''Yasakçılık çözüm değil'' deniyor. Elbette ki yalnız başına çözüm olamaz bu. Trafik yasakları trafik sorunu için yalnız başına çözüm oluyor mu? Ama gelin, trafik yasaklarını kaldırın, olur mu? Laiklik konusundaki sorunların çözümü için de, ''yasaklar''lar yanında, buna yönelik sağlıklı, çağdaş eğitim gerekir. ''Laikliğe aykırılıklar''a ilişkin yasakları kaldırmak olamaz, doğru olmaz. İslamın yaygın olduğu bir ülkede hiç doğru olmaz bu. İslam, yalnız ''inanç''değildir, ''eylem''dir de. Yaşamın her dalına kollarını uzatmış bir eylem. ''Laikliğe aykırılıklar''a ilişkin ''yasak''ları, kaldırmak şöyle dursun; Anayasaya göre önerilemez bile. Hukuku bir parçacık bilen, bunu da bilir. Bunun için ''demokrasi'' de gerekçe olarak ileri sürülemez. Demokrasi için ''demokrasiye aykırılıklar'' serbest bırakılamaz.
İslam şeriatının kendisi ''demokrasi''ye terstir. Ne demokrasi dinler, ne özgürlük. Bunlardan vazgeçmedikçe -ki buna kimsenin gücü yetmez- şeriatçılara buyurun kendi partinizi , şeriat partinizi kurun kurun! denemez. ''Demokrasinin Batı'daki ölçüsüyle benimsenmesi''nin gereği bu değildir. Camilerdeki cemaatin özgürce partilerini kurmaları ve meydanlarda mitinglerini yapmaları, Batı'daki ölçüleriyle ''demokrasi'' adına istenemez.
Şeriat yolundaki oluşumlar ''terör'' yolundaki oluşumlardır. Batı demokrasisinde terör serbest değildir, terör partisi yoktur. Basında,''Tahran Radyo'sunun tahrik ettiği'' ve ''Şeriat kansız gelmez'' dediği haberi verildi. Terörün kaynağı, Humeyni'nin kafası değildir yanlızca. Onun ''fetva''sı da değildir. ''Şeriat''tır. Humeyni'yi tek ölçü almak yanlıştır. İşte ''kara ses'' Cemaleddin, şeriata dayanıyor. Kitabından dolayı İlhan Arsel için ''öldürün!'' diye haykırırken şeriat terörünü yansıtmıştır.
Turan Dursun, Din Bu 1, Sayfa 107-108