Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dinlerden Özgürlük > Ateizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #111  
Alt 26-12-2023, 00:36
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Biraz un al, biraz su ve yoğurmaya başla, her yoğruşunda, hamur farklı biçimler alacaktır, sen dilersen bu biçimlere şu ya da bu ismi ver, sonuç olarak o biçimleri açığa çıkartan hamurun devinimidir. yani şekil ne olursa olsun, hamur yine de hamurdur... Başından beridir diyorum ki, burada yanılgı içinde olan ateistler değil ne yazık ki sensin.


Objeler veya parçacıklar arasındaki etkileşimler, hem fiziksel hem de maddi olmayan boyutları olan karmaşık süreçlerdir. Fizikte, zaman bir boyut olarak, maddi olmayan bir büyüklüğün (örneğin olaylar veya değişimler gibi) ve ölçü sisteminin maddi temel büyüklüklerinin (örneğin uzay, hareket veya enerji gibi) arasındaki bir ilişkiyi temsil eder. Bu zaman boyutu olmaksızın, olayların zaman içindeki gelişimini ölçmek, karşılaştırmak veya yorumlamak mümkün olmazdı.

Bu etkileşimler, belirli bir durum veya koşula dayanır ve genellikle fiziksel bir yer değişimi içermez; bunun yerine bir sistemdeki durum veya davranışın değişimi olarak kabul edilir. Bu tür etkileşimler, "durumsal hareket" olarak da bilinir. Örneğin, hamurun kabarması, kimyasal reaksiyonlar ve maddenin durumundaki değişiklikler sonucunda meydana gelir ve hamur fiziksel olarak bir yerden başka bir yere hareket etmeden değişir.

Fiziksel dünyada, durumsal süreçler farklı şekillerde ortaya çıkabilir; örneğin enerji durumlarının değişimi, parçacıklar veya maddenin etkileşimleri gibi, geleneksel anlamda hareketi içermeyen değişiklikleri içerebilirler.

Oysa konumsal ölçüm hareketi ve reaksiyonların durumsal hareketi, fizikte farklı türdeki hareketleri veya değişimleri ifade eder.

Konumsal ölçüm hareketi, bir nesnenin bir yerden başka bir yere hareketi veya değişimi olarak tanımlanır. Bu tür hareket, fiziksel olarak bir yerden diğerine geçişi içerir ve genellikle bir nesnenin konumunu veya bir referans noktasına göre konumunu ölçmek için kullanılır.

Reaksiyonların durumsal hareketi ise, bir sistemdeki durumların veya tepkilerin değişimine işaret eder ve bu tür değişimler, genellikle fiziksel bir hareket veya yer değişikliği ile ilişkilendirilmeyen durumlardır.

Bu iki tür hareket veya değişim arasındaki farkı ayırt edip yanılmamak önemlidir, çünkü bunlar fiziksel süreçlerin farklı yönlerini temsil ederler. Pozisyonel ölçüm hareketi bir nesnenin fiziksel hareketini tanımlarken, situatif reaksiyon hareketi daha çok bir sistemin durumunda veya davranışında meydana gelen değişikliklere işaret eder; bu tür değişimler, fiziksel bir hareketle doğrudan ilişkili olmayabilir.

Dolayisiyla zaman, izole edilmiş ve var olmayan bir şey olarak değil, dinamik ve gelişen bir boyut olarak görülmelidir cünkü fiziksel ölçülerin temel unsurlarıyla sıkı bir ilişki içindedir. Bu nedenle, dialektik adinada zaman ve mekân, kendine özgü birer varlık olarak değil, ayrılmaz bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #112  
Alt 26-12-2023, 01:50
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Objeler veya parçacıklar arasındaki etkileşimler, hem fiziksel hem de maddi olmayan boyutları olan karmaşık süreçlerdir. Fizikte, zaman bir boyut olarak, maddi olmayan bir büyüklüğün (örneğin olaylar veya değişimler gibi) ve ölçü sisteminin maddi temel büyüklüklerinin (örneğin uzay, hareket veya enerji gibi) arasındaki bir ilişkiyi temsil eder. Bu zaman boyutu olmaksızın, olayların zaman içindeki gelişimini ölçmek, karşılaştırmak veya yorumlamak mümkün olmazdı.
Maddi temele dayalı olmayan boyut olmaz, çünkü boyut demek, bir nesnesin, uzayın, şu ya da bu özelliğinin, faktörünün ölçülebilmesi için gereken minumum koordinat sayısına denir. Yani ölçebilmek, referans alabilmek için gereken minumum koordinat sayısına denir. Yani şu ya da bunu ölçmek istediğimizde, ölçebilmek için İHTİYAÇ duyduğumuz, referans noktalarıyla ilgilidir.

Örneğin; x,y,z koordinatı! Biz bu tür gayrı-resmi referansları ölçme işi için, belirli bir düzlemi esas-merkeze koyarak kullanırız.

Ölçme işi, ölçülene bağlı bir iştir. İster hareket, ister uzunluk, ister ağırlık, isterse değişimi ölçüyor olalım, bizim kullandığımız yöntemler, kavramlar, şey'in yerine geçemezler, ondan bağımsız olamaz, ondan bağımsız anlam taşımazlar.... İster hız, ister en-boy-yükseklik, ister ağırlık ölçüsü olsun, zaman kavramı da bunlar gibidir, amaç açısından ortak olsalar da(ölçme!), her biri ölçü esası olarak madde->nesneler ve maddi ilişkilerin farklı yönleri, özelliklerine dair oldukları için birbirinden farklıdırlar.
Örneğin biz hızın kendisini ölçmeyiz, şu ya da bu şey'in hareketini, görece stabil bir noktayı referans alarak, böylece kıyaslayarak hızını ölçeriz. Zamanı ölçmeyiz, şu ya da bu şeyin hareket-değişimini ölçeriz -böyece zaman belirlenir, aynen hız gibi!-. O ya da bu şey'in hareketi-değişimi, formu-yapısı değişirse, ona bağlı olan hız, zaman gibi ölçü değerlerimiz de değişir, böylece görecelidir. Yani şeylerin değişimi, ölçümlerimizin de değişimine yol açar. Örneğin 1 yılı, Dünya-Güneş ilişkisine bağlarız, örneğin en kısa zaman birimi olarak bir atomun titreşimini kullanırız, bir şeyleri esas alıp, ölçmemiz, saymamız gerekir... Örneğin buzlukta olan bir peynir ile açık arazide olan bir peynir aynı sürede bozulmaz, bunu zaman kavramımız belirlemez, maddi ilişkiler, maddi ortam belirler, haliyle buna bağlı kavramlarımızda elde edebileceğimiz ölçümler değişkenlik arzeder...

Kavramları çarpıtma, AYNI TANIMLARI 100 KERE TEKRAR ETTİRME. Yazıları okumadan cevaplama...
dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Dolayisiyla zaman, izole edilmiş ve var olmayan bir şey olarak değil, dinamik ve gelişen bir boyut olarak görülmelidir cünkü fiziksel ölçülerin temel unsurlarıyla sıkı bir ilişki içindedir. Bu nedenle, dialektik adinada zaman ve mekân, kendine özgü birer varlık olarak değil, ayrılmaz bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Şu ya da bu kavramın, bir bütün halinde ele alınmasının altında yatan gerçek, madde ve maddi ilişkilere dayalı bütünlükle ilgilidir. Zaman gelişen, değişen bir şey değil(ŞEY DEĞİL! OBJE-NESNE DEĞİL, değişen nesnelerdir, maddi ortamdır vb.), dinamik, değişen şeylerin, şu ya da bu kritere göre ölçüsüdür. Önce şeylerin dinanizmi gelir. 50 kere söyledik, madde, varlık ve buradan da nesneler ortada ve deviniyor, dolayısıyla devinime dayalı kavramlarımızda dinamiktir, değişkendir, görecelidir.

Madem öyle, -ki yanlış vasıfları, yanlış muhataplara yüklesen de-, ne demeye gerinizden zamanı varlıktan yalıtıp, ayrı, bağımsız bir obje gibi sunup, ardından da o zaman içinde!(saçmalık ama neyse) varlığı hayali bir biçimde, hayali bir üfürüğe tersin geri yarattırıyorsun? Bu kadar tutarsızlık, akıl-mantık kadar zeka dışı da...

Konu bu değil, süreğen çarpıtıyorsun;
Zaman'ı kerameti kendinde menkul ve her bir şeyden bağımsız bir varlık gibi ele alıp(oysa zaman bir ölçü birimidir, o halde ölçülen nedir? İşte asli unsur o'dur), sonra varlığı, zaman içinde, hayali bir varlığa yarattırmandır. Sen önce bu saçmalığına bir son ver, sonra ister kafanıza girer, ister girmez, ancak tüm ilgili kavramların nasıl soyutlandıkları, bağlı ve bağımlılıkları hakkında zaten yeterince açıklamada bulundum.

ÖNCE BOYUT NEDİR İYİ KAVRA, ÖĞREN, SONRA ZIRVALARSINIZ...

Boyut = uzay demek değildir;
Bu 2 kez aktarmam ve ifade etmem olacak, YAZILARI OKUMADAN CEVAPLAMA...
Örneğin 3 boyut, x,y,z koordinatı...

NE ANLIYORSUN?
spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
BOYUT NEDİR?

https://tr.wikipedia.org/wiki/Boyut

"Fizik ve matematikte bir uzayın ya da nesnenin boyutu, gayriresmî olarak bu uzay ve nesne üzerindeki herhangi bir noktayı belirlemek için gereken minimum koordinat sayısı olarak tanımlanır."

Basit dilde tanımı;
"Bir cismin herhangi bir yöndeki uzanımı, bir cismin en, boy ya da yüksekliğinden her biri."

Oysa daha ilk/her cevabımda izah ettim, ölçme işinin temelinde yatanın madde ve maddi ilişkiler olduğunu dile getirdim.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #113  
Alt 26-12-2023, 18:19
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Maddi temele dayalı olmayan boyut olmaz, çünkü boyut demek, bir nesnesin, uzayın, şu ya da bu özelliğinin, faktörünün ölçülebilmesi için gereken minumum koordinat sayısına denir.
Einstein, klasik fizikteki boyut tanımıyla zaman ve mekanın bükülmesini açıklayamazdı; fakat adam içinde bulunduğumuz gercekligi açıkladı ve bunun ispatlandığını gördük. Aksinin ispatı yoksa "Maddi temele dayalı olmayan boyut olmaz" demekle olmuyor bu yeterli değil. Maddenin koordinatlarla tanımlanması gerektiği görüşün, Einsteina sıkıntı yaşatamaz.

Haklı olması klasik fizik kurallarını geçersiz kılmıyor zaten, sadece zaman anlayışını düzelterek sınırlıyor. Maddi boyutlar sorgulamaz; sorgulayan, matematiksel modeller oluşturan,ölçüm yapabilen ve bunu kanıtlayabilendir ve bir şey ispatlandıysa, artık kanıtlanmış inanç olmaktan çıkmış demektir; olay bu kadar basittir.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #114  
Alt 26-12-2023, 20:28
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.069
Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ezeli oluş ve baştan başlangıcın olmayışı görüşü, diyalektik felsefenin temel prensiplerine aykırıdır; çünkü diyalektik, zamanın doğası ve içeriğine referansla, şeylerin değişim ve gelişiminin bir akış içinde olduğunu belirtir.

Spartacus gibi, ne yazık ki, siz de sürekliliğin sonsuz olduğunu varsayıyorsunuz. Buna inanmakta elbette özgürsünüz, ancak inancınız, diyalektik olarakta var olması gereken soyut sonsuzluğun gerçekliğini değiştiremez.
Diyalektik felsefenin temel prensipleri? Bu nedir? Ne alakası var? Nereden çıktı?

Siz benim sürekliliğin sonsuzluğunu varsaydığımı nereden çıkardınız? Neye dayanarak?

Bir şeye inandığım?
Bunu kim söylüyor? Ne alakası var?
Ne inancı!
Soyut!! Somut!! Bunlar ne? Ne alakası var?

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #115  
Alt 26-12-2023, 20:39
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.069
Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ezeli oluş ve baştan başlangıcın olmayışı görüşü, diyalektik felsefenin temel prensiplerine aykırıdır; çünkü diyalektik, zamanın doğası ve içeriğine referansla, şeylerin değişim ve gelişiminin bir akış içinde olduğunu belirtir.

Spartacus gibi, ne yazık ki, siz de sürekliliğin sonsuz olduğunu varsayıyorsunuz. Buna inanmakta elbette özgürsünüz, ancak inancınız, diyalektik olarakta var olması gereken soyut sonsuzluğun gerçekliğini değiştiremez.

"Zamansız ve ebedi olanın başlangıcı ya da sonu olmadığı ve dolayısıyla hep var olduğu için olmaya ihtiyaç duymadığı argümanı"
diye bir şey olduğunu bunun anlaşılmadığını söylediniz. Biz de size şunu sorduk: bunu anlıyorsanız tanrıyla işimiz ne?

"Zamansız ve ebedi olanın başlangıcı ya da sonu olmadığı ve dolayısıyla hep var olduğu için olmaya ihtiyaç duymadığı" diyen sen şimdi ne oldu?

Geçmiş yanıtlarımı okumamış görünüyorsun. Ezbere, hayali kimlikleri birbirine karıştırarak (elmayı armut, a'yı b sanarak) yanıt veriyorsun.

"Zamansız ve ebedi olanın başlangıcı ya da sonu olmadığı ve dolayısıyla hep var olduğu için olmaya ihtiyaç duymadığı"

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #116  
Alt 26-12-2023, 20:44
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.069
Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ezeli oluş ve baştan başlangıcın olmayışı .
[I]

Biz tanrıdan bahsedenlere, tanrı konusunda kafası karışık olanlara, şunu söyleriz.

"Zamansız ve ebedi olanın başlangıcı ya da sonu olmadığı ve dolayısıyla hep var olduğu için olmaya ihtiyaç duymadığı" nı bir kez olsun anlamayı deneyin. Bu tanrı konusundaki tüm kafa karışıklığını çözecek.

Bunu hatırlatmış olalım.

Profilimde 2.865 mesaj var ve e naz 100 tanesinde şu yazıyor olmalı.
Varoluş/varolma/varlık kökensizidir, nedensizdir, ezelidir -baştan başlangıcı yoktur- başlangıçzsızdır- -hep varolduğu için (yok olmadığı için) varolmamıştır, (oluşmamış olarak varolmadığı için) oluşmamıştır.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #117  
Alt 26-12-2023, 21:21
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.069
Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ezeli oluş ve baştan başlangıcın olmayışı .
Bilmiyorsan sana şunu hatırlatmak istiyoruz.

Benim bütün forum kimliğim şununla doludur.

27.01.2022
"ictenlik"´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ontolojiden ne anladığımı defalarca kez yazdım.

Yoktan varolamayız o halde varolmadık. Varolmadıysak bir başlama yok.
Başlama yoksa oluşma yok, hep vardık.
Benim için ontoloji burada bitmiştir. Başka bir ontolojik açıklamaya bilgi ve bilime de gerek olmayacak.

https://turandursun.com/forumlar/sho...44&postcount=3

28.01.2022
"ictenlik"´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ontolojik fikir birliği yok.
Bilim ya da felsefe ile uğraşan insanlarla görüştük. Biri diyor ki maddeden çoğaldık geliştik. (ya da o ezeli) Diğeri uzay zaman sonsuz ama başlangıçta bir töz vardı kuantum dalgalanma vs oldu.
Burada bir ontolojik berakklık yok. Orada teori ve varsayımlarla (hipotezlerle) dolu

Yani evrimi yapılandıran algıya göre başlangıçta bir ilk tekillik var. Bir madde, hiçlik, bilinmeyen durum var.
Bize göre bu olanaksız. Zaman sonzsuzdur. Geçmişte sonsuz.
Yukarıdaki kum saati örneği gibi..

Bakın
Şunda uzlaşıksak; "yoktan var ve vardan yokolamayız"
Yoktan varolmadık, varolan şeyler vardı

Bu durumda geçmişte bir kuantum çatlama patlama ilk hareket aramaya gerek yoktur

İlk hareket kavramı üzerine düşünün/durun derim

İlk hareket olmayan bir evren varlık modelleyin ve ilk hareket olmayan bir evrim modelleyin

Tüm herşeyi bir madde, töz, hiçlik vb durumuna indirgemek zorunda değilsiniz

Başlangıçta töz vardı başlangıçta madde vardı demekle başlangıçta herşey vardı ve başlangıçta oluşuk bir evren demek aynı şey;

İnsanın kökeni varoluşun tamamı tümü ve tüm materyalidir ve herşiyiyle içiçe ve tümüdür
Benim için köken incelemesi bitti. Başka bir yapılanmaya ihtiyacım yok


Yoktan varolmadık, o halde bir ilk yoktur o halde köken yoktur, o halde nedensellikte yoktur

Varolşun nedeni ve kökeni olamaz.

Yoktan varolamdıysak bir şeyler ezeli olarak vardır
Ezeli olarak varolan şey sonradan hareket edemez, ilk hareket içeremez

Ezeliyet geçmişle zamanla ölçülemez varoluş sonsuzdur.
Geçmişte sonsuzdur gelecekte sonsuzdur

Ezeliyeti geçmişe işaretleyemezsiniz

Ezeli yoktan varolmayan madde, töz, hiçlik vardı desen bile onu geçmişe işaretleyemzsin
Ezeliyet şimdi ile aynı...
Ezeliyet geçmişte değil

Ontoloji üzerine durun. Size yardımı olacaktır. Olanı biteni daha iyi kavrarsınız.

https://turandursun.com/forumlar/sho...3&postcount=10
29.05.2021

"ictenlik"´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir ya da çok şeyler baştan beri varolabiliyorsa, tüm şeyler (tüm herşey/ler) baştan beri varolabilir .

Bir şeyler hep varolmalıysa (hep vardıysa) nasıl bir başlangıçtan sözedeceksin? (yaratım ve oluşma farketmez)

Bir şey/bir şeyler her zaman varsa bir başlangıç yoktur.

Bir şey/bir şeyler ya da çok-şey ya da tüm-herşey her zaman varsa bir başlangıç yoktur.

Bir şeyler her zaman varolmalıdır o halde bu bir şeylerin varolması başlangıçtan öncedir ve o halde başlangıçtan önce bir şeyler vardır
Başlangıçtan önce bir şeyler varsa başlangıç çelişik

Başlangıçtan önce bir şeyler varsa başlangıç, sabit değil, başlangıç değildir

Bir başlangıç yoksa hiç bir şey oluşmamıştır.
Varolmamıştır çünkü yok değildi.


Yoktan vara gelmemiş çünkü önce yokta değildi ve herleşmemiş hiçten here gelmemiş çünkü önce hiçte değildi

Varlaşmamış çünkü yoklaşık değil herleşmemiş çünkü hiçleşik değil. Ollaşmadı çünkü olmayışta ve olmayışık değildi.

Olmadı çünkü olmamış ya olma bekler değildi
https://turandursun.com/forumlar/sho...38&postcount=1
28.09.2019 ve ben bu yazı da "Teizmin Yanılsaması" (tanrının olmadığı) insanlara ezeliyet ve başlangıcı olmaksızın hep varolmayı kavrama yoluyla gösterilebilir ve başka açıklamaya gerek yok diyorum.
Yine tekrar ediyorum ki; biz bu sizin argüman dediğinizi nasıl olupta tanrı olmayacağını açıklamak ve göstermek için kullanırız.


"ictenlik"´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
PARMENİDES'İN "ON NATURA" SI ÜZERİNE


İnternette "Teoloji ve Yanlışlama" adında bir yazı ve makale olduğunu söyleyen bir metin görmem üzerine...

Parmenides'in "On Natura" sı yerinde duruyor hala.

Varlık yaratılamaz ve yok edilemez.
Önce de ona (geçmişle başlayan) nasıl bir doğuş (ve başlangıç) bulacaksın. (Bu varlığı -kendi yokluğuyla/olmamasıyla) kesintiye uğratmak (bölmek) olur.) O halde baştan başa (baştan sona) ya hep var ya hep yok olmalıdır. Vardır o halde diğeri tartışılamaz.
Varlık ezeli ve ebedidir. Bir doğum ya da oluşla gelişmemiş, başlangıçla başlamamıştır.


insanlar bir gün nasıl olupta Tanrının peşinden gittiklerine ya da bunları anlayamadıklarına hayret edecekler...

Teolojinin yanlışlaması için o satırlar ("On Natura" şiiri) yeterli ve çağlar boyu yanlışlama gücü olacak...

Devim öncesizdir, başlamamıştır.
Devim sonsuzdur aynı zamanda başsız/ilksiz.
Oluşma başlamamıştır

Ontolojiye temas eden herkes, zamansızlığa temas eden herkes, ezeliyeti soyutlayabilen kavrayabilen herkes zamanla görecek ki aynı şeyleri tekrar ediyor olacak. On Natura, bugün kaybolsa bile aynı temas aynılarını yazdıracak..
Ve ne kadar bilim yapılırsa yapılsın On Natura yerinde duracak hala...

https://turandursun.com/forumlar/sho...72&postcount=3
.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #118  
Alt 26-12-2023, 21:50
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.069
Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sürekliliğin sonsuz olduğunu
2.865+ mesajımda buyrun bulun çıkarın. "ictenlik" mahlasını kullandığım 2+ forum dahil binlerce mesajım var buyrun.

Bekliyorum.

Başlangıçsızlığın (baştan başlangıcı ve sondan bitişi olmamanın) sonsuzluk olduğunu söylüyorum.

Şubat 2022 dolayları ve bu sitede bunları görüşüyoruz
Biri çıkmış bana bir şeylere "inandığımı" söylemiş. Ne kadar tanıdık değil mi?

Bunlar benim geçmiş mesajlarım.

ictenlik";653071][SIZE=&quot´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Benim inandığımı varsayıyorsun bense çözümlediğimi bunun üzerine durup düşündüğümü (defalarca test ettiğimi) söyleyeceğim

Her şey hep vardı diyorum
Evet

Herşeyin hep olmaması çelişiktir
Varoluşun öteden beri gerçeklikten, hareketten ve zamandan yoksun olması çelişiktir.

https://turandursun.com/forumlar/sho...1&postcount=29[/SIZE]
ictenlik";653050]
[SIZE="2
Diyor ki
Bana/bize göre;
Varlık başlayamaz, yoktan gelip doğamaz (tekilden çoğalamaz) o halde öncesiz ve doğmamış ve sonsuz (başlangıçsız) olarak vardır.

https://turandursun.com/forumlar/sho...0&postcount=27[/SIZE]
ictenlik";653109][SIZE=&quot´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Varlık sonsuzdur diyorum
İlk hareket çelişiktir

Geçmişin bir başlangıç ya da ölçme noktası olamayacağını -hareketin sonsuzluğunu ve ilksizliğini- tekrar vurgulamaya çabalarım

İşin aslı geçmiş geçmişte olamaz. Yani geçmiş hem önce değildir hem de önce de değildir. Zaman tamamen görecelidir.

Cümlenin doğrusu şudur.

Varlık yoktan var ve vardan yok olamaz o halde ezeli -geçmişsiz olmalıdıır (yani varolmamıştır çünkü yok değildi)
Gerçeklikte doğamaz beliremez o halde ezeli -geçmişsiz- olmalıdır

Bu tam bir sonsuzluktur
Açık bir sonsuzluk,

Oluşma temellenemez çünkü köken yoktur.

https://turandursun.com/forumlar/sho...9&postcount=34[/SIZE]

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #119  
Alt 26-12-2023, 22:06
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Einstein, klasik fizikteki boyut tanımıyla zaman ve mekanın bükülmesini açıklayamazdı; fakat adam içinde bulunduğumuz gercekligi açıkladı ve bunun ispatlandığını gördük. Aksinin ispatı yoksa "Maddi temele dayalı olmayan boyut olmaz" demekle olmuyor bu yeterli değil. Maddenin koordinatlarla tanımlanması gerektiği görüşün, Einsteina sıkıntı yaşatamaz.

Haklı olması klasik fizik kurallarını geçersiz kılmıyor zaten, sadece zaman anlayışını düzelterek sınırlıyor. Maddi boyutlar sorgulamaz; sorgulayan, matematiksel modeller oluşturan,ölçüm yapabilen ve bunu kanıtlayabilendir ve bir şey ispatlandıysa, artık kanıtlanmış inanç olmaktan çıkmış demektir; olay bu kadar basittir.
Nasıl yeterli değil, bir tane maddi temeli olmayan boyut örneği verir misin? Acare dingil, ilgili kavramın tanımı açık ve net 2 kez izah ettim sana! Bir cismin en, boy, yüksekliğinin her birine boyut denir. X,y,z, bu koordinatlarında bir açısı, uzamı olduğuna göre, hasılı UZAY için de anlam kazanırlar... Boyut dediğim bu yahu, kıçından çarpıtmaktan vageç. Sen BOYUT NEDİR BUNU BİLMİYORDUN, ŞİMDİ PİŞKİNLİK YAPIYORSUN. DALGA GEÇİYORSUN(aklınla!)

Okumadan cevap verme. Anlamadan, kavramadan cümle kurma. Önce anlamaya, kavramaya çalış. Her bir konuyu hem çarpıtıyor, hem yanlış anlıyorsun

Örneğin Dünya üzerinde ağırlık ölçülen bir cismin, AY KOŞULLARINDA ağırlığı değişir, doğru mu? Sen o şey'in varlığını, ölçtüğün AĞIRLIĞA bağlı olarak çarpıtmaya çalışıyorsun, OYSA GERÇEK;;;; AĞIRLIK BİRİMİN, cisime, maddi ortam ve ilişkilere bağlıdır(bunu ret ediyorsan safsataya bulaşmadan açıkla).

Sana boyut örneği vermiştim, KAVAĞIN BOYU örneğini hatırladın mı? Boyutu belirleyen (Y koordinatı) değildir, bu koordinatın ölçüsünü belirleyen kavağın uzunluğu(yüksekliğidir). Kim, kime bağlı? Bu sorunu çözersen kavrrsın diyeceğim de, sen zaten bilerek sahtekarlığa yöneliyorsun. Saçmalamaktan zevk mi alıyorsun?

Zaman ölçüsü olarak aldığınız herhangi bir referansda değişimler oluşursa, ona BAĞLI ZAMAN ÖLÇÜSÜ DE DEĞİŞİR. Örneğin ışıki kütle çekiminden etkilenir, demek ki kütle çekimi, şu ya da bu ölçü birim, kavram, kıyasımızı da etkiler. Örneğin ışık çeşitli ortamlardan geçerken sadece bükülmez, soğrulur da, haliyle hızında yavaşlamalar meydana gelir, eğer siz bir ışık kaynağının ne kadar(!) süre önce yola çıktığı üzerine çalışma yürütüyorsanız, sonuç zamanda gecikme olarak açığa çıkar. Yani ışığın hızını sabit kabul ederseniz, 24 saatte size geliyorsa, gerçekte ise ışık maddi ilişkilerden etkilendiği için daha geç(örn:23:30 saat) ulaşacaktır, hasılı siz bunu zamanda gecikme, zaman ölçüsünde değişim diye yorumlayabilirsiniz ve bu yorumunuz afaki değil fiziki temellere dayanır. Gecikme söylemi bir vargıdır, zamanda gecikme söylemi de bir vargıdır, yorumdur, ama GERÇEKTE YAŞANAN İSE IŞIĞIN HIZ KAYBIDIR, ama bu söylemi, slat söylemle formüle edemeyiz, o sebeple hız+zaman gibi ölçü-kıyas birmlerini, kavramlarını kullanırız, avare-dingil. Nasıl ki bir cismin ağırlığı Dünya ve Ay'da değişiyorsa, ölçümlerimiz de maddi ortam, maddi zemin, maddi ilişkilere göre değişir, ki zaten bu ölçümlerimiz, ölçü, kıyas kavramlarımız, madde, maddi ilişkilere bağlı soyutlanır, haliyle mutlak ve sabit olamazlar. Madde ve maddi ortam, değişim yoksa zaman da yoktur, zaman da diğer benzer ölçü birimlerimiz, kavramlarımız gibi fiziki bir zemine, madde, maddi ilişkiler, maddi şeyler'e(form-yapı, cisim, nesne) dayanır(!), yani DAYANDIĞI bir temel vardır, o temel olmadan, bu kavram anlam taşımaz, bunu biliyor musun? Bilgi birikimin, felsefi, mantık temelin yetersiz, hiç bir cümleyi, MAHİYETİYLE kavrayamıyorsun, çünkü DÜRÜST DEĞİLSİN, zararın da kendine...

Sana bir soru;
Senin masal tanrın, uzayı-maddeyi ne zaman yarattı? Bu eylemden önce ne kadar zaman-süre bekledi? Üfürük tanrın, 2023 yılına gelebilir mi?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #120  
Alt 26-12-2023, 22:29
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.069
Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ezeli oluş ve baştan başlangıcın olmayışı görüşü,

siz de sürekliliğin sonsuz olduğunu varsayıyorsunuz.
15 Ocak 2021 tarihli bir mesajım

Lütfen bunu okur musun? Okumadan yanıt sunulmamasını rica edeceğim.

Teistsen Sana Son Sözüm! Nokta ... başlıklı Yazımın bir kopyası

"ictenlik"´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
S-avunma!

Tanrısızlığın Açık Anlaşılır Açıklanması ya da Tanrısızlığın Oluşmasızlıkla Beraber Mantıklı Sunumu

(Ontolojik Köken/Neden Belirtmesi Karmaşası üzerine) dediğimiz şu;

Açıklama:

Buraya : - Tanrı (yoktu) varoldu ve sonra herşeyi yarattı yazsam

Koro çıkıp: - Hayır Tanrı varolamaz der. O hep vardı. O zamansız.

Buraya çıkıp: - hiçbir şey yoktu. bir kuantum dalgalanma oldu. Tanrı oluştu ve herşeyi varetti yazsam.
Koro cevabını bilir.

Buraya çıkıp: - Hiçlik vardı içinde Tanrı belirdi ve somutlaştı. Sonra o herşeyi düzenledi yazsam.
Yine.

Buraya : - Bir Büyük Patlama oldu ve o Tanrıyı oluşturdu, sonra Tanrı yarattı yazsam yine..

Bunu dilim de tüy bitti ama yazıyorum...

O halde ;

Tanrı mı komplekstir (karmaşıktır), Varlık ve Varoluş mu?

A-B ; Evet Hayır ..Cevap

Cevabına bak.. Yukarıda yazdıklarımı düşün ve gözden geçir....

Şimdi diyor ki: - Bu kadar karmaşık/kompleks şey nasıl varolabilir?
Bu kendi kendine oluşamaz.!

El cevap: - Varolmadı zaten onu anlatıyoruz..

Hala diyor ki:
- Kendi kendine nasıl var olur?
Tanrı kendi kendine nasıl varolur? Desem.

Koro: - O kendi kendine varolmadı.. Hep vardı.

Tanrı kendi kendine varoldu diyor musun? Tanrı kendi kendine de varolmadı dersin. Bu da aynı diyorum... Varlıkta kendi kendine varolmadı...

Aynı düşünce ilkesini ve süreçlerini ona (Tanrıya gelince) uygulamıyorsun.!
Sorun bu! Sorunun.....

El Cevap: - Bu da (Varlıkta) kendi kendine varolmadı. Hep vardı. Tıpkı Temel fıkrası gibi. O da (Varlıkta) Tanrıyla tamamen aynı sistem. Varoluşsuz varoluş. Varolmamış varoluş... Hiç bir şeyin varetmediği (kendi kendine bile varolmamış) varoluş/varolma .. Ezeli varolan herşey...

Hala Gizli Koro: - O nasıl olur? Yok öyle olmaz diyor .
Tanrıya gelince oluyor ama.... Oldurdun... İyi bak!

Bu kadar kompleks ve karmaşık varlığı yaratacak varlık ondan/aşkın kompleks olmalıysa o önden nasıl varolabilir?

Bunu sorsam o varolmadı. Dersin...
İyi cevabın o işte. Senin de cevabın bu.... Denk bir cevap. Ne kesik ne fazla..

Tanrı açıklama oluyor da (onun nasıl varolduğu açıklanmadan) (aynı sistemle) Varlıkın kendi nasıl varolduğu açıklanmadan niye cevap olmuyor. Niye ben açıklamakla yükümlüyüm.
Şimdi seninle aynı şeyleri söylüyorum...

Bir kere varlıktan kompleks varlığın varlığını kabul ediyorsun (Tanrı)
Varlıktan kompleks varlığın kendi kendine (kendi içinde bile bile oluşmadan/gelişmeden oluşunu ()var ve hazır/nazır bulunuşunu) kabul ediyorsun.
Tüm varlık var (vardı) ve hazır ve nazır olarak var (vardı). Her zaman vardı. Ezeli vardı. o oluşmadı, O gelişmedi. O doğmadı. O başlamadı. Buradaki O'lar Varlık.

Benim dediklerime gelince seni anlamıyoruz.

Varlık varolmadı.. Daha ötesi yok.
Ne hiç var, ne kuantum dalga var, ne başlangıç var, ne büyük patlama var, ne ilk hareket var, ne evrim var, ne de yok ve yokluk var. Ezeli.Varlık...

Bilim de doğru değil!
Evrim de doğru değil!
Din de!
Hepsi yanlış.
Yalnız felsefenin iyisi ve doğrusu doğru. non-dualism...

Bunu desem bu nasıl olur?
Tanrıya gelince olduruyordun ya. Olduruyorsun ya.
Bunu da oldur bak oluyor mu? Tıpkı işine geleni oldurduğun gibi. Korku ve vaade gelince olduruyorsun ya! Oldurdun ya!

Kompleks Tanrı (ezeli) varolabiliyorsa (zamansız) kompleks varlık etkisizce kendinden hep (zamansız-ezeli) varolabilir.
Başka bir şey demiyoruz.

İşine gelince anlıyorsun
İşine gelince işine geleni anladığını ben biliyorum .

Hayır. yaratma, hareket olmaksızın var.. Doğmaksızın ve gelişmeksizin var. Başlamakszın var.
Tıpkı ötekine yani Tanrıya yani işine gelince öne sürdüğün ve anladığın gibi tüm bu şeyler var. Ezeliyet..

Tıpkı tanrıya atfedilen gibi herşey her zaman kurulu kompleks olarak bu Varlık var olabilir.

Tanrıya gelince anlıyorsun ama.
Bu Nasreddin Hoca hikayesi gibi.
Tanrıyı tartışsam herkes anlıyor. Yukarı da yazdığım cümleye yüzde 30 kesin aynı cevabı verir.
O varolmadı. Tanrıyı anlıyorsun....

Biz de aynı şeyi söylüyoruz.
Bu varlık varolmadı..
Demek ki anlaşılabiliyor...

Yukarıya iyi bak!
İşine gelmiyor!

Yazılan söylenen anlaşılmaz değil.
Sorun o değil demek ki!

Demek ki neymiş.
Senin işine gelmiyor!
Tanrıya inanan onun nasıl varolduğunu anlayan herkesin anlayabileceği dilde yazılmış..ve yazdım. Bak şimdi bunu da anla..

Tanrıya gelince o nedensiz diyebiliyorsun. Onu algılıyorsun...
Bu varlık nedensiz
Tanrıya gelince o kökensiz diyebiliyorsun
Tanrıya gelince o Tanrısız diyebiliyorsun
Bu ve herşey tıpkı tanrının tanrısız oluşu tanrısız ve tanrının varoluşu gibi oldu ve var.
Başka açıklama yok.
Tanrıya uyguladığın mantığı buna uygula. Anlarsın
İşine geldiğinde anlayacaksın!

Varlık ezeli...
Nokta...

https://turandursun.com/forumlar/sho...1&postcount=4-

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:47 .