mearic 40

[dolfen]

Mearic suresinde, surenin basindan beri Allah konusmaktadir. Ancak ne var ki 40. ayete geldigimizde cok ilginc bir durumla karsilasiyoruz. Cunku burada da Allah sozlerine devam ediyor, ve sozlerinin dogrulugunu kanitlamak icin baska Tanrilar(!?) (Dogularin ve Batilarin Tanrisi(!) adina) yemin ediyor. Kuran'da Allah'tan baska bir tanri olmadigini surekli vurgulayan Allah nedense burada baska Tanrilari da dikkate aliyor ve ustelik onlarin uzerine yemin ediyor.

* *Neyse konumuza donelim. Mearic-40 ayetinin cevirisi sirasinda Diyanet, Yasar Nuri Ozturk, (ve ayrica ingilizce) cevirisinde aslina sadik kalinmistir. Fakat Elmalili H.Yazir'in bu ayeti cevirisi sirasinda, ayetteki gariplik (Allah'in baska tanrilar uzerine yemin etmesi) *gozunden kacmamis, ve bu ayeti kendi kafasina gore yorumlamis, tamamen anlam farkliligina sebebiyet vermistir. Cunku Diyanetin cevirisinde Allah, Dogularin ve batilarin tanrisi uzerine yemin ederken, Elmalili H.Yazir'in cevirisinde Allah, boyle bir yemine gerek olmadigini belirtiyor.

Diyanet cevirisi:
Mearic-40. Dogularin ve batilarin Rabbine yemin ederim ki, bizim gücümüz yeter:

Yasar Nuri Ozturk:
Mearic-40. Is onlarin sandigi gibi degil! Dogularýn ve batýlarýn Rabbine yemin olsun ki, biz gerçeketen gücü yetenleriz;

Elmalili H.Yazir:
Mearic-40. Artik o dogularin ve batilarin Rabbine yeminine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.

Ingilizce Kuran:
70/40 But nay! I swear by the Lord of the Easts and the Wests that We are certainly able.

[pante]

Mearic/ 40. Fela uksimu birabbilmeşarikı velmeğaribi inna likadirune. *

Abdülbaki Gölpınarlı

Andolsun doğuların Rabbine ve batıların Rabbine, gerçekten de bizim gücümüz yeter.

Ali Bulaç Meali

Artık, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz;


Diyanet İşleri Meali

Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, onların yerine daha iyilerini getirmeğe Bizim gücümüz yeter ve kimse de önümüze geçemez.

Diyanet Vakfı Meali

Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, bizim gücümüz yeter.


Edip Yüksel Meali

Doğuların ve batıların Rabbine andolsun; bizim gücümüz yeter...

Elmalılı Hamdi Yazır

Artık o doğuların ve batıların Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.


Ömer Nasuhi Bilmen

Artık öyle değil, meşriklerin ve mağriblerin Rabbine kasem ederim ki şüphe yok, Biz elbette kâdiriz,


Muhammed Esed

Evet! Bütün gündoğumu ve günbatımı noktalarının 17 Rabbini [Bizim varlığımıza] tanıklık etmeye çağırırım: şüphesiz Biz muktediriz,

Suat Yıldırım

40-41 – Hayır, Allah’ın nizamı onların sandığı gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur. [40,57; 75,3-4; 56,60-61]

Süleyman Ateş Meali

Yoo, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki bizim gücümüz yeter:

Şaban Piriş Meali

-Hayır, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz bizim onların yerine daha iyilerini getirmeye gücümüz yeter. Bizim önümüze de geçilemez.

Ümit Şimşek Meali

40-41. Doğuların ve batıların Rabbine(6) yemin ederim ki, onların yerine daha hayırlılarını getirmeye Bizim elbette gücümüz yeter; hiç kimse de Bize engel olamaz.


Yaşar Nuri Öztürk

İş, onların sandığı gibi değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun ki, biz gerçeketen gücü yetenleriz;

Yusuf Ali (English)

Now I do call to witness the Lord of all points in the East and the West that We can certainly

M. Pickthall (English)

But nay! I swear by the Lord of the rising-places and the setting-places of the planets that We are Ablee


Sevgili Dolfen;
Kur'an'ın birçok yerinde ve kelime-i şahadette Allah'tan başka Tanrı olmadığı, eşi ve benzeri olmadığı, bir olduğu söylenirken bu ayette ve saffat-125'de sanki başka Tanrılar varmış gibi anlam çıkmaktadır.

Saffat/ 125. Yaratanların en iyisini bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız?

Allah'tan başka yaratanlar kimlerdir? diye sorulabilir...

Bunlar Muhammed'in hata ve gaflarıdır ya da ayetlerin yazılması, Kur'an'ın toplanması sırasında yapılan hatalardır.

Mealcilerin çevirilerine bakıldığında çok çeşitli yorumlar görünmektedir. Aslına sadık kalıp geçiştiren 3-4 mealcinin haricindekiler durumu kurtarma gayretkeşliği içine girmişlerdir.
Buna benzer ayetlere çok rastlanır ve sözde apaçık olan Kur'an ayetleri ne Araplar tarafından, ne Arapça'yı çok iyi bilen tefsirciler tarafından dahi tam açıklanamamıştır. Açıklanamama nedeni anlaşılmaz olduklarından değil hata olarak, uygunsuz olarak görülmesindendir. Muhammed'in ve ashabının gözünden, kulağından kaçan hatalar bugünün akıllı, uyanık insanlarınca çabuk farkedileceğinden bu duruma mahal vermemeyi mealciler vazife edinmiş ama yine de gözden kaçıramamışlardır.

Bu arada o dönemin insanlarının hakkını tamamen yemeyelim. Halife Osman döneminde, farkedilen hataların çokluğu nedeniyle Kur'an'da revizyona gidildiği ve Kur'an'ın eksiltildiği hadislerde anlatılır. Yiğidi öldür hakkını ver. Tabi Osman döneminin yiğitlerini.

Sevgili dolfen;

"......o birbiri ardına gelen doğrular; nerededir, o birbirini takip eden kurtuluş yolları; nerededir, o sırayla gelip giden seçkinler; nerededir, o ışık saçan güneşler; nerededir, o nur yayan aylar; nerededir, o parlak yıldızlar; nerededir, o din bayrakları ve ilim payeleri; nerededir......."
http://www.caferilik.com/dualar/nudbe.htm

Hepimiz biliriz ki güneş doğudan doğar ve batıdan batar.Ancak nüdbe duasındaki bu koyu olan güneşler ve aylar ifadesi,acaba bu konuda bilgisiz birilerinin çoğul konuşması mı ?
Yoksa,güneşler ve aylardan maksad acaba başka bir şeyler mi ?

[dolfen]

sevgili pisikokemoterapi bu sordukların gönül gözleriyle görülenler...
eee bizimki baglı...
yani ellere var bize yok o bahsettiklerin...

Sevgili dolfen
Evet bir gönül gözü bağlılık olgusu vardır ve bu doğrudur.
Ancak;Dünya yuvarlaktır denildiğinde "Hayır yuvarlak değildir" diyenlerin;"Gönül gözü bağlı" olgusunun yansımalarını karşıda araması durumunu "Başlar ayak,ayaklar baş olmuş" deyimi ile açıklamak mümkündür.
"Gözleri vardır görmezler,kulakları vardır işitmezler" sözü inanmıyorum diyenlere değil,bilakis inanıyorum diyenlere söylenmiş bir sözdür.

[spartacus]

Saffat/ 125. Yaratanların en iyisini bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız?

Bu Tevrat'dan aşırma. Yahuda krallığı Babil tutsaklığı döneminde Resmi Tanrı Bal'dir(Baal), gayrıresmi duruma düşen Tanrı ise El'dir(El-İlah'dır). Arapların Bal'in eşdeğeri olan, O'nunla aynı olan fakat Yahudalıların Tanrısı olan El İlah.

Hititlerde ise denki Taşup(Taru) dur. Bunların üçünün de sembolik temsillerinde Boğa öne çıkar.

Allah evveli bir kabile Tanrısıdır, o dönemde her kabilenin bir Tanrısı hatta her efendinin(Büyük adam, yüce adam, kral, efendi, kölelerin sahibi...) bireysel Tanrısı olduğu gibi..

"Batı Samileri diye adlandırılan bu halkın çok sayıda tanrısı vardı. Onların baş Tanrısı El, bir boğa ile simgelenmiş. Bu Sümer'in baştanrısı, Tanrıların babası Enlil'in karşılığı. El'den sonra gelen, fakat O'na çok yakın güçte olan Tanrı Baal. Bu fırtına ve yağmur tanrısı.(M.Ilmiye Çığ, İbrahim Peygamber,Kaynak yayınları 5. basım s:129)"
Kenan tanrısı El, zamanla İbranilerde Elolam(ebedi Tanrı), El Eliyon(en büyük Tanrı) El roi(görü Tanrısı), El Şadday(dağların Tanrısı) olmuş. (a.g.e, s:131)
El aynı zamanda Akadca İlu karşılığı. Kenan'da buna İl de deniyor.(a.g.e, s:13

Tevrat
"Yaratılış 33: 20 Orada bir sunak kurarak El-Elohe*-İsrail adını verdi." (Tevrat Yaratılış)
El-Elohe
El Elohe Israel: Israel'in Tanrısı" anlamına gelir. Yani Tanrı ile güreşenin Tanrısı

"RAB Musa`ya, “İsrailliler`e söyle, dönsünler” dedi, “Pi- Hahirot yakınlarında, Migdol ile deniz arasında, Baal-Sefon`un karşısında deniz kıyısında konaklasınlar.
Mısır'dan Çıkış 14:1-2"

" Böylece Baal-Peor`a bağlandılar. RAB bu yüzden onlara öfkelendi.
Çölde Sayım 25:3"

Burada demek ki MÖ 1200-1300 yıllarnda bölgede Hakim Tanrı Baal görülüyor.

" Bunun üzerine Musa İsrail yargıçlarına, “Her biriniz kendi adamlarınız arasında Baal-Peor`a bağlanmış olanları öldürün” dedi.
Çölde Sayım 25:5"

RAB`den başka bir ilaha kurban kesen ölüm cezasına çarptırılacaktır.
Tevrat Mısır'dan Çıkış 22:20
Burada gönderme yapılan İlah, Baal olmalı.

İlyas, “Baal`ın peygamberlerini yakalayın, hiçbirini kaçırmayın” diye onlara buyruk verdi. Peygamberler yakalandı, İlyas onları Kişon Vadisi`ne götürüp orada öldürdü. Kuraklığın Sonu
1. Krallar 18:40

İşte Saffat..
Saffat/ 125. Yaratanların en iyisini bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız?

Görüldüğü gibi burada Resmi ve egemen olan ile egemenlik altında olanların Tanrıları arasında bir savaş. Tutsak olanlar güçlenmekte, egemen olanlar ise zayıflamaktadır... Yahuda krallığı düze çıkıyor olsa gerek..

Mearic için;
"Başka ilahlara tapmayacaksınız. Çünkü ben kıskanç bir RAB, kıskanç bir Tanrı`yım.
Mısır'dan Çıkış 34:14"

[hiramusta]

Rabb=Efendi,otorite sahibi,hükümdar,kral,terbiye edici,öğretici gibi anlamlara geliyor.Yusuf Peygamber biliyorsunuz Mısır'da köleydi.Bu durumu anlatan ayetlerin birisinde Yusuf Peygamber sahibi hakkında o benim Rabbim (efendim) diye bahsediyor.

(Yûsuf'un) evinde kaldığı kadın, onun nefsinden murâd almak istedi ve kapıları kilitleyip: "Haydi gelsene!" dedi (Yûsuf): "Allah'a sığınırım dedi, efendim bana güzel baktı. zâlimler iflâh olmazlar!" Â*Yusuf 23

Ve ravedethülletı hüve fı beytiha an nefsihı ve ğallekatil ebvabe ve kalet heyte lek Â*kale meazellahi innehu rabbı ahsene mesvay innehu la yüflihuz zalimun Yusuf 23

Dolayısıyla doğu ve batıların Rabbleri ayetini doğu ve batıların efendileri/hükümdarları/kralları diye anlamanın kendi kanaatimce daha doğru olduğunu düşünüyorum.

[spartacus]

Dolayısıyla doğu ve batıların Rabbleri ayetini doğu ve batıların efendileri/hükümdarları/kralları diye anlamanın kendi kanaatimce daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Kesinlikle haklısın Hiramusta, ancak!! İster İlahi ister insani olsun, buradaki Efendilik tanrısaldır, kutsaldır...

Baal demekde efendi demek oluyor zaten. Kısaca ne kadar evirip çevirsenizde, İnsan Tanrıdan İnsan üstü tanrılara geçilmiş ve Efendiler kendilerini tekrar yüce ilan etmenin, egemen kılmanın yolunu Tanrı değil ama O'nun temsilcisiyim, elçisiyim diye ifade edebilmişlerdir. Bu gün hangi islami siteyi açarsanız açın, hatta şiirlere kadar Muhammed'den bahsedilirken EFENDİM diye bahsedilir, çünkü o bir EFENDİDİR, tek arzusu ortanın değil, doğu ile batının arasında değil, batının ve doğununda efendisi olabilmektir. Olay bundan ibarettir, ve EFENDİLER geniş insan topluluklarını kendilerine köle yapmış, kölelere karşı buyrukları kesin, Büyük Ağa durumundadırlar, işte bu yüzden Allah'da bir EFENDİ gibi konuşturulur, buyruklar savurur... Buyrukları O'nun sanan insanlar ise, Efendilerine(insan Rabberine) büyük bir bağlılıkla bağlanıp, hizmet ederler. Bunada biz KURTKAPANI diyoruz, kısaca din mekanizması..

Büyü, sihir, gizem, doğa ve gök olayları her daim vazgeçilemez silahlar olmuşlardır, Dini bir yeri ilahi bir gücü olan asalık, taht, taç, haç gibi şeyler bunların bir yansımasıdır.
Mısır'da Musa masalında dikkat edilirse, Musa'nın asası, Firavun büyücülerinin asasına karşı savaşmaktadır : )
Büyülerin bir çubukla ifade edilmesi, bu gün binbirgece masallarındaki sihirli çubuğun kökenide burasıdır, Tanrı asasını aldın mı eline, sürüye teoloji ile soslanmış kaval eşliğinde ho demek kalır geriye.

Benim gönlü geniş yüce efendim, beni kalbi temiz yüce efendim, efendim senin için döktüm gözyaşlarımı....... Bak masallar böylesi konulara, şiirlerede konu olurlar, şiirlerde en iyi imge, göze hitap eden çiçekler, gül vs ve birazda gözyaşıdır. Duygu sömürüsüdür, efendi har vurmuş harman savurmuş hayatını ve zenginliğini omuzlarına basa basa yükseldiği insanların omuzlarında bir ağaç mantarı gibi varetmiştir.

Şimdi kurtkapanından sonra yeni bir kavramımız daha oldu, dinler ağaçlarda yeşeren mantarlardır. : )

[merakli]

İLAH, RAB, İBADET,ve DİN;bu dört terim Kur’an terminolojisinde temel bir öneme sahiptir.Kur’an-ı Kerim’in öğretisini anlamak için bu dört terimin sahih ve mükemmel anlamını tam manasıyla kavramak zorunludur.Eğer herhangi bir kimse İlah ve Rab’bin manasının ne olduğunu İbadet’in ne anlama geldiğini ve Din’in neye isnad edildiğini bilmezse onun için Kur’an’ın tamamı anlaşılmaz bir hal alır.

bunun için özgün yayıncılıktan Kuran'in dört temel terimi adlı kitabı okumanızı tavsiye ederim.

[dolfen]

sevgili spartaküs ba'l' açıklamanı etkileyici buldum... gözlerden ırak bi husustu benim için ...
iyiki sayende ögrendim. saygılar...