Neyse biz öncelikle kadına yönelik şiddetin nedenleri tartışıp sonra da kadının kurtuluşunun koşullarının neler olması gerektiğini tartışalım.
Bugün kadına yönelik şiddetin Türkiye'de artmasının nedeni Türkiye'de vahşi kapitalizme geçişin yarattığı sosyolojik etkilerin yattığını söyleyebilir miyiz? İktidarın hukuksuzluğu yaygınlaştırmasının etkisi ve dinin siyasallaşmasının etkisi ile arttığını mı iddia etmeliyiz? Bunlara ek olarak medyadan kaynaklı olarak kadındaki sağlıksız bilinçlenmenin etkisinden mi söz etmeliyiz?
Kadının kurtuluşu konusunda ise Clara Zetkin'den bir alıntıyla konuya adım atalım derim...
Kadının kurtuluşunun tarihsel önkoşulları
Bugünkü toplumsal düzende, bu durumu ve hukuki yeri temelden devrimden geçirecek ve kadının hak eşitliğini sağlayacak karşı konulmaz, durdurulamaz tarihsel güçlerin işbaşında olduğu, “Kapital”den ikna edici bir güçle çıkmaktadır. Marx burada klasiklere yaraşır bir ustalıkla, kapitalist üretiminin gelişmesini ve özünü en ince dallarına, en karışık aşamalarına değin tahlilci bir biçimde ele alarak ve onun kendine özgü hareket yasasını artı-değer yasasında keşfederek, -özellikle kadın ve çocukların çalışmasını ele alan açıklamalarında- kapitalizmin kadının eski ev ekonomisi faaliyetinin temelini yıktığını, böylece eskiden kalma aile biçimini çözdüğünü, kadını aile dışında ekonomik olarak bağımsızlaştırdığını ve böylece onun eş, anne ve vatandaş olarak hak eşitliği için sağlam zemini inşa ettiğini ikna edici bir biçimde kanıtlamıştır. Ama Marx’ın eserlerinden şu da açık bir şekilde anlaşılmaktadır: sosyalist toplum düzeni ile kadın sorununun tam çözümü için vazgeçilmez toplumsal ön koşulları yaratabilecek olan ve yaratmak zorunda olan tek devrimci sınıf proletaryadır. Burjuva kadın hakları savunuculuğunun, proleter kadınların toplumsal kurtuluşunu ne mücadele ile elde etme isteğinde ve ne de bu yetenekte olmadığını bir yana bırakırsak, onun, kapitalist toplum düzeni içinde, cinsiyetlerin toplumsal ve hukuksal eşitliği zemini üzerinde yeşermek zorunda olan yeni zorlu çelişkileri çözmekte de aciz olduğu ortaya çıkmıştır. Bu çelişkiler ancak, insanın insan tarafından sömürülmesi ile birlikte bununla koşullu olan çelişkiler de aşıldığında ortadan kalkacaktır.
Clara Zetkin
"Koca Dayağı", Gebelik ve Başbakan
Aile içi şiddet kuşaktan kuşağa geçer, büyük oranda yinelenir ve ilişki devam ettikçe tırmanır. Eşine şiddet uygulayan erkekler çocuk sahibi olmasın. Kadınlara Başbakanın "Üç çocuk" öğüdünü dinlememelerini öneriyorum.
http://bianet.org/bianet/bianet/1055...ik-ve-basbakan