtmeye çalışmaktadırlar.
Kuranı kavimsel değilde evrensel göstermek için çeşitli hilelere baş vurmaktadırlar.
Bu durum onların Kuranın evrensel olmadığını iyi anladıklarını göstermektedir.Çünkü el birliği yaparak ve büyük bir çabayla hepsi aynı şeye yönelmişlerdir.Hepsinin aynı hilede ısrar etmesi ve aynı şeyi örtbas etmeye çalışması konuyu gayet iyi anladıklarını gösteriyor.
Zaten Kuran DİL-KAVİM İLİŞKİSİ konusunda çok nettir.Onun için Kuran'ın tek kavim için düzenlendiğini anlamamaları zaten imkansızdır.Çünkü bu konudaki ayetler çok net:
Bu Kuran ı bir kavim için Arapça indirdik,bilsinler(fussilet:3-Kuran)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4294
Bütün kavimler için düzenlendim demiyor.Arapça deüzenlenişinin nedenini tek kavim için düzenlenmiş olmasına bağlıyor.Bu ayetteki Lİ KAVMİN(TEK KAVİM İÇİN) sözü genelde tercümelerde görmezden gelinir.Üstü örtülmeye çalışılır.
''Allah her kavme sadece o kavmin kendi diliyle seslenir.O kavimden olan bir peygamberle bunu yapar(İBRAHİM 4 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=1854
O halde Türk Kavminede Türkçe inmeyen bir kitapla seslenmek istemez.Ve Türk olmayan bir peygamberle seslenmek istemez böyle bir Tanrı.
Kitabı sana kendi içinde ihtilaf yaşayan tek kavmi aydınlatmanın dışında hiç bir sebeple indirmedik(Nahl:64-Kuran)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=2063
Ahh,bütün kavimlerin bütün sorunları için geldim demeyi unutmuş galiba.Kendi düzenleniş amacını bir kavmin sorunlarını çözmekten ibaret saymış kazara
Eğer Kuran ı yabancı dilde indirseydik,neden Arapça değil diye itiraz ederlerdi.Arap olana Arapça olmayan kitap yollanırmı hiç derlerdi(fussilet:44-Kuran)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4335
O zaman Türklerinde neden dilimizde inmedi,Türke Türkçe inmeyen kitap olurmu deme hakları vardır.
Bütün bunları gören Molla takımı bunları örtbas etmek için çeşitli hilelere baş vurdular:Bilerek anlamından saptırılan bazı ayetlerle konuyu hasır altı etmeye çalıştılar.
Şimdi onların hilelerine değinelim birazcık:
1-MEKKENİN ÇEVRESİ DEYİMİNİ BÜTÜN DÜNYAYI KAPSAYAN BİR HALE SOKMAK İSTEDİLER
2-KURANDAKİ İNSANLAR KELİMESİNİ YERYÜZÜNDEKİ BÜTÜN İNSANLAR OLARAK SUNMAYA ÇALIŞTILAR
3-KURANDAKİ ALEM KELİMESİNİ BÜTÜN YARATIKLAR ANLAMINDA KULLANMAYA ÇALIŞTILAR.
Şimdi bu hilelerin ayrıntılarına bakalım:
MEKKENİN ÇEVRESİ BÜTÜN DÜNYA ANLAMINA GELİR Mİ?
Bu kutsal mubarek kitaptır.Onların ellerindekini doğrulayandır.Ana şehri(Mekke) ve çevresindekileri uyarman için indirdik(ENAM 92 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=989
Kuranı sana Arapça indirdikki ana kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4351
Şimdi bu ayetlere bakıp mekkenin çevresi bütün dünya ve bütün insanlıktır diyorlar.Bu elbetteki açık bir saptırmadır.
Kuran çevre derken civarı kasteder.Yakın civarı.Bütün dünyayı kastetmez.
Pauçlarını çıkar Musa.Çünkü Kutsal yerdesin,tuvadasın(TAHA 12 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=2454
Ey musa bu ateş ve çevresindekiler mubarek kılındı(NEML 8 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=3254
Eğer çevre demek bütün dünya demekse o zaman
ateşin çevresindekiler kutsal kılındığına göre,bütün dünyadakiler kutsal kılındı mı diyecekler?
Ateş ve çevresi kutsal olduğu için Musa papuçlarını çıkarmak zorundadır.
Eğer ateşin çevresi bütün dünyaysa o zaman bütün dünya kutsal kılınmıştır ve musa dünyanın her yerinde çıplak ayakla gezmek zorunda kalacaktır.
Mescidi aksa ve çevresi mubarek kılınmıştır(İSRA 1 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?sn=17
Çevre demek bütün dünya demekse o zaman;
mescidin çevresi kutsal kılındı derken dünyanın her yeri kıtsal kılındı mı demiş oluyor?
Görünen o ki çevreden kasıt sadece civarıdır.
Yani kabenin çevresinde 7 defa dolaşmak(tavaf) bütün dünyanın etrafını 7 defa dolaşmak olmadığı gibi,mekkenin çevresi de,kudüsün çevreside,ateşin çevreside yakın çevre anlamına gelir.Civar anlamında.Bütün dünya anlamında değil.
Zaten
Kuran Mekkenin Çevresini ARAPÇA KONUŞANLARLA SINIRLANDIRMIŞTIR:
Mollalar,mekke civarı diyen ayetlerin bütün insanlıgı kastettiğini iddia etsede,durum hiç öyle değildir.Çünkü ayetler Mekke Civarı kelimesine Arapça konuşulan civar olması gibi bir ön koşulda ekliyorlar.Eğer ARAPÇA kelimesi konulmamış olsa mollalar paçayı kurtarabilirdi.Ama ayetler açıkça Arapça bilenlerden ve Arapça konuşanlardan ibaret bir çevreden bahsediyor.Hatta Kuran ın Arapça inmesinin sebebini de MEKKE VE ÇEVRESİNDEKİLERİN ARAPÇA KONUŞANLARDAN İBARET OLMASINA BAGLIYOR
Kuranı sana Arapça indirdik ki,ana kent(mekke) ve çevresini uyarabilesin(ŞURA 7 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4351
Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanın kitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilen bir kitaptır(AHKAF 12 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4590
Aslında TEK ANA KENT YOK PEK ÇOK ANA KENT VAR.Yani her kavmin bir ana kenti ve çevre kentleri var.Yahudilerin Kudüs,Arapların Mekke v.b.
Bir ana kentin çevresi diğer ana kentin çevresi başlayınca sona eriyor.
Ve her kavmin ana kentine ve çevresine ayrı bir peygamber gerekiyor:
Rabbin memleketlerin ana kentlerine peygamberler yollamadıkça o memleketleri helak etmez(KASAS 59 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=3397
Sen peygamberlerden birisin.Bütün kavimlerin her biri için ayrı bir peygamber vardır(RAD 7 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=1815
Aslında anlatılmak istenen bir kavmin her şehrine değil sadece ana kentine peygamber yollanacağıdır.Ana kente yollanan peygamberin o kavmin çevre kentlerinede yollanmış olacağıdır.
Dileseydik elbetteki her beldeye ayrı bir peygamber yollardık(FURKAN 51 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=2995
Ama hayır bunu yapmıyoruz diyor.Bir kavmin sadece ana kentine peygamber yolluyoruz diyor.
####################
KURANDA İNSANLAR KELİMESİ BÜTÜN İNSANLIK ANLAMINA GELİYOR MU?
Deki ey insanlar topluluğu ben sizleri uyarmak için geldim(ARAF 158 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=1219
Seni bütün gönderişimiz insanlara uyarıcı olmandır,başkası şey değil(SEBE 28 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=3714
Bu ayetleri göstererek bakın insanlara gönderildin diyor,o zaman bütün insanlara gönderildi anlamı çıkar diyorlar.
Buda bilinçli yapılan bir aldatmaca ve yanıltmadır.Çünkü Kuran insanlar yada insanlar topluluğu(Lİ EN NASİ) derken PEYGAMBERİN KAVMİNDEN OLAN İNSANLARI kastetediyor.Yani İNSANLAR derken BİR KAVMİN İNSANLARI kastediliyor.
Musa asayla taşa vurunca sular fışkırdı ve bütün insanlar(kulli en nasi) o sudan içtiler(BAKARA 60 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=179
Şimdi
bütün insanların o suyu içmesi ne anlama geliyor?Çinden Brezilyaya kadar bütün insanlar mı?Yoksa sadece Musa nın kavminden olan bütün insanlar mı?
Açıkça
bütün insanlar diyerek tek kavmin bütün insanları kastediliyor.Musa kavminden olan bütün insanlar.Aynı şey muhammed içinde geçerlidir.Kuran
insanlara gönderdik derken Muhammedin kavminden olan insanları kastediyor.
Allah dedi ey Musa;seni bütün insanların başı olarak seçtim.Gönderdiklerimle ve sözlerimle(ARAF 144 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=1205
Şimdi ne diyelim?
Musa bütün yeryüzü insanlarının başınamı getirildi?Elbetteki hayır.Yine bütün insanlardan kasıt Musa kavminden olan insanların tamamıdır.
Aynı şekilde Muhammedi insanlara yolladık derkende;kendi kavminden olan bütün insanlara gönderdik demiş oluyor.
Bütün kavimlerin bütün insanlarına değil.Nasılki Musa sadece kendi kavmi olan insanlara gelmişse,Muhammed de sadece lisanı Arapça olan insanlara gelmiştir:
Bundan önce bir rahmet ve önder olan Musanın kitabı var.Buda LİSANI ARAPÇA OLAN KİMSELERİ uyarman için indirilen bir kitaptır(AHKAF 12 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4590
Musa nın kitabı Arapça olmadığı için,Araplar ondan sorumlu değiller.
Zaten Kuran anlayışında bir peygamber milyonlarca kişiye gönderilmez.
Onu(Yunus'u), yüz bin yahut daha fazla kişiye peygamber olarak gönderdik.(SAFFAT 147 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4012
###########################
ALEM(BİLEN) KELİMESİNİN SAPTIRILMASI VE İSTİSMARI:
Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(âlemîne)
Merhametimizle seni alemlerden başkasına göndermedik(ENBİYA 107 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=2683
Tefsirin babası denilen en eski ve en büyük tefsirci sayılan İBN-İ ABBAS,alem kelimesinin sadece şuurlanmış olanları kapsadığını söylemiştir.Bir kavim yada bir zümre içindeki şuurlanmışları.Yani günümüz tabiri ile aydınları,cahil olmayanları.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Abdullah_bin_Abbas
İbni Abbas Ankebut Suresi 15 nolu ayetini ve Kamer Suresi 15 nolu ayetini referans göstermiştir buna.
O ayetlerde;geminin alemlerin düşünmesi ve ibret alması için geriye bırakıldığı söyleniyor.Gerekli ibreti almak sadece aklını iyi kullananlara özel olduğu için,alemler ibret alır demek aklını iyi kullananlar ibret alır demektir.Yani alem ile aklını iyi kullanan aynı anlamdadır.Zira akılsızlar ve cahiller ibret alamayacağı için cahiller alem(ibret alan akıllılar) sayılamazlar.
Fe enceynâhu ve ashâbes sefîneti ve cealnâ hââyeten lil âlemîn(âlemîne)
Gemiyi bilenlerin(alemine) ibret alması için geriye bıraktık(ANKEBUT 15 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=3440
Onu bir işaret olarak geride bıraktık.Düşünüp ibret alınsın diye(KAMER 15 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4921
İlk ayet alemler ibret alsın diyor.İkinci ayet düşünüp ibret alınsın diyor.Yani alem demek düşünüp ibret alan demektir.
Bu çok yerinde bir çıkarımdır.Alemler ibret almalıdır(KAMER 15) denildiğine göre,şuursuzlar ibret alamayacağına göre:demek ki alem demek şuurlu olan demektir.
Zaten ilginç olan,tercümanların diğer ayetlerde ALEM kelimesini Türkçeye çevirmeleri ve BİLEN anlamında çeviriye almalarıdır.Ama enbiya suresinde nedense ALEM kelimesini BİLEN olarak çevirmemişler ve olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Neden?Bu size hiç ilginç gelmiyormu?
Örneğin Yusuf suresi 77 nolu ayette ALEM kelimesini BİLEN(ALEMU) olarak çevirmişler.Ama enbiya suresinde olduğu gibi Arapça bırakmışlar.
vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
a'lemu : iyice bilir/bilmektedir(YUSUF 77 KURAN)
Ve Allah iyice bilmektedir(YUSUF 77 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=1775
Mollaların yaklaşım bütünlüğü yoktur.Yani bir yerde ALEM kelimesini BİLEN olarak çevirmişler ama başka yerde ALEM kelimesini olduğu gibi Arapça bırakmışlar.Bu bir çelişkidir ve her çelişki bir operasyondur.Örtbas etme operasyonu.
O halde ayeti yeniden yazalım:
Seni merhametimizle BİLENLERDEN(ALEMU) başkasına yollamadık(ENBİYA 107 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=2683
Yani BİR KAVMİN BİLENLERİNE YOLLADIK anlamındadır bu ayet.
Kuran da ALEMU(BİLMEK) fiilide tek kavimle ilişkilendirilmiştir zaten:
Bunda bir kavmin bilmesi(YA-ALEMUNE) için ayetler vardır(NEML 52 KURAN)
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=3298
Sıkıysa bu ayetteki alem kelimesinide olduğu gibi Arapça bıraksınlarda görelim boylarını.O zaman şu anlama gelir ayet:
SİZ ÇOK ALEM BİR KAVİMSİNİZ
Şu müslüman tercümanlar gerçektende alem adamlar
Kuran bir kavim için Arapçadır,bilsinler(YA ALEMUNE)-FUSSİLET 3 KURAN
http://kuran.mollacami.com/ayetler.php?asn=4294
Bir kavmin bilmesi için yada bir kavmin bilenlerine(ya alemune) diyor açıkça.
Alem kelimesindede kavmi aşan bir şey yok yani.Bir kavmin alem/bilen olması için Arapçadır.