Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dinlerden Özgürlük > Özgür Düşünce Platformu > Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum?

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 29-12-2010, 00:43
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.623
Standart Deist_tr'nin Öyküsü

Merhaba arkadaşlar.
Nasıl deist olduğumun hikayesi şöyle;
Daha aklımın ermeye başladığı yaşlarda Tanrıyı reddetim. Ailem oruç tutar, sık olmasa da namazını kılardı ama dindar değillerdi. Ben aileme çok soru sorardım, "bu niye öldü", "bu niye fakir", "bu niye sakat", "bu niye deli", "bu niye böyle, şöyle olsa daha iyi olmaz mı?" diye. Bana Tanrının her şeye kadir olduğu anlatılmıştı oysaki. Ama bir çok adaletsizlik, haksızlık, zalimlik vardı ve Tanrı kılını kıpırdatmıyordu.

Gecekondu mahallesinde büyüdüm, bu yüzden yaşamdaki bir çok olumsuzluğu aldığım nefes kadar somut yaşadım. Yoksulluktan doktora gidemediği için doğumda ölen insanlar, sakat doğumlar, küçük yaşta dedesi yaşında azgın tekelerle evlendirlip intihar eden kız çocukları, yoksuluktan okula gidemeyen çocuklar, yobazlıktan okula gönderilmeyen çocuklar, okuldan alıp evlendirilen bir daha okula gelmeyen çocuklar, kavgalar küfürler, kan davaları, bitmek tükenmek bilmeyen olumsuzluklar, umutsuzluklar. İstanbulun orta yerinde bunlar yaşanıyorken Anadolunun şehirlerinde, köylerinde kimbilir neler yaşanıyordu. Benden daha kadersiz insanlar olduğunu bildiğim için kendimi şanslı sayarım.

Daha 12 yaşımdaydım, Bir arkadaşımın abisinden edindiğim Kapital (Karl Marx) ciltlerini okumaya başladım. Emeğin ve kapitalin çatışmasını büyüklerime sordum, anlattılar, daha çok okudum, daha çok sordum, daha çoğunu anlattılar. Anlamaya başlamıştım, "bütün kötülüklerin anasını" görmeye başlıyordum, kullandığı aygıtları tanımaya başlıyordum. Birileri daha iyi şartlarda yaşamak için diğerlerinin hakkını sistemli bir şeklide gasp ediyordu, kapitalizmdi bu. Daha çok okudum, okudukça anladım, anladıkça seçici olmayı öğrendim, seçerek okumaya devam ettim. Dinin kapitalizmin en önemli enstrümanı olduğunu, insanları uyuşturmak, manipüle etmek, sindirmek için kullandığını savunuyordu büyük düşünürler. "Nasıl olur ?" dedim.

Kuran'ı okumaya başladım. İlk düşündüğüm bir anı kitabı olduğuydu. Geçmişteki efsanelerin alıntıları, Peygamberin yaşam kesitinden bazı olaylar, hatta "özel kalması gereken" bazı olaylar, ahiret günü, cennet ve cehennem vaatleri vardı. "ilahi ne var bunda ?" dedim. Allah "inanmayanların gözüne biz perde indirdik" derken sanırım beni kastediyordu. Mesajı aldım.

Geçmişteki efsaneleri daha iyi açıklayabilir diye düşünerek Tavratı okudum. "Öeeh" dedim. İncili okudum derken, daha fazla bunlarla vakit kabetmeme kararı alıp (ara ara dur bakalım bu ne yumurtlamış diyebileceğim kişileri, kitapları okudum tabiiki.) din konusunu kapattım.

Bu arada lise çağında 1980 darbesi oldu, bir çok kitap toplatıldı, yakıldı, insanlar korkudan kitap yazmaz, çevirmez oldu. Bilen bilir o dönemi.

Bulduğum kitapları okuyarak yıllar geçti, bugünlere geldik, internet diye bir şey icat oldu. Geçmişin acısını çıkarırcasına saatlerimi kaynak arayarak ve okuyarak geçirdim.

Ufkum gecekondu mahallesinden şehre, oradan ülkeye, oradan dünyaya genişledi. Tüm insanlığın dramını tarafsız kaynaklardan inceleme şansı buldum. Doğayı daha iyi tanıdım. İnsanlar içinde eşitlik yoktu, kadın ile erkek arasında eşitlik yoktu, canlı varlıklar arasında eşitlik yoktu, doğada eşitlik hiç yoktu. Tanrı hala kılını kıpırdatmıyordu.

Bütün dinler Tanrıyı adil, şefkatli, her şeyi bilen, her şeye muktedir, kusursuz bir varlık olarak tanımlıyordu. Ama dinler, ayrı ayrı incelendiğinde kitap olarak indiği, korunduğu şaibeli idi. Kutsal kitaplardaki efsanelerin kaynağı M.Ö 15000'de yazılmış Orhun yazıtlarıydı. Bakire anadan doğuş, ölüş, 3 gün sonra diriliş, yaratılış, cennet cehennem kavramları tüm kutsal kitaplardan önce en az 7 kez tekrarlanmış mitolojilerdi. Her şeyden önce bu kitaplar ve öğretiler "kusursuz bir Tanrının" elinden çıkmayacak denli kusurluydular. Dogmatiklerdi, ya inanırdın, ya da inanmazdın. İnanıyorsan uğrunda insan öldürmeye varan ağır yükümlülükleri üzerine alıyordun.

İnternette benim gibi düşünenleri buldum. Okudum, çoğunlukla hak verdim.
Evrim teorisini okudum, doğal seçilimi anladım. Richard Dawkins'in bir kitabına adını verdiği "The Root of All Evil" kötülüğün kökeni doğanın bizzat kendisiydi. Doğa, güçlü olana prim verecek şekilde bir kurguya sahipti. Rekabet doğanın karakterinde vardı. Güçlü olan, güçsüz olandan bir adım önde olmak zorundaydı. Akıllı varlık olarak insan, rakipleri olan diğer insanlardan ve doğadan bir adım önde olmak için yöntemler geliştirdi. Tiranlar, dinleri çağlar boyunca insanlar üzerinde dizginleme, yönlendirme aracı olarak kullandı. Fetva kurumları da besin zincirinin en üstünde kalmak için buna aracı oldu. Bu durum hala sürmektedir.

Dinlerin anlattığı Tanrı, benin algıladığım Tanrı ile aynı varlık değldi. Dinler çelişkiler içindeydi, efsaneleri birbirlerinden değiştirerek aşırmışlar, öncekini reddederek veya tahrif olduğunu iddia ederek kendi meşruiyetini öne sürmüşlerdi, yüzyıllarca bilimin önünü kesmeye çalışmışlardı, bilimin alın terini kendi amaçları için beceriksizce kullanmaya, türlü ayetlerde meşruiyet kanıtı olarak göstermeye çalıştılar, ayetlere karşı olan buluşları da körü körüne reddettiler.
Onları kendi haline bıraktım.

Entellektüel okuma yazma oranı yüksek olan ülkelerde bağnazlığın gerilediği, düşük olan ülkelerde de dramatik bir şekilde ilerlediği istatistiksel bir gerçektir. Cahil insan kolay kandırılır.

Ben nasıl deist oldum surusunun cevabı ile yazımı bitireyim. Tanrıyı insanlığın tarihsel geçmişinde hep gördüm. Özellikle sümer gibi geçmiş ileri medeniyetlerde (Gök Tanrı) derin saygıyla Tanrıdan bahsedilir. Tanrı kavramı bende bu derin saygıdan oluştu. Agnostik arkadaşlarla tartışırken "kanıtın nedir ?" diye sorarlar, net bir kanıtım yok, kendimce hissettiğim algıların oluşturduğu bir inançtır, farkındalıktır.

Tanrıyı çok bilgili, çok iyi niyetli, hoşgörülü, bilge bir bilim adamı olarak algıladım. Ondan hiç korkmadım çünkü korkacak bir şey yapmadım, onu çok sevdim, hayran oldum. Dinleri hiç bir zaman onun yüceliğine yakıştıramadım hatta küfür eden asıl dinlerdir diye düşündüm. Hiç dua etmedim, sadece teşekkür ettim. Yaşamımda fiziksel ve manevi tadları tattım, doydum. Eğer bir cenneti varsa onun yanında oturup ona hizmet etmeyi dilerdim.

Saygılar.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 19-01-2011, 19:54
hercümerç - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
hercümerç hercümerç isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 Aug 2010
Mesajlar: 147
Standart

Yaşantınızı çok güzel betimlemişsiniz tebrik ederim.

Ben aileme çok soru sorardım, "bu niye öldü", "bu niye fakir", "bu niye sakat", "bu niye deli", "bu niye böyle, şöyle olsa daha iyi olmaz mı?" diye. Bana Tanrının her şeye kadir olduğu anlatılmıştı oysaki. Ama bir çok adaletsizlik, haksızlık, zalimlik vardı ve Tanrı kılını kıpırdatmıyordu.
Doğayı daha iyi tanıdım. İnsanlar içinde eşitlik yoktu, kadın ile erkek arasında eşitlik yoktu, canlı varlıklar arasında eşitlik yoktu, doğada eşitlik hiç yoktu. Tanrı hala kılını kıpırdatmıyordu.
Tanrıyı çok bilgili, çok iyi niyetli, hoşgörülü, bilge bir bilim adamı olarak algıladım. Ondan hiç korkmadım çünkü korkacak bir şey yapmadım, onu çok sevdim, hayran oldum. Dinleri hiç bir zaman onun yüceliğine yakıştıramadım hatta küfür eden asıl dinlerdir diye düşündüm. Hiç dua etmedim, sadece teşekkür ettim. Yaşamımda fiziksel ve manevi tadları tattım, doydum. Eğer bir cenneti varsa onun yanında oturup ona hizmet etmeyi dilerdim.
Yukarıda bahsettiğiniz haksızlıkları, nasıl haklılığa erdirip Tanrıyı çok iyi bir varlık olarak algılayabildiniz merak ettim?
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 19-01-2011, 20:05
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger Deist tr;

Cok guzel bir gozlemin ve bu gozlemi dile getirisin var. Umarim, bu sorularin ve sorgulamalarin her konuda ve gozlem temelinde araliksiz olarak devam eder.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 21-01-2011, 20:47
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.623
Standart

hercümerç´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yukarıda bahsettiğiniz haksızlıkları, nasıl haklılığa erdirip Tanrıyı çok iyi bir varlık olarak algılayabildiniz merak ettim?
Sevgili @hercümerç, yorumunuz için teşekkür ederim.

Bunun basit bir cevabı yok, en azından bende yok. Kendimce bir çıkarımım var :
Var oldum, yaşadım, nefes aldım, bir çok bedeni zevki tattım, aşık oldum, aşık olduğum ve bana aşık olan kişi ile evlendim, hala ona aşığım, o da bana aşık, çok değerli dostlarım oldu, birçok insana hayalet gibi yardım ettim, birçok genci yetiştirdim, onlar beni çok sevdi, bana bakarken gözlerinin içi parladı, ben onları çok sevdim, onlarla gurur duydum.

Birçok kitap okudum, her kitap bir insan bana göre, bir çok insan olarak yaşadım bu anlamda, birçok farklı insanın duygularını tatmış oldum. Mesleğim gereği hep bilimin içindeydim, her öğrendiğim şey beni çok mutlu etti, adeta yeniden yarattı.

Bunları tatmama, yaşamama bir yaratıcının sebep olduğunu düşünerek ona minnettar, müteşekkir oldum. Böyle bir yaratıcının iyi niyetli, hoşgörülü olması gerek diye düşündüm.

Bence Tanrı, evreni, evrimi, evrimdeki kurguyu, içindeki varlıkları eninde sonunda akıllı varlıklar olma imkanına kavuşturan bir mekanizma olarak yarattı.

Tanrının evrimden, evrimin türlerinden, akıllı türlerden ne beklediği şimdilik bilinmez ama evrimin tüm evrende olduğunu varsayarsak sayısız akıllı tür evrimleşmiştir, evrimleşmektedir.

Evrimin kurgusu içindeki doğal seçilim acımasız görünüyor, ancak ürünleri olan türler giderek mükemmelleşiyorlar. En önemli kanıtı insan.

Dünyadaki evrimde evrimleşen türler, neslin tükenmesi, güçlünün zayıfı yemesi, varlıkların hastalanması, yaşlanması, bir ömrü olması tekamül eden bir tür için veya tüm türler için ödenen bedeldir, ağır bir bedeldir, ama kurgu böyledir.

Bence bizim de rolümüz tekamül her ne zaman sona erecekse o zamana kadar organik varlığımızla sistemden beslenmek, düşünsel varlığımızla toplam aklı beslemek, ölünce sistemi beslemek şeklindedir.

Acımasız gibi görünen evrim, aslında genlerimizde kodlanan acı hissinin bizdeki yansımasıdır. Varlıklarda acı hissi olmasaydı, tehlikelerden kendini korumaz, zararlı eylemlerden kaçınmaz, yaşamını sürdürmek için çaba sarfetmezlerdi.

Benim inandığım Tanrı, bize müdahale etmiyor. Böyle düşündüğüm için onu suçlamıyorum, acımasız bulmuyorum. Hiç yaşamamış olma ihtimalini de göz önünde bulundurarak yaşadıklarım için minnet duyuyorum. Bana bu hediyeyi vermiş olduğu için iyi niyetli, bilgili bir Tanrı olduğunu düşünüyorum.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 21-01-2011, 20:55
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.623
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Cok guzel bir gozlemin ve bu gozlemi dile getirisin var. Umarim, bu sorularin ve sorgulamalarin her konuda ve gozlem temelinde araliksiz olarak devam eder.
Sevgili @evrensel-insan yorumunuz için çok teşekkür ederim.

Tıpkı eski bilgeler gibi, birikimlerimizi genç kuşaklara aktarmamız gerekir. Kalan ömrümü sizin de belirtmiş olduğunuz gibi gözlemleyerek, sorgulayarak, pozitif düşüncelerle, yapıcı eylemlerle geçireceğim. Şüpheniz olmasın.

Sevgilerimle.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 09-10-2012, 19:41
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.496
Standart

Paylaşımınız için teşekkürler
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 10-10-2012, 00:57
sefaqwzx sefaqwzx isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2012
Mesajlar: 177
Standart

Sayın Deist tr
Nasıl Deist olduğunuzu okurken ilk anladığımı, ilk algıladığımı size yazmak istedim.
Kendini, kendinden daha büyük bir çevre içinde konumlandırmaya başladığı andan itibaren insan denen "muzip sorucu"nun ilk amaçladığı şeyin barışçıl, üretken, dürüst ve gönüllü sosyalleşmek ve bölüşmek olduğunun sayısız örneğinden birisiniz.
Doğmaları olmayınca kinleri, nakilleri olmayınca sorgusuz sualsiz yaşanası şekilleri de olmuyor insanın.
Bunun için olmalı ki karşılık ummak kurnazlığına sapmıyorlar her ne ise doğal, olağan, olagelen oluyor onlara insan durumları. Metreli, cetvelli basmakalıplı yaklaşamıyorlar asla sosyal oluşa.
Bana ne'ci değil ilgisiz durmaları, saygı aslında. Öz niteliklerine çevrenin, karışmak yargılamak benim hakkım olmamalı bakışındalarken sorumluluk almaya, inisiyatif kullanmaya da hazırlar.
Geneli öyle mi ama, geleneği, nakledileni öyle mi ki?

"Bence Tanrı, evreni, evrimi, evrimdeki kurguyu, içindeki varlıkları eninde sonunda akıllı varlıklar olma imkanına kavuşturan bir mekanizma olarak yarattı." demişsiniz. Ben de paylaşayım.
Bilge hiç bir dine ötekini horlama kindarlığı vermiş olamaz, işte bu nedenle din yaratmış olamaz.
Nerelisinle başlayan,sanki bizden olmayan varmış gibi, "bizden mi, değil mi?" nin şapşallığına düşenlere içimden hep "Eğitilmemeniz için her şeyi yaptılar, ama siz de kılınızı bile kıpırdatmaya istekli değildiniz" dediklerimi andım, okurken yazdıklarınızı.
Yazıklarınızın arasında beni en çok ortalamaya yaklaştıran bir şey de doğa. Kurdu kuşu ağacı, dağı ovası yağmuru güneşi ve besin zinciri. Gençleştirme isteği yaşamı sürekli. Dinamizmi. Zerafeti ayrıca, güzelliği. Olsa olsa Tanrının dini işte bu; tüm içindekilerle birlikte evren kitabı olmalıydı. "Bilge" öyle çok katalizörlük edesi değil. Hızmet de istemiyor, birilerinin taşeronu olmak da.Bilge erdem yasalarıyla ilgili, husumetle değil.
On söz sanırım o bilge de onu bulmaya dileyip, inanmak isteyenlerin; ona inananların aklına inanıyor olmalı...
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 10-10-2012, 02:18
guide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
guide guide isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 14 Sep 2012
Bulunduğu yer: Uzak
Mesajlar: 246
Standart

Sayın Deist_tr,

Hikayenizi bir solukta, keyifle okudum. İçinde bulunduğum karmaşayı çözmek için buradayım, buralarda yeniyim Sorgulamaya başladığımda kendimi sizlerin arasında buldum, merak ettiklerimi öğrenirim derken hiçbir şey bilmediğimi farkettim. Bir çok kavramın (deist-ateist-teist-agnostik...) ne anlama geldiğini cümle içinde kullanamayanlardandım.

Deist_tr´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Benim inandığım Tanrı, bize müdahale etmiyor. Böyle düşündüğüm için onu suçlamıyorum, acımasız bulmuyorum. Hiç yaşamamış olma ihtimalini de göz önünde bulundurarak yaşadıklarım için minnet duyuyorum. Bana bu hediyeyi vermiş olduğu için iyi niyetli, bilgili bir Tanrı olduğunu düşünüyorum.
Deist_tr´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tanrıyı çok bilgili, çok iyi niyetli, hoşgörülü, bilge bir bilim adamı olarak algıladım. Ondan hiç korkmadım çünkü korkacak bir şey yapmadım, onu çok sevdim, hayran oldum. Dinleri hiç bir zaman onun yüceliğine yakıştıramadım hatta küfür eden asıl dinlerdir diye düşündüm. Hiç dua etmedim, sadece teşekkür ettim. Yaşamımda fiziksel ve manevi tadları tattım, doydum. Eğer bir cenneti varsa onun yanında oturup ona hizmet etmeyi dilerdim.

Tanrı yok diyemiyorum ben de iyi niyetli bir baba/dedeymiş gibi imgeliyorum onu zihnimde.Gerçekliğin artık zihnimde,hayal gücümde olduğunu düşünüyorum. Dinlere inandığımı sandığım zamanlarda çok dua ederdim, hiçbiri zamanında olmasa da, sonunda her şey 'güzel' olurdu,sonra teşekkür ederdim. Ama bu dinleri yazanın Tanrı olduğunu hiç düşünmedim, öyle olsaydı tek doğru bir kitap olurdu derdim. Şimdi hiçbirinin doğruluğundan emin değilim. Çok açık ki, bu süreçten bir an önce kurtulmak istiyorum.. Din ve Tanrı ile ilgili bir çok tabum yıkıldı, daha çok okudukça daha çok öğreneceğim daha çok yıkılacak, hiç şüphem yok. Gerçeği görebilmek için öncelikle merak etmem gerekiyormuş, daha çok okumak daha çok araştırmak.. Anlaşılan sizden de çok şey öğreneceğim. Teşekkür ederim paylaşımınız için. Okuduğum ilk ''deist öyküsü'' sahibisiniz.

Sevgiler,
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 10-10-2012, 06:50
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.623
Standart

Sevgili sefaqwzx, guide değerli yorumlarınız ve katkılarınız için çok teşekkür ederim.

Ben "Deist'im" diye düşünüyordum, daha sonra başka Teist, Deist, Agnostik, Ateist arkadaşlarla tartıştığımızda (özellikle Deist arkadaşlar) "Hayır ! Sen Ateist'sin" dediler. Bu tecrübelerime dayanarak benim Deizm anlayışımın çoğu Deist'inkinden farklı olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşlardan gelen yoğun istek üzerine forumlardaki görüş kısmımı "Deist"'ken "Şüpheci dinsiz" olarak değiştirmek zorunda kaldım.

Benim Deizm anlayışıma göre :
- Deizm dogmalar içermemelidir.
- Deizm mistik, metafizik ögeler içermemelidir.
- Deizm görüşü bilimsel çizgiler içinde olmalıdır.
- Tanrı, bir varsayımdır, olasılıktır ve bence kuvvetli bir olasılıktır.
- Deist kişi Tanrı kurgularını "bilimsel olabilirliği mümkün olan" varsayımlar üzerine oluşturmalıdır.

İlerleyen günlerde yeni başlıklar altında bu konuları daha ayrıntılı tartışma fırsatımız olacak. Değerli katkılarınızı bekliyor olacağım.

Sevgiler

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 10-10-2012, 22:36
OQONIL OQONIL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 26 Jan 2009
Mesajlar: 11
Standart

Normal üreme tekniklerine yasaları dolanmak için verilen adlar gibi sizinki de bir hoş isim olmuş. (Şüpheci Dinsiz)
Kestirmeden ben oyum deseniz de sizde kurtulsanız sizin gibilerden bizde.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
3.yolun oykusu 3.yol Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum? 9 30-04-2010 20:18
sargon'un öyküsü sargon Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum? 18 21-03-2010 18:14
İlk İnsanın Öyküsü NedimYilmaz Evrim 30 18-02-2010 05:08
AhbAp'ın Öyküsü AhbAp Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum? 15 17-02-2010 19:33
ugorur'un Öyküsü ugorur Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum? 4 05-01-2010 12:53

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:18 .