İslamın İlk Kıblesi "PETRA" şehri!

[Ahlaksız]

upuaut;ben bu kişiyi ciddiye almam,kitaplarını filan da okumam..Bu işler sadece ama sadece ciddiyetle ve bilimle çözülür..Saplantılı insanların çözebileceği konular değil bunlar..Tamamen OBJEKTİF ve RASYONEL olmak zorundasınız..Bunu yapamazsanız,isterseniz 50 sene uğraşın,bir halt çözemezsiniz..

[upuaut]

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı

upuaut;ben bu kişiyi ciddiye almam,kitaplarını filan da okumam..Bu işler sadece ama sadece ciddiyetle ve bilimle çözülür..Saplantılı insanların çözebileceği konular değil bunlar..Tamamen OBJEKTİF ve RASYONEL olmak zorundasınız..Bunu yapamazsanız,isterseniz 50 sene uğraşın,bir halt çözemezsiniz..

Boşver… Biz, burada sadece gerçeklerle uğraşıyoruz.

Bir önceki mesajımdan devam edersek, Marduk Zigguratı ya da Babil Kulesi'nin tabanı bilim adamlarınca şu şekilde görüntülendi (Bkz. 2:00'ye):

II. Nabukadnezar döneminde revaçta olan Marduk zigguratının yapımına Hammurabi döneminde (M.Ö. 1792-1750) başlandığını biliyor muydunuz? Peki, Marduk zigguratının bir tam küp şeklinde bir yapı olduğunu ve Kabe'nin de bu yapıdan esinlerek yapıldığını biliyor muydunuz? (Bkz. Sitchin'in "12. Gezegen" kitabındaki Şekil 135-138'in olduğu sayfalara)

Marduk Zigguratı=Kabe

Esagila tableti. Marduk zigguratının kare taban kenarı 3x60 Kübit ve tabanı 3 Br x 3 Br=9 Br^2'dir (3x60 Kübit=15 Gar=1 Birim). Ama tabletteki 2x9 Br^2=18 Br^2'nin ne anlama geldiği bugüne kadar çözülemedi!

Esagila tabletine göre kare tabandaki bir kenarın uzunluğu 3x60 Kübit ya da Smith'in çözümüne göre 15 Gar (1 Gar=12 Kısa Kübit)'dır. Yapının yüksekliği de 15 Gar olduğundan, yapı tam bir kare değil aynı zamanda tam bir küptür. Diğer taraftan "Kabe" Arapça'da "Küp" demektir ve Marduk zigguratı Eski Babil döneminde küp şeklinde olan ilk yapıdır. Yani Kabe hem yapı olarak hem de dinsel ibadetler olarak Marduk zigguratının devamı olan bir yapıdır!!! Bu konu hakkında daha önceden #1'de sizi bilgilendirmiştim!

Tabii ki burada esas sorun şudur: Marduk zigguratıyla ilgili elimizde arkeolojik kalıntılar (tabanı ve Esagila tableti) mevcut olmasına rağmen Kabe'ye ait bir tane bile arkeolojik kalıntı yoktur.

Eğer arkeologların şansı varsa Petra'da Kabe'nin kalıntılarına ulaşabilirler. Yani İslam'ın ayaklarının yere basması gerekiyor. Ancak son zamanlarda yapılan araştırmalarla İslam emekleme döneminden çıktı ve yavaş yavaş yürümeye başladı. Çünkü Kuran, ilk dönemden kalma ayetleriyle Mekke yazılmadığını zaten söylüyordu ve şimdi bunun Petra (Bekke) olduğunu biliyoruz!

[upuaut]

Şu ayet insanı şaşırtır:

2.191 - Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Bekke'den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram (Mekke) yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

Anlaşılan o ki, bu ayet Abbasiler döneminde yazılmış, ama zevahiri kurtaracağım derken hepten karıştırmışlar!

Şimdilik Bakara suresindeki incelememe göre bu ve benzeri yani kendi içinde çelişki barındıran birkaç ayete rastladım. Yani Muhammed dönemindeki ayetler son olarak Abbasi döneminde revizyona gidilirken değiştirilmeye çalışılmış ama yukarıdaki ayetteki gibi tamamen değiştirilemediği için çelişkiler ortaya çıkmıştır. Yani Kuran tarihini bilenler, yukarıdaki ayetin 2 farklı döneme hitap ettiğini görür. Ama bilmeyenler de, Kabe ve Mescid-i Haram'ın Mekke'de olduğunu zannederek tek ayet olduğunu zanneder.


Araştırmalarıma devam edeceğim...

[Ahlaksız]

upuaut´isimli üyeden Alıntı

...Çünkü Kuran, ilk dönemden kalma ayetleriyle Mekke yazılmadığını zaten söylüyordu ve şimdi bunun Petra (Bekke) olduğunu biliyoruz!

Dan Gibson'un iddiasının TUTARSIZ olduğunu yukarıda izah etmeye çalıştım..Dan Gibson'un iddiasını tutarlı hale getirmek için kavramları/tarihi uydurduğunu belirttim..

Petra kelimesini hem Hitti,hem de yeni ahit çevirisi KAYA olarak göstermiş..Bu kelimeyi tutup ''ağlama yeri'' olarak lanse edemezsiniz..Hem de bu yanlış iddianızı tutarlı hale getirmek için Petra'da bir büyük deprem olduğunu söyleyemezsiniz..
Deprem'in olduğunu nereden biliyoruz?!Madem bu kadar büyük deprem oldu,Petra'da bugün gösterdiği Duşara tapınağı nasıl ayakta kalabilmiş?!
Dediğim gibi,Petra çok önemli bir konu ama Dan Gibson'un iddiası kesinlikle TUTARSIZ..

upuaut´isimli üyeden Alıntı

2.191 - [I]Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Bekke'den) siz de onları çıkarın.

Bu ayet,yahudilerin Kudüs'ten sürüldüğü veya çıkarıldığı gerçekleriyle örtüşmüyor mu?

[cenkvarol]

Dushara: Petra şehrinde Nebatilerin tapmış oldukları büyük tanrının adıdır. "Dushara" kelimesinin anlamı ise net değil. Yalnız eski Arap inanışları hakkında bilgiler veren Ibn al-Kalbi'nın (737-819) Putlar Kitabı'nda Dhū ʾl-Šarā (Arapça: ذو الشرى‎) kelimesi "Shara'dan Biri" olarak ifade edilmektedir. Shara ise Ölü Deniz'in güneydoğusunda uzanan bir dağ ismi olarak belirtiliyor. Dushara doğrudan bir tanrı adı olmaktan ziyade o tanrıya yakıştırılan bir ünvan da olabilir. Dr. Gönül Tekin ayrıca Dushara'nın bir "asma ve şarap" tanrısı olduğunu ifade etmektedir.

Dushara kelimesinin Arapçasına biraz yakından bakalım:ذو الشرى

bu ifade içerisinden ana kelimemiz olan "Sara (شرى)" kelimesini ayrı tuttuğumuzda geriye ذو ال ekleri kalıyor. ذو ال bu eki aynı kullanımla Kuran'da arattığımızda bu sahiplik eklerinin aynı şekilde kimler için yazılmış olduğunu görüyoruz:

2:105:وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ : Fazl sahibi Allah
3:74:وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ : Fazl sahibi Allah
6:133:ذُو الرَّحْمَةِ : Rahmet sahibi (Allah)
8:29:وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ :Fazl sahibi Allah
188:58:ذُو الرَّحْمَةِ :Rahmet sahibi (Allah)
40:15:ذُو الْعَرْشِ :Arşın sahibi (Allah)
51:58:ذُو الْقُوَّةِ :Kuvvet sahibi (Allah)
55:27:ذُو الْجَلَالِ : Celal sahibi (Rab)
57:21:وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ :Fazl sahibi Allah
57:29:وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ :Fazl sahibi Allah
62:4:وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ : Fazl sahibi Allah
85:15:ذُو الْعَرْشِ :Arşın sahibi (Allah)

55:12:ذُو الْعَصْفِ :Yaprak sahibi (Taneler)
38:12:ذُو الْأَوْتَادِ :Kazıklar sahip (Firavun)

Dushara'nın adında veya ona atfedilen ünvanında geçen "sahiplik" ekinin Kuran'da iki ayet dışında Allah'a ait olan, onun sahipliğiyle ilgili ifadelerde kullanılmış olduğunu görüyoruz. Diğer iki ayette ise Dushara'nın "asma" tanrısı olduğunu dikkate aldığımızda "yaprak ve ağaç (kazık)" vurgusu dikkat çekiyor. Karşımızda duran bu tablo bize birşeyler anlatıyor olabilir mi?

[upuaut]

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı

Dan Gibson'un iddiasının TUTARSIZ olduğunu yukarıda izah etmeye çalıştım..Dan Gibson'un iddiasını tutarlı hale getirmek için kavramları/tarihi uydurduğunu belirttim..

Petra kelimesini hem Hitti,hem de yeni ahit çevirisi KAYA olarak göstermiş..Bu kelimeyi tutup ''ağlama yeri'' olarak lanse edemezsiniz..Hem de bu yanlış iddianızı tutarlı hale getirmek için Petra'da bir büyük deprem olduğunu söyleyemezsiniz..
Deprem'in olduğunu nereden biliyoruz?!Madem bu kadar büyük deprem oldu,Petra'da bugün gösterdiği Duşara tapınağı nasıl ayakta kalabilmiş?!

Dediğim gibi,Petra çok önemli bir konu ama Dan Gibson'un iddiası kesinlikle TUTARSIZ..

Bu ayet,yahudilerin Kudüs'ten sürüldüğü veya çıkarıldığı gerçekleriyle örtüşmüyor mu?

Sitchin, Dan Gibson ve daha niceleri hata/lar yapmıştır ama doğruları da söylemişlerdir. Yani biz, bunları çürütmeye çalışırsak doğrularını görmezden gelir, büyük kayıplara uğrarız. Ayrıca şu senin "Hitti Hitti" dediğin kişi kaçınca yüzyılda yaşamış ki her şeyini doğru sayıyorsunuz. Bu senin Hitti dediğin kişi, Philip Hitti değil mi?

Her neyse, Hitti doğru söylemiştir. Ama Simun'a "Petrus (Kaya)" adını İsa vermiştir.

Bkz.

16:18 Petrus: Grekçede, «petros», yani kaya parçası, taş.
16:18 Kaya: Grekçede, «petra», yani büyük taş kütlesi, kaya.

İkinci alıntına geçersek, Müslümanlar nereden çıkarılmıştı? İslam kaynaklarına göre Mekke'den ama son arkeolojik bulgulara göre Bekke (Petra)'den değil mi? Sen, ikide bir Abbasiler kıbleyi Mekke'ye çevirdiğini ve Kuran'a son şekil verdiğini söylemiyor muydun? Yani bu son bulguyu (Bekke) en çok senin savunman gerekmez mi?

Tapınak dağındaki II. Süleyman Tapınağı M.S. 70'de Romalılar tarafından yerle bir edildi ve Kudüs'teki Yahudiler'in hepsi Romalılar tarafından dünyanın dört bir köşesine sürüldü. Peki bu sürgün Kuran'a girmiş olabilir mi? Olabilir, ama bunu kanıtlaman gerekir. Fakat 2.191'de Yahudiler'den değil, Muhammed ve taraftaların sürgününden söz eder. Bu da, senin de Abbasiler üzerinde durduğun gibi, Bekke'dir.

[Ahlaksız]

cenkvarol´isimli üyeden Alıntı

Dushara: Petra şehrinde Nebatilerin tapmış oldukları büyük tanrının adıdır. "Dushara" kelimesinin anlamı ise net değil
......

Cenkvarol;Duşara kelimesindeki DU,sahip olmak anlamında..

DHU,sahip olmak anlamındadır..KARNAYN ise boynuz..''Boynuza sahip'' anlamındaki bu lakap,3.El Munzir için kullanılmıştır..
https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=40047

Bu tanrının Yunan'daki karşılığı Dionysos'tur..Bu tanrı aynı zamanda,İsa ile de aynı tanrıdır..Yani Dionysos=Duşara=İsa..

Necm 49'da ''Şiranın sahibi(rabbi) o dur'' deniyor..Yani O denilen şeyin,yani Allah'ın DUŞARA olduğu söyleniyor..!

Upuaut;HİTTİ dediğim adamı küçümsemeyin sakın

Tabi ki herkes hata yapacak..Hata yapmadan doğruyu bulamayız ki..Ben bu adama tapmıyorum sonuçta..Elimde islam tarihi adlı kitabı var ve bu kitap,bu konularda yazılmış en önemli kitap olabilir..Bu yüzden,bu Dünya çapında nam salmış oryantalistin yazdıklarını dikkate alıyorum..Uzaylıların varlığına inanan Sitchin gibi bir ismi dikkate almıyorum işte

Philip Khuri Hitti (d. 1886 - ö. 1978), (doğumu: Osmanlı döneminde Suriye eyaletinde Şimlan (bugünkü Lübnan)) Arap kültürü ile yaptığı çalışmalar sayesinde ABD'de Arap kültürünün tanınmasını sağlayan oryantalist yazar. Maruni bir dinsel kökene sahipti.

Hitti önce Suk el-Garp'ta bir Amerikan Presbiteryen misyoner okulunda sonra Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde eğitim gördü. 1908'de lisans eğitimini bitirdikten sonra Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde dersler verdi. Daha sonra ABD'ye taşındı ve Columbia Üniversitesi'nde Semitik diller dersleri vermeye başladı. 1926'de doktorası aynı üniversitede yaptı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Beyrut'a geri döndü ve 1926'ya kadar Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde ders verdi. Şubat 1926'da Princeton Üniversitesi'nden bir kürsü teklifi gelince oraya taşındı ve 1954'de emekli olana kadar hem Semitik diller profesörlüğü hem de Oryantal Diller Bölümü Başkanlığını yaptı.Resmi emekliliğinden sonra Harvard'da bir pozisyonu kabul etti. Aynı zamanda Utah Üniversitesi ve Washington'daki George Washington Üniversitesinde de dersler verdi. Sonraları Minnesota Üniversitesindeki bir araştırma görevini de yürüttü. Philip Hitti nerdeyse tek başına ABD'de bir Arap araştırmaları disiplini yarattı.

Hitti 1944'te, Filistin'in bir Yahudi toprağı olarak kabul edilmesini haklı çıkaracak hiçbir tarihsel kanıt bulunmadığını, buranın tarihsel olarak Suriye'nin bir parçası olduğunu ileri sürdü. Princeton Herald gazetesinde yayınlanan bu yazısına Albert Einstein ve Erich Kahler aynı gazetede karşı argümanlarını dile getirdikleri birer yazı yazdılar. Hitti, bunlara da birer cevap yazıp aynı yerde yayınladı.[1] 1945 yılında San Francisco Barış Antlaşması'nda arap delegesine danışmanlık yaptı.1946'da "Anglo-American Committee of Inquiry"deki bir soru üzerine "tarihte böyle bir Filistin hiçbir zaman olmadı" demiştir.[2]
Eserleri;
History of the Arabs
The origins of the Druze people and religion: with extracts from their sacred writings (1928)
An Arab-Syrian Gentlemen in the Period of the Crusades. Memoirs of Usama ibn Munqidh|Usamah ibn-Munqidh (1929)
History of Syria: including Lebanon and Palestine (1957)
The Arabs (1960)
Lebanon in History (1967)
Makers of Arab History (1968)
The Near East in History (1961)
Islam and the West (1962)
Islam. A Way of Life (1970)
Capital cities of Arab Islam (1973)
https://tr.wikipedia.org/wiki/Philip_Khuri_Hitti

-Müslümanların Petra'dan çıkarıldıklarına dair,bir arkeolojik kanıt filan yok..
-Abbasilerin kıbleyi Mekke'ye çevirdiğini hiç söylemedim..''Abbasiler,İslam'ı yaratan imparatorluktur'' dedim..Öyledir de..
Dan Gibson,''ağlama yeri'' konusunda büyük bir hata yapmıştır..Haliyle bu iddia çökmüştür bence..Keşke bu kadar kolay olsa bu işler..
-70 yılında yıkılan Süleyman tapınağı değil aslında..Herod'un tapınağı..
-Bakara suresi 191.ayette Mekke yok,Bekke yok,müslümanlar yok,sadece ''mescidi haram'' var ve bu ifadenin hangi yerleşim yerine tekabül ettiğini bilmiyoruz..Ben bu ifade ile ''Kudüs'' işaret ediliyor olabilir diyorum..

Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

Yahudiler Kudüs'ten çıkarıldı değil mi?Bu ayette de bu var..
Muhammed Mekke'den çıkarıldı mı veya Muhammed'e tabi olanlar komple Mekke'den kovuldu mu?Hayır..Hikaye benzer ama bu ayet,yahudilerin Kudüs'ten çıkarılması gerçeğine daha uygun..
Hem Yahudiler gerçekten bu tarz muamelelere maruz kaldılar..Tamamen doğru olmasa da,yahudileri yapılanları az çok biliyoruz ama 7.yüzyılda müslümanların Mekke'den veya Petra'dan çıkarıldıklarına dair elimizde bir kanıt/veri yok..Hiçbir şey yok..
Haliyle bu tarz ayetler,yahudilere daha uygun..Hem ayette geçen ÖLDÜRÜN tarzı kelimelere,eski ahitten aşinayız..!

[upuaut]

Arkadaşlar, Petra'nın tarihçesini incelediğimizde aynı anlamda ama değişik isimlerle anılmış olduğunu görürüz.

Petra'nın Tarihçesi

Eski Mısır'daki 18. Hanedanlık dönemine (Tutankhamon, Akhenaton, Nefertiti ve Hatşepsut dönemleri) ait Amarna mektuplarına göre "Sela" olarak (ki "Kaya" anlamına gelen "Pel" ya da "Seir"den gelen) olarak geçer. Yahudi tarihçi Flavius Josephus (M.S. 37-100), en erken M.Ö. 1340'ta 5 krallığın, ki adları "Rekem" olan, birleşiminden oluşan tek bir ulustan bahseder. "Rekem" adını taşıyan şehir, Arap topraklarında en yüksek sırada yer alır ve bu güne kraliyet kurucusu adını verdikten sonra tüm Arap ulusu tarafından çağrılır.

“Rekem” isminin, Siq'in girişinin karşısındaki Musa Vadisi'nin kaya duvarında yazılıdır. Ancak, Ürdün 1976'da vadi üzerinde bir köprü yaptı ve bu yazıt tonlarca betonun altında gömüldü.

Çok ilginçtir, "Rekem" ismi Ölü deniz sahillerinde bulunan eski İncil metinlerinden (Ölü Deniz Parşömenleri ya da Kumran Yazıtları) 4Q462 no'lu folyosunda "Rekem" ya da "Reqem" olarak geçer.

İşte "Rekem" ismi aşağıdaki KEHF 9'da şöyle geçer:

أَمْ حَسِبْتَ أَنَّ أَصْحَابَ الْكَهْفِ وَالرَّقِيمِ كَانُوا مِنْ آيَاتِنَا عَجَبًا
Em hasibte enne ashâbel kehfi ver rakîmi kânû min âyâtinâ acabâ(acaben).

2 - Diyanet İşleri: "Yoksa sen, (sadece) Ashab-ı Kehf ve Ashab-ı Rakîm’i mi bizim ibret verici delillerimizden sandın?"

Demek ki Sevan Nişanyan, Akıl ve Din Semineri'nin 4. Gün-1. Bölüm'ünde KEHF 9'daki "Rakim" kelimesini etimolojik olarak incelerken yanılmış!

İyi izleyin, 1:17:22'lik videoda sırf bu kelime analiz ediliyor...

[Ahlaksız]

Upuaut;Ezanda ''hayya alel selah'' deniyor ya,buradaki selah,petra için kullanılan ''sela'' olmasın

Ezandaki bu ifade ''haydi namaza'' diye çevrilir..Yoksa bu ifade ''haydi Petra'ya'' manasına mı geliyor?

[world]

Yalnız Yahudiler'in 1. Ve 2. Sürgününden bahseden Kuran ayetleri zaten var ( Bkz: Isra Süresinin ilk ayetleri)