Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 18-12-2020, 12:45
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart Tanrı mı Simülasyon mu?

Simülasyon teorisine göre dünya bir üst dünyada yaşayan birileri tarafından simüle edilmiş ve bir AI (Artifical intelligence/yapay zeka) tarafından yönetilen bir simülasyondur.

Bu konuda yapılan çalışmalar fiziğin geçerli olması gereken bazı kurallarının dünyada geçmediğini göstermektedir. Örneğin güneşin uzaklığı ne mesafe olursa olsun iki boyutlu bir evrende yer alıyormuşcasına gölgesi daima diğer tarafa düşer. Böyle bir durumun perspektiften kaynaklanması ve görüntülerin örtüşmesi ihtimali trilyonda birden daha azdır. Bu ancak bir simülasyon hatasıyla izah edilebilir.

Öte yandan aylı bir gecede sahilde ayı görürseniz ayla aranızdaki nesnelerin parlak, yan taraftakilerin karanlık olduğunu görürsünüz. Eğer sahilde yan tarafa doğru yürümeye devam ederseniz biraz önce karanlıkta kalan bazı nesneler ayla aranıza girerek aydınlanacak, biraz önce aydınlık gördüğünüz cisimler karanlıkta kalacaktır. Bu durum da ay yazılımının kişiyle ay arasını aydınlatır olarak izah edildiğini gösterir.

Ray kanıtı ayrı bir kanıttır. Karşınıza bir tren rayını alırsanız, odaklandığınız yöne doğru rayın şekli değişecek fakat her zaman düz olarak görünecektir. Eğer karşıya odaklanırsanız tren rayı birbirine paralel iki çizgidir. Eğer sağ veya sol tarafa odaklanırsanız tren rayı uzaklaşırken çizgileri birbirine yaklaştığını görürsünüz. Rayın sağının ve solunun ayrı görünmesinin nedeni esas olarak görme işlemi sırasında görünen nesnenin büyüklüğünün trigonometrik bir fonksiyon olmasından kaynaklanmaktadır. Biz nesneleri metrik sistemde görmeyiz. Gözümüzün hafif oval yapısının ne kadarına cismin büyüklüğü örtüşüyorsa cismi o büyüklükte görürüz. Bu da tanjant fonksiyonuyla örtüşür. Özetle rayın tamamına bakıyor olsaydık bir arctanjant fonksiyonu görmemiz gerekirdi. Bir başka ifadeyle soldan sağa doğru genişleyen ve tam karşımızda düzleşen bir şekil düz olarak birleşemez, bir eğri olarak birleşmelidir. Ancak biz bu eğriliği asla göremeyiz. Bunun nedeni, görme işleminin gözde değil beyinde gerçekleşmesi ve görüntünün beyne dijital olarak iletilmesi nedeniyledir. "Ray düzdür", o halde onu düz olarak görürüz. Burada gözün tek fonksiyonu, sağlam olmasıdır. Gözünüz sağlam değilse göremezsiniz. Ancak gözünüz sağlamsa gözünüzle değil, simülasyonun beyninize gönderdiği sinyaller sayesinde görürsünüz.

Tüm bunlar hayatın gerçek değil, simülasyon olduğunun kanıtlarıdır. Daha ileri bir kanıt ay ışığının oluşumudur. Yapılan ay-güneş simülasyonları ayın güneş ışığını yansıtması durumunda ayın %99'unun ışığı dünyaya çarpmayacağı şekilde dışarı dağıttığını, ancak tam dünyaya dönük olan %1'inin kısmının ışığı dünyaya yöneltebileceğini göstermektedir. Bu nedenle aslında ayın sadece %1'inin görmemiz gerekirdi. Ayın tamamını görebiliyor oluşumuz yine aynı silümasyondan kaynaklanmaktadır.

Peki Tanrı bu simülasyonun neresindedir? Kutsal kitaplar ne ifade etmektedir?

Kanaatimde bir Tanrı vardır. Fakat bu dünyada bu Tanrı'nın varlığı mutlaka gerekli değildir. Sizin hazırladığınız bir oyundaki karakterlere Tanrı müdahale etmez, onları siz yarattınız ve tüm yetki size aittir. Dünya pratiği bunu kanıtlamaktadır. Dünya hayatının adaletsizliği, bir Tanrı'nın müdahale etmediğinin en basit kanıtıdır. Kutsal metinler temel anlamda mantıklıdır. Ancak, bu dünyayla örtüşmemektedir.

Bu durumda akla en yatkın gelen senaryo kutsal metinlerin başka bir yerden alıntı yapılmış olmasıdır. Bu Tanrının mutlaka belirlediği bazı kurallar vardır. Görüntü, simülasyonu yaratanların Tanrının metinlerinden alıntılar yaptığını ortaya koymaktadır. Öte yandan, Tanrıyı simüle etmenin zorluğundan dolayı buraya bir Tanrı simüle etmediğini görüyoruz. Dünyadaki işlerin hep ters gitmesi, iyilerin hep kaybetmesi, kötülüklerin her zaman ön plana çıkması, akılsızların baş olması, zekilerin sürünmesi, akıl fizik kurallarına, hayatın olağan akışına aykırıdır. Buradan da simülasyonu yaratanların biraz muzip ve art niyetli kişiler olduklarını da görebiliriz.

Bir yerlerde bir Tanrı var, ben buna inanıyorum. Ancak, bu evrende değil. Her gün camilerde ve her hafta kiliselerde varlığının haykırılması, gücünün ve büyüklüğünün reklam edilmesi onun varlığına kanıt değildir. Ben varlığının kanıtlarını hayatımda arıyorum ve malesef hiç birini göremiyorum. Reklamlara göre çok büyük ve güçlü, adil bir Tanrı var, ama pratikte gördüğümüz şeytani bir grup ergen tarafından yönetildiği izlenimi veren ucuz bir simülasyon.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 18-12-2020, 21:10
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.242
Standart

LEVH´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tüm bunlar hayatın gerçek değil, simülasyon olduğunun kanıtlarıdır
Bahsettiğin örnekler illaki birisinin hatalı yazılımlarıyla ortaya çıkmak zorunda değil. Doğal süreçlerle de ortaya çıkması gayet mümkün.
Örneklerden çıkarılacak sonuç simülasyon değil, gerçekliğin insanın alanı olmadığıdır. Yani kör süreçlerle ortaya çıkmış gözümüzle 'gerçeği görüyoruz' deme hakkına sahip değiliz.
Gerçeği eksik görme durumumuz kesin.
Gerçeği yanlış görme durumumuz ise olası.

İnsan simülasyonda mıdır sorusuna, insan simülasyon yaratabilir mi sorusuyla yaklaşıyorum.
İnsan sürekli ilerleyen gelişen bir tür. Binlerce, milyonlarca yıl daha yaşamaya devam ederse simülasyonlar yaratıp yönetebilecek konuma gelebilir. İnsanın bu konuma gelmesi mümkünse, başka bir bilincin de bu konuma gelmesi mümkündür. O halde şu an simülasyonda olmamız mümkündür.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 19-12-2020, 14:16
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bahsettiğin örnekler illaki birisinin hatalı yazılımlarıyla ortaya çıkmak zorunda değil. Doğal süreçlerle de ortaya çıkması gayet mümkün.
Örneklerden çıkarılacak sonuç simülasyon değil, gerçekliğin insanın alanı olmadığıdır. Yani kör süreçlerle ortaya çıkmış gözümüzle 'gerçeği görüyoruz' deme hakkına sahip değiliz.
Gerçeği eksik görme durumumuz kesin.
Gerçeği yanlış görme durumumuz ise olası.

İnsan simülasyonda mıdır sorusuna, insan simülasyon yaratabilir mi sorusuyla yaklaşıyorum.
İnsan sürekli ilerleyen gelişen bir tür. Binlerce, milyonlarca yıl daha yaşamaya devam ederse simülasyonlar yaratıp yönetebilecek konuma gelebilir. İnsanın bu konuma gelmesi mümkünse, başka bir bilincin de bu konuma gelmesi mümkündür. O halde şu an simülasyonda olmamız mümkündür.
Bahsettiğim örneklerin illaki birisinin hatalı yazılımlarıyla ortaya çıkmak zorunda olmadığını, Doğal süreçlerle de ortaya çıkmasının mümkün olduğunu söylemeden önce doğal sürecin ne olduğunu tanımlamanız ve verdiğim örneklerin doğal süreç olmadığını ortaya koymanız gerekir. Ve yine verdiğim örnekleri, bu bahsettiğiniz doğal süreçle izah edebilmelisiniz. Örneğin, ayın en fazla yüzde 1'inin güneş ışığını dünyaya yansıtması ve kalanını uzaya dağıtmasına rağmen hangi doğal süreç sonucu ayın tamamını görmeyi başardığımızı izah edebilmelisiniz. Bunları yapmadan "doğal süreçle de bunlar olabilir" demeniz onları sihirli bir şekilde "doğal süreç sonucu" gerçekleştirmez.
Yukarıda verdiğim örnekler akıl fizik kurallarına göre olması gerekendir, dolayısıyla doğal süreç budur. Eğer bir teoriyi baştan doğru kabul eder, "o teoriye iman ederseniz", bu durumda doğal süreç derken bahsettiğiniz şeyin aslında inancınızla uyumlu olan süreç olduğu manasına gelir.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 19-12-2020, 20:51
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart


LEVH yıllar geçti, ama hala 1 mikron ilerleme yok... Dün bu yazını okuduğumda cevap vermemeyi düşündüm ama düz dünya başlığın geldi aklıma, tazeler mi diye düşündüm tazelemişsin, o yüzden bir merhaba diyeyim dedim. Vaktimi harcamayı düşünmüyorum, kestirip atacağım...

Gerekçelerin ise her zaman absürt.

Gölge dediğin nedir?
Gerçek nedir?
Uzaklık dediğin nedir?
Görme dediğin nedir?

Bir yerlerde simülasyon bir tanrı var, sen O'na inanıyorsun...

Müziğin notalarla ifadesi nedir? Müziğin kendisi değildir, ama semboliktir, okunabilir-dilini bildiğimizde, simülasyon dediğin de böyle... Modern ahmak mitoloji.

Bu arada simulasyon teorisi aslında insanlığın sosyal-siyasal-ekonomik olarak, kendi, kendisini şartlandırdığı, şartlandırıldığı, koşullar eliyle de mecbur kaldığı, adapte edildiği, gerçeklikten uzaklaştığı, yabancılaştığı, o derecedir ki kendilerine biçilen rolleri oynar duruma geldiğine dair, toplumsal, kısaca sosyal, kitlesel olarak açığa çıkan bir durumdur -ki işte bu bir olgudur, bu olguyu simülasyon olarak ifade etmemizi sağlayan ise insanlığın sebebi ne olursa olsun, sahte olanı, giydirilmiş olanı, gerçek olmayanı sanki gerçekmiş gibi, sanki öyleymiş gibi düşünmeye, adapte olmaya başlamasıyla ilgilidir, esasında sosyo ekonomik, sosyo politik, sosyo psikolojik bir durumdur, bireye de oradan yansır(bireyin kendisine yabancılaş-tırıl-ması), sistem de uygundur...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 20-12-2020, 11:26
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

LEVH yıllar geçti, ama hala 1 mikron ilerleme yok... Dün bu yazını okuduğumda cevap vermemeyi düşündüm ama düz dünya başlığın geldi aklıma, tazeler mi diye düşündüm tazelemişsin, o yüzden bir merhaba diyeyim dedim. Vaktimi harcamayı düşünmüyorum, kestirip atacağım...

Gerekçelerin ise her zaman absürt.

Gölge dediğin nedir?
Gerçek nedir?
Uzaklık dediğin nedir?
Görme dediğin nedir?

Bir yerlerde simülasyon bir tanrı var, sen O'na inanıyorsun...

Müziğin notalarla ifadesi nedir? Müziğin kendisi değildir, ama semboliktir, okunabilir-dilini bildiğimizde, simülasyon dediğin de böyle... Modern ahmak mitoloji.

Bu arada simulasyon teorisi aslında insanlığın sosyal-siyasal-ekonomik olarak, kendi, kendisini şartlandırdığı, şartlandırıldığı, koşullar eliyle de mecbur kaldığı, adapte edildiği, gerçeklikten uzaklaştığı, yabancılaştığı, o derecedir ki kendilerine biçilen rolleri oynar duruma geldiğine dair, toplumsal, kısaca sosyal, kitlesel olarak açığa çıkan bir durumdur -ki işte bu bir olgudur, bu olguyu simülasyon olarak ifade etmemizi sağlayan ise insanlığın sebebi ne olursa olsun, sahte olanı, giydirilmiş olanı, gerçek olmayanı sanki gerçekmiş gibi, sanki öyleymiş gibi düşünmeye, adapte olmaya başlamasıyla ilgilidir, esasında sosyo ekonomik, sosyo politik, sosyo psikolojik bir durumdur, bireye de oradan yansır(bireyin kendisine yabancılaş-tırıl-ması), sistem de uygundur...
Sayın spartacus,
Gerekçelerimi yeterince anlamamış olmanız o gerekçeleri sihirli bir şekilde absürd hale getirmez. Bunun için absürdün ne olduğunu tanımladıktan sonra gerekçelerimin bu kategoriye girdiğini ispatlamanız gerekir. Ayrıca objektif olarak yapmayacağınız bir absürd tanımını da kabul etmek zorunda olmadığımı belirtmek istiyorum.

Genel olarak ateistler düz dünya fikrine karşıt değildir. Fakat niyeyse bu forum ve genelde Türkiyede yaşayan dinden özgür kişiler düz dünya inancına kuşkuyla yaklaşmaktalar ve çoğu bu inancı dini inançla özdeşlemekte. Oysa globalde durum bunun tersidir.

Her ne kadar düz dünya inancı bazı dinlerin reklamını yapmak için istismar ediliyorsa da, genel anlamda düz dünyacılık protest bir akımdır, ve bu nedenle dinleri reddedenleri en başta cezbetmektedir. Yaptığımız araştırmalar düz dünyaya inananların inançsız kişiler içindeki oranının dinlere bağımlı kişilerden fazla olduğunu ortaya koyuyor ve bu düşüncemizi destekliyor.

Bunun nedeni düz dünya inanışının biraz önce ifade ettiğim gibi protest bir akım oluşudur. Yani küresel teoriyi reddeden insanlar genel anlamda her türden bilgiye şüpheyle yaklaşan ve onları sorgulayan kişilerdir. Bunların çoğu dinleri de sorgulamıştır, popüler bilimi, tarihi, coğrafyayı da sorgulamıştır.

Örneğin düz dünyacıların büyük çoğunluğu aynı zamanda aşı karşıtıdır. Ateistlerin önemli sayıda olduğunu zaten belirtmiştim. Aynı zamanda resmi tarihi de reddederler. Bu aynı zamanda dinleri reddetmeyle de aynı mantıktan gelir. Dini metinler hatalıysa, neden geri kalan tarihe güvenelim ki? Bir aldatmaca olduğu ortada. Bu insanlar aya inişe de inanmazlar, nükleer silahlara da inanmazlar, ve hatta doğa olaylarının doğal olduğuna bile inanmazlar. Bunlar bağnazlıktan ya da başkalarına inanmamaktan değil, aynı ateistlerin sahip olduğu sorgulama isteğinden kaynaklanır.

Özet geçmek gerekirse, birilerinin dini köken itibariyle doğru olduğunu iddia ettiği bir takım metinleri reddediyorsak, neden birilerinin bilimsel köken itibariyle doğru olduğunu iddia ettiği metinleri peşinen kabul edelim ki? Biz bunları sorguluyoruz. Ve akla, mantığa aykırı olanları reddediyoruz.

Kendi özelimde örneklemek gerekirse ben en baştan, üniversitede bize öğretilen ve bir çok bilimsel teorinin çıkış noktası olan E=mc2 formülünü reddediyorum. Niye diye sorulacak olursa, çünkü bu formül 1 gram uranyum ve 1 gram sönmüş/yanmayan külün, ve bir gram suyun enerjisinin aynı olduğunu iddia ediyor. Biz bunun böyle olmadığını pratik olarak biliyoruz. Her cismin enerjisi farklıdır ve cismin türünden kaynaklanır. Cismin türünü dikkate almayan ve üstünkörü yazılmış bu formül bana göre teorik safsatadan ibarettir. Avrupalılar 1300de barutu Çinlilerden öğrendiler ama 1700de İngiliz donanması Çin donanmasını yenerek Çini haraca bağladı. Buna inanmak için kendinizi gerçekten çok zorlamanız gerekir. Bu nedenle popüler tarih de bir çok safsataya dayalıdır.

Bunu dini sorgulamaktan bağımsız değerlendirmeyin. Dini sorguluyorsanız, tarihi, coğrafyayı, fiziği ve diğer bilimler için de bunu yapmalısınız.

Ben normalde uzun süre ayrı kalıp bir gün gelip bir ya da bir kaç post gönderir giderdim ama bu kez değişiklik yaptım. Pandemi nedeniyle evden çıkamıyoruz ve bu bize masa başında daha fazla zaman geçirme zarureti doğuruyor. Mevsimsel gribin değişik bir başka türü olan covid pandemisinde bir çok safsatalar ve komplolar var ama burada bu konuya girmeyi istemiyorum.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 20-12-2020, 14:22
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Tanrı değilse simulasyon olsun!!

Neden sürekli biri beni yarattı tasarladı diye kendinizi şartlandırıyordunuzki?
Bu yaratılma ,oluşturulma , şekillendirilme saplantınız neden?

Verdiğin örneklerdeki yanılgılar niye simülasyon hatası olsunki?
Kanıt sunmadan, bu çok büyük bir iddia deilmi?

Simülasyon iddialarının kaynağı bir tarafa , bu kadar yaygın ve etkileyici olmasının sebebi , kurgusal filim sektörüdür.

İnandığını yaratma hastalığı varken filim sektörüde bundan elbette ki sebeplenecektir.

Simülasyon safsatası için bir tek kanıt sunamazsınız. Ancak yanılgılarınızı inandığınıza yamayabilirsiniz.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 20-12-2020, 15:54
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

Forumumuzda
bol miktarda mental rahatsızlığı olan üye var.
kendimden biliyorum

modern dinlere teşne olmalarının sebebi: hastalıklaını kabullenmek ve başa çıkacak yeteneği geliştirmekten aciz olmaları

Matrikçi simülasyoncu şizolarımızı
ciddiye almayın kendi hallerine bırakın
Anlatmayla olmaz
Akineton serequel falan çözmüyo dertlerini
Siz konuşup terapi yapmakla çözemezsiniz
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 21-12-2020, 19:29
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Evrimi anlamaya çalışmalı, Dünya'daki yaşama tümel bakmaya çalışmalısınız. Sadece insanlara odaklanarak bir yere varamazsınız. Diğer hayvanları, bitkileri de düşünmelisiniz. Dünya'da olup biten her şeyi düşünebilmelisiniz.
Bunu yapamıyor musunuz?
Yani şu an Çin'de 16 saat çalışıp hayatta kalmaya çalışan bir işçiyi, Amerika'da yavruları için gökte yiyecek arayan bir kartalı, Afrika'da yiyecek olmamak için çabalayan bir ceylanı, Türkiye'de yok olan ormanları ya da yaşanan kuraklığı düşünemiyorsanız; o zaman sadece kendinize odaklanın. Dediğim gibi bir yere varamazsınız ama buradan başlayın bari. Ne yapacaksınız? Nasıl hayatta kaldığınızı, neler yaptığınızı veya hayatta kalmak için neler yapmadığınızı düşünün. Yemek yemeye muhtaç olduğunuzu, su içmeden yaşayamıyacağınızı, sürekli gaz çıkarmak, sıçmak, işemek, geğirmek zorunda olduğunuzu düşünün. Sümüğünüzün aktığını, sivilcelerinizin çıktığını, yıkanmadığınızda koktuğunuzu, dişlerinizi fırçalamadığınızda ağzınızın leş gibi olduğunu düşünün.

Ormanda hayatta kalmaya çalışan bir şempanze olduğunuzu düşünün.
Bu arada evrimin işleyişini de öğrenirseniz/anlarsanız, çok yol almış olursunuz.

Tüm bu düşüncelerinizin, edindiğiniz bilgilerin sonucunda, esasında ormanda hayatta kalmaya çalışan bir şempanzeden farksız olduğunuzu anlayacaksınız ve bu gerçeği öğrenmek/anlamak sizi rahatlatacak. Çünkü gerçeğin farkında olmamak, hayat boyu sıkıntı çekmenize neden olur/olacaktır.

Bu salt gerçeğin/gerçekliğin farkına varırsanız, o zaman simülasyon/tanrı gibi g.tten uydurulmuş söylemleri ciddiye al(a)mazsınız.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 22-12-2020, 15:13
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

Esasen matrixçi şifofreniyle matrixe karşı şizofreni arasında bir fark yok. Ben burada herhangi birisini muhatap olarak yazmıyorum. Sistemin tümünü muhatap alıyorum. Kurulmuş olan bu simülatif sisteme karşı saygımı her ifade ettiğimde, kendisi hakkındaki gerçekleri şizofreniyle özdeşlemekte. Öte yandan sistem tümden şizofrenik tepkiler verdiğini kendinden ve benden saklamanın telaşındadır.

Bu simulatif sistem beni istemiyor, bunu anladım. Bu dünyayı sevmemem için, nefret etmem için ve bir an önce çekip gitmem için elinden geleni yapıyor. Ve bunu doğal bir sürece bağlamaya çalışıyor. Fakat bu tavırların hiç birisi doğal değil. Açıkça bunun için şartları zorluyor.

Evrime baktığımızda evrim elimizde patlıyor. Ara formları arıyorum, kendimden başka ara form bulamıyorum. Kitaplara baktığımda, değiştirilemez denen her Tanrı sözü bir başkası tarafından değiştiriliyor. Açıkça Tanrı rolünü ben oynasaydım herhalde bundan daha kötüsünü yapamazdım.

Bu sistemde ayak olması gerekenlerin baş olması, baş olması gerekenlerin ayak olması bana göre simülasyon olduğunu, ve dahası bu simülasyonun art niyetli olduğunu gösterir. Bir başkası -ya da sistem kendisi- bunu reddedebilir. Sistemin kendisini inkar düzeyine gelerek benimle uğraşıyor olması, benim açımdan matrixten başka bir anlam ifade etmiyor. Bir başkasına hiç bir şey ifade etmeyebilir.

Fazla bir şey istemiyorum. Sen, o, öteki, geriye kalanlar, hepiniz ve dışarıdaki herkes, bana objektif şekilde davransın bu bana yeter. Ama olmuyor. Sistem bana karşı tümden şizofrenik bir tavır takındığı halde, her şey elinde olduğu ve olaylara istediği gibi yön verebildiği için bunu yapıyor, ve aksini iddia ediyor.

Sisteme inanmadım. Ben bu dünyada kalıyorum. Değişmesi gereken sistemin kendisidir. Sistem gitmemi istiyorsa son 3 yılımı cennet gibi bir dünyada geçirmeme razı olmalı. Yoksa bu dünyanın başka bir dünyanın bir cehennemi olduğuna ikna olacağım. Bunu ispatlaması gereken sistemin kendisidir. Önce şu şizofrenik tavrını bir bıraksın görelim.

Sistemi, onu yaratanları ve onların yarattıklarını bir kez daha adil olmaya davet ediyorum. Tüm insanlar eşitse bana da eşit davranılsın. Tüm insanlar eşit değilse, o zaman şizofreniden gelen gücümü kullanarak bu dünyada ve sonrasında cennet gibi bir dünya talep ediyorum.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 22-12-2020, 16:29
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

LEVH´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Evrime baktığımızda evrim elimizde patlıyor. Ara formları arıyorum, kendimden başka ara form bulamıyorum.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:21 .