Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dünya Dinleri, Mitoloji & Antik Uygarlıklar > Mitoloji & Esoterisizm > Sufizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 08-02-2021, 19:47
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Gerçek müridin alameti, şeyhi/mürşidi ona ŞU FIRINA GİR derse girmesidir.
Yani şeyh, müridine ''pantolonunu indir'' derse, o pantolon indirilecektir.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 08-02-2021, 19:51
Elakerem Elakerem isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 31 Jan 2021
Mesajlar: 26
Standart

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Gerçek müridin alameti, şeyhi/mürşidi ona ŞU FIRINA GİR derse girmesidir.
Yani şeyh, müridine ''pantolonunu indir'' derse, o pantolon indirilecektir.

Şeyh mutlak doğru değildir ama mutlak doğruya en yakın kişidir. Boşan dese de boşancan mı. Şeyhe bak. Şeyh mi sadrazamın sol tşğı mı belli değil.
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 08-02-2021, 20:58
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Elakerem´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Şeyh mutlak doğru değildir ama mutlak doğruya en yakın kişidir. Boşan dese de boşancan mı. Şeyhe bak. Şeyh mi sadrazamın sol tşğı mı belli değil.
Tabi ki boşanacaksın.
'Yanan fırına gir' derse, gireceksin o fırına. Rabıta ne?!
Tasavvuf budur.
Emmare falan filanla, tasavvufu çoook önemli bir şeymiş gibi kimse lanse edemez.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 08-02-2021, 21:29
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Tasavvufun içine edilmiş, ama etkilendiği evveliyat böyle değil... Aleviler ile sünnilerinkilerin arasında dağlar kadar fark vardır... Birisi islam öncesi gelenekten gelir, diğeri ise islam sonrası...

Tabi Ali, Hasan, Hüseyin vs baskın dönemlerle islam nüfuz etmiştir, o yol artık yol değildir...

İslamdan ne kadar az etkilenmişse, ya da islamı ne kadar az kendince yorumlamışsa, o kadar... Temelde ise aslında hak=gerçek demektir, bu temeller, zamanla islamın etkisine girdi, hak kavramı tanrı, Allah vs haline dönüştü, alevi geleneği, islama olan mesafeli duruşuyla, özünü daha fazla koruyabildi, islamcı akım ise sonradan görmedir çıkar eksenli kurumsallaşma esastır, zira mayasına çaldığı din, tüccardır, bileşimden açığa mutant çıkmıştır... Bu dinlerin egemen sistemler ve ilgili sistemlerin iktidar olgusu üzerine oturmuşluğuna değinmiyorum... O sebeple, bu dinler, emir, kral ile kullar arasındaki ilişki temeline oturur, oradan esinlenilir, kullanışlı araç haline getirilir. Bütün mesele emirin buyruğu, kulların istisnasız uyması, emir'in memnun(hoşnut) kalması ve kulların bol, bol emirden af dilemesi, emir ile pazarlıklar temeline oturur... Sen şeyhine(emire, Allah'a) karşı mı geleceksin?

Tabi ki şeyhin, donunu indir derse indireceksin, eşini boşa derse boşayacaksın, sen orada şunu diyeceksin "vardır bir hikmeti" o kadar. Allah ne kötülük ederse etsin, başına ne bela gelirse gelsin, sana şükretmeyi, her şer'de bir hayır olduğunu, yani her şeyin hayır, 1+1=1'i öğretmediler mi? seni kandırmadılar mı?


Ama tasavvufun kaynağına gidersek, yani bugün uzak-doğu feslefesi dediğimiz temele, tamamen ayrı bir dünya görüşü ile karşılaşırız. Orada donunu indir diyen olmaz, tokadı yer, öznellik, subjektif değerler önem arzetmez...

Şeyh mutlak doğruya en yakın olandır diye düşünüyorsan asıl sen anlamamışsın... Doğru-yanlış muhasebesine girmişsen, orası söylediğin yer, sen de düşündüğün kişi değilsin... Git camiye biraz da vaaz dinle... şeyhin de sana eşini boşa vs derse, okkalı bir tokat at, hocaya da vaaz verirken silleyi patlat, Allah'ı da, mafya teşkilatı dini de unut, o zaman hak yoluna girersin...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 08-02-2021, 21:44
marcos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
marcos marcos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Apr 2011
Mesajlar: 1.313
Standart

Elakerem´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Şeyh mutlak doğru değildir ama mutlak doğruya en yakın kişidir. Boşan dese de boşancan mı. Şeyhe bak. Şeyh mi sadrazamın sol tşğı mı belli değil.
Melamilere göre şeyh sadece öğretmendi şeyh de ne doğruya en yakın olmasını beklerlerdi ne de şeyh de olağanüstü güçler ararlardı.Şeyh şeriatı/zahiri olanı öğretir yolu yapardı yolda gidecek olanı değil.Şeyhin öğrettiği zahirdi batın olan yol değil yolda gidendi.Batın içsel olan sende olandı şeyhin öğretisi değil.

http://bizimsokagincocuklari.com/wp-...EMES%C4%B0.pdf

" Şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı, şeytanı insan şeklinde hayal ederdi." / W. Ralph Inge
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 08-02-2021, 21:54
Elakerem Elakerem isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 31 Jan 2021
Mesajlar: 26
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tasavvufun içine edilmiş, ama etkilendiği evveliyat böyle değil... Aleviler ile sünnilerinkilerin arasında dağlar kadar fark vardır... Birisi islam öncesi gelenekten gelir, diğeri ise islam sonrası...

Tabi Ali, Hasan, Hüseyin vs baskın dönemlerle islam nüfuz etmiştir, o yol artık yol değildir...

İslamdan ne kadar az etkilenmişse, ya da islamı ne kadar az kendince yorumlamışsa, o kadar... Temelde ise aslında hak=gerçek demektir, bu temeller, zamanla islamın etkisine girdi, hak kavramı tanrı, Allah vs haline dönüştü, alevi geleneği, islama olan mesafeli duruşuyla, özünü daha fazla koruyabildi, islamcı akım ise sonradan görmedir çıkar eksenli kurumsallaşma esastır, zira mayasına çaldığı din, tüccardır, bileşimden açığa mutant çıkmıştır... Bu dinlerin egemen sistemler ve ilgili sistemlerin iktidar olgusu üzerine oturmuşluğuna değinmiyorum... O sebeple, bu dinler, emir, kral ile kullar arasındaki ilişki temeline oturur, oradan esinlenilir, kullanışlı araç haline getirilir. Bütün mesele emirin buyruğu, kulların istisnasız uyması, emir'in memnun(hoşnut) kalması ve kulların bol, bol emirden af dilemesi, emir ile pazarlıklar temeline oturur... Sen şeyhine(emire, Allah'a) karşı mı geleceksin?

Tabi ki şeyhin, donunu indir derse indireceksin, eşini boşa derse boşayacaksın, sen orada şunu diyeceksin "vardır bir hikmeti" o kadar. Allah ne kötülük ederse etsin, başına ne bela gelirse gelsin, sana şükretmeyi, her şer'de bir hayır olduğunu, yani her şeyin hayır, 1+1=1'i öğretmediler mi? seni kandırmadılar mı?


Ama tasavvufun kaynağına gidersek, yani bugün uzak-doğu feslefesi dediğimiz temele, tamamen ayrı bir dünya görüşü ile karşılaşırız. Orada donunu indir diyen olmaz, tokadı yer, öznellik, subjektif değerler önem arzetmez...

Şeyh mutlak doğruya en yakın olandır diye düşünüyorsan asıl sen anlamamışsın... Doğru-yanlış muhasebesine girmişsen, orası söylediğin yer, sen de düşündüğün kişi değilsin... Git camiye biraz da vaaz dinle... şeyhin de sana eşini boşa vs derse, okkalı bir tokat at, hocaya da vaaz verirken silleyi patlat, Allah'ı da, mafya teşkilatı dini de unut, o zaman hak yoluna girersin...
Hepsine katılıyorum. Konu ile alakalı olmayacak ama imzanı gördüm şöyle yazıyor. Sersemler bir soru sorarlar akıllılar bin sene düşünür diye. Aklıma bir soru geldi benim şimdi sormak istiyorum. Neden korkuyorsun spartacus? Hiç bunu düşündün mü? Hiç kendine sordun mu? Dosttan korkmayı boşver. Düşmandan diyorum. Bence insan gidemediği yoldan korkar. Yani bir tabela düşün tabelada bu tünelin sonu bombok bir yola çıkıyor gitmeyin yazıyor. Sen de korkuyosun gitmiyorsun. Acaba gitsem bana neler olurdu diyorsun ve sonsuza kadar o düşmandan korkuyorsun. Biri atlıyor ben giderim diyor ve korkmuyor. Kimisi ben giderim dediği halde korkuyor. Ya bombok bir tabela ya da cennet tabelası. Menakıp şeklinde sordum. Neden korkuyorsunu cevaplaman için. Ya da nasıl korkuyorsun? Buna cevap ver. Ne oldu da korktun? Dosttan değil düşmandan. Nihat hatipoğluna 10 yaşındaki velet soruyor. Korkularımı nasıl yenebilirim diye. Belki de Hak ismi böyle zuhur etti. Neden korkuluyor. Neden biri daha üstün oluyor. Neden düşman var. Herkes dost olsa. Bunları cevapla. Veya neden düşman, düşmandır? Niye öldürmek gerekir. O sorunun cevabı belli. Düşmanı öldürücen alem hep aydınlık olucak. Abı hayatı içicen dirilcen. Oh be hayat varmış dicen.
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 08-02-2021, 23:11
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart

Elakerem´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hepsine katılıyorum. Konu ile alakalı olmayacak ama imzanı gördüm şöyle yazıyor. Sersemler bir soru sorarlar akıllılar bin sene düşünür diye. Aklıma bir soru geldi benim şimdi sormak istiyorum. Neden korkuyorsun spartacus? Hiç bunu düşündün mü? Hiç kendine sordun mu? Dosttan korkmayı boşver. Düşmandan diyorum. Bence insan gidemediği yoldan korkar. Yani bir tabela düşün tabelada bu tünelin sonu bombok bir yola çıkıyor gitmeyin yazıyor. Sen de korkuyosun gitmiyorsun. Acaba gitsem bana neler olurdu diyorsun ve sonsuza kadar o düşmandan korkuyorsun. Biri atlıyor ben giderim diyor ve korkmuyor. Kimisi ben giderim dediği halde korkuyor. Ya bombok bir tabela ya da cennet tabelası. Menakıp şeklinde sordum. Neden korkuyorsunu cevaplaman için. Ya da nasıl korkuyorsun? Buna cevap ver. Ne oldu da korktun? Dosttan değil düşmandan. Nihat hatipoğluna 10 yaşındaki velet soruyor. Korkularımı nasıl yenebilirim diye. Belki de Hak ismi böyle zuhur etti. Neden korkuluyor. Neden biri daha üstün oluyor. Neden düşman var. Herkes dost olsa. Bunları cevapla. Veya neden düşman, düşmandır? Niye öldürmek gerekir. O sorunun cevabı belli. Düşmanı öldürücen alem hep aydınlık olucak. Abı hayatı içicen dirilcen. Oh be hayat varmış dicen.
Korkma konusu göreceli bir konu...

Yol varsa gidilmiştir, öyleyse o senin yolun değildir, burada kastedilen yol, bildiğimiz yollar gibi değil... Birde başka açıdan yol vardır, o da sen yürüdükçe yol olur. Birde başka açıdan bir yol vardır, o da varılacak yere gidendir, bu yol açısında ise önemli olan varmak istediğin yerdir, böylece yolu seçmeni sağlar, nereye varmak istediğini bilmiyorsan, hiç bir yol seni varmak istediğin yere ulaştırmaz, ama yol nereye çıkarsa oraya varnış olursun - ahmaklık bölümü.. Birde dürdüncü bir yol vardır, o yol bir yere varmak için değil, sadece gitmek içindir, yani yolcu olma hali...

4 Yoldan söz ettim, birincisinde başkasının yolu vardır, o yoldan gidemezsin anlamıyladır, yani başkasının hayatını yaşayamazsın. İkincisindeki yol, bir yere varmak için değildir, o yol bir yere varmaz, ancak ardına doğru yol olur, öğrenme yoludur, bu senin hayat yolundur, birincisinden gitseydin, bu yol olmayacaktı... Üçüncü yol ise, ulaşmak istediğin yerlerle ilgilidir işte en önemli sorunun bu yoldur, yol vardır boka gider, sen de boka gidersin, yol vardır ota gider, ota gidersin, yol vardır elmaya, nara, incire gider, onlara gidersin, neye şartlandırılırsan o yola gidersen, şartlanmış olarak gidiyorsan daima boka gidersin... Dördüncü yol ise bir yere varmaz, durağı da olmaz, sadece yolculuk halidir...

Edebiyat yapıyorum, aklın çok karışık ve takıntılarla dolu.... Her şeyi sil ve yeniden başla, senin derdin ne? Aradığın nedir?...

"Nihat hatipoğluna 10 yaşındaki velet soruyor. Korkularımı nasıl yenebilirim diye. Belki de Hak ismi böyle zuhur etti."


Para verip sordurmuş olabilirler. neyse, bilmediğinden korkanın, korkularını bilmediğine havale etmesi korkularını yenmez, ikiye, üçe katlar, bilmediğinden kork, bildiğinden ise çekin... Ama bir de şu vardır, bilmediğine yürü, öğrenirsin...

Hak korkudan zuhur etmiyor, hak ortadadır, korku senin sorunun, korkuyor olman da, varlığında haktır, hak dışında sığınacak çok şeyin varsa korkmayı da, hakkı da bilmiyorsun demektir... Tabi korkuyorsan da hakka sığınmalısın o hak, bildiğin türden hak olmayan, yani gerçek olmayan masal kahramanları değildir... Bir ormanda yalnız kaldıysan ve kurtlar uluyorsa, orada hak, sığınabileceğin bir mağaradır, o ortadadır-haktır-, bir kuyuya düştüysen, hak kollarındır, azmindir, tutunarak çıkabileceğin kuyunun taşlarıdır, içine düştüğün durum da haktır, eğer hiç bir çıkış yolun yoksa, korku anlamsızdır, kendini hakka teslim edebilirsin(ölümde haktır) ve korku artık yersizdir... Birde "hakk-ım" deriz, işte o hak da, sığınacağın o mağara hak ise ve bu gerçekliğin iken, kim ki seni o haktan maruz bırakıyordur, O'nun savaşı gerçekle, hakla savaşıdır, o gerçeğe yabancıdır artık... Hakkını daima ara, hakkını arayan gerçeği(hakkı) bulur, hakkını kaybeden, gerçekliğini kaybeder, önemli olan korkmak, düşman edebiyatı değil, hakkını aramaktır, hak herkesin hakkı, gerçeğidir...

Dikkat ettim, sen de çok fazla DÜŞMAN lafzı, kaygısı var, onlar mı sana düşman yoksa sen mi onlara düşmansın, hem bu düşmanların kim? mesleyi paranoyaklaştırmayalım...

"O sorunun cevabı belli. Düşmanı öldürücen alem hep aydınlık olucak. Abı hayatı içicen dirilcen. Oh be hayat varmış dicen."
Önce kendinden kork, senin düşmanın belliki öncelikle kendinsin...

Ab-ı hayat diye bir şey yok, sirke ve bir de küp var, keskin olursan küpü eritirisin, hafif kalırsan sirke olamazsın, aslolan şarap olmaktır... Hak yaşanır, hakka yürümek ölmektir, hak olursun yaşamaz, yaşanırsın, "ben" ortadan kalkar. Bir sen vardır hak olan(madden) bir de sen vardır haktan olan(maddeten)...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 08-02-2021, 23:44
Elakerem Elakerem isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 31 Jan 2021
Mesajlar: 26
Standart

Bilmiyorum be spartacus. Tek bildiğim biz tam bi ölüyüz. Cennetten falan da düşmedik. Cehennemdeydik. Tabi bunlar hepsembol. Hala cehennemdeydiz. Abı hayat dirlik suyu bu sembol değil. Adı üstünde diriliyosun. Dirilme deyince aklına yüzü pespembe işte gözleri parıldayan veya suyu içtiği gibi altından şaraplar akan bir hayat geliyosa öyle bi abı hayat tabiki yok. Ölülüğün sıkıntısını yaşıyoruz biz. Kimisi diyo firaktan beter acı yoktur kimisi diyo aşktan beter acı yok. Asl ölülükten beter acı yoktur. Alem hep aydınlık olunca karanlık bitince kimse narı anmıcak bile. Bunlar münafık. Yaşamak için o amerika türklere secde etmiş numarası yapıyor. Kolayını bulsa bi kaşık suda boğacak. Neden yaşamak için. Benim anneannem amerikalı. Bir sokak ötemde yaşıyor. Benim gözler geçen bozuldu artık. Karımı göremiyorum 17 senedir isyan etti gözlerim. Ben elin fetöcü anneannesşini görmek istemiyorum. Anneannem gözlüklerini silip benimle taşak geçiyor. Bak ben de bozuk görüyorum diyo. Yaşamak için münafıklıktan da inatçılıktan vazgeçmeyecekler. Umrumda değiller. Ben kendimi arıyorum spartacus. Bayram seyran düğün dernek tarikat okul zamanı değil diye düşünüyorum. Kafa dinleme zamanı. Seni dinleme zamanı. Dertleşme zamanı. Bizim bizden başka dostumuz yok. Dertleşirken böyle mesafeli olunmalı. Sülük gibi değil. Herkes kendini arıyorsa kimse de bulamadıysa yol yanlış demek değildir daha bitmedi demektir.
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 14-02-2021, 21:20
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Sapık bir molla olduğu anlaşılan ama şeyhul meşayih olarak nitelenen Şeyh Şerafeddin Yahya Muniri'nin ahlaksızlığının zirvesi olan şu sözlerine bakınız;
''Sâlik kafir olmadıkça müslüman olamaz, kardeşinin başını kesmedikçe müslüman olamaz, anası ile evlenmedikçe müslüman olamaz.''
Tasavvuf ve İslam, İbrahim Sarmış
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:12 .