Kur'an : Kur'an'da % 100 doğru yoktur, % 100 çözülemez/aydınlanamaz, doğru yanlışın içinde kaybolarak/gizlenerek gider, bu özelliğiyle Kur'an insanı doğruya/aydınlığa götürür.
Kur'an'ın gizemini/cinliğini çözmek Kur'an'a Cin'ce yaklaşmakla olur. Kur'an'da Din yok, Cin var.
Bilim Kur'an'sız ilerleyemez. Kur'an'da Bilimsiz İlerleyemez. İkisi birbirini iyi tanırsa aydınlık hızlanır.
Din'in soyut anlayışından çıkıp, Cin/İnsan nedir diye tekrar sorarsak?
Cin ve İnsan şu an söylenenlerden/bilinenlerden başka bişey.
Uzaylı anlayışıda oyunun bir parçası. Kuran'ın oyalama Cin'liği. Uzaylı anlayışını falan kapatın. Kur'an'ın başka alemlere/Dünyalara daldırma Cin'liğine gelmeyin. Bu Dünya'ya dönün.
Kur'an bir çok yönüyle aydınlandığında/anlaşıldığında eleştirilere karşı "ben yazdım siz görmemişsiniz" diyecek. Kur'an insanı oyalıyor. Bir yandan başka yönlere çekip karanlığı korumak için çalışıyor, bir yandanda aydınlanması gerektiğini bilerek çalışıyor.
Din Kutsal/Bilim Putsal oldukça İnsan Ruhsal. (İnsanlar Dünya'da Değil)
Cin ve İnsan bu Dünya'da ve somut.
Şu anda hiç düşünmeden kafanızdaki Kur'anı tereddütsüz formatlayın.
Kur'an çok akıllı, bunu bilmek lazım.
Bugüne kadar pişmiş Kur'an anlayışından çıkmak lazım. Tamamen. Devrim lazım. Kur'an'da devrim mümkün.
Cini/İnsanı, bu Dünya'da ve somut düşünerek; Sorular:
1-Dumansız/Kavurucu Ateş & Kuru/Pişmiş Balçık ne demek? (İşi çözen burası olacak zaten)
2-İki onurlu (Cin/İnsan) topluluk ne demek?
3-Bu hareketle İblis-Allah-Adem hikayesine nasıl bakılmalı?
4-İblis ne demek?
5-Cin/İnsan yıllar sonra ne şekilde bilinecek? (Bunu bugünden çözeriz kanaatindeyim)
6-Çeviri yine İnsandan önce iblis vardı diyecekse, varoluş öncelik/sonralık şekilleri nasıl gelişecek?
Kur'an'da Cin ve İnsan'ın yüksek derecede aydınlanması şu ana kadar bilinenlere format olur.
Not : Kopyala yapıştır düzensiz oldu. Bu konuda kusuruma bakmayın.
Hicr 26-27 :
26. Gerçekten Biz, insanı kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattık.
27. Cini ise, daha önce zehirleyici şiddetli ateşten yaratmıştık. (Elmalılı)
26. Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.
27. Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık. (Diyanet)
26. Yemin olsun, biz insanı; kuru çamurdan, değişken-cıvık bir balçıktan yarattık.
27. Cini/İblis'i de daha önce kavurucu ateşten yaratmıştık. (Öztürk)
Rahman 14-15
14. İnsanı fağfur gibi bir salsal (ateşte pişmiş gibi bir kuru çamur)dan yarattı;
15. cinleri de maric (halis ateş)den.yarattı; (Elmalılı)
14. Allah insanı, pişmiş çamur gibi bir balçıktan yarattı.
15. "Cin" i de yalın bir ateşten yarattı. (Diyanet)
14. İnsanı, pişirilmiş çamur gibi kuru bir balçıktan yarattı.
15. Cini de ateşin dumansızından yarattı. (Öztürk)
................
13. Onlara, "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" denildiğinde ise, "Biz de akılsızlar gibi iman mı
edelim?" derler.4 İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.
24. Eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o hâlde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten
sakının. O ateş kâfirler için hazırlanmıştır.
124. Bir zaman Rabbi İbrahim'i birtakım emirlerle sınamış, İbrahim onların hepsini yerine getirmiş de
Rabbi şöyle buyurmuştu: "Ben seni insanlara önder yapacağım." İbrahim de, "Soyumdan da
(önderler yap, ya Rabbi!)" demişti. Bunun üzerine Rabbi, "Benim ahdim (verdiğim söz) zalimleri
kapsamaz" demişti.
168. Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin.
Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.
189. Sana, hilâlleri soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir.46 İyilik, evlere
arkalarından girmeniz değildir. Ama iyi davranış, takva sahibi (Allah'a karşı gelmekten sakınan)
insanın davranışıdır. Evlere kapılarından girin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
110. Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a
iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler
de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.
1. Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da1 eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın
(meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte
bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah,
üzerinizde bir gözetleyicidir.
28. Allah, sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.
174. Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur'an)
indirdik.
112. İşte böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için
birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları iftiralarıyla
baş başa bırak.
128. Onların hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir: "Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu
saptırıp aranıza kattınız." Onların insanlardan olan dostları, "Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden
yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık" diyecekler. Allah da diyecek ki: "Allah'ın
diledikleri (affettikleri) hariç, içinde ebedî kalmak üzere duracağınız yer ateştir." Ey Muhammed!
Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.
130. (O gün Allah, şöyle diyecektir
"Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu
gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" Onlar şöyle diyecekler:
"Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi
aleyhlerine şahitlik ettiler.
38. Allah, şöyle der: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları ile birlikte ateşe girin." Her
topluluk (arkasından gidip sapıklığa düştüğü) yoldaşına lânet eder. Nihayet hepsi orada toplandığı
zaman peşlerinden gidenler, kendilerine öncülük edenler için, "Ey Rabbimiz! Şunlar bizi saptırdılar.
Onlara bir kat daha ateş azabı ver" derler. Allah, der ki: "Her biriniz için bir kat daha fazla azap
vardır. Fakat bilmiyorsunuz."
27. Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten
çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi
görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.
179. Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla
görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar
hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.
5. "Şüphesiz biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla
yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk."
6. "Doğrusu insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına
sığınırlardı da, cinler onların taşkınlıklarını artırırlardı."
6. Doğrusu insanlardan bazı erkekler cinlerden bazı erkeklere
sığınırlardı da onların istilalarını artırıyorlardı.
1. Gerçekten insan üzerinden öyle uzun bir süre gelip geçti
ki o anılmaya değer bir şey bile değildi?!
(119) müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir. Zaten onları bunun için yarattı. Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi
hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım" sözü kesinleşti.
88) De ki: "Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de
destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler."
(50)Hani biz meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik de İblis'ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise
cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da İblis'i ve neslini, kendinize dostlar mı
ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin için birer düşmandırlar. Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir!
Zariyat(56)Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
Rahman(31)Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar!
Rahman(33)Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip
gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.
Rahman(39)İşte o gün ne insana, ne cine günahı sorulmayacak.
Rahman(56)Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin
dokunmuştur.
Rahman(74)Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.
Tur(29)Artık hatırlat, öğüt ver! Rabbinin nimetine yemin olsun ki, sen ne kâhinsin ne de cin çarpmış.
Rahman(31)Ey ağırlıklı ve onurlu iki toplum/ey insan ve cin toplulukları! Sizinle de meşgul olacağız.