Soru 19: "Size Cehennem'in, Cum'a günleri hariç, haftanın her günü parlatıldığını, ve parlatılırken yer yüzünün ışındığını, ve bu nedenle bu günlerde güneşin zevâl'de bulunduğu zamanlar namaz'ı tehir etmek gerektiğini söyleseler inanır mısınız? Yine bunun gibi, sıcak ve soğuk mevsimlerin oluşmasının Cehennem'in kaynaması ile ilgili olduğuna inanır mısınız?"
Eğer bu sorulara "Evet, bunlara inanıyorum" diyerek yanıt verecek olursanız, siz iyi bir müslüman olarak doğruca Cennete gideceksinizdir. Yok eğer: "Hayır bütün bunlar aklı dışlayan, müspet ilimle uyuşmayan şeylerdir" diyecek olursanız, müslümanlık sınavından sıfır alırsınız. Çünkü Muhammed, bütün bunları, Tanrı'dan geldiğini söylediği buyruklara dayatmıştır.
Örneğin Cehennem'in Cuma günleri parlatılmadığını, bunun dışında her gün, güneş zevâl vaktinde (en yüksek noktasında) iken, parlatıldığını söylemiştir. Güyâ Tanrı, her Cum'a günü altıyüz bin kişiyi Cehennem ateşinden azad etmektedir [Bkz. İmam Gazâlî, Kimyâ-yi Saâdet, Bedir Yayınevi, İstanbul 1979, sh 107)
Cehennemin kaynamasının ve bu nedenle Tanrı'ya: "Ben kendi kendimi yiyorum" diye yakınmasının, ve yeryüzünde sıcak / soğuk mevsimlerin bu yüzden oluşmasının hikâyesine gelince! Muhammed'in söylemesi şöyle:
"Sıcak şiddetlendiği vakitte salât (-i Zühru) (namaz kılmayı) serinliğe bırakınız. Zirâ sıcağın şiddeti Cehennem'in kaynamasındandır. Nar (-i Cehennem) Rabbine (şikâyette bulundu, ve): -'Yâ Rab, beni ben yiyorum. (izin ver)'- dedi. Allâhu Teâlâ da iki def'a nefes almasına izin verdi. Nefesin biri kışın, diğeri yazın. En çok ma'rûz olduğumuz sıcak ile sizi en ziyâde üşüten zemherir (işte budur)" [Buharî'nin Ebû Hüreyre'den rivâyeti için, Diyânet yayınlarından bkz. Sahih-i Buharî Muhtasarı ... cilt 2, sh. 476 H. 321]
Görülüyor ki Muhammed, mevsimlerin oluşumunu, Cehennem'in kaynaması ile açıklığa vurmuştur. Güyâ Cehennem şiddetli bir şekilde kaynadığı zamanlar sıcak mevsim olur. Fakat böyle zamanlarda Cehennem kendisini nefes alamayacak kadar sıkıntıda hisseder; kendi kendisini yiyerek eritiyormuş gibi olur ve bu nedenle Tanrı'dan, nefes almak için izin ister. Tanrı da ona iki kez nefes alması için izin verir. Bu izin sayesinde Cehennem iki kez nefes alır; ve işte nefes aldığı zaman yeryüzünde soğuk mevsim başlar!
Hemen ekleyelim ki, başta Diyânet olmak üzere din adamlarımız, bu yukarıdakine benzer şeyleri "ilim" diye insanlarımıza belletmektedirler. Her ne kadar Cehennem'in kaynamasıyla yeryüzünde sıcak mevsimlerin oluşunun, ya da Cehennem'in Tanrı'ya şikâyette bulunup nefes almak istemesinin "kinâye ve mecâz" kabilinden şeyler olabileceğini kabul etmekle beraber, bunların gerçek olmasının da akla aykırı düşmediğini bildirirler. Örneğin Diyânet'in açıklaması şöyle:
"Yeryüzünde şiddet-i harâretin Cehennem'in kaynamasından olması kinâye ve mecaz kabilinden olduğu gibi nâr'ın şikâyetine nefes alması da mecâzîdir. Maahâza bunların hakikat olmasına da hiçbir mânî-i akıl yoktur".
Bunu söylerlerken kendilerine Kur'ân'ın İsrâ sûresi'nin 44.âyetini destek edinirler, ki bu âyet'e göre güyâ canlı ve cansız her şey Tanrı'yı övgü ile yüceltir ve Tanrı onlarin dediklerini işitir [Bkz. Diyânet yayınlarından: Sahih-i Buharî Muhtasarı..., Cilt 2, sh. 477-8]
İlhan Arsel, Müslümanlık Sınavı
Tanrı Kavramı İle İlgili Bazı Sorular