Upuaut şok geçiriyor!
Arkadaşlar, öncelikle konuya geçmeden önce aşağıda yer alan haberi 8 Haziran 2012/Cuma, 9:30'da öğrendim, yani bu haberin siteye konulmasıyla birlikte benim bu haberim okumam bir oldu dersem, yalan olmaz. Çünkü Cuma günü karneleri dağıtmak üzere erken kalkmıştım. Ama ben bu haberi okur okumaz kafamda bir şimşek çaktı ve Musevilik, Hrıstiyanlık ve Müslümanlığın bir efsane ve masaldan ibaret olduğunu anladım. Öyle ya, Yahudiler Mescid-i Aksa'nın altını 45 yıldır kazıyor ama hiçbir iz bulamıyor. Bu sonuç ise, bize Tek Tanrılı dinlerin, dolayısıyla kitaplarının bir efsaneden, bir masaldan ibaret olduğunu göstermez de, neyi gösterir?
Örneğin,
Hz. Muhammed Regaib Kandili gecesi buradan bir Burak atına binerek göğe yükselmiş ve inanılmaz bir yolculuk yapmıştı. Camilerimizde bu masalı anlatıp dururlar, peki nerde bu olaya ilişkin bir kanıt? Mescid-i Aksa'da bu olayın olduğuna dair bir iz var mı? Yok. O zaman kusursa bakma kardeş, senin bu anlattığın şey bir masaldan ibarettir. Çocukken bu masalı dinlemek güzel bir şeydi, çünkü nasılsa herhangi bir sorgulama yoktu. Ama aklımız başımıza ermeye başlayınca, bu olayın bir masal olduğu, gerçekle hiçbir ilgisi olmadığı (ki buna ilişkin Mescid-i Aksa'da hiçbir kanıt yoktur) kabak gibi ortaya çıkıyor.
Hayır, benim problemim bu olayın bir masal olduğunu kanıtlamak değil, Yahudiler Mescid-i Aksa'nın altını 45 yıldır kazıyorlar ama
Kral Davut'un Kalkanı gibi hiçbir ize ulaşamıyorlar. İsrailliler bunu kendi tarihlerinde büyük bir yer edinen
Kral Davud için bir arkeolojik kazı olarak değerlendiriyorlar. Tabii ki İsrailliler'in bu arkeolojik çalışmasına saygı duymamız gerekir. Onlar ne de olsa, kendi tarihlerini araştırıyorlar. Aslında Kuran da öyle değil mi? Fakat Araplar bu kazı çalışmasını Yahudiler'in Mescid-i Aksa'yı yıkmaya çalışmak olarak değerlendiriyorlar. Oysa aynı şeyin, hem de hiçbir sorgulamada yapılmadan, İsra-17 ayetinde Müslümanlar tarafından yapılmak istendiğine şahit oluruz.
Çok tartışmaya neden olacak bu ayet özetle şöyledir:
İsra-7 (17:7) (Diyanet İşleri): İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e yani Mescid-i Aksa'ya) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)
Demek ki bu ayete göre ikinci bozgun zamanı gelince, Yahudiler'in üzerine müslüman düşmanlar gönderilecekmiş ve bunlar o gün Mescid-i Aksa'ya girecekmiş ve orada ne var ne yok herşeyi yerle bir edeceklermiş. Buna Mescid-i Aksa'nın kendisi de dahil.
İyi de kardeşim, o zaman Mescid-i Aksa kimin elinde idi, Romalılar'ın değil mi?
Off be, neresinden bakarsanız bakın, Kutsal Kitaplar'da anlatılanlar bir efsaneden, bir masaldan ibarettir. Arap Müslümanlar meydanı boş bulmuşlar; sallayabildikleri kadar atmışlar. Oysa yerinde araştırma yapıldığında, gerçekler tam tersini söylüyor.
Özetle, arkadaşlar, ben bu kafayla bir de gereksiz yere evdekilerle tartıştım; Kuran'ın masallardan ibaret olduğuna dair. Tabii ki onları aşağıdaki gelişmeden haberdar ettim. Aşağıdaki haberi okuduğunuzda bana hak vereceksiniz. Ama bu haberi bu siteye 2 gündür koyamamın bana verdiği işkence anlatılır gibi değil. Çünkü 2 gündür bu siteye ulaşamadım. Umarım, bir moderatör arkadaşımız bu konuda bizi bilgilendirir.
İsrail, Davud'un Kalkanı'nı arıyor!
Yahudilerin, Mescid-i Aksa altında Hazreti Süleyman mabedini aramak için yaptıkları kazılarda açılan tünellerin bir buçuk kilometreye ulaştığı belirtildi. El-Aksa’nın yıkılma riskiyle karşı karşıya olduğu hatta her an yıkılabileceği ifade edildi.
İsrailiyat literatüründe “Davud’un Kalkanı” bugünkü İsrail’in kullandığı bayraktaki altı köşeli yıldız demektir. İşin derunundaki gerçek ise farklıdır.
Hz. Davud (as)’ın kendi yaptığı kılıç gibi bir de kalkanı vardı. Tıpkı kılıcın üzerindeki bilgisayar kodları gibi “Davud’un Kalkanı”nda da savunmaya ait kodlar bulunmaktadır. İsraillilerin Mescid-i Aksa’nın altını harıl harıl kazarak Süleyman Tapınağı’nı çıkarma gayretlerinin altında bu amaç yatmaktadır; bu kalkanı aramaktadırlar. Davud’un kılıcının ve bu kılıcın sırlarının Mehdi (as)’a geçmesi halinde “Davud’un Kalkanı” ona karşı savunma silahı olacaktır. Fakat bu mümkün değildir. Çünkü kalkan da, İstanbul’a yakın bir yerde muhafaza edilmektedir.
Konuyla ilgili AA'nın verdiği haber şöyledir. İlgili ayetler Upuaut tarafından, daha doğrusu Upuaut'ın dikkati sayesinde eklenmiştir bu habere:
İSRAİL MESCİD-İ AKSA'NIN ALTINI OYDU!
AA, 8 Haziran 2012 09:30
Filistin Kurtuluş Örgütü Hristiyan ve Müslümanlara ait Kudüs Kutsal Yerleri Koruma Komisyonu Başkanı Dr. Hanna Issa, “Mescid'i Aksa altında Yahudilerin Hazreti Süleyman mabedini arama bahanesiyle yaptıkları arkeolojik kazılar nedeniyle, açtıkları tüneller bir buçuk kilometreye ulaştı ve maalesef El-Aksa şu anda yıkılma riskiyle karşı karşıya, hatta her an yıkılabilir” dedi.
Oysa Kuran'daki şu ayete göre Mescid-i Aksa'nın yıkılması Yahudiler'e hak değilken müslümanlara hak olması tam bir tezat teşkil eder:
İsra-7 (17:7) (Diyanet İşleri): İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e yani Mescid-i Aksa'ya) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)
Dr. Hanna Issa, El-Aksa'nın her an yıkılma tehdidi altında olduğunu belirterek Yahudilerin yedi farklı noktadan El-Aksa altında bugüne kadar toplam bir buçuk kilometre tünel açtıklarını, bu tünellerin 1967 yılından beri kazılmaya devam edildiğini söyledi.
YAHUDİLER YILLARDIR İZ BULAMADI!
Issa, kazıların son 10 yılda ise inanılmaz bir hızla artarak, El -Aksa'nın altının delik deşik edildiğini ve iki metre yüksekliğinde onlarca oyukla dolduğunu bu nedenle Mescid-i Aksa'nın her an yıkılabileceğini söyledi.
Hanna, ayrıca, son olarak “Kral Davud” şehri olarak anılan El-Aksa'nın güneyindeki Silvan'da da son olarak 600 metrelik yeni bir tünel açıldığına dikkati çekti. Hanna Issa, “yıllardır Yahudi arkeologlar yeraltında Hazreti Süleyman'ın mabedini arıyorlar ama şu ana kadar buna yönelik hiçbir iz, emareye ulaşamadılar çünkü böyle bir şey yok” dedi.
Oysa Kuran'daki şu ayette Mescid-i Aksa'da Yahudi ve Hrıstiyanlar'a ait bir iz olmasa bile, İslamiyet'e ait bir izin olması gerektiği çok açıktır:
İsra-1 (17:1) (Diyanet İşleri): Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (
Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
İSRAİL GERİ DÖNÜLMEZ HATALAR YAPIYOR!
Uluslararası toplumu İsrail üzerinde baskı kurmaya ve İsrail'i kazıları durdurmaya davet eden Issa, İsrail'in geri dönülemez hatalara doğru gittiğini ve bundan Hristiyan ve Müslüman Araplar olarak son derece rahatsız olduklarının altını çizdi.
Kudüs'ün demografik yapısının da sürekli olarak Yahudiler lehine değiştiğini belirten Hanna, İsrail'den aldıkları son verilere göre, "Şu an Kudüs nüfusunun yüzde 33,8'i Müslümanlardan, yüzde 63,1'i Yahudilerden, yüzde 1,9'u Hristiyanlardan yüzde 1,2'si farklı ülkelerden gelen insanlardan oluşmakta. Müslüman ve Hristiyan nüfusun sayılarında, İsrail'in uyguladığı korkunç akıl almaz baskılar nedeniyle son on yılda ciddi bir azalma oldu" dedi.
Hanna Issa, daha önce de uzun yıllar Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Moskova büro şefliği görevini yürütmüştü.